İkinci ticari taksi sahibinin basit usul mükellefi olmaya devam edip edemeceği

İkinci ticari taksi sahibinin basit usul mükellefi olmaya
devam edip edemeceği
Sayı:
B.07.1.GİB.4.06.16.01-120[46-15/9]-1979
Tarih:
17/11/2015
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü
Sayı : 38418978-120[46-15/9]-1979 17/11/2015
Konu : İkinci ticari taksi sahibinin basit usul
mükellefi olmaya devam edip
edemeceği
İlgide kayıtlı özelge talep formunda, ticari taksi işletmesinden dolayı basit usulde gelir
vergisi mükellefi olduğunuz ve ikinci bir ticari taksi aldığınız belirtilerek, mükellefiyetinizin basit
usul olarak devam edip etmeyeceği hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 37 nci maddesinin birinci fıkrasında; her türlü ticari ve
sınai faaliyetlerden doğan kazançların ticari kazanç olduğu belirtilmiş olup aynı maddenin dördüncü
fıkrasında; "Ticari kazanç, Vergi Usul Kanunu hükümlerine ve bu kanunda yazılı gerçek (bilanço
veya işletme hesabı esası) veya basit usullere göre tespit edilir." hükmüne yer verilmiştir.
Aynı Kanunun 46 ncı maddesinde; "47 ve 48 inci maddelerde yazılı şartları topluca haiz
olanların ticari kazançları basit usulde tespit olunur.
...
Basit usule tabi olmanın şartlarından herhangi birini takvim yılı içinde kaybedenler, ertesi
takvim yılı başından itibaren gerçek usulde vergilendirilirler. Basit usulün şartlarını haiz
olanlardan, bu usulden yararlanmak istemediklerini yazı ile bildirenler dilekçelerinde belirttikleri
tarihten veya izleyen takvim yılı başından, yeni işe başlayanlar ise işe başlama tarihinden itibaren
gerçek usulde vergilendirilirler. Gerçek usulde vergilendirilen mükelleflerden, 47 nci maddede
yazılı şartları taşıyanlardan arka arkaya iki hesap döneminin iş hacmi 48 inci maddede yazılı
hadlerden düşük olanlar, yazılı talepleri üzerine bu şartın gerçekleşmesini takip eden takvim
yılından başlayarak basit usule geçebilirler. İşin eş ve çocuklara devri halinde iş hacminin
hesabında devirden önceki süreler de dikkate alınır. Sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı
belge düzenledikleri tespit edilenler hiçbir suretle basit usulde vergilendirilmezler." hükmüne yer
verilmiştir.
Aynı Kanunun 47 nci maddesinde basit usule tabi olmanın genel şartları sayılarak, maddenin
birinci fıkrasının 1 numaralı bendinde ise "Kendi işinde bilfiil çalışmak veya bulunmak (işinde
yardımcı işçi ve çırak kullanmak, seyahat, hastalık, ihtiyarlık, askerlik, tutukluluk ve hükümlülük
gibi zaruri ayrılmalar dolayısıyla geçici olarak bilfiil işinin başında bulunmamak bu şartı bozmaz.
Ölüm halinde iş sahibinin dul eşi veya küçük çocukları namına işe devam olunduğu takdirde,
bunların bilfiil işin başında bulunup bulunmamalarına bakılmaz.)" hükmüne yer verilmiştir.
Aynı Kanunun Basit usule tabi olmanın özel şartlarını düzenleyen 48 inci maddesinde de;
"Basit usule tabi olmanın özel şartları şunlardır:
1.Satın aldıkları malları olduğu gibi veya işledikten sonra satanların yıllık alımları tutarının
34.000.000.000 lirayı (287 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği ile 1.1.2015 tarihinden
itibaren 84.000 TL) veya yıllık satışları tutarının 47.000.000.000 lirayı (287 Seri No.lu Gelir
Vergisi Genel Tebliği ile 1.1.2015 tarihinden itibaren 120.000 TL) aşmaması
2. 1 numaralı bentte yazılı olanların dışındaki işlerle uğraşanların bir yıl içinde elde ettikleri
gayri safi iş hasılatının 17.000.000.000 lirayı (287 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği ile
1.1.2015 tarihinden itibaren 40.000 TL) aşmaması,
3. 1 ve 2 numaralı bentlerde yazılı işlerin birlikte yapılması halinde, yıllık satış tutarı ile iş
hasılatı toplamının 34.000.000.000 lirayı (287 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği ile
1.1.2015 tarihinden itibaren 84.000 TL) aşmaması,
..."
hükmü yer almaktadır.
Öte yandan, Vergi Usul Kanununun, vergi yasalarının uygulanmasını düzenleyen 3 üncü
maddesinin (A) fıkrasında vergi kanunu hükümlerinin; lafzı ve ruhu ile hüküm ifade edeceği kurala
bağlandıktan sonra, lafzın açık olmadığı durumlarda hükümlerin, kanunun yapısındaki yeri,
öngörülüş amacı ve diğer hükümlerle ilgisine göre uygulanması gerektiği kurala bağlanmıştır.
Ticari kazanç, emek ve sermayeye bağlı olarak elde edilen kazanç türüdür. Bu organizasyon her
türlü ticari faaliyette bulunmakla birlikte, sermayeye göre emeğin daha yoğun olarak faaliyete
katıldığı durumlarda göreceli olarak iş hacminin küçüldüğü bilinmektedir.
Gelir Vergisi Kanununda da bu ayrım gözetilmiş ve emek unsurunun sermayeden daha
önemli olduğu faaliyetleri yürüten küçük sanat ve ticaret erbabının belli koşullarla basit usulde
vergilendirilmesi öngörülmüştür. Bu amaçla, Gelir Vergisi Kanununun 46 ncı maddesinde; 47 ve 48
inci maddelerde yazılı şartları topluca haiz olanların ticari kazançlarının basit usulde tespit
olunması kurala bağlandıktan sonra bu usule tabi olmanın genel şartlarının düzenlendiği 47 nci
maddenin birinci fıkrasına bağlı birinci bentte, kendi işinde bilfiil çalışmak veya bulunmak koşulu
aranmıştır.
İşin, küçük sanat ve ticaret erbabının kişisel çaba ve yönetimi ile yürütülebilir nitelikte
kabulü için eylemli olarak işin başında bulunması bir ölçü olarak benimsenmiştir.
Yardımcı eleman istihdamının, işin başında bilfiil bulunma koşulunun ihlali sayılmamasının
nedeni, işin yürütülmesiyle ilgili kararların iş sahibi tarafından alınmasıyla sınırlı değildir. Aynı
zamanda faaliyete özgülenen emeğin iş sahibine ait olmaya devam etmesi, işin iş sahibinin iradesi
ve gücüyle yürütülmesidir. Bu koşullar bulunduğu takdirde geçici sürelerde, işin başında bilfiil ve
sürekli olarak bulunma koşulunun bozulmuş sayılmayacağı kabul edilmiştir.
Yolcu taşımacılığı yapılan ve sadece bir motorlu kara taşıtı işletilen durumlarda, taşıtın bilfiil
küçük sanat ve ticaret erbabı kabul edilen sahibi veya işleticisi tarafından işletildiği düşünülebilir.
Aynı işe tahsis edilen taşıt sayısının birden fazla olması halinde öncelikle işin hacmi, bir
kimsenin bilfiil başında bulunarak yürütebilir olmasından çıkmakta ve taşıtlardan birinin ücretle
istihdam edilen sürücü tarafından sevk ve idaresi zorunlu olmaktadır. Yasa yapıcının, işin başında
bilfiil bulunulmasını basit usulde vergilendirmeye koşul yapmaktaki amacı dışında kalan bu
durumun, yardımcı işçi veya çırak kullanılmasının fiilen işin başında bulunulması şartını
bozmayacağına ilişkin parantez içi düzenleme ile bir ilgisi bulunmamaktadır.
Diğer taraftan, Gelir Vergisi Kanununun yürürlüğe konulmasından başlayarak aynı kuralın
uygulanmasına ilişkin davalar hakkında verilen ve yerleşmiş Danıştay İçtihatları da bir tek motorlu
taşıtta iş sahibinin yardımcı sürücü istihdamının yasal koşulu ihlal etmeyeceği, birden çok taşıtta
sürücü istihdamının zorunlu olması ve ikinci ve sonraki taşıtlar yönünden işin başında bilfiil
bulunmak koşulunun gerçekleşemeyeceği yönündedir.
Vergi Usul Kanununun 3 üncü maddesinde de belirtildiği üzere, vergilendirmede vergiyi
doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti esas olduğundan, bir mükellefin
birden fazla taşıtla ticari faaliyette bulunup bulunmadığının, mükellefin imzasının da bulunduğu
tutanakla tespit edilmesi gerekmektedir.
Yukarıda yer alan hüküm ve açıklamalar uyarınca, bir araçla ticari faaliyette bulunan basit
usule tabi mükelleflerin ikinci bir araç alarak iki araçla ticari faaliyette bulunmaları, Gelir Vergisi
Kanununun 47 nci maddesinde yazılı "kendi işinde bilfiil çalışmak veya bulunmak" şartının ihlali
anlamına geleceğinden, bu şekilde faaliyette bulunan mükelleflerin basit usulde vergilendirilmesi
mümkün bulunmamaktadır.
Buna göre, ticari taksi işletmesinden dolayı basit usulde gelir vergisi mükellefi iken ikinci
bir ticari taksi almanız ve iki araçla ticari faaliyette bulunmanız halinde gerçek usulde
vergilendirilmeniz gerekmektedir. Gerçek usulde vergilendirilmeye başlama tarihinin ise ikinci bir
araçla ticari faaliyette bulunulduğu hususunun nezdinizde düzenlenecek tutanakla tespit edildiği
tarihi takip eden takvim yılı başından itibaren başlayacağı tabiidir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise
bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz
dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi
için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.