İrtibat bürosunun sabit kıymet satışının vergilendirilmesi hk.

 

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı

Gelir Kanunları Gelir Ve Kurumlar Vergileri Grup Müdürlüğü

 

 

 

 

Sayı

:

E-62030549-125[3/2023]-

21.05.2024

Konu

:

İrtibat bürosunun sabit kıymet satışının vergilendirilmesi hk.

 

         

 

 

 

 

İlgi

:

 

 

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzun incelenmesinden, …firmasının … İrtibat Bürosu olarak faaliyete başladığınız, irtibat büronuzu süre bitimi nedeniyle kapatmanız gerektiğini belirterek, aktifinizde kayıtlı bulunan sabit kıymetleri yeni kurmuş olduğunuz limited şirkete emsal bedelden devretmeniz halinde mükellefiyeti bulunmayan irtibat büronuzun vergilendirilmesi hususunda Başkanlığımız görüşünün talep edildiği anlaşılmıştır.

 

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 3 üncü maddesinde, Kanunun 1 inci maddesinde sayılı kurumlardan kanuni ve iş merkezlerinden her ikisi de Türkiye içinde bulunmayanların sadece Türkiye'de elde ettikleri kurum kazançları üzerinden vergilendirileceği hükmüne yer verilmiştir. Türkiye'de elde edilmiş kazancın varlığı ise Kurumlar Vergisi Kanununun 3 üncü ve Gelir Vergisi Kanununun 7 nci ve 8 inci maddelerinde yer alan hükümlere göre belirlenmektedir.

 

Kurumlar Vergisi Kanununun 3 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendinde, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu hükümlerine uygun olarak Türkiye'de iş yeri olan veya daimi temsilci bulunduran yabancı kurumlar tarafından bu yerlerde veya bu temsilciler vasıtasıyla yapılan işlerden elde edilen kazançlar ticari kazanç olarak vergiye tabidir. Ancak, kanuni ve iş merkezi Türkiye'de bulunmayan kurumlarca Türkiye'de yalnızca mal teminine yönelik bir iş yeri oluşturulması veya daimi temsilci bulundurulması ve bu yerlerde veya bu temsilciler vasıtasıyla temin edilen malların Türk iç pazarına sunulmayarak yabancı memleketlere gönderilmesi halinde, teknik olarak Türkiye'de elde edilmiş bir kazançtan söz edilmemekte ve vergi doğmamaktadır. Bu maddede geçen iş yeri kavramı; Vergi Usul Kanununun 156 ncı maddesinde, daimi temsilci kavramı ise Gelir Vergisi Kanununun 8 inci maddesinde düzenlenmiştir. Bu bağlamda, iş yeri Vergi Usul Kanununda ticari faaliyetin yapıldığı veya bu faaliyette kullanılan yer olarak, daimi temsilci ise Gelir Vergisi Kanununda ticari muameleler ifasına yetkili kimse olarak tanımlanmıştır.

 

Aynı Kanunun 26 ncı maddesinde, dar mükellefiyete tâbi olan yabancı kurumların vergiye tâbi kazancının Gelir Vergisi Kanununda yazılı diğer kazanç ve iratlardan (telif, imtiyaz, ihtira, işletme, ticaret unvanı, marka ve benzeri gayrimaddî hakların satışı, devir ve temliki karşılığında alınan bedeller hariç) ibaret bulunması halinde, yabancı kurum veya Türkiye'de adına hareket eden kimsenin, bu kazançları elde edilme tarihinden itibaren onbeş gün içinde Kanunun 27 nci maddesinde belirtilen vergi dairesine beyanname ile bildirmek zorunda oldukları hükme bağlanmış olup, Kanunun 27 nci maddesinde ise özel beyan zamanı tayin olunan gelirlerle ilgili kurumlar vergisi beyannamesinin, taşınmazların elden çıkarılmasından doğan diğer kazanç ve iratlarda taşınmazın bulunduğu, taşınırların ve hakların elden çıkarılmasından doğan diğer kazanç ve iratlarda mal ve hakların Türkiye'de elden çıkarıldığı yerin vergi dairesine verileceği hükmüne yer verilmiştir.

 

Diğer taraftan, irtibat büroları 4875 sayılı Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu ve bu Kanuna dayanılarak çıkarılan Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu Uygulama Yönetmeliğinde yer alan düzenlemelere göre kurulmakta ve faaliyet göstermektedir. Mevcut yasal düzenlemelere göre irtibat büroları Türkiye'de ticari ve diğer gelir getirici faaliyetler ile izin konusu dışında bir faaliyette bulunamamakta, kar elde edip transfer edememekte ve bütün masraflarını yurt dışından getirecekleri dövizlerle karşılamak zorundadır.

 

Bu bakımdan Türkiye'de kurulan irtibat bürosunun, 4875 sayılı Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu ve bu Kanuna dayanılarak çıkarılan Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu Uygulama Yönetmeliğinde yer alan düzenlemelere göre bir irtibat bürosu olarak kurulması, ticari ve diğer gelir getirici faaliyetler ile izin konusu dışında bir faaliyette bulunmaması halinde kurumlar vergisi mükellefiyet tesisine gerek bulunmamaktadır.

 

Buna göre, irtibat büronuzun Türkiye'deki faaliyetlerini yürütülebilmesi amacıyla satın alınan ve satın alma ve diğer tüm masrafları yurt dışındaki merkeziniz tarafından karşılanan sabit kıymetlerin emsal bedelden satılması durumunda, satıştan elde edilen hasılatın irtibat bürosunun hesaplarıyla ilişkilendirilmeksizin doğrudan yurt dışındaki merkezin hesaplarına yansıtılması şartıyla irtibat büronuz için kurumlar vergisi mükellefiyetinin tesis ettirilmesine gerek bulunmamaktadır.

 

Ancak, yurt dışındaki merkezin söz konusu demirbaş ve taşıtların satışından sağladığı kazanç, Türkiye'de arızi ticari faaliyetten elde edilen diğer kazanç ve iratlar niteliğinde olduğundan, Kurumlar Vergisi Kanununun 26 ncı maddesine göre anılan kazancın, iktisap tarihinden itibaren 15 gün içinde yabancı kurum veya Türkiye'de namına hareket eden kimse tarafından aynı Kanunun 27 nci maddesinde belirtilen vergi dairesine beyanname ile bildirilmesi gerekmektedir.

 

Bilgi edinilmesini rica ederim.