Kanuni süresinde verilmeyen veya eksik beyan edilen beyannamelerden dolayı mükelleflerin pişmanlık taleplerinin değerlendirilip değerlendirilemeyeceği

Özelge: Kanuni süresinde verilmeyen veya eksik beyan
edilen beyannamelerden dolayı mükelleflerin pişmanlık
taleplerinin değerlendirilip değerlendirilemeyeceği hk.
Sayı:
B.07.0.GEL.30/3044-371-685/47122
Tarih:
17/10/2000
T.C.
MALİYE BAKANLIĞI
Gelirler Genel Müdürlüğü
TARİH : 17.10.2000
SAYI : B.07.0.GEL.30/3044-371-685/47122
KONU : Kanuni süresinde verilmeyen veya eksik beyan
edilen beyannamelerden dolayı mükelleflerin pişmanlık
taleplerinin değerlendirilip değerlendirilemeyeceği hk.
..................... VALİLİĞİ
(Defterdarlık : Gelir Müdürlüğüne)
İLGİ : ..................... gün ve .....................
İliniz, ..... Vergi Dairesi mükelleflerinden ..... Ltd. Şti'nin Bakanlığımıza müracaatı üzerine alınan ilgide kayıtlı yazınız
ve ekleri incelenmiştir.
Yazılardan anlaşıldığına göre, adı geçen şirket Aralık/I999 dönemine ilişkin matrah artırıcı ek katma değer vergisi
beyannamesini 25/02/2000 tarihli dilekçe ekinde vergi dairesine vermesine rağmen dilekçede pişmanlık talebinden
bahsedilmediğinden bahisle söz konusu beyanname pişmanlık talepli olarak kabul edilmemiş, kanuni süresinden sonra
kendiliğinden verilen beyanname olarak kabul edilmiş ve bu beyanname üzerine vergi ziyai cezalı tarhiyat yapılmıştır.
Cezalı tarhiyata ilişkin ihbarnamenin kanuni temsilci .....'a 25/02/2000 tarihinde tebliğ edilmesi üzerine şirket yetkilisi
tarafından Vergi Usul Kanununun 376. maddesi uyarınca indirim talebinde bulunulmuş ve bu talep vergi dairesince
uygun bulunarak 25/02/2000 gün ve 233/5 sıra numaralı tahakkuk fişi ile tahakkuk verilmiştir.
Daha sonra, mükellef şirket tarafından verilen 02/03/2000 tarihli dilekçe ile Aralık/1999 dönemine ait katma değer
vergisi beyannamesinin Vergi Usul Kanununun 371. maddesine göre pişmanlık talepli kabulünü, vergi ziyaı cezasının
düzeltme hükümleri uyarınca tahakkuktan terkin edilmesini talep etmiştir.
Vergi Dairesince de ilgili dilekçede pişmanlık hükümlerinden bahsedilmediğinden dolayı söz konusu katma değer
vergisi beyannamesinin kanuni süresinde verilen beyannameye ek olarak kanuni süresi geçtikten sonra kendiliğinden
verilen beyanname kapsamında değerlendirildiği ve buna istinaden vergi ziyaı cezası kesildiği bildirilmiş olup,
Defterdarlığınızca da, mükellef şirket tarafından dilekçe ekinde verilen ek beyannamenin Vergi Usul Kanununun 371.
maddesinde belirtilen şartları ihlal etmediğinden, beyannamenin pişmanlık hükümlerine göre kabul edilmesi gerektiği,
bu nedenle adı geçen vergi dairesince yapılan işlemlerin kanuna uygun olmadığı görüşüne yer verilmiştir.
Bilindiği üzere, Vergi Usul Kanununun 371. maddesi hükmü gereğince temelinde vergi ziyai yatan ve vergi dairesinin
ıttılaına girmemiş bulunan vergilendirmelerde, bu duruma sebebiyet verenlerin kendiliğinden ilgili makamlara
başvurmaları ve kanunda belirtilen diğer şartları da yerine getirmeleri halinde vergi ziyaı cezasının kesilmemesi
gerekmekte ve vadesi geçen vergiler sadece her ay ve kesri için 6183 sayılı Kanunun 51. maddesinde belirtilen
nispette uygulanacak gecikme zammı oranında bir zamla birlikte mükelleflerden tahsil edilmektedir.
Kaldı ki, mükelleflerin kanuni süresinde vermedikleri veya kanuni süresinde vermekle birlikte eksik verdikleri
beyannamelerini bir dilekçe ekinde vergi dairesine vermeleri ve Vergi Usul Kanununun 371. maddesinde belirtilen
şartları da yerine getirmeleri halinde verilen dilekçede pişmanlık talebinden bahsedilmese dahi, pişmanlık
hükümlerinin uygulanması gerektiği yolundaki Danıştay kararlarındaki görüş Bakanlığımızca da benimsenmiş ve
uygulama buna göre yönlendirilmiºtir.
Bu itibarla, Aralık/1999 dönemi ek katma değer vergisi beyannamesinin inceleme ve takdire sevk gibi bir işlem
yapılmadan mükellef tarafından 25/02/2000 tarihinde vergi dairesine dilekçe ekinde verilmiş olması ve bu
beyannamenin pişmanlık hükümlerinden yararlandırılmayıp cezalı tarhiyat yapılmasından sonra 02/03/2000 tarihinde
pişmanlık talebinin kabulü için vergi dairesine başvuruda bulunulmuş olması hususları gözönüne alındığında olayın
pişmanlık müessesesi içinde mütalaa edilmesi gerektiğini ortaya çıkarmaktadır. Dolayısıyla, 15 günlük süre içinde
ödeme şartının yerine getirilmiş olması halinde, gerekli düzeltme işlemlerinin yapılması icap etmektedir.
Bilgi edinilmesini ve gereği ile durumun müracaat sahibine de duyurulmasını rica ederim.
Bakan a.