İkametgah adresi Türkiye'de olan kişinin gayrimenkul sermaye iradından kaynaklanan iade alacağı hk.

Özelge: İkametgah adresi Türkiye'de olan kişinin
gayrimenkul sermaye iradından kaynaklanan iade alacağı
hk.
Sayı: 
84098128-120-764
Tarih: 
14/08/2012
 
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İZMİR VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü
 
   
Sayı : 84098128-120-764 14/08/2012
Konu : İkametgah adresi Türkiye'de olan kişinin  
gayrimenkul sermaye iradından kaynaklanan iade
alacağı
 
            İlgide kayıtlı özelge talep formu ve ekli dilekçede; Türk ve Fransız vatandaşı olarak çifte
vatandaş statüsünde olduğunuzu, bir takvim yılı içinde Türkiye'de devamlı olarak altı aydan fazla
kalmadığınızı, ikametgah adresinizin ... /İZMİR olduğunu belirterek, Türkiye'de bulunan işyerinizi
kiraya vermeniz nedeniyle doğan iade alacağınız açısından dar mükellef kapsamında değerlendirilip
değerlendirilmeyeceğiniz hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.
            193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 3'üncü ve 4'üncü maddelerinde tam mükellefiyet, 6'ncı
maddesinde ise dar mükellefiyet esası düzenlenmiş olup, 3'üncü maddesinde, Türkiye'de yerleşmiş
olan gerçek kişilerin Türkiye içinde ve dışında elde ettikleri kazanç ve iratların tamamı üzerinden
vergilendirilecekleri hüküm altına alınmış, 4'üncü maddesinde de;
            "Aşağıda yazılı kimseler Türkiye'de yerleşmiş sayılır.
            1. İkametgahı Türkiye'de bulunanlar (İkametgah, Kanunu Medeninin 19'uncu ve müteakip
maddelerinde yazılı olan yerlerdir);
            2. Bir takvim yılı içinde Türkiye'de devamlı olarak altı aydan fazla oturanlar (Geçici
ayrılmalar Türkiye'de oturma süresini kesmez.)"
            6'ncı maddesinde ise;
            " Türkiye'de yerleşmiş olmayan gerçek kişiler sadece Türkiye'de elde ettikleri kazanç ve
iratlar üzerinden vergilendirilirler."  hükümlerine yer verilmiştir.
            Gelir Vergisi Kanunu'nda "Türkiye'de yerleşme" ikametgah ve oturma süresi olarak iki ayrı
esasa göre belirlenmiştir.
             İkametgah esasında yerleşmenin tespitinde; ikametgahı Türkiye'de bulunanlar yerleşmiş
sayıldığından  bunların  tam  mükellefiyete  tabi  olmaları  yönünden  başkaca  hiçbir  şart
aranmayacaktır. Anılan maddenin parantez içi hükmünde ise, ikametgahın Türk Medeni Kanunu
hükümlerine göre tespit edileceği belirtilmiştir.
            4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 19'uncu maddesinde; "Yerleşim yeri bir kimsenin
sürekli kalma niyetiyle oturduğu yerdir. Bir kimsenin aynı zamanda birden çok yerleşim yeri
olamaz." hükmü yer almaktadır.
             Oturma süresi esasında yerleşmenin tespitinde ise; Türkiye'de bir takvim yılı içinde 6 aydanfazla oturanlar Türkiye'de yerleşmiş sayılır. Anılan Kanunun "Yerleşme sayılmayan haller" başlıklı
5'inci maddesinde yazılı yabancılar hariç olmak üzere bir kimsenin   ikametgahının, Türkiye dışında
olduğu kesinlikle belli olsa bile, bir takvim yılı içinde Türkiye'de altı aydan fazla oturması, tam
mükellefiyet esasında vergilendirilmesi için yeterlidir.
            Konu ile ilgili olarak Konak Vergi Dairesi Müdürlüğü ile yapılan yazışma sonucu anılan
Müdürlükten alınan yazıdan, yılın bir kısmını yurt dışında bir kısmını da yurt içinde geçirdiğinizi
belirtmeniz üzerine, ... /İZMİR adresi mahalle muhtarlığına yoklama çıkarıldığı ve 09.08.2006
tarihinden bu yana söz konusu adreste oturduğunuzun tespit edildiği anlaşılmıştır.
            Öte yandan, Gelir Vergisi Kanunu'nun "Vergi Tevkifatının Mahsubu" başlıklı 121'inci
maddesinde; Yıllık beyannamede gösterilen gelire dahil kazanç ve iratlardan bu kanuna göre
kesilmiş bulunan vergilerin, beyanname üzerinden hesaplanan Gelir Vergisinden mahsup edileceği,
mahsubu yapılan miktarın gelir vergisinden fazla olması halinde aradaki farkın vergi dairesince
mükellefe bildirileceği ve mükellefin tebliğ tarihinden itibaren bir yıl içinde müracaatı üzerine
kendisine red ve iade olunacağı belirtilmiştir.
            Konuya ilişkin olarak yayımlanan 252 seri no.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinin "1.3.2.
Nakden İade" başlıklı bölümünde;
            "Nakden iade taleplerinin dilekçe ile yapılması şarttır. Tevkif yoluyla kesilen vergilere ilişkin
nakden iade edilecek tutarın 10 milyar lirayı geçmemesi halinde iade talebi, yıl içinde yapılan
tevkifatlara ilişkin tablo ile birlikte;
            - Ücret ve gayrimenkul sermaye iradına ilişkin olması halinde ücretlere ilişkin olarak işveren
tarafından verilen ve kesintinin yapıldığını gösteren yazının, gayrimenkul sermaye iradına ilişkin
olarak kira kontratının,
            ... ...
            ilgili kurumca onaylanan bir örneğinin dilekçeye eklenmesi koşuluyla inceleme raporu ve
teminat aranmaksızın yerine getirilir.
            Nakden yapılacak iade taleplerinin 10 milyar lirayı aşması halinde, 10 milyar lirayı aşan
kısım Vergi Usul Kanununa göre vergi inceleme yetkisi bulunanlarca yapılacak inceleme sonucunda
düzenlenecek vergi inceleme raporuna göre iade edilir. 10 milyar liraya kadar olan kısım ise,
dilekçe ekinde yukarıda belirtilen belgelerin yer alması koşuluyla teminat aranmaksızın ve inceleme
raporu beklenmeksizin iade edilir. " denilmektedir.
            Buna göre; ikametgahınız Türkiye'de olduğu için Türkiye mukimi sayılmanız ve tam mükellef
olarak tüm dünya kazançlarınız dolayısıyla Türkiye'de vergilendirilmeniz gerekmekte olup, işyeri
kira geliriniz üzerinden tevkif yoluyla kesilen vergilerin yıllık beyanname üzerinden hesaplanan
gelir vergisinden mahsubu sonucu kalan kısmının nakden iadesinde 252 seri no.lu Gelir Vergisi
Genel Tebliğinin "Nakden İade" başlıklı bölümünde yer alan açıklamalar uyarınca mükellefiyet
kaydınızın bulunduğu vergi dairesine müracaat etmeniz halinde iade talebinizin yerine getirilmesi
mümkün bulunmaktadır.
            Bilgi edinilmesini rica ederim.
   
 
(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise
bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiillerinizdolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi
için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.