Konsoloslukta çalışan kişinin ücretinin vergilendirilmesi hk.

Özelge: Konsoloslukta çalışan kişinin ücretinin
vergilendirilmesi hk.
Sayı:
B.07.1.GİB.4.06.16.01-120[61-14/14]-554
Tarih:
27/05/2015
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)
Sayı : 38418978-120[61-14/14]-554 27/05/2015
Konu : Konsoloslukta çalışan kişinin ücretinin vergilendirilmesi
hk.
İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda; Türk ve Amerikan vatandaşı olduğunuz, Türkiye'de
Amerikan Konsolosluğunda çalıştığınız belirtilerek aldığınız ücretin nasıl vergilendirilmesi gerektiği
konusunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun "Diplomat muaflığı" başlıklı 15 inci maddesinde;
"Yabancı devletlerin Türkiye'de bulunan elçi, maslahatgüzar ve konsolosları (Fahri konsoloslar
hariç) ile elçilik ve konsolosluklara mensup olan ve o memleketin uyrukluğunda bulunan memurları,
Türkiye'de resmi bir göreve memur edilenler bu sıfatlarından dolayı ve karşılıklı olmak şartıyla
Gelir Vergisi'nden muaftırlar" hükmü yer almıştır.
Aynı Kanunun "Ücret istisnası" başlıklı 16 ncı maddesinde ise "Yabancı elçilik ve
konsoloslukların 15 inci maddeye girmeyen memur ve hizmetlilerinin yalnız bu işlerinden dolayı
aldıkları ücretler karşılıklı olmak şartıyla Gelir Vergisi'nden istisna edilir." hükmüne yer
verilmiştir.
Diğer taraftan, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 61 inci maddesinde "Ücret işverene tabi
ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve
para ile temsil edilebilen menfaatlerdir" hükmü yer almış olup, aynı Kanunun 94 üncü maddesinde
ise tevkifat kapsamına giren ödemeler bentler halinde sayılarak bir numaralı bendinde; hizmet
erbabına ödenen ücretler ile 61 inci maddede yazılı olup ücret sayılan ödemelerden (istisnadan
faydalananlar hariç) 103 ve 104 üncü maddelere göre vergi tevkifatı yapılacağı hükme
bağlanmıştır.
Öte yandan; 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun "Tevkifata tabi olmayan ücretler" başlıklı
95 inci maddesinde; "Aşağıda yazılı hizmet erbabının ücretleri hakkında vergi tevkif usulü cari
olmaz;
...
2- 16 ncı maddede yazılı istisnadan faydalanmayan yabancı elçilik ve konsolosluk memur ve
hizmetlileri;
...
Bunlar gelirlerini, bu kısmın 2 nci bölümündeki hükümlere göre, yıllık beyanname ile
bildirirler." hükmüne yer verilmiştir.
Ülkemizle Amerika Birleşik Devletleri arasında akdedilerek 19.12.1997 tarihinde yürürlüğe
giren Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşması 01.01.1998
tarihinden itibaren uygulanmakta olup, söz konusu Anlaşma'nın "Mukimliği" düzenleyen 4 üncü
maddesinin 1 ve 2 nci fıkralarında;
1.Bu Anlaşmanın amaçları bakımından, "bir Akit Devletin mukimi" terimi, o Devletin
mevzuatı gereğince ev, ikametgah, yönetim yeri, kurumlaşılan yer veya benzer yapıda diğer
herhangi bir kriter nedeniyle vergi mükellefiyeti altına giren kişi anlamına gelir. Şukadar ki, bir
ortaklık veya benzeri bünyede vergilenmeyen kuruluşlar (pass-through entities), mamelek veya
vakıf tarafından elde edilen veya bunlar tarafından ödenen gelirler yönünden, bu terim yalnızca,
sözkonusu ortaklık veya benzeri kuruluş, mamelek veya vakfın elde ettiği gelir, bu Devlette, bir
mukimin geliri olarak, gerek bunların kendileri üzerinde gerekse bunların ortaklarının,
lehdarlarının, üyelerinin veya vakfedenlerinin üzerinde, vergiye tabi olduğu taktirde
uygulanacaktır. Terim, yalnızca o ülkedeki kaynaklardan elde edilen gelir nedeniyle vergiye tabi
tutulan herhangi bir kişiyi kapsamaz.
2. 1 inci fıkra hükümleri dolayısıyla bir gerçek kişi her iki Akit Devlette de mukim
olduğunda, bu kişinin durumu aşağıdaki kurallara göre belirlenecektir:
a) Kişi, daimi olarak kalabileceği bir meskenin bulunduğu Devletin mukimi kabul edilecektir.
Eğer bu kişinin her iki Devlette de daimi olarak kalabileceği bir meskeni varsa, kişisel ve ekonomik
ilişkilerinin daha yakın olduğu Devletin mukimi kabul edilecektir (hayati menfaatlerin merkezi);
b) Eğer kişinin hayati menfaatlerinin merkezinin yer aldığı Devlet saptanamazsa veya kişinin
her iki Devlette de daimi olarak kalabileceği bir meskeni yoksa, kalmayı adet edindiği evin
bulunduğu Devletin mukimi kabul edilecektir;
c) Eğer kişinin her iki Devlette de kalmayı adet edindiği bir ev varsa veya her iki Devlette de
böyle bir ev sözkonusu değilse, vatandaşı bulunduğu Devletin mukimi kabul edilecektir;
d) Eğer kişi her iki Devletin de vatandaşıysa veya aksine her iki Devletin de vatandaşı
değilse, Akit Devletlerin yetkili makamları sorunu karşılıklı anlaşmayla çözeceklerdir."
hükümleri öngörülmektedir.
Bu hükümler uyarınca, bir devletin iç mevzuatına göre ev, ikametgah, kanuni ana merkez,
yönetim yeri veya benzer yapıdaki kriterler nedeniyle o devlette vergi mükellefiyeti altına giren
kişiler o devletin mukimi addedilmektedir. Kişinin her iki devletin de mukimi olması durumunda ise,
2 nci maddedeki kriterler uygulanmak suretiyle mukimliğin tespiti yapılmaktadır.
Diğer taraftan, söz konusu Anlaşma'nın "Kamu Görevleri"ni düzenleyen 19 uncu maddesinin
1 inci fıkrasında;
1. a) Bir Akit Devletin kendisine, bir politik alt bölümüne veya bir mahalli idaresine bir
gerçek kişi tarafından verilen hizmetler karşılığında, bu Akit Devlet, alt bölüm veya mahalli idare
tarafından sağlanan ve emekli maaşı dışında kalan ödemeler, yalnızca bu Devlette
vergilendirilebilecektir.
b)Bununla beraber, hizmet diğer Devlette sunulduğunda ve hizmeti sunan gerçek kişi o
Devletin mukimi olduğunda, sağlanan bu ödemeler, yalnızca bu diğer Akit Devlette
vergilendirilecektir. Ancak bu kişinin:
i) Bu Devletin vatandaşı olması; veya
ii) Yalnızca hizmet sunmak için bu Devletin mukimi durumuna geçmemiş olması
zorunludur."
hükmü öngörülmüştür.
Anlaşmanın yukarıdaki 19 uncu maddesinin 1/b bendi hükmü uyarınca, Türk vatandaşlığını
haiz veya Türkiye'de mukim (yalnızca bu hizmeti sunmak için Türkiye'ye gelenler hariç) olan
kişilere Türkiye'deki ABD temsilciliklerinde ifa ettikleri görevleri dolayısıyla yapılan ücret
ödemelerini vergilendirme hakkı, ödeme ABD kaynaklı olsa dahi, Türkiye'ye ait bulunmaktadır.
Bu itibarla, hem Türk vatandaşı olmanız hem de Amerikan Konsolosluğunda göreve
başlamadan önce Türkiye'de ikamet etmeniz sebebiyle Türkiye mukimi addedildiğinizden, söz
konusu göreviniz dolayısıyla elde etmiş olduğunuz ücret gelirlerini vergileme hakkı Türkiye'ye ait
olup, vergilemenin iç mevzuat hükümlerimiz çerçevesinde yapılması gerekmektedir.
Bu çerçevede, Amerikan Konsolosluğundan almış olduğunuz ücretlerin Gelir Vergisi
Kanununun 16 ncı maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerekmekte olup, anılan maddede yer
alan istisnadan yararlanılabilmesi için de karşılıklı olmak şartının sağlanması gerekmektedir.
Buna göre, ülkemizde bulunan yabancı büyükelçilik ve konsolosluklarında çalışan Türk
vatandaşı ve diğer ülke vatandaşlarına ödenen ücretlerin karşılıklı olarak gelir vergisinden istisna
tutulabilmesi için yabancı ülkelerde bulunan Türk Büyükelçilik ve Konsolosluklarında çalışan Türk
vatandaşı ve diğer ülke vatandaşı personelin ücretlerinin de gelir vergisinden istisna olması
gerekmektedir.
Sonuç olarak, karşılıklı olmak şartının sağlanması halinde Amerikan Konsolosluğundan
almış olduğunuz ücretler Gelir Vergisi Kanununun 16 ncı maddesine göre gelir vergisinden istisna
edilecek ve söz konusu ücret geliriniz için yıllık gelir vergisi beyannamesi verilmeyecektir.
Ancak, karşılıklı olmak şartının sağlanmaması durumunda söz konusu ücret gelirin
yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan edilmesi gerektiği tabiidir.
Diğer taraftan, Türkiye-ABD Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması'nın "Kişilere İlişkin
Kapsam"a dair 1 inci maddesinin 3 üncü fıkrasında yer alan; "Birleşik Devletler ise kendi
vatandaşlarını vatandaşlık ilişkisi dolayısıyla, sanki bu Anlaşma yürürlüğe girmemiş gibi
vergilendirebilir" hükmü uyarınca Amerikan Konsolosluğundaki göreviniz dolayısıyla elde ettiğiniz
ücret gelirini Amerika'nın da vergilendirmesi söz konusu olabilecektir.
Bu durumda, Anlaşmanın "Çifte Vergilendirmenin Önlenmesi"ne ilişkin 23 üncü maddesinin
1/a bendi uyarınca, Türkiye'de ödediğiniz verginin Amerika'da ödeyeceğiniz vergilerden mahsup
edilmesi gerekmektedir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise
bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz
dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi
için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.