Kurumlar vergisi mükellefi olan kooperatif aidatının gelir yazılıp yazılmayacağı ile taşınmaz satışının değerlendirilmesi hk.

Özelge: Kurumlar vergisi mükellefi olan kooperatif
aidatının gelir yazılıp yazılmayacağı ile taşınmaz satışının
değerlendirilmesi hk.
Sayı: 
B.07.1.GİB.4.35.16.01-176300-842
Tarih: 
11/09/2012
 
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İZMİR VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
MÜKELLEF HİZMETLERİ GELİR VERGİLERİ GRUP MÜDÜRLÜĞÜ
 
   
Sayı : B.07.1.GİB.4.35.16.01-176300-842 11/09/2012
Konu : Kurumlar vergisi mükellefi olan kooperatifin  
aidatının gelir yazılıp yazılmayacağı ile taşınmaz
satışının değerlendirilmesi hakkında
 
            İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda; 2003 yılında yapı kooperatifinden site işletme
kooperatifine dönüşen, 2008 yılında tasfiyeye giren, 2010 yılında da kurumlar vergisi mükellefi olan
Kooperatifinizin 2003 yılından beri bilanço defteri tuttuğunu belirterek, ortak giderler için
üyelerden toplanan aidatların kurum kazancı olarak beyan edilip edilmeyeceği ve KDV'ye tabi olup
olmadığı ile aktifinde 290.-TL olarak kayıtlı olan taşınmazın 356.000,00 TL'ye satıldığını, kurum
kazancının tespitinde taşınmazın bilanço kayıtlı değerini rayiç bedel veya emsal bedeliyle
değerleyip değerlenmeyeceği hususlarında Başkanlığımız görüşü sorulmaktadır.
            A) Kurumlar Vergisi Kanunu Yönünden:
            5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 2 nci maddesinin ikinci fıkrasında kooperatifler
kurumlar vergisi mükellefleri arasında sayılmış, 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendinde
ise tüketim ve taşımacılık kooperatifleri hariç olmak üzere, ana sözleşmelerinde sermaye üzerinden
kazanç dağıtılmaması, yönetim kurulu başkan ve üyelerine kazanç üzerinden pay verilmemesi,
yedek akçelerin ortaklara dağıtılmaması ve sadece ortaklarla iş görülmesine ilişkin hükümler
bulunup, bu hükümlere fiilen uyan kooperatiflerin kurumlar vergisinden muaf olduğu hüküm altına
alınmıştır.
            Aynı Kanunun 6 ncı maddesinde de, kurumlar vergisi, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde
elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı ve safi kurum kazancının tespitinde Gelir
Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır.
            1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin "4.13. Kooperatifler" başlıklı bölümünde konu
ile ilgili gerekli açıklamalara yer verilmiştir.
            Buna göre, kurumlar vergisi mükellefi olan Kooperatifiniz tarafından üyelerden toplanan
aidatların, vergiye tabi bir kazanç unsuru olarak değerlendirilmesi ve diğer gelirler ile birlikte
hasılata dahil edilerek, kurum matrahının tespitinde dikkate alınması gerekmektedir.
            B) Katma Değer Vergisi Kanunu Yönünden:
            Katma Değer Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde; Türkiye'de yapılan ticari, sınai, zirai, ve
serbest meslek faaliyeti kapsamındaki teslim ve hizmetlerin katma değer vergisine tâbi olduğu; bu
faaliyetlerin kanunların veya resmi makamların gösterdiği gerek üzerine yapılmasının ve bunları
yapanların hukuki statü ve kişiliklerinin işlemlerin mahiyetini değiştirmeyeceği ve vergilendirmeye
engel teşkil etmeyeceği hüküm altına alınmıştır.            Konuya ilişkin olarak yayımlanmış bulunan 60 seri no.lu Katma Değer Vergisi Sirkülerinin
"1.3. Aidatlar" başlıklı bölümünde;
            "Üyelerden veya katılımcılardan alınan aidatlar, herhangi bir teslim veya hizmetin karşılığını
teşkil etmemek şartıyla KDV'nin konusuna girmemektedir. Örneğin, dernek tüzüğünde belirtilen
gelirlerden olan üye aidatları KDV'ye tâbi tutulmayacaktır.
            Ancak kurumlar vergisi mükellefiyeti bulunan bir kooperatifin ticari nitelikteki teslim ve
hizmetlerinin karşılığında yapılan ve kurum kazancının bir unsuru sayılan aidat ödemeleri KDV'ye
tabi tutulacaktır. Örneğin, tüketim ve taşımacılık kooperatifleri gibi kurumlar vergisi mükellefiyeti
bulunan kooperatiflerin üyeleri tarafından yapılan ve kurum kazancının bir unsuru sayılan aidat
ödemeleri KDV'ye tabi bulunmaktadır. Kurumlar vergisi mükellefiyeti bulunmayan kooperatifin
ortak giderleri karşılamak (üyelerin güvenlik, bahçıvanlık, havuz ve sosyal tesislerin bakımı,
elektrik ve su gibi ihtiyaçlarının giderilmesi) amacıyla tahsil ettiği aidatlar ise ticari mahiyet arz
etmediğinden KDV'ye tabi tutulmayacaktır."
            açıklaması yapılmıştır.
            Buna göre, Kooperatifinizin kurumlar vergisi mükellefi olması nedeniyle kurum kazancının
bir unsuru sayılan ve ortak giderler için üyelerden toplanan aidat ödemelerinin katma değer
vergisine tâbi tutulması gerekmektedir.
            C) Vergi Usul Kanunu Yönünden:
            213 sayılı Vergi Usul Kanununun 262 nci maddesinde; "Maliyet bedeli, iktisadi bir kıymetin
iktisap edilmesi veyahut değerinin arttırılması münasebetiyle yapılan ödemelerle bunlara müteferri
bilumum giderlerin toplamını ifade eder." hükmüne yer verilmiş; 269 uncu maddesinde ise iktisadi
işletmelere dahil bilumum gayrimenkuller maliyet bedelleri ile değerleneceği belirtilmiştir.
            Öte yandan, Vergi Usul Kanununun Mükerrer 298 inci maddesi, 5024 sayılı Kanunun 2 nci
maddesi ile 01.01.2004 tarihinden geçerli olmak üzere değiştirilerek "Enflasyon düzeltmesi ve
yeniden değerleme oranı" başlığı altında yeniden düzenlenmiştir. Söz konusu düzenleme ile mali
tabloların enflasyonun etkisinden arındırılması ve böylece vergileme üzerindeki enflasyondan
kaynaklanan olumsuzlukların giderilmesi amaçlanmış olup 31.12.2003 tarihli mali tabloların
düzeltme işlemine ilişkin hükümlere ise aynı Kanuna eklenen Geçici 25 inci maddesinde yer
verilmiştir.
            Anılan Kanunun Mükerrer 298 inci maddesinde, "A) Malî tablolarda yer alan parasal
olmayan kıymetler aşağıdaki hükümlere göre enflasyon düzeltmesine tâbi tutulur.
            1. Kazançlarını bilanço esasına göre tespit eden gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri fiyat
endeksindeki artışın, içinde bulunulan dönem dahil son üç hesap döneminde %100'den ve içinde
bulunulan hesap döneminde % 10'dan fazla olması halinde malî tablolarını enflasyon düzeltmesine
tâbi tutarlar. Enflasyon düzeltmesi uygulaması, her iki şartın birlikte gerçekleşmemesi halinde sona
erer." hükmüne yer verilmiştir.
            Yine aynı Kanunun Geçici 25 inci maddesinin (j) bendinde de, 2004 yılı hesap döneminden
itibaren ilk defa bilanço esasına geçen mükelleflerin bu maddede yer alan esaslara göre düzeltme
yapacakları hüküm altına alınmış olup, bu hükmün kapsamına enflasyon düzeltmesi yapılan
dönemlerde kazançlarını bilanço esasına göre tespit etmesine rağmen gelir veya kurumlar
vergisinden muaf olmaları nedeniyle düzeltme yapmayan mükellefler de girmektedir.
            Mezkur maddenin (l) bendinde ise "Bu madde uyarınca düzeltilen kalemlerin elden
çıkarılması halinde, bunlara ilişkin enflasyon düzeltme farkları maliyet bedeli addolunur. Şu kadar
ki, amortismana tâbi olmayan kıymetlerin düzeltilmiş değerinin altında bir bedelle satılması
halinde, düzeltilmiş değerle düzeltme öncesi değer arasındaki farka isabet eden zarar, gelir veya
kurumlar vergisi matrahının tespitinde dikkate alınmaz." hükmü yer almaktadır.            Enflasyon düzeltmesine tâbi tutulan değerlerin elden çıkarılması halinde, bunlara ilişkin
enflasyon düzeltme farklarının maliyet addolunacağı hükmü, Kanunun mükerrer 298 inci
maddesinin A fıkrasının 5 numaralı bendinde de yer almaktadır.
            Buna göre; Kooperatifinizin bilançosunda yer alan taşınmazı maliyet bedeli ile değerlemeniz
ve kurumlar vergisi mükellefiyetinizin tesis edildiği tarih itibariyle de düzenlenen bilançonuzun,
Vergi Usul Kanununun geçici 25 inci maddesine göre enflasyon düzeltmesine tâbi tutmanız
gerekmekte olup söz konusu taşınmazı elden çıkarmanız durumunda da buna ilişkin enflasyon
düzeltme farkını taşınmaz maliyetine eklemeniz mümkün bulunmaktadır.
            Bilgi edinilmesini rica ederim.
   
 
(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise
bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz
dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi
için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.