KDV indirimi ve işyeri hekimliği ve iş güvenliği uzmanlığı hizmetlerinde KDV tevkifatı hk.

KDV indirimi ve işyeri hekimliği ve iş güvenliği uzmanlığı
hizmetlerinde KDV tevkifatı hk.
Sayı: 
39044742-130-870072
Tarih: 
01/10/2018
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
 İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Katma Değer Vergisi Grup Müdürlüğü
 
   
Sayı :39044742-130-870072 01.10.2018
Konu :KDV indirimi ve işyeri hekimliği ve iş  
güvenliği uzmanlığı hizmetlerinde
KDV tevkifatı
 
 
İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, Şirketinizde ücretli olarak çalışan iş güvenliği uzmanları ve
diğer personel tarafından şehir içi ulaşımlarında İstanbul Kart kullanıldığı, bu giderlerin tamamının
Şirketiniz tarafından karşılandığı, İstanbul Karta yapılan yüklemelerde Vergi Usul Kanununa uygun
belge verilmeyip bilgi fişi mahiyetinde fişler verildiği, bu fişlere istinaden gider kaydı ve Katma
Değer Vergisi indiriminin nasıl yapılacağı, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ve Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanlığınca çıkartılan İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetleri Yönetmeliği, İşyeri
Hekimi ve Diğer Sağlık Personelinin Görev, Yetki Sorumluluk ve Eğitimleri Hakkında Yönetmelik, İş
Güvenliği Uzmanlarının Görev, Yetki Sorumluluk ve Eğitimleri Hakkında Yönetmelik dahilinde İş
Güvenliği Uzmanlığı, İşyeri Hekimliği ve diğer sağlık hizmetleri sunulduğu belirtilerek verilen
hizmetlerin KDV tevkifatına tabi olup olmadığı ve işgücü hizmeti olarak değerlendirilip
değerlendirilemeyeceği hakkında Başkanlığımız görüşü sorulmaktadır.
GELİR VE KURUMLAR VERGİSİ KANUNLARI YÖNÜNDEN:
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinde; safi kurum kazancının tespitinde Gelir
Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır. Bu
hüküm uyarınca tespit edilecek kurum kazancından Kurumlar Vergisi Kanununun 8 inci maddesi ile
Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinde yer alan giderler indirilecektir.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinde safi kazancın tespit edilmesinde indirilecek
giderler sayılmış olup, aynı maddenin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde, ticari kazancın elde
edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin safi kazancın tespitinde gider olarak
indirilebileceği belirtilmiştir.
Aynı Kanunun 61  inci maddesinde; "Ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak
çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen
menfaatlerdir.
Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat,
huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir
ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş
bulunması onun mahiyetini değiştirmez....";
hüküm altına alınmıştır.
Diğer taraftan, aynı Kanunun "Vergi Tevkifatı" başlıklı 94 üncü maddesinin birinci fıkrasında;
"Kamu idare ve müesseseleri, iktisadî kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş
ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadî işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu
yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai
kazançlarını bilanço veya ziraî işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler aşağıdaki bentlerde
sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dahil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak
sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecburdurlar.
1.Hizmet erbabına ödenen ücretler ile 61' inci maddede yazılı olup ücret sayılan ödemelerden
(istisnadan faydalananlar hariç), 103 ve 104' üncü maddelere göre,

...vergi tevkifatı yapılır.
…"
hükümlerine yer verilmiştir.
Buna göre, Şirketiniz tarafından çalışanlarınıza yapılan İstanbul Kart ödemelerinin, net ücretin bir
unsuru olarak değerlendirilip ücretin brüt tutarı hesaplanarak brüt tutar üzerinden Gelir Vergisi
Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendi gereğince tevkifat yapılması
gerekmektedir.
Öte yandan, ücretin brüt tutarının kurum kazancının tespitinde aynı Kanunun 40 ıncı maddesinin
birinci fıkrasının (1) numaralı bendine göre gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmaktadır.
VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN:
213 sayılı Vergi Usul Kanununun "İspat edici kağıtlar" başlıklı 227 nci maddesinin birinci
fıkrasında; bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça, bu Kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan
münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsikinin mecburi olduğu hükme bağlanmıştır.
Mezkur Kanunun 238 inci maddesinde ise "İşverenler her ay ödedikleri ücretler için (Ücret
bordrosu) tutmaya mecburdurlar. Gelir Vergisi Kanununa göre vergiden muaf olan ücretlerle diğer
ücret üzerinden vergiye tabi hizmet erbabına yapılan ücret ödemeleri için bordro tutulmaz..."
hükmü yer almaktadır.
Bunun yanı sıra, 382 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin "Özel Kartlar Kullanılarak
Yapılan Şehir İçi Yolcu Taşımacılığında Belge Düzeni" başlıklı ikinci bölümünde bazı firmalar
tarafından çeşitli adlarla çıkarılan özel kartların, anlaşma yapılan şehir içi toplu yolcu taşıma
işletmelerince (anlaşmalı yolcu taşıma işletmeleri) yürütülen taşıma hizmetinin ödeme aracı olarak
kullanıldığı belirtilerek anlaşmalı yolcu taşıma işletmelerince verilen yolcu taşıma hizmetinin
belgelendirilmesine ilişkin açıklamalarda bulunulmuştur. Mezkûr Tebliğde ayrıca, bayilerce
müşterilere yükleme yapılması sırasında mali değeri olmayan bir belgenin müşteriye verilmesinin
mümkün olduğu ifade edilmiştir.
Buna göre; şirket bünyesinde ücretli olarak çalışan personel için şirketiniz tarafından yapılan sözkonusu yüklemelerin, 382 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği uyarınca verilecek bilgi
fişlerine dayanılarak, Kanunun 238 inci maddesi gereğince tutulacak ücret bordrolarına dahil
edilmek suretiyle tevsik edilmesi gerekmektedir.
KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:
3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun;
- 1/1 maddesinde, ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye'de
yapılan teslim ve hizmetlerin KDV ye tabi olduğu,
- 3/a maddesinde, vergiye tabi malların her ne suretle olursa olsun, vergiye tabi işlemler dışındaki
amaçlarla işletmeden çekilmesi, vergiye tabi malların işletme personeline ücret, prim,
ikramiye, hediye, teberru gibi namlarla verilmesinin teslim sayılacağı,
- 9 uncu maddesinde, gerekli görülen hallerde vergi alacağının emniyet altına alınması amacıyla
vergiye  tabi  işlemlere  taraf  olanları  verginin  ödenmesinden  sorumlu  tutma  konusunda
Bakanlığımıza yetki verildiği,
- 29/1-a maddesinde, mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan KDV den,
bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça, faaliyetlerine ilişkin olarak kendilerine yapılan teslim ve
hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen KDV yi
indirebilecekleri
hüküm altına alınmıştır.
KDV Genel Uygulama Tebliğinin (I/C-2.1.3.1.) bölümünde kısmi tevkifat uygulaması kapsamındaki
sorumlular, (I/C-2.1.3.2) bölümünde ise kısmi tevkifat uygulanacak hizmetler sayılmıştır.
Tebliğin "I/C-2.1.3.2.13. Yukarıda Belirlenenler Dışındaki Hizmetler" başlıklı bölümünde; "KDV
mükellefleri tarafından, 5018 sayılı Kanuna ekli cetveller kapsamındaki idare, kurum ve kuruşlara
ifa edilen ve yukarıda belirtilmeyen diğer bütün hizmet ifalarında söz konusu idare, kurum ve
kuruşlar tarafından (5/10) oranında KDV tevkifatı uygulanır." açıklamasına yer verilmiştir.
Buna göre, mükelleflerin faaliyetlerine ilişkin yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan
KDV den yüklendikleri KDV yi indirebilmeleri, ancak yapılan işlemin gerçek bir teslim veya hizmet
ifası olması, indirim konusu yapılacak KDV nin fatura veya benzeri belgelerde ayrıca gösterilmesi ve
bu vesikaların kanuni defterlere kaydedilmesi halinde mümkün bulunmakta olup, personelinizin işe
gelip gitmesini sağlamak amacıyla Şirketinizce ödemesi yapılan akbillere ilişkin bedel ücret
mahiyetinde bir gider olduğundan, Şirketinizce bu kartların personele verilmesi KDV nin konusuna
girmemektedir. Diğer taraftan söz konusu kartlara ilişkin ödenen KDV nin indirim konusu yapılması
da mümkün değildir.
Ayrıca Şirketiniz tarafından ilgili mevzuat çerçevesinde verilen iş sağlığı ve güvenliği hizmeti, KDV
Genel Uygulama Tebliğinde tevkifat uygulanması gereken hizmetler arasında sayılmadığından,
tevkifat uygulaması kapsamında bulunmamaktadır. Ancak söz konusu hizmetin 5018 sayılı Kanuna
ekli cetveller kapsamındaki idare, kurum ve kuruşlara ifa edilmesi halinde Tebliğin (I/C-2.1.3.2.13)
bölümü kapsamında alıcılar tarafından (5/10) oranında KDV tevkifatı uygulanması gerekmektedir .
Bilgi edinilmesini rica ederim. 
 
 
 
(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise
bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz
dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi
için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.