Kamudan alınan ihaleye istinaden kurulan adi ortaklığın iş bitimi sonucunda vergilendirilmesi ve belge düzeni hk.
Özelge: Kamudan alınan ihaleye istinaden kurulan adi
ortaklığın iş bitimi sonucunda vergilendirilmesi ve belge
düzeni hk.
Sayı:
B.07.1.GİB.4.35.18.02-1741-724
Tarih:
30/07/2012
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İZMİR VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü
Sayı : B.07.1.GİB.4.35.18.02-1741-724 30/07/2012
Konu : iş ortaklığı belge düzeni
İlgide kayıtlı dilekçenizde, ....Ltd. Şti. ve .... Ltd. Şti. tarafından .... Genel Müdürlüğünden
alınan ihaleye istinaden kurulan Adi Ortaklığın iş bitimi sonucunda vergilendirilmesi ve belge
düzeni ile ortaklığın bu iş için yüklenmiş olduğu katma değer vergisinin "Adi Ortaklığa" yasal
mevzuata göre katma değer vergisi iade raporuna istinaden iade edilip edilmeyeceği ve transfer
edilecek kardan adi ortaklık adına stopaj yapılıp yapılmayacağı hususlarında tereddüt oluştuğu
belirtilmektedir
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 1 inci maddesinin (d) bendinde iş ortaklıkları
kurumlar vergisi mükellefleri arasında sayılmış, Kanunun 2 nci maddesinin 7 nci bendinde iş
ortaklıklarının tanımı maddede fıkralar halinde yazılı kurumların kendi aralarında veya şahıs
ortaklıkları ya da gerçek kişilerle, belli bir işin birlikte yapılmasını ortaklaşa yüklenmek ve
kazancını paylaşmak amacıyla kurdukları ortaklıklardan bu şekilde mükellefiyet tesis edilmesini
talep edenler olarak yapılmış, bunların tüzel kişiliklerinin olmamasının mükellefiyetlerini
etkilemeyeceği hükme bağlanmıştır.
03.04.2007 tarih ve 26482 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 1 Seri No.lu Kurumlar Vergisi
Genel Tebliği'nin 2.5.1 inci bölümünün 3 üncü bendinde; "...Şahıs ortaklıkları veya gerçek kişilerin
Kanunun 2 nci maddesinde sayılanlarla veya Kanunun 2 nci maddesinde sayılanların kendi
aralarında oluşturdukları adi ortaklıklar hakkında, istenilmesi halinde iş ortaklıkları olarak
kurumlar vergisi mükellefiyeti tesis ettirilebilecektir. Bu durumda, mükelleflerce talep edilmesi
halinde tüzel kişiliğinin bulunup bulunmadığına bakılmaksızın iş ortaklıkları, kurumlar vergisi
mükellefi olabileceklerdir.",
"İşin bitiminde ortaya çıkan zararların durumu" başlıklı 2.5.3 üncü bölümünde; "Kurumlar,
dilerlerse Borçlar Kanununa göre adi ortaklık veya Kurumlar Vergisi Kanununa göre iş ortaklığı
şeklinde ortaklıklar oluşturarak faaliyet gösterebilmektedirler.
Adi ortaklıklar, kurumlar vergisi mükellefi olmamalarına rağmen katma değer vergisi
mükellefi olmaları nedeniyle ayrı defter tutabilmektedirler. Ortaklar ise dönem sonlarında ortaya
çıkan kâr veya zararı, ortaklıktaki hisseleri oranında paylaşarak kendi hesaplarına dahil
etmektedirler....",
"Dağıtılan kâr paylarında vergi kesintisi" başlıklı 15.6 ncı bölümünde; "Kurumlar Vergisi
Kanunu'nun 15 inci maddesinin ikinci fıkrasında, vergiden muaf olan kurumlara dağıtılan kâr
payları üzerinden yapılacak vergi kesintisi; 30 uncu maddesinin üçüncü fıkrasında da Türkiye'de bir
işyeri veya daimi temsilci aracılığıyla kâr payı elde edenler hariç olmak üzere, dar mükellef
kurumlara veya kurumlar vergisinden muaf olan dar mükelleflere dağıtılan kâr payları üzerindenyapılacak vergi kesintisi hükümleri düzenlenmiştir.
Öte yandan, 4842 sayılı Kanunun 12'nci maddesiyle değişik, Gelir Vergisi Kanununun
94'üncü maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı bendinin (b-i) ve (b-ii) alt bentlerinde, tam
mükellef kurumlar tarafından; tam mükellef gerçek kişilere, gelir ve kurumlar vergisi mükellefi
olmayanlara ve bu vergilerden muaf olanlara dağıtılan kâr paylarından; tam mükellef kurumlar
tarafından; dar mükellef gerçek kişilere, dar mükellef kurumlara (Türkiye'de bir işyeri veya daimi
temsilci aracılığıyla kâr payı elde edenler hariç) ve gelir ve kurumlar vergisinden muaf olan dar
mükelleflere dağıtılan kâr paylarından vergi kesintisi yapılacağı..."
açıklamalarına yer verilmiştir.
Yukarıdaki hüküm ve açıklamalara göre, .... Genel Müdürlüğünden alınan ihaleye istinaden
kurulan söz konusu ortaklıktan elde edilen kazancın, mevcut ortakların hisselerine göre
bölüştürülmesi ve ortaklığın tarafları olan şirketlerce kurum kazançlarına dahil edilerek genel
hükümler çerçevesinde vergilendirilmesi,
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu ile 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun vergi tevkifatı
ile ilgili hükümlerinde, tüzel kişiliği bulunmayan adi ortaklıktan elde edilen kârın ortaklara
dağıtılması esnasında gelir veya kurumlar vergisi tevkifatına tabi tutulması ile ilgili bir hüküm
bulunmadığından; söz konusu adi ortaklığın ortaklarına dağıtılacak olan kârdan gelir veya kurumlar
vergisi tevkifatı yapılmaması,
gerekmektedir.
Ayrıca, 3065 sayılı KDV Kanununun 13/a maddesinde; "(4108 sayılı Kanunun 33'üncü
maddesiyle değişen bent Yürürlük; 2.6.1995) Faaliyetleri kısmen veya tamamen deniz, hava ve
demiryolu taşıma araçlarının, yüzer tesis ve araçların kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi
olan mükelleflere bu amaçla yapılan deniz, hava ve demiryolu taşıma araçlarının, yüzer tesis ve
araçlarının teslimleri, bu araçların imal ve inşaası ile ilgili olarak yapılan teslim ve hizmetler ile
bunların tadili, onarım ve bakımı şeklinde ortaya (6111 Sayılı Kanunla değiştirilen ibare Yürürlük;
25.02.2011) çıkan hizmetler ve faaliyetleri deniz taşıma araçları ile yüzer tesis ve araçların imal ve
inşası olanlara bu araçların imal ve inşası ile ilgili olarak yapılacak teslim ve hizmetler" katma
değer vergisinden istisna edilmiştir.
Sözü edilen Kanunun 13 üncü maddesinde yer alan istisnanın uygulanmasına ilişkin usul ve
esaslar ise 48 ve 107 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliğleri ile belirlenmiştir.
48 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinin A/3 bölümünde; söz konusu araçları istisna kapsamında
teslim almak veya tadil, bakım ve onarım yaptırmak isteyenler ile sözü edilen araçların imal ve
inşası ile uğraşanlara istisna belgesi verilirken dikkate alınacak usul ve esaslar belirlenmiş,
107 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinin "Araçları Sipariş Üzerine Fiilen İmal ve İnşa Edenler"
başlıklı E/1-iii bölümünde de; söz konusu araçları aldıkları sipariş üzerine fiilen imal ve inşa
edenlerin bu işle ilgili mal ve hizmet alımlarında da istisna uygulanacağı, ancak siparişi alarak imal
ve inşa işini fiilen yapan mükellefe verilecek istisna belgesinde sipariş üzerine yapılan araç imal ve
inşası ile ilgili mal ve hizmet alımlarında geçerli olduğunun belirtileceği, imal ve inşa işini sipariş
üzerine fiilen yapanların bu işte kullanacakları mal ve hizmetleri bu belgeye dayanarak KDV
uygulanmaksızın istisna kapsamında temin edebilecekleri, istisna uygulamasında da 93 Seri No.lu
KDV Genel Tebliğinin (1.5) bölümünde belirtilen sınırın dikkate alınacağı belirtilmiştir.
Diğer taraftan, anılan Kanunun 32 nci maddesi ile Kanunun 11, 13, 14, 15 ve 17/4-s
maddeleri uyarınca vergiden istisna edilmiş bulunan işlemlerle ilgili yüklenilen ve indirim yoluyla
giderilemeyen kısmın iade edilebileceği belirlenmiştir.
24 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinde de; iade kapsamına, mal ve hizmet alımları yanında
genel giderler ve amortismana tabi iktisadi kıymetler (ATİK) için ödenen vergiler de dahil
edilmiştir. Buna göre; Adi Ortaklığın İstanbul .. Vergi Dairesinin .... vergi numaralı mükellefi .... Genel
Müdürlüğü'nden alınan ihaleye istinaden inşa edeceği "... Botu"nun imal ve inşası ile ilgili olarak
vergi dairesinden alacağı istisna belgesine istinaden satın alacağı mal ve hizmetler için KDV
Kanununun 13/a maddesi kapsamında istisna uygulanabilecektir.
Sözü edilen "... Botu"nun imal ve inşası tamamlandıktan sonra teslimi işleminde de, ....
Genel Müdürlüğü'nün vergi dairesinden alacağı istisna yazısını ibraz etmesi durumunda, Kanunun
13/a maddesi kapsamında işlem yapılması mümkün bulunmakta, istisna belgesinin ibraz
edilememesi halinde ise genel oranda (% 18) katma değer vergisinin uygulanması gerekmektedir.
Ayrıca, anılan Kanunun 13/a maddesi uygulamasında, araçları aldıkları sipariş üzerine fiilen
imal ve inşa eden mükelleflerin araçların inşası nedeniyle yaptıkları mal ve hizmet alımlarında KDV
ödemediklerinden mal ve hizmet alımına dayalı bir iade hakları da bulunmamaktadır. Ancak, inşa
edilecek araçlara ilişkin mal alımları ile ilgili olarak herhangi bir KDV ödememelerine rağmen diğer
girdiler (genel giderler ve ATİK) nedeniyle yüklendikleri vergilerin iadesini konuya ilişkin belirlenen
usul ve esaslar çerçevesinde talep edebileceklerdir.
Diğer taraftan, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 229 uncu maddesinde faturanın, satılan
emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan
veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari bir vesika olduğu hüküm altına alınmıştır.
Buna göre, .. Genel Müdürlüğünden alınan ihaleye istinaden adi ortaklık olarak faaliyet
göstermeniz ve adi ortaklığınızın kurumlar vergisi mükellefiyetinin bulunmaması nedeniyle, dönem
sonlarında ortaya çıkan kâr veya zararın, ortaklıktaki hisseler oranında ortaklar tarafından
paylaşılarak kendi hesaplarına dâhil edilmesi gerekmektedir. Bir teslim ve/veya hizmet karşılığı
olmayan bu tutarlar için fatura düzenlenmeyeceği tabiidir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise
bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz
dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi
için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.