Konsorsiyum olarak yapılan yıllara sari inşaat işinin vergilendirilmesi hk.

Konsorsiyum olarak yapılan yıllara sari inşaat işinin
vergilendirilmesi hk.
Sayı:
B.07.1.GİB.4.06.16.01-125[15-16/2]-30329
Tarih:
19/01/2018
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü
Sayı : 38418978-125[15-16/2]-30329 19.01.2018
Konu : Konsorsiyum olarak yapılan yıllara
sari inşaat işinin vergilendirilmesi
hk.
İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda;
- Teşekkülünüz ile … Konsorsiyumu arasında, KDV hariç … USD bedelli "…" işi sözleşmesinin
24.12.2015 tarihinde imzalandığı, anılan sözleşmeye göre işin süresinin yer tesliminden geçici
kabul tarihine kadar 900 gün olduğu, sözleşmeye göre işin niteliği, türü ve miktarının sözleşme eki
'Birim Fiyat Cetveli'nde yer aldığı,
- Sözleşme eki 'Birim Fiyat Cetveli'nde taahhüt edilen işin, bütünü itibariyle iş kalemlerine
ayrıldığı ve her bir işin kalemini ayrıca fiyatlandırarak sözleşme bedeline ulaşıldığı, bahse konu
sözleşmenin ekinde yüklenicisinin niteliği itibariyle 'Konsorsiyum anlaşması'nın da bulunduğu,
Konsorsiyum anlaşmasının 2.4 maddesinde taraflara ait iş paylarının bu sözleşmenin Ek:1'inde yer
aldığı,
- 4.1 maddesinde Konsorsiyum üyelerinin her ikisinin de kendi paylarına düşen işler ile ilgili
faturayı işverene doğrudan doğruya keseceği, 11. maddesinde de ana sözleşme fiyat formlarında
yer alan kalemler arasında E.1 ila E.29 kalemlerinin … tarafından …hesabına, E.30 ile E.158 ve I.1-
I.106 kalemlerinin ise …tarafından doğrudan doğruya … hesabına yatırılacağının belirtildiği, birim
fiyat cetvelinden görüleceği üzere E.1 ile E.29 iş kalemlerinin fiyatlandırılmasında sadece ithal
malzeme bedelleri ile eğitim bedelinin fiyatlandırıldığı,
- Buna göre birim fiyat cetvelinde yer alan iş kalemlerinden E.1 ile E.28 arasındakilerin yurt
dışından temin edilecek malzeme bedeli, E.29 iş kaleminin ise merkezin back to back kısmının
eğitimi için olduğu halen Türkiye'de herhangi bir işyeri ve faaliyeti olmayan Çin firmasından temin
edileceği,
- Teşekkülünüzce bahse konu işin bütünü itibariyle 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 42 nci
maddesinde bahse konu birden fazla takvim yılına sirayet eden inşaat ve onarım işi kapsamında
değerlendirilerek, yüklenici konsorsiyum firmaları adına tahakkuk ettirilen avans ödemesi
üzerinden her bir firma için %3 oranında kurumlar vergisi kesintisi yapıldığı ve Ocak 2016
döneminde beyan edileceği,
- Ancak birim fiyat cetvelinde yer alan E.1 ile E.29 iş kalemlerinin tedarikçisi Konsorsiyum
ortağı … adına tahakkuk etmiş avans ve düzenlenecek hakedişlerden 5520 sayılı Kurumlar Vergisi
Kanununun 30 uncu maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca %3 kurumlar vergisi stopajı
yapılıp yapılmayacağı ve E.29 iş kaleminde yer alan eğitim hizmetinin Çin firması tarafından
Türkiye'de verilecek olması halinde anılan Kanun kapsamında nasıl vergilendirileceği hususlarında
tereddüt hasıl olduğu belirtilerek
konu hakkında Başkanlığımız görüşünün bildirilmesi istenilmiştir.
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasında; Kanunun 1
inci maddesinde sayılı kurumlardan kanuni ve iş merkezlerinden her ikisi de Türkiye'de
bulunmayanların sadece Türkiye'de elde ettikleri kazançları üzerinden vergilendirileceği hükme
bağlanmıştır. Aynı maddenin üçüncü fıkrasında, dar mükellefiyette kurum kazancının hangi kazanç
ve iratlardan oluştuğu belirtilmiş olup bu fıkranın; (a) bendinde Türkiye'de 213 sayılı Vergi Usul
Kanunu hükümlerine uygun işyeri olan veya daimi temsilci bulunduran yabancı kurumlar
tarafından bu yerlerde ve bu temsilciler vasıtasıyla yapılan işlerden elde edilen ticari kazançların,
(c) bendinde ise Türkiye'de elde edilen serbest meslek kazançlarının dar mükellefiyet konusuna
giren kurum kazancı olarak vergilendirileceği ifade edilmiştir. Yine aynı maddenin dördüncü
fıkrasında, bu maddede belirtilen kazanç veya iratlar ile gelir unsurlarının Türkiye'de elde edilmesi
ve Türkiye'de daimî temsilci bulundurulması konularında Gelir Vergisi Kanununun ilgili
hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 7 nci maddesinde ise, dar mükellefler bakımından ticari
kazançlarda, kazanç sahibinin Türkiye'de işyerinin olması veya daimi temsilci bulundurması ve
kazancın bu yerlerde veya bu temsilciler vasıtasıyla sağlanması; serbest meslek kazançlarında,
serbest meslek faaliyetinin Türkiye'de icra edilmesi veya Türkiye'de değerlendirilmesi durumunda
kazanç ve iradın Türkiye'de elde edilmiş sayılacağı hükme bağlanmıştır.
Kurumlar Vergisi Kanununun 22 nci maddesinin birinci fıkrasında, dar mükellef kurumların
işyeri veya daimi temsilci vasıtasıyla elde ettikleri kazançlarının tespitinde, aksi belirtilmediği
takdirde tam mükellef kurumlar için geçerli olan hükümlerin uygulanacağı; ikinci fıkrasında ise dar
mükellefiyete tabi kurumların ticari veya zirai kazançlar dışında kalan kazanç ve iratları hakkında,
Gelir Vergisi Kanununun bu kazanç ve iratların tespitine ilişkin hükümlerinin uygulanacağı, ancak
bu kazanç ve iratların Türkiye'de yapılmakta olan ticari veya zirai faaliyet kapsamında elde edilmesi
halinde, kurum kazancının bu maddenin birinci fıkrasına göre tespit edileceği hüküm altına
alınmıştır.
Yine aynı Kanunun 30 uncu maddesinin birinci fıkrasında, dar mükellefiyete tabi kurumların
anılan fıkrada bentler halinde sayılan kazanç ve iratları üzerinden, bu kazanç ve iratları avanslar da
dahil olmak üzere nakden veya hesaben ödeyen veya tahakkuk ettirenler tarafından kurumlar
vergisi tevkifatı yapılacağı hüküm altına alınmış, söz konusu fıkranın (b) bendi hükmü gereğince,
dar mükellef kurumların elde edecekleri serbest meslek kazançları üzerinden vergi kesintisi
yapılması öngörülmüş olup 2009/14593 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile serbest meslek kazançları
üzerinden yapılacak kurumlar vergisi kesintisi oranı petrol arama faaliyetleri dolayısıyla sağlanacak
kazançlardan %5, diğer serbest meslek kazançlarından %20 olarak belirlenmiştir.
Ayrıca, Gelir Vergisi Kanununun 42 nci maddesinde, birden fazla takvim yılına sirayet eden
inşaat (dekapaj işleri de inşaat işi sayılır) ve onarma işlerinde kar veya zararın işin bittiği yıl kati
olarak tespit edileceği ve tamamının o yılın geliri sayılarak, mezkur yıl beyannamesinde
gösterileceği belirtilmiştir.
Bir işin anılan Kanunun 42 nci maddesi kapsamına girmesi için; inşaat ve onarma işi olması,
işin taahhüde bağlı olarak yapılması ve birden fazla takvim yılına sirayet etmesi gerekmektedir.
Kurumlar Vergisi Kanununun 15 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ile 30 uncu
maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde, Gelir Vergisi Kanununda belirtilen esaslara göre birden
fazla takvim yılına yaygın inşaat ve onarım işleri ile uğraşan kurumlara bu işleri ile ilgili olarak
yapılan hakediş ödemeleri üzerinden kurumlar vergisi kesintisi yapılacağı hükme bağlanmış olup
2009/14593, 2009/14594 sayılı Bakanlar Kurulu Kararları ile söz konusu oran % 3 olarak
belirlenmiştir.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 3 maddesinin (B) fıkrasında, "Vergilendirmede vergiyi
doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti esastır.
Vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti yemin hariç her türlü
delille ispatlanabilir. şu kadar ki, vergiyi doğuran olayla ilgisi tabii ve açık bulunmayan şahit ifadesi
ispatlama vasıtası olarak kullanılamaz.
İktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutad
olmayan bir durumun iddia olunması halinde ispat külfeti bunu iddia eden tarafa aittir." hükmü yer
almaktadır.
1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin "15.3.1.1. Konsorsiyum olarak yapılan işlere
ilişkin ödemelerin durumu" başlıklı bölümünde, konsorsiyumu adi ortaklık ve iş ortaklığından ayıran
temel unsurlar detaylı olarak ifade edilmiş olup konuya ilişkin olarak,
"Günümüzde belli büyüklükte bir işi yapmak için bir araya gelen firmalar üç tür ortaklık
kurabilmektedirler: Adi ortaklık, iş ortaklığı ve konsorsiyum.
Borçlar Kanununun 525 ve müteakip maddelerinde düzenlenmiş bulunan adi ortaklıkların
kurumlar vergisi mükellefiyeti söz konusu olmayıp ortakların ayrı ayrı gelir veya kurumlar vergisi
mükellefiyeti tesis edilmektedir. İş ortaklıkları, Kurumlar Vergisi Kanununda kurumlar vergisi
mükellefleri arasında sayılmıştır. Konsorsiyumun tanımı ve vergilendirilmesi konusunda ise vergi
kanunlarında herhangi bir özel düzenleme yer almamaktadır.
4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 4 üncü maddesinde, ortak girişimler "İhaleye katılmak
üzere birden fazla gerçek veya tüzel kişinin aralarında yaptıkları anlaşma ile oluşturulan iş ortaklığı
ve konsorsiyumlar" olarak tanımlanmıştır.
Aynı Kanunun 14 üncü maddesinde ise "...İş ortaklığı üyeleri, hak ve sorumluluklarıyla işin
tümünü birlikte yapmak üzere, konsorsiyum üyeleri ise hak ve sorumluluklarını ayırarak işin kendi
uzmanlık alanlarıyla ilgili kısımlarını yapmak üzere ortaklık yaparlar. İş ortaklığı her türlü ihaleye
teklif verebilir. Ancak idareler, işin farklı uzmanlıklar gerektirmesi durumunda, ihaleye
konsorsiyumların teklif verip veremeyeceğini ihale dokümanında belirtirler. İhale aşamasında ortak
girişimden kendi aralarında bir iş ortaklığı veya konsorsiyum yaptıklarına dair anlaşma istenir. İş
ortaklığı anlaşmalarında pilot ortak, konsorsiyum anlaşmalarında ise koordinatör ortak belirtilir.
İhalenin iş ortaklığı veya konsorsiyum üzerinde kalması halinde, sözleşme imzalanmadan önce
noter tasdikli iş ortaklığı veya konsorsiyum sözleşmesinin verilmesi gerekir. İş ortaklığı anlaşma
sözleşmesinde, iş ortaklığını oluşturan gerçek veya tüzel kişilerin taahhüdün yerine getirilmesinde
müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları, konsorsiyum anlaşma ve sözleşmesinde ise
konsorsiyumu oluşturan gerçek veya tüzel kişilerin, işin hangi kısmını taahhüt ettikleri ve
taahhüdün yerine getirilmesinde koordinatör ortak aracılığıyla aralarındaki koordinasyonu
sağlayacakları belirtilir." hükmü yer almaktadır.
Bu Tebliğin iş ortaklıklarının mükellefiyetine ilişkin (2.5) bölümünde konsorsiyumlar
hakkında açıklamalar yer almaktadır.
Buna göre, bir inşaat işini gerçekleştirmek üzere konsorsiyum halinde hareket eden
firmaların kendi aralarında yapmış oldukları bu işe ilişkin konsorsiyum sözleşmesinde,
- İşin bütünü içinde birbirinden fiziken ayrılabilen belli bölümlerin konsorsiyum üyelerince
paylaşılarak bu bölümlerin gerçekleştirilmesinden kendilerinin sorumlu olacağı,
- Sözleşmede taahhüt edilen işler ile fiziken ayrılabilen alt bölümlerin ve işin gerektirdiği
malzeme ve teçhizata ilişkin bedellerin ayrı ayrı tayin ve tespit edileceği,
- Ayrıntılı hazırlanan iş programına tarafların uyma zorunluluğunun bulunacağı,
- Her bir ortağın yüklendiği işin alt aşamalarında üstlenmiş olduğu kısmına ait gelir ve
giderlerin kendi yasal defterlerinde izleneceği,
- Ortakların üstlendikleri işler için gerekli olan ve kendilerince sağlanması gereken makine
ve teçhizatın kendi mülkiyetinde kalacağı,
- Her bir ortağın yapmış olduğu iş sonucunda elde edilen kâr veya zararın diğer ortakla
ilişkilendirilmeksizin kendisinin geliri olacağı,
- Kurulan konsorsiyumun bu iş için kurulacağı ve işin bitiminde sona ereceği,
- İdare ile yapılacak işlemlerde yalnızca bir ortağın (koordinatör ortak) muhatap olacağı,
ancak bu ortağın yapmış olduğu tüm işlemlerden doğan sonuçların hangi iş kısmı ile ilgili ise o işi
gerçekleştiren firmaya yansıtılacağı
hususlarının yer alması ve bunlara aynen uyulması gerekmektedir.
Bu unsurlar, konsorsiyumu adi ortaklıktan ve iş ortaklığından ayıran temel unsurlardır.
Konsorsiyumun idare ile yapmış olduğu sözleşmede de konsorsiyum sözleşmesine paralel hükümler
konulabilmektedir.
Konsorsiyum olarak hareket eden firmalarca yapımı taahhüt edilen yıllara sari inşaat ve
onarım işlerinde (makine, teçhizat ve taşıt temini dahil);
- Firmalar arasındaki konsorsiyum anlaşmasında, "konsorsiyum" tanımı için gerekli olan
şartların yer almış olması,
- İdare ile konsorsiyum arasında yapılan sözleşmede işin tamamının alt aşamada kısımlara
ayrılabilmesi ve her bir kısım için ödenecek bedelin belirlenmesi,
- Yurt dışından makine, teçhizat ve taşıt teminini içeren sözleşmelerde, temin işinin
doğrudan yurt dışındaki ana merkez tarafından ve Türkiye'deki işyerinin hiçbir katkısı olmaksızın
gerçekleştirilmiş olması
halinde, ihale edilen iş için yapılan ödemeler, vergi kesintisi açısından konsorsiyum üyesi
firmaların taahhüt ettikleri işle sınırlı olmak üzere ayrı ayrı değerlendirilecektir.
Bu şekilde ihalesi yapılan inşaat işlerinde, taahhüt edilen iş, bütünü itibarıyla alt aşamalara
ayrılacak ve birden fazla takvim yılına yaygın inşaat ve onarım işlerine ilişkin kısmı için vergi
kesintisi yapılacaktır.
Sözleşme kapsamında bulunan makine, teçhizat ve taşıtların yurt dışındaki ana merkez
tarafından Türkiye'de bir işyeri ve daimi temsilcisi olmaksızın veya bunların bulunması halinde
herhangi bir katkıları olmadan müstakilen temin edilmesi durumunda, sözleşmede belirtilen
malzemelere ait bedellerin, inşaat ve onarım işleri dolayısıyla bu işi yapana inşaat işi kapsamında
ödenen istihkak mahiyetinde olmadığı kabul edilecek ve vergi kesintisine tabi tutulması söz konusu
olmayacaktır."
açıklamalarına yer verilmiştir.
Diğer taraftan, her ne kadar konsorsiyum sözleşmesinde tarafların projeyi müşterek olarak
geliştirme niyeti ile ilgili olarak ortak bir anlayış içinde oldukları belirtilmişse de sözleşmenin
incelenmesinden;
(2.2.) bölümünde, "Tarafların her ikisi de iş birliğini, "iyi tanımlanmış yükümlülükler ve
sorumluluklar, tarafların kendi paylarına düşen kar ve riskleri üstlenmeleri, tamamlayıcı avantajlar,
uzun vadeli işbirliği ve karşılıklı gelişme" prensiplerine göre idame ettireceklerdir. Konsorsiyumun
tüzel kişiliği olmayacaktır.",
(3.1.) bölümünde ise, "Taraf A ve Taraf B iş bölümü esasına uygun olarak Konsorsiyumu
teşkil edeceklerdir. Tarafların her ikisi de ayrı ayrı ve müşterek olarak İşverene karşı ihalede
verilen teklif ve Ana Sözleşmenin Ana Sözleşmede belirtilen yükümlülüklere uygun olarak tatbik
edilmesinden sorumlu olacaklardır. Konsorsiyum taraflarının her ikisi de, kendilerine ait olan ve
tanımlanmış İş Kapsamı ile ilgili olarak İşverene karşı doğrudan sorumludurlar.",
(11.) "Ödeme" başlıklı bölümünde ise, "Ana Sözleşme Fiyat Formlarında yer alan kalemler
arasında E.1 ila E.29 kalemleri … tarafından doğrudan doğruya … hesabına yatırılacaktır ve E.30 ila
E.158 ve 1.1-1.106 kalemleri ise … tarafından doğrudan doğruya … hesabına yatırılacaktır."
denildiği anlaşılmıştır.
Ayrıca, Teşekkülünüz tarafından Ankara Vergi Dairesi Başkanlığına yazılan 17/02/2016 tarih
ve … sayılı yazıda, "…. tarafından Sözleşme kapsamında bila bedel yapılacak olan montaj işlerini
ifade etmekte olup, söz konusu iş kalemleri arasında inşaat montaj işi bulunmamaktadır.
Diğer yandan Teşekkülümüzce ihale edilen trafo merkezleri vb. elektrik tesislerinde
malzeme montaj işleri genel olarak yabancı süpervizör eşliğinde yerli montaj ekipleri ile
gerçekleştirildiğinden, söz konusu iş kalemlerinin zaten ülkemizde yüksek gerilim şalt tesisleri
montajında büyük tecrübeye … tarafından yapılabileceği şeklinde de yorumlanabilmekte olup,
sözleşmede de bu hususun aksi bir unsur ile karşılaşılmamıştır." denilmiştir.
Yukarıda yer alan hüküm ve açıklamalar çerçevesinde, söz konusu konsorsiyum
sözleşmesinde her bir ortağın yüklendiği işin belli bölümlere ayrıldığı ve bu bölümlerle ilgili olarak
doğrudan işverene karşı sorumlu olduklarının belirtildiği, …. tarafından sağlanacak makine ve
teçhizat için Teşekkülünüz tarafından yatırım teşvik belgesi çıkarıldığı ve anılan malzemelerin
gümrükte tarafınıza teslim edileceği hususları da dikkate alındığında, söz konusu makine ve
teçhizatın yurt dışındaki ana merkez tarafından Türkiye'de bir işyeri ve daimi temsilcisi olmaksızın
temini işinin yıllara sari inşaat ve onarım işi kapsamında değerlendirilmesi mümkün
bulunmamaktadır. Dolayısıyla, Teşekkülünüz tarafından söz konusu makine ve teçhizatın teslimine
ilişkin olarak ...'ya yapılan ödemelerin yıllara sari inşaat ve onarım işi kapsamında vergi kesintisine
tabi tutulmaması gerekmektedir.
Sözleşmeden ve Teşekkülünüzün 17/02/2016 tarih ve … sayılı yazısından, E.29 kalemi altında
merkezin back-to-back kısmı için eğitim hizmeti kapsamında ... tarafından,
-HVDC-tekniğine ilişkin temel mühendislik ve çalışmalarına yönelik en az 7 iş günü eğitim,
-10 günlük işletmeci (operatör) eğitimi ve
-en az 15 iş günü HVDC saha eğitimi
hizmeti verileceği, bu eğitimlerden işletmeci (operatör) eğitiminin Çin'de, diğer eğitimlerin ise
Türkiye'de olacağı anlaşılmaktadır.
Hükümleri 01/01/1998 tarihinden itibaren uygulanmakta olan "Türkiye Cumhuriyeti ile Çin
Halk Cumhuriyeti Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve
Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşması"nın "Ticari Kazançlar" başlıklı 7 nci maddesinin 1 inci
fıkrasında;
"Bir Akit Devlet teşebbüsüne ait kazanç, sözkonusu teşebbüs diğer Akit Devlette yer alan bir
işyeri vasıtasıyla ticari faaliyette bulunmadıkça, yalnızca bu (ilk bahsedilen) Akit Devlette
vergilenebilecektir. Eğer teşebbüs yukarıda bahsedilen şekilde ticari faaliyette bulunursa, bu
teşebbüsün kazançları diğer Akit Devlette, sadece işyerine atfedilebilen miktarla sınırlı olmak
üzere, vergilendirilebilir."
hükmü yer almaktadır.
Buna göre, Çin mukimi bir şirketin sunduğu hizmetler karşılığında elde ettiği kazancın
Türkiye'de vergilendirilmesi için bu kazancın Türkiye'de bulunan bir işyeri vasıtasıyla elde edilmesi
gerekmektedir. Aksi durumda vergilendirme Çin'de yapılacaktır.
Türkiye–Çin Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmasının "İşyeri" başlıklı 5 inci maddesinin
üçüncü fıkrasının (b) bendinde, işyeri teriminin, aynı ya da ilgili proje için, bir Akit Devletin
teşebbüsü tarafından diğer Akit Devlette işe alınan hizmetli veya diğer personel kullanılarak ifa
edilen ve oniki aydan fazla devam eden danışma hizmetleri de dahil hizmetleri kapsayacağı hüküm
altına alınmıştır. Söz konusu hizmetler bakımından Türkiye'de bir işyeri oluşup oluşmadığı bu
düzenleme çerçevesinde belirlenecektir.
Buna göre, Çin mukimi bir teşebbüsün Türkiye'de serbest meslek faaliyetinde bulunması
durumunda Türkiye'de bir işyerinin oluşup oluşmadığının tespiti açısından gerekli olan 12 ayı aşan
sürenin hesaplanmasında, teşebbüsün, Türkiye'de, Anlaşmanın 5 inci maddesinin üçüncü fıkrasının
(b) bendinde bahsedilen aynı veya ilgili projeler kapsamında hizmet ifasında bulunması durumunda
sürenin bir bütün olarak; ayrı projeler kapsamında hizmet ifasında bulunması durumunda ise her
bir proje süresinin ayrı ayrı dikkate alınması gerekmektedir.
Anlaşmanın 5 inci maddesinin üçüncü fıkrasının (b) bendinde yapılan düzenlemeye göre bir
işyerinin tespit edilmesi halinde ise; Türkiye-Çin Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmasının 7 nci
maddesinde ticari kazanç hakkında yapılan düzenlemeye göre, Türkiye'nin vergi alma hakkı olacak,
ancak vergileme hakkı işyerinden elde edilen kazançlarla sınırlı tutulacaktır.
Bu kazançların Türkiye'de vergilendirilmesi gerektiği durumda, Çin mukimi şirketin faaliyeti
Anlaşma kapsamında ticari kazanç olarak değerlendirilmekle birlikte, vergilemenin iç
mevzuatımızdaki usul ve esaslar çerçevesinde yapılacağı tabiidir.
Anlaşma hükümlerinin iç mevzuata göre değişiklik getirdiği durumlarda, Anlaşma
hükümlerinden yararlanabilmek için söz konusu Çin şirketinin Çin'de tam mükellef olduğunun ve
tüm dünya kazançları üzerinden bu ülkede vergilendirildiğinin Çin yetkili makamlarından alınacak
bir belge ile kanıtlanması ve bu belgenin aslı ile noterce veya Çin'deki Türk Konsolosluklarınca
tasdik edilen Türkçe tercümesinin bir örneğinin vergi sorumlularına veya ilgili vergi dairesine ibraz
edilmesi gerekmektedir. Mukimlik belgesinin ibraz edilememesi halinde ise ilgili Anlaşma
hükümleri yerine iç mevzuat hükümlerimizin uygulanacağı tabiidir.
Dolayısıyla, Çin mukimi şirketin personeli vasıtasıyla Türkiye'de ifa edeceği hizmetlerin oniki
aydan fazla devam etmesi durumunda bu hizmetlerden elde edilecek kazançlar üzerinden,
anlaşmanın 7 nci maddesi kapsamında Türkiye'nin vergilendirme hakkı bulunmaktadır.
Buna göre, Çin mukimi firma tarafından verilecek gözetim ve eğitim hizmetlerinin oniki aydan
fazla devam etmesi şartıyla bu faaliyetler karşılığında Teşekkülünüzce yapılan ödemelerin iç
mevzuatımıza göre vergilendirilmesi gerektiğinden, bu ödemeler üzerinden Kurumlar Vergisi
Kanununun 30 uncu maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi gereğince %20 oranında kurumlar
vergisi kesintisi yapılması gerekmektedir.
Öte yandan, anılan şirket tarafından bedelsiz olarak verilen hizmetlerden herhangi bir vergi
kesintisi yapılmayacağı tabiidir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge
geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla
vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi
hesaplanmayacaktır.