İşletme aktifine kayıtlı nakliye araçlarının dorse saçlarının kırılma ve eğilme gibi nedenlerle tamirine ya da değiştirilmesine ilişkin harcamalar ile
İşletme aktifine kayıtlı nakliye araçlarının dorse saçlarının
kırılma ve eğilme gibi nedenlerle tamirine ya da
değiştirilmesine ilişkin harcamalar ile araç lastiklerine ait
bedellerin doğrudan gider mi yazılacağı, yoksa amortisman
yoluyla itfa edileceği h
Sayı:
27575268-105[313-2017-388]-28530
Tarih:
21/01/2019
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü)
Sayı : 27575268-105[313-2017-388]-28530 21.01.2019
Konu : Satışı yapılan ürünlerin nakliyesi için
kullanılan işletmeye dahil araçların
giderleri
İlgide kayıtlı özelge talep formu ve eklerinin incelenmesinden, inşaat malzemeleri satışı ile iştigal
ettiğiniz, satışını yaptığınız ürünlerin nakliyesinin aktifinize kayıtlı nakil vasıtaları ile yapıldığı,
demir, çimento gibi ağır tonajlı malzemelerin nakliyesi sırasında dorse saçlarının kırılma ve eğilme
gibi durumlar nedeniyle kullanılmaz hale geldiği, bu durumun 2-3 ayda bir tekrar ettiği ve hasarlı
olan dorse saclarının tamir ettirildiği ya da değiştirildiği hususlarından bahisle söz konusu
harcamaların doğrudan gider mi yazılacağı, yoksa amortismana mı tabi tutulacağı, amortismana
tabi ise amortisman oranın ne olduğu, ayrıca araçlar için alınan lastiklerin her yıl yenilenmesi
nedeniyle gider yazılıp yazılamayacağı hususlarında Başkanlığımız görüşünün talep edildiği
anlaşılmaktadır.
I- KURUMLAR VERGİSİ KANUNU UYGULAMASI
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun "Safi kurum kazancı" başlıklı 6 ncı maddesinde; kurumlar
vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden
hesaplanacağı ve safi kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç
hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 37 nci maddesinde, her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan
kazançların ticari kazanç olduğu belirtilmiş; 38 inci maddesinin birinci fıkrasında da, "Bilanço
esasına göre ticari kazanç, teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki
değerleri arasındaki müspet farktır. Bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce:
1. İşletmeye ilave olunan değerler bu farktan indirilir;
2. İşletmeden çekilen değerler ise farka ilave olunur.
Ticari kazancın bu suretle tesbit edilmesi sırasında, Vergi Usul Kanununun değerlemeye ait
hükümleri ile bu kanunun 40 ve 41 inci maddeleri hükümlerine uyulur." hükümlerine yer
verilmiştir.Buna göre, tespit edilecek kurum kazancından Kurumlar Vergisi Kanununun 8 inci maddesi ile Gelir
Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinde yer alan giderler indirilebilecektir.
Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinde; safi kazancın tespit edilmesinde indirilecek giderler
sayılmış olup, (1) numaralı bendinde; ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan
genel giderlerin ve (7) numaralı bendinde ise; Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre ayrılan
amortismanların ticari kazancın tespitinde gider olarak indirilebileceği hükümlerine yer verilmiştir.
Ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin indirim konusu
yapılabilmesi için söz konusu giderlerin kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi amacı ile
yapılmış olması, yapılan giderin karşılığında sabit kıymet iktisap edilmiş olmaması, yapılan giderin
iktisadi kıymetin maliyet bedeline eklenmesi gereken giderlerden olmaması gerekmektedir. Genel
olarak; kırtasiye, temizlik, ısıtma, aydınlatma, su ve telefon giderleri, işyeri, araç vb. giderleri,
yapılan işle orantılı temsil ve ağırlama giderleri, gayrimenkul ve gayrimenkul gibi değerlenen sabit
kıymetlerin normal bakım ve onarım giderleri, sigorta giderleri, finansman giderleri, pazarlama,
satış ve dağıtım giderleri, reklam giderleri, yurt dışındaki kişilere ödenen komisyonlar, ayıplı ürün
iadesi ve komisyon giderleri bu tür giderlerdendir.
Bu hüküm ve açıklamalara göre, şirketiniz tarafından satışı yapılan ürünlerin nakliyesi için
kullanılan araçların şirket aktifine kayıtlı olması ve söz konusu araçlara ait giderlerin kazancın elde
edilmesi ve idamesiyle ilgili olması şartıyla kurum kazancının tespitinde indirim konusu yapılması
mümkün bulunmaktadır.
II- VERGİ USUL KANUNU UYGULAMASI
1) 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 262 nci maddesine göre maliyet bedeli, iktisadi bir kıymetin
iktisap edilmesi veyahut değerinin artırılması münasebetiyle yapılan ödemelerle bunlara müteferri
bilumum giderlerin toplamını ifade etmektedir.
Mezkur Kanunun;
- 269 uncu maddesinde, "İktisadi işletmelere dahil bilumum gayrimenkuller maliyet bedelleri ile
değerlenir.
Bu Kanuna göre, aşağıdaki yazılı kıymetler gayrimenkuller gibi değerlenir:
1. Gayrimenkullerin mütemmim cüzüleri ve teferruatı;
2. Tesisat ve makinalar;
3. Gemiler ve diğer taşıtlar;
4. Gayrimaddi haklar.",
- 272 nci maddesinde, "Normal bakım, tamir ve temizleme giderleri dışında, gayrimenkulü veya
elektrik üretim ve dağıtım varlıklarını genişletmek veya iktisadi kıymetini devamlı olarak artırmak
maksadıyla yapılan giderler, gayrimenkulün veya elektrik üretim ve dağıtım varlıklarının maliyet
bedeline eklenir.
(Bir geminin iktisap tarihindeki süratini fazlalaştırmak, yolcu ve eşya yükleme ve barındırma
tertibatını genişletmek veya değiştirmek suretiyle iktisadi kıymetini devamlı olarak artıran
giderlerle bir motorlu kara nakil vasıtasının kasa veya motorunun yenisi ile değiştirilmesi veya
alımında mevcut olmayan yeni bir tertibatın eklenmesi için yapılan giderler maliyet bedeline
eklenmesi gereken giderlerdendir.)
...
Gayrimenkuller veya elektrik üretim ve dağıtım varlıkları için yapılan giderler hem tamir, hem de
kıymet artırma giderlerinden terekküp ettiği takdirde, mükellef bu giderlerden maliyet bedelineeklenecek kısmı ayrı göstermek mecburiyetindedir."
hükümleri yer almaktadır.
Bu itibarla, gayrimenkuller ve gayrimenkul gibi değerlenen iktisadi kıymetlerin aktife
alınmalarından sonra yapılan giderler niteliğine göre maliyet bedeline dahil edilir veya genel gider
olarak kaydedilirler.
Buna göre;
- İktisadi kıymetin ilk iktisabı sırasında bulunmayan özelliklerin kazandırılması veya ilk iktisap
sırasında bulunan özelliklerinin geliştirilmesi için yapılan giderler değer arttırıcı giderler sayılır ve
amortisman süreleri iktisadi kıymetin kalan ömrüne göre belirlenir.
- İktisadi kıymetin ilk iktisabı sırasındaki beklenen ömrünü uzatmak amacıyla yapılan giderler,
aktifleştirildikleri yıldan başlayarak iktisadi kıymet için belirlenen oran ve süreye göre amortismana
tabi tutulur.
- İktisadi kıymet için yapılan normal bakım, onarım ve temizlik gibi giderler ise maliyet olarak kabul
edilmeyip doğrudan gider olarak yazılır.
Diğer taraftan, gayrimenkuller ve gayrimenkul gibi değerlenen iktisadi kıymetlerin amortisman
sürelerini tamamlayarak itfa edilmesinden sonra, ekonomik ömrünü ve değerini arttırıcı nitelikteki
bütün giderler aktifleştirilir. Bu giderlerden iktisadi kıymetlerin ekonomik ömrünü uzatıcı nitelikte
olanlar, iktisadi kıymete ait amortisman oran ve süresinde aktife alındığı tarihten itibaren itfa edilir.
İktisadi kıymetlerin değerini arttırıcı nitelikte olanlar da iktisadi kıymetin ömrünü uzatan giderler
gibi iktisadi kıymet için belirlenen oran ve sürede amortismana tabi tutulacaklardır.
Yukarıdaki hüküm ve açıklamalar doğrultusunda, şirketinizin aktifinde yer alan ve satışı yapılan
ürünlerin nakliyesinde kullanılan araçlarda ağır tonajlı malzemelerin nakliyesi sırasında dorse
saclarında meydana gelen kırılma ve eğilme gibi hasarların tamir ettirilmesine ya da söz konusu
durumlar nedeniyle dorse saclarının değiştirilmesine ilişkin olarak katlanılan masrafların maliyet
olarak kabul edilmeyip doğrudan gider olarak dikkate alınması icap etmektedir.
2) Aynı Kanunun 313 üncü maddesinin birinci fıkrasında; "İşletmede bir yıldan fazla kullanılan ve
yıpranmaya, aşınmaya veya kıymetten düşmeye maruz bulunan gayrimenkullerle 269 uncu madde
gereğince gayrimenkul gibi değerlenen iktisadi kıymetlerin, alet, edevat, mefruşat, demirbaş ve
sinema filmlerinin birinci kısımdaki esaslara göre tespit edilen değerinin, bu Kanun hükümlerine
göre yok edilmesi amortisman mevzuunu teşkil eder.
...
Değeri 50.000.000.- lirayı (490 Sıra No.lu V.U.K Genel Tebliği ile 1.1.2018'den itibaren 1.000 -TL)
aşmayan peştemallıklar ile işletmede kullanılan ve değeri 50.000.000.- lirayı (490 Sıra No.lu V.U.K
Genel Tebliği ile 1.1.2018'den itibaren 1.000 -TL) aşmayan alet, edevat, mefruşat ve demirbaşlar
amortismana tabi tutulmayarak doğrudan doğruya gider yazılabilir. İktisadi ve teknik bakımdan
bütünlük arz edenlerde bu had topluca dikkate alınır." hükümleri yer almaktadır.
Ayrıca, anılan Kanunun 315 inci maddesinde, mükelleflerin amortismana tabi iktisadi kıymetlerini
Maliye Bakanlığının tespit ve ilan edeceği oranlar üzerinden itfa edecekleri ve ilan edilecek
oranların tespitinde iktisadi kıymetlerin faydalı ömürlerinin dikkate alınacağı hükme bağlanmış
olup, söz konusu maddenin Bakanlığımıza verdiği yetkiye istinaden amortismana tabi iktisadi
kıymetler için uygulanacak "Faydalı Ömür ve Amortisman Oranları" tespit edilmiş ve 339, 365, 389,
399, 406, 418, 439 ve 458 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğleri değişik 333 Sıra No.lu
Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile açıklanmıştır.
Öte yandan, 345 sıra no.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin "I-Ticari Amaçla Kullanılan Araçlar
İçin İktisap Edilen Lastiklerin Faydalı Ömürleri" başlıklı (I) bölümünde; "… 339 sıra numaralı Tebliğile değişik 333 sıra numaralı Tebliğ eki listenin 3.72 numaralı bölümünde otomobil, kamyon,
minibüs, midibüs, yük arabaları, özel amaçlı olarak kullanılan araçlar ve benzeri araçlara ait
lastikler (Yeni satın alınan araçlarda hazır olanlar hariç) yer almakta olup, bunların faydalı ömürleri
2 yıl ve amortisman oranları da % 50,00 olarak tespit edilmiştir.
Bakanlığımıza yapılan başvurulardan bazı sektörlerin çalışma şartları gereği, bu sektörlerde faaliyet
gösteren mükelleflerin faaliyetlerini gerçekleştirmek üzere iktisap ettikleri lastiklerin faydalı
ömürlerinin söz konusu Tebliğde ilan edilen faydalı ömürden daha az olduğu anlaşılmıştır.
Vergi Usul Kanununun 313 üncü maddesine göre bir iktisadi kıymetin amortismana tabi
tutulabilmesi için, işletmede bir yıldan fazla kullanılması, yıpranmaya, aşınmaya veya kıymetten
düşmeye maruz bulunması ve işletmenin aktifinde kayıtlı bulunması gerekmektedir.
Bu itibarla, ticari amaçla kullanılan araçlar için iktisap edilen lastiklerin, faaliyet gösterilen
sektörün çalışma şartları gereği tahsis edildiği hizmette kullanılmaya hazır hale geldiği tarih
itibarıyla faydalı ömrünün bir yıldan daha az olması halinde amortismana tabi tutulması mümkün
olmayacağından kayıtlara doğrudan gider olarak intikal ettirilebileceği tabiidir." açıklamasına yer
verilmiştir.
Buna göre, nakliye hizmetinde kullanılan araçlar için alındığı ve her yıl yenilendiği belirtilen araç
lastiklerine ait bedellerin, amortisman yoluyla itfa edilmeyip, kayıtlara doğrudan gider yazılması
mümkün bulunmaktadır.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise
bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz
dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi
için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.