İşverenin Gerçek Usulde Mükellef Olması Halinde Gelir Vergisi Tevkifatı

İşverenin Gerçek Usulde Mükellef Olması Halinde Gelir
Vergisi Tevkifatı
Sayı: 
B.07.1.GİB.4.61.15.01-120[ÖZG-3-2015]-27
Tarih: 
18/03/2016
T.C.
GELİR İDARESİ   BAŞKANLIĞI
TRABZON VERGİ   DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef   Hizmetleri Grup Müdürlüğü
 
   
Sayı : 26468226-120[ÖZG-3-2015]-27 18/03/2016
Konu : 5510 Sayılı Kanun Ek 6. Madde-  
İşverenin Gerçek Usulde   Mükellef
Olması Halinde Gelir Vergisi Tevkifatı
         
 
 
            İlgide kayıtlı özelge talep formunda, 6111 sayılı Kanunun 51 inci maddesi ile 5510 sayılı
Kanuna eklenen Ek 6 ncı madde kapsamında sigortalı olarak gösterilen işçinin işvereninin gerçek
usulde vergi mükellefi olması halinde, ödenecek işçi stopajının nasıl ve ne şekilde tahakkuk
ettirileceği hususunda bilgi istendiği anlaşılmaktadır.
 
            193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 61 inci maddesinde "Ücret, işverene tabi ve belirli bir
işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile
temsil edilebilen menfaatlerdir.
 
            Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans,
aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir
ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş
bulunması onun mahiyetini değiştirmez." hükmü yer almaktadır.
 
            Aynı Kanunun 62 nci maddesinde, "İş verenler, hizmet erbabını işe alan, emir ve talimatları
dahilinde çalıştıran gerçek ve tüzel kişilerdir..." denilmiş olup "Vergi Tevkifatı" başlığını taşıyan 94
üncü maddesinin birinci fıkrasında, "Kamu idare ve müesseseleri, iktisadi kamu müesseseleri, sair
kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadi
işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini  beyan etmeye mecbur olan
ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya zirai işletme hesabı esasına göre
tespit eden çiftçiler aşağıdaki bentlerde sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dahil) nakden
veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya
mecburdurlar"  denildikten sonra, aynı maddenin birinci bendinde, hizmet erbabına ödenen
ücretler ile 61 inci maddede yazılı olup ücret sayılan ödemelerden (istisnadan faydalananlar hariç),
103 ve 104 üncü maddelere göre vergi kesileceği hüküm altına alınmıştır.
           
            Diğer taraftan, yine aynı Kanunun 96 ncı maddesinde, "Vergi tevkifatı, 94 üncü maddekapsamına giren nakten veya hesaben yapılan ödemelere uygulanır. Bu maddede geçen hesaben
ödeme deyimi, vergi tevkifatına tabi kazanç ve iratları ödeyenleri istihkak sahiplerine karşı borçlu
durumda gösteren her türlü kayıt ve işlemleri ifade eder. Vergi tevkifatı, ücretler dışında kalan
ödemelerde gayrisafi tutarlar üzerinden yapılır. Kesilmesi gereken verginin ödemeyi yapan
tarafından üstlenilmesi halinde bu vergi, bilfiil ödenen miktar ile ödemeyi yapanın yüklendiği
verginin toplamı üzerinden hesaplanır." hükmü,
 
            98 inci maddesinde ise, " 94 üncü madde gereğince vergi tevkifatı yapmaya mecbur olanlar
bir ay içinde yaptıkları ödemeler veya tahakkuk ettirdikleri karlar ve iratlar ile bunlardan tevkif
ettikleri vergileri ertesi ayın yirmiüçüncü  günü akşamına kadar, ödeme veya tahakkukun yapıldığı
yerin bağlı olduğu vergi dairesine bildirmeye mecburdurlar. Yıl sonlarında tahakkuk ettirilen
mevduat faizlerinden kesilecek vergilerin bildirilmesi için bu süre bir ay uzatılır.
 
            Aynı belediye hudutları içinde muhtelif yerlerde yapılan ödeme ve tahakkuklar ile bunlara
ait vergilerin bir merkezden bildirilmesi caizdir.
 
            Ziraî ürün bedelleri üzerinden tevkifat yapanlar hariç olmak üzere, çalıştırdıkları hizmet
erbabı sayısı 10 ve daha az olanlar, 94'üncü maddeye göre yapacakları tevkifatla ilgili muhtasar
beyannamelerini, bağlı bulundukları vergi dairesine önceden bildirmek şartıyla her ay yerine Ocak,
Nisan, Temmuz ve Ekim aylarının yirmiüçüncü günü akşamına kadarverebilirler." " hükmü yer
almaktadır.
 
            Öte yandan, 213 sayılı Vergi usul Kanununun "Ücret Bordrosu" başlıklı 238 inci
maddesinde; "İşverenler her ay ödedikleri ücretler için (Ücret bordrosu) tutmaya mecburdurlar.
Gelir Vergisi Kanununa göre vergiden muaf olan ücretlerle diğer ücret üzerinden vergiye tabi
hizmet erbabına yapılan ücret ödemeleri için bordro tutulmaz..." hükmü yer almaktadır.
 
            5510 sayılı Sosyal Sigortalar Ve Genel Sağlık Sigortası Kanununa 6111 sayılı Kanunun 51
inci maddesi ile eklenen Ek 6 ncı maddede,
 
            "Ticari taksi, dolmuş ve benzeri nitelikteki şehir içi toplu taşıma aracı işyerleri ile 4 üncü
maddenin ikinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen ve Kültür ve Turizm Bakanlığınca belirlenecek
alanlarda kısmi süreli iş sözleşmesiyle bir veya birden fazla kişi tarafından çalıştırılan ve çalıştıkları
kişi yanında ay içerisinde çalışma saati süresine göre hesaplanan çalışma gün sayısı 10 günden az
olan kişilerin sigortalılıkları, bu madde kapsamında kendileri tarafından 30 gün üzerinden prim
ödemeleri suretiyle sağlanır.
             …
           
            Bu madde kapsamında ödenen primler, Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a)
bendi kapsamında sigortalılık olarak değerlendirilir. Ancak, ticari taksi ile dolmuş ve benzeri
nitelikteki şehir içi toplu taşıma araçlarını işleten kişilerin Kanunun 4 üncü maddesinin birinci
fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendine tabi olmalarını gerektirecek nitelikte vergi mükellefi
olmaları halinde, bu kişiler Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındasigortalı olurlar.
 
            ….
 
            Bu madde kapsamında bulunan sigortalıları çalıştıranlar ile çalışanların üye olduğu meslek
odası, birlik veya benzeri kuruluşlara bu madde uyarınca getirilecek bildirim ve kontrol
yükümlülüklerinin yerine getirilmemesi halinde 102 nci madde uyarınca idari para cezası
uygulanır." denilmektedir.
 
            Aynı Kanunun 4 üncü maddesinde de,
 
            "Bu Kanunun kısa ve uzun vadeli sigorta kolları uygulaması bakımından;
 
            a) Hizmet akdi ile bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılanlar,
 
            b) Köy ve mahalle muhtarları ile hizmet akdine bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına
bağımsız çalışanlardan ise;
 
            1) Ticarî kazanç veya serbest meslek kazancı nedeniyle gerçek veya basit usûlde gelir
vergisi mükellefi olanlar,
 
            2) Gelir vergisinden muaf olup, esnaf ve sanatkâr siciline kayıtlı olanlar,
 
            ….
 
            sigortalı sayılırlar." hükümleri yer almaktadır.
 
            Yukarıdaki hükümlere göre, gerçek usulde vergilendirilen mükelleflerin yanında ücretli
olarak çalışan kişiler için Vergi Usul Kanununun 238 inci maddesine göre ücret bordrosu
düzenlenmesi ve bu kişilere yapılan ödemelerin, Gelir Vergisi Kanununun 61, 94, 96, 98, 103 ve 104
üncü maddeleri uyarınca vergilendirilmesi gerekmektedir.
 
            Diğer taraftan, yapılan ücret ödemelerinin kıst dönem olması verginin hesaplanma ve beyan
şeklini değiştirmemektedir.
             Bilgi edinilmesini rica ederim.
         
 
   
 
(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise
bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz
dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi
için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.