Kat karşılığı inşaat sözleşmesine göre iktisap edilen gayrimenkullerin satışının vergilendirilmesi hk.

Özelge: Kat karşılığı inşaat sözleşmesine göre iktisap edilen
gayrimenkullerin satışının vergilendirilmesi hk.
Sayı: 
B.07.1.GİB.4.06.16.01-120[37-11/18]-253
Tarih: 
20/02/2012
 
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)
 
   
Sayı : B.07.1.GİB.4.06.16.01-120[37-11/18]-253 20/02/2012
Konu : Kat karşılığı inşaat sözleşmesine göre iktisap edilen  
gayrimenkullerin satışının vergilendirilmesi
 
            İlgide kayıtlı özelge talep formunda, minibüs işletmeciliğinizden dolayı ... Vergi Dairesinin
basit usul mükellefi olduğunuz, 1991 ve 1999 yıllarında satın aldığınız arsaları, 2008 yılı Ocak
ayında kat karşılığı inşaat yapılmak üzere bir müteahhide verdiğiniz ve karşılığında tarafınıza düşen
dairelerden üçü ile 1/3 hisseli dairenizi 2009 yılında,  bir dairenizi de 2010 yılında sattığınız
belirtilerek, yaptığınız bu işlemlerin gelir vergisine tabi olup olmayacağı hususunda Başkanlığımız
görüşü talep edilmektedir.
            193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 37 nci maddesinin birinci fıkrasında, her türlü ticari ve
sınai faaliyetlerden doğan kazançların ticari kazanç olduğu hükmüne yer verilmiş olup, aynı
maddenin ikinci fıkrasının (4) numaralı bendinde ise, gayrimenkullerin alım, satım ve inşa işleriyle
devamlı olarak uğraşanların bu işlerinden elde ettikleri kazancın ticari kazanç olduğu hükme
bağlanmıştır.
            Diğer taraftan, ticari faaliyet emek-sermaye organizasyonuna dayanmakta olup, kazanç
sağlama niyet ve kastının bulunup bulunmaması böyle bir organizasyon tarafından icra edilen
faaliyetin ticari faaliyet olma niteliğine etki etmemektedir. Ancak, bir faaliyetin ticari faaliyet
sayılabilmesi için kazanç sağlama niyet ve kastı gerekmemekle birlikte, faaliyeti icra eden
organizasyonun bütün unsurlarıyla birlikte değerlendirildiğinde kazanç sağlama potansiyeline sahip
olması, şahsi ihtiyaç kapsam ve sınırlarını aşması gerekmektedir.
            Gayrimenkul alım satımı ticari bir organizasyon içinde yapıldığında alım satımın ticari
faaliyetin bir unsuru sayılması, ancak ticari organizasyonun şekli ve maddi unsurları ile açıkça belli
olmadığı hallerde ise faaliyetin devamlılık kasıt ve niyeti ile yapıldığını belirleyen objektif ölçü
olarak, muamelede çokluk olup olmadığına bakılması gerekmektedir.
            Bu itibarla, arsa olarak iktisap edilen gayrimenkulün kat karşılığı verilerek daire alınması
gayrimenkulün vasfını değiştireceğinden bu bağımsız bölümlerin tapuya tescil tarihinin veya fiilen
kullanım tarihinin yeni bir iktisap olarak dikkate alınarak,  bu tarihten itibaren aynı kişiye farklı
tarihlerde veya farklı kişilere aynı tarihte veya izleyen tarihlerde satılması durumunda, bu
satışlardan  elde edilen kazancın Gelir Vergisi Kanununun 37 nci maddesine göre ticari kazanç
olarak vergilendirilmesi gerekmektedir.
            Yukarıdaki hüküm ve açıklamalar çerçevesinde, 2009 yılında birden fazla, 2010 yılında ise 1
adet olmak üzere birbirini izleyen yıllarda satış işleminin yapılması nedeniyle , söz konusu satış
işlemleri dolayısıyla elde edeceğiniz kazancın Gelir Vergisi Kanununun 37 nci maddesine göre ticari
kazanç olarak vergilendirilmesi gerekmektedir.
            Diğer taraftan,  193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 46 ncı maddesinde, 47 ve 48 incimaddelerde yazılı şartları topluca haiz olanların ticari kazançlarının basit usulde tespit olunacağı, 
herhangi bir şekilde gerçek usulde vergilendirilecek olanlar ve gerçek usulde vergilendirilen
mükelleflerin bir daha hiç bir şekilde basit usule dönemeyecekleri belirtilmiş, aynı Kanunun "Basit
usulün hududu" başlıklı 51 inci maddesinin 7 nci bendinde gayrimenkul ve gemi alım satımı ile
uğraşanların basit usulden faydalanamayacakları hükme bağlanmıştır.
            Buna göre, 2009 yılında yapılan ikinci gayrimenkul satışından itibaren gerçek usulde ticari
kazanç mükellefiyetinizin tesis edilmesi gerektiğinden, bu tarihten itibaren  minibüs
işletmeciliğinden elde ettiğiniz kazancın da gerçek usul ticari kazanç hükümlerine göre
vergilendirilmesi gerekmektedir.
            Bilgi edinilmesini rica ederim.
 
 
(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise
bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz
dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi
için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.