Mahkeme kararı gereğince avukatlara ödenen vekalet ücretlerinin vergilendirilmesi hk.

Mahkeme kararı gereğince avukatlara ödenen vekalet
ücretlerinin vergilendirilmesi hk.
Sayı: 
B.07.1.GİB.4.06.16.01-120[94-15/11]-786
Tarih: 
27/07/2015
T.C.
GELİR İDARESİ   BAŞKANLIĞI
ANKARA VERGİ   DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef   Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)
 
   
Sayı : 38418978-120[94-15/11]-786 27/07/2015
Konu : Mahkeme kararı gereğince  
avukatlara ödenen vekalet  
ücretlerinin vergilendirilmesi hk.
         
 
 
            İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, avukatlık mesleğiniz dolayısıyla serbest meslek
faaliyetinde bulunduğunuzu, müvekkiliniz adına vekaleten dava açtığınızı ve işlerini takip ettiğinizi
ancak dava lehinize sonuçlandığı zaman mahkemenin karşı tarafın avukatlık vekalet ücretinin
tarafınıza ödenmesine hükmettiğini, almış olduğunuz bu ücret karşılığında serbest meslek makbuzu
düzenlediğinizi belirterek, avukatların karşı taraftan almış oldukları vekalet ücretinin Katma Değer
Vergisi, Gelir Vergisi ve Vergi Usul Kanunu çerçevesinde değerlendirilerek, konu hakkında
Başkanlığımız görüşünün bildirilmesi istenilmektedir.
 
            A ) GELİR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:
 
            193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 65 inci maddesinde;
 
            "Her türlü serbest meslek faaliyetinden doğan kazançlar serbest meslek kazancıdır.
 
            Serbest meslek faaliyeti; sermayeden ziyade şahsi mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye veya
ihtisasa dayanan ve ticari mahiyette olmayan işlerin işverene tabi olmaksızın şahsi sorumluluk
altında kendi nam ve hesabına yapılmasıdır." hükmü yer almıştır.
 
            Aynı Kanun'un 67 nci maddesinin birinci fıkrasında; "Serbest meslek kazancı bir hesap
dönemi  içinde serbest meslek faaliyeti karşılığı olarak tahsil edilen para ve ayınlar ve diğer
suretlerle sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerden bu faaliyet dolayısıyla yapılan
giderler indirildikten sonra kalan farktır." hükmüne yer verilmiştir.
 
            Diğer taraftan, Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasında, kamu idareve müesseseleri, iktisadi kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları,
dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadi işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler,
gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını
bilanço veya zirai işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler maddede bentler halinde sayılan
ödemeleri nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben
tevkifat yapmaya mecbur oldukları belirtilmiş olup, aynı maddenin 2/b numaralı bendiyle, yaptıkları
serbest meslek işleri dolayısıyla bu işleri icra edenlere yapılan ödemeler üzerinden  % 20 oranında
tevkifat yapılacağı hüküm altına alınmıştır.
 
            Öte yandan, aynı Kanun'un 96 ncı maddesinde; "Vergi tevkifatı 94 üncü madde kapsamına
giren nakden veya hesaben yapılan ödemelere uygulanır. Bu maddede geçen hesaben ödeme
deyimi, vergi tevkifatına tabi kazanç ve iratları ödeyenleri istihkak sahiplerine karşı borçlu
durumda gösteren her türlü kayıt ve işlemleri ifade eder.
 
            Vergi tevkifatı, ücretler dışında kalan ödemelerde gayrisafi tutarlar üzerinden yapılır.
Kesilmesi gereken verginin ödemeyi yapan tarafından üstlenilmesi halinde bu vergi, bilfiil ödenen
miktar ile ödemeyi yapanın yüklendiği verginin toplamı üzerinden hesaplanır."  hükmüne yer
verilmiştir.
 
            1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 164 üncü ve 166 ncı maddelerinde, avukatlık ücreti
tanımlanmakta ve kaynakları itibariyle, sözleşmeye bağlı olarak  iş sahibinden sağlanan vekalet
ücreti ile dava sonunda, kararla tarifeye dayanılarak karşı tarafa yüklenen vekalet ücreti olmak
üzere iki ayrı vekalet ücretinden söz edilmektedir.
 
            Anılan Kanun'un 164 üncü maddesinin son fıkrasında; "Dava sonunda, kararla tarifeye
dayanılarak karşı tarafa yüklenecek vekalet ücreti avukata aittir. Bu ücret, iş sahibinin borcu
nedeniyle takas ve mahsup edilemez, haczedilemez.", 168 inci maddesinin üçüncü fıkrasında;
"Avukatlık ücretinin takdirinde, hukuki yardımın tamamlandığı veya dava sonunda hüküm verildiği
tarihte yürürlükte olan tarife esas alınır.", 169 uncu maddesinde ise "Yargı mercilerince karşı tarafa
yükletilecek avukatlık ücreti, avukatlık ücret tarifesinde yazılı miktardan az ve üç katından fazla
olamaz." denilmektedir.
 
            Dava sonunda, kararla tarifeye dayanılarak karşı/alacaklı taraf avukatına ödenen vekâlet
ücreti;
 
            a) Mahkeme veya icra veznesinin düzenlediği makbuz imzalanarak nakden,
 
            b) Bizzat karşı/borçlu tarafın, mahkeme veya icra dairesinin tespit ettiği vekalet ücretini
elden (nakden) veya banka havalesi ile ödemesi,
 
            c) Mahkeme veya icra dairesinin, yargılama giderleri ile birlikte davayı kazanan müvekkile
herhangi bir şekilde ödeme yapması ve müvekkilin de karşı borçlu taraftan alınan vekâlet ücretini
avukata ödemesi, 
            şekillerinde tahsil edilebilmektedir.
 
            Bu hüküm ve açıklamalara göre, mahkeme kararları ve icra takibi sonucu verilen kararla
avukatlık tarifesine dayanılarak karşı tarafa yüklenen vekâlet ücretinin;
 
            - Avukata doğrudan veya avukata ödenmek üzere mahkeme veya icra veznesine  ödenmesi
halinde, avukatın ücretli olmaması ve ödeme yapanın Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin
birinci fıkrasında sayılan tevkifat yapmakla sorumlu kişi veya kurumlardan olması durumunda,
davayı kaybeden tarafından Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının 2-b
bendine göre gelir vergisi tevkifatı yapılacağı,
 
            -Yargılama giderleriyle birlikte davayı kazanan tarafa doğrudan ödenmesi ve davayı kazanan
tarafın da bu vekalet ücretini avukata ödemesi halinde, avukata ödemeyi yapanın (davayı kaybeden
tarafın) Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasında sayılan tevkifat yapmakla
sorumlu kişi veya kurumlardan olması durumunda, Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin
birinci fıkrasının 2-b bendine göre gelir vergisi tevkifatı yapılacağı,
 
            tabiidir. 
 
            B ) KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:
 
            3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun;
 
            - 1/1 maddesinde; ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde
Türkiye'de yapılan teslim ve hizmetlerin KDV ye tabi olduğu,
 
            - 4/1 maddesinde; hizmetin, teslim ve teslim sayılan haller ile mal ithalatı dışında kalan
işlemler olduğu ve bu işlemlerin, bir şeyi yapmak, işlemek, meydana getirmek, imal etmek, 
onarmak, temizlemek, muhafaza etmek, hazırlamak, değerlendirmek, kiralamak, bir şeyi
yapmamayı taahhüt etmek gibi şekillerde gerçekleşebileceği,
 
            - 20 nci maddesinde; teslim ve hizmet işlemlerinde matrahın, bu işlemlerin karşılığını teşkil
eden bedel olduğu; bedel deyiminin, malı teslim alan veya kendisine hizmet yapılan veyahut bunlar
adına hareket edenlerden bu işlemler karşılığında her ne suretle olursa olsun alınan veya bunlarca
borçlanılan para, mal ve diğer suretlerde sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaat, hizmet ve
değerler toplamını ifade ettiği,
             hükme bağlanmıştır.
 
            Konuya ilişkin olarak yayımlanan KDV Genel Uygulama Tebliğinin (I/B-4) bölümünde;
 
            "Mahkemelerce hükmolunan avukatlık ücretlerinin davayı kazananlara ödenmesi KDV'nin
konusuna girmez. Ancak bu paralardan sözleşmeleri gereği ücret karşılığı çalışanlar dışında kalan
avukatlara intikal eden kısım, serbest meslek kazancı kapsamında vergiye tabi olur. Avukatlar
aldıkları bu para için davayı kazanana serbest meslek makbuzu düzenler ve makbuzda alınan tutar
üzerinden KDV hesaplayıp ayrıca gösterirler.
 
            Mahkeme kararında "KDV hariç" şeklinde bir ifadenin yer almaması halinde, vekalet
ücretinin KDV dahil olduğu kabul edilir ve iç yüzde oranı uygulanmak suretiyle hesaplanan KDV,
düzenlenen serbest meslek makbuzunda gösterilir." açıklamalarına yer verilmiştir.
 
            Buna göre, mahkemelerce hükmolunan vekalet ücretinin sözleşme gereği ücret karşılığı
hizmet verdiğiniz müvekkillerinizin davasından kaynaklanıyor olması halinde söz konusu vekalet
ücreti ödemeleri KDV'ye tabi olmayacaktır. Ancak müvekkilleriniz ile aranızda bir ücret akdi
olmaksızın verilen avukatlık hizmeti karşılığı alınan vekalet ücretleri serbest meslek kazancı
kapsamında değerlendirilecek ve KDV'ye tabi tutulacaktır.
 
            C ) VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN:
 
            213 sayılı Vergi Usul Kanununun "Makbuz mecburiyeti" başlıklı 236 ncı maddesinde;
"Serbest meslek erbabı, mesleki faaliyetlerine ilişkin her türlü tahsilatı için iki nüsha serbest
meslek makbuzu tanzim etmek ve bir nüshasını müşteriye vermek, müşteride bu makbuzu istemek
ve almak mecburiyetindedir."  hükmü yer almıştır.
 
            Konuyla ilgili olarak yayımlanan 356 ve 375 sıra No'lu Vergi Usul Kanunu Genel
Tebliğlerinde; icra dairelerince borçludan alınarak müvekkili adına takibat yapan alacaklı taraf
avukatına ödenmesine karar verilen avukatlık (vekalet) ücretlerinin avukata ödendiği anda, avukat
tarafından borçlu adına en az iki nüsha serbest meslek makbuzu düzenleneceği ve bir nüshasının
ödemeyi yapan memura verileceği açıklamalarına yer verilmiştir.
 
            Buna göre, dava sonunda mahkeme ilamına göre borçludan alınarak müvekkili adına takibat
yapan alacaklı taraf avukatına ödenmesine karar verilen avukatlık (vekalet) ücretlerinin avukata
ödendiği anda, avukat tarafından borçlu adına en az iki nüsha serbest meslek makbuzu
düzenlenmesi gerekmektedir.
 
            Bilgi edinilmesini rica ederim.
  
   
 
 
 
(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise
bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz
dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi
için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.