Malezya'dan elde edilecek temettü gelirlerinin kurumlar vergisinden istisna edilip edilmeyeceği hk.
Özelge: Malezya'dan elde edilecek temettü gelirlerinin
kurumlar vergisinden istisna edilip edilmeyeceği hk.
Sayı:
B.07.1.GİB.4.99.16.02-KVK-5/1-b-43
Tarih:
15/02/2012
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
BÜYÜK MÜKELLEFLER VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü
Sayı : B.07.1.GİB.4.99.16.02-KVK-5/1-b-43 15/02/2012
Konu : Malezya'dan elde edilecek temettü gelirlerinin
kurumlar vergisinden istisna edilip edilmeyeceği.
İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, şirketinizin Türkiye'de mukim başka tam mükellef
kurumlarla birlikte Malezya'da kimya sektöründe iştigal edecek bir üretim şirketi kurmayı
planlamakta olduğu belirtilerek, Malezya'dan elde edilecek temettülerin Türkiye'de gelir ve
kurumlar vergisinden istisna edilip edilemeyeceği, istisnaya konu edilememesi halinde, mahsup
sisteminin uygulanmasında; Malezya ile imzalanan Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmasının 22
nci maddesinin dördüncü fıkrasında yapılan düzenlemenin Türkiye'ye getirilen temettüler için
uygulanıp uygulanmayacağı, mahsup imkanının bulunması halinde ibraz edilecek belgelerin neler
olacağı konusunda Başkanlığımız görüşü sorulmaktadır.
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde kurumlar vergisine tabi kurumlar
sayılmış olup aynı Kanunun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasında da bu kurumlardan kanuni veya iş
merkezi Türkiye'de bulunanların tam mükellef olarak gerek Türkiye içinde gerekse Türkiye dışında
elde ettikleri kazançlarının tamamı üzerinden vergilendirilecekleri hükmüne yer verilmiştir.
Bu Kanunun "İstisnalar" başlıklı 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde aşağıdaki şartları
topluca taşıyan iştirak kazançlarının kurumlar vergisinden istisna olacağı hüküm altına alınmıştır;
"Kanunî ve iş merkezi Türkiye'de bulunmayan anonim ve limited şirket niteliğindeki şirketlerin
sermayesine iştirak eden kurumların, bu iştiraklerinden elde ettikleri aşağıdaki şartları taşıyan
iştirak kazançları;
1) İştirak payını elinde tutan şirketin, yurt dışı iştirakin ödenmiş sermayesinin en az % 10'una sahip
olması,
2) Kazancın elde edildiği tarih itibarıyla iştirak payının kesintisiz olarak en az bir yıl süreyle elde
tutulması (Rüçhan hakkı kullanılmak suretiyle veya yurt dışı iştirakin iç kaynaklarından yapılan
sermaye artırımları nedeniyle elde edilen iştirak payları için sahip olunan eski iştirak paylarının
elde edilme tarihi esas alınır.),
3) Yurt dışı iştirak kazancının kâr payı dağıtımına kaynak olan kazançlar üzerinden ödenen vergiler
dahil iştirak edilen kurumun faaliyette bulunduğu ülke vergi kanunları uyarınca en az % 15
oranında gelir ve kurumlar vergisi benzeri toplam vergi yükü taşıması; iştirak edilen şirketin esas
faaliyet konusunun, finansal kiralama dahil finansman temini veya sigorta hizmetlerinin sunulması
ya da menkul kıymet yatırımı olması durumunda, iştirak edilen kurumun faaliyette bulunduğu ülke
vergi kanunları uyarınca en az Türkiye'de uygulanan kurumlar vergisi oranında gelir ve kurumlar
vergisi benzeri toplam vergi yükü taşıması,
4) İştirak kazancının, elde edildiği hesap dönemine ilişkin kurumlar vergisi beyannamesininverilmesi gereken tarihe kadar Türkiye'ye transfer edilmesi."
hükmüne yer verilmiş olup aynı maddenin üçüncü fıkrası ile de iştirak hisseleri alımıyla ilgili
finansman giderleri hariç olmak üzere, kurumların kurumlar vergisinden istisna edilen kazançlarına
ilişkin giderlerinin veya istisna kapsamındaki faaliyetlerinden doğan zararlarının, istisna dışı kurum
kazancından indirilemeyeceği hüküm altına alınmıştır.
Öte yandan, anılan Kanunun 33 üncü maddesinin birinci fıkrasında "Yabancı ülkelerde elde edilerek
Türkiye'de genel sonuç hesaplarına intikal ettirilen kazançlardan mahallinde ödenen kurumlar
vergisi ve benzeri vergiler, Türkiye'de bu kazançlar üzerinden tarh olunan kurumlar vergisinden
indirilebilir." denilmek suretiyle yurt dışında elde edilip Türkiye'de vergilendirilecek kazançlar için
mahallinde ödenen vergilerin, söz konusu kazançlar için Türkiye'de hesaplanacak kurumlar
vergisinden mahsup edilmesi öngörülmüştür. Ancak, yurt dışında elde edilen kazançların Türkiye'de
kurumlar vergisinden istisna edilmiş olması halinde, bu kazançlar üzerinden yurt dışında ödenen
vergiler yurt içinde hesaplanan kurumlar vergisinden mahsup edilemeyecektir.
Yukarıda bahsi geçen konulara ilişkin olarak 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin "5.2.
Yurt dışı iştirak kazancı istisnası" ve "33. Yurt dışında ödenen vergilerin mahsubu" başlıklı
bölümlerinde ayrıntılı açıklamalara yer verilmiştir.
Bu hükümlerden anlaşılacağı üzere, şirketinizin Malezya'da mukim şirketten elde edeceği temettü
gelirlerinin, Kurumlar Vergisi Kanununun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde
öngörülen koşulların topluca yerine getirilmesi durumunda, kurumlar vergisinden istisna edilmesi
mümkün bulunmaktadır.
Diğer taraftan, 27.09.1994 tarihinde imzalanarak 01.01.1997 tarihinden itibaren uygulanmaya
başlayan Türkiye-Malezya Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması'nın "Temettüler"e ilişkin 10
uncu maddesinde;
"1. Bir Akit Devletin mukimi olan bir şirket tarafından diğer Akit Devletin bir mukimine ödenen
temettüler, bu diğer Devlette vergilendirilebilir.
2. Bununla beraber, söz konusu temettüler, ödemeyi yapan şirketin mukimi olduğu Akit Devletçe de
kendi mevzuatına göre vergilendirilebilir; ancak temettü elde eden temettünün gerçek lehdarı ise,
bu şekilde alınacak vergi aşağıdaki oranları aşamayacaktır:
a) Temettünün gerçek lehdarı, temettü ödeyen şirketin sermayesinin doğrudan doğruya en az yüzde
25'ini elinde tutan bir şirket ise (ortaklıklar hariç) gayrisafi temettü tutarının yüzde 10'u;
b) Tüm diğer durumlarda gayrisafi temettü tutarının yüzde 15'i.
3. Malezya mukimi olan bir şirketçe temettünün gerçek lehdarı olan bir Türkiye mukimine ödenen
temettüler, Malezya'da şirketin gelirleri üzerinden alınan vergiye ilave olarak temettüler üzerinden
alınan herhangi bir vergiden istisna edilecektir. Bu fıkradaki hiçbir şey, Malezya mukimi olan bir
şirketçe ödenen temettülere ilişkin verginin, temettünün ödendiği yılı takip eden tahakkuk yılında
Malezya'daki ilgili vergi oranı dikkate alınarak, Malezya vergisinden indirilmiş veya indirilebilecek
gibi kabul edilmesinde, Malezya vergi mevzuatı hükümlerini etkilemeyecektir.
4. Bu maddede kullanılan "temettü" terimi, hisse senetlerinden, intifa senetlerinden veya intifa
haklarından, kurucu hisse senetlerinden veya diğer haklardan veya alacak niteliğinde olmayıp
kazanca katılmayı sağlayan diğer haklardan elde edilen gelirleri, bunun yanı sıra dağıtımı yapan
şirketin mukimi olduğu Devletin mevzuatına göre, vergileme yönünden hisse senetlerinden elde
edilen gelirle aynı muameleyi gören diğer şirket haklarından elde edilen gelirleri kapsar."
hükümleri öngörülmektedir.
Buna göre, temettülerin kaynak devlette duruma göre % 10 ve % 15 oranında vergilendirilmesi
esası benimsenmiş olmakla birlikte, maddenin 3 üncü fıkrası uyarınca Malezya mukimi şirketlertarafından Türkiye mukimlerine ödenen temettüler Malezya'da vergiden istisna edilmektedir.
Anlaşmanın "Çifte Vergilendirmenin Önlenmesi"ne ilişkin 22 nci maddesinde ise;
"1. Her bir Akit Devletin yürürlükteki mevzuatları, yapılan bu Anlaşmaya aykırı hükümler
içermedikçe, ilgili Akit Devletler yönünden gelirin vergilendirilmesinde hüküm ifade etmeye devam
edecektir. Gelir her iki Devlette de vergiye tabi olduğunda çifte vergilendirme aşağıdaki fıkralar
uyarınca önlenecektir.
2. Malezya yönünden, Malezya vergisinden mahsuba ilişkin Malezya mevzuatı hükümleri saklı
kalmak üzere, bir Malezya mukimince Türkiye kaynaklı gelir dolayısıyla hem Türkiye'de hem de
Malezya'da vergiye tabi tutulan bir gelir üzerinden doğrudan veya mahsup yoluyla Türkiye
mevzuatı ve bu Anlaşma hükümleri uyarınca ödenecek Türk vergisi tutarı, bu gelirler dolayısıyla
ödenecek Malezya vergisinden mahsup edilebilecek; ancak, mahsup edilen vergi Malezya'da
vergiye tabi toplam gelirler üzerindeki vergiden söz konusu gelire isabet eden Malezya vergisi
kısmını aşmayacaktır.
3. Türkiye yönünden, Türk vergisinden mahsuba ilişkin Türkiye mevzuatı hükümleri saklı kalmak
üzere, bir Türkiye mukimince Malezya kaynaklı gelir dolayısıyla hem Türkiye'de hem de Malezya'da
vergiye tabi tutulan bir gelir üzerinden doğrudan veya mahsup yoluyla Malezya mevzuatı ve bu
Anlaşma hükümleri uyarınca ödenecek Malezya vergisi tutarı, bu gelirler dolayısıyla ödenecek Türk
vergisinden mahsup edilebilecek; ancak, mahsup edilen vergi Türkiye'de vergiye tabi toplam
gelirler üzerindeki vergiden sözkonusu gelire isabet eden Türk vergisi kısmını aşmayacaktır.
4. 2 nci ve 3 üncü fıkraların amaçları bakımından "diğer Akit Devletin bir mukimince bir Akit
Devlette ödenecek vergi" terimi, ilk bahsedilen Devletin vergi mevzuatı gereğince ödenmesi
gereken; fakat bu Devletin ekonomik kalkınmasını hızlandırmaya yönelik bu Anlaşmanın imza
tarihinde yürürlükte olan veya bu hükümlerin yerine ya da bunlara ilave olarak getirilen, ilgili
Devletlerin yetkili makamlarınca önemli ölçüde benzer karakterde olduğu bildirilen teşvik mevzuatı
hükümleri gereğince muafiyete veya indirime tabi tutulan bu Devlet vergilerini de kapsamaktadır.
Bundan önceki hükme bakılmaksızın, ilk bahsedilen Akit Devlette ödenecek vergi:
a) 11 inci maddenin 2 nci ve 3 üncü fıkralarında bahsedilen faizler için yüzde 15 oranında;
b) 12 nci maddenin 2 nci fıkrasında bahsedilen gayrimaddi hak bedelleri için yüzde 10 oranında
hesaplanacaktır."
hükümleri yer almaktadır.
Anlaşmanın yukarıda yer alan 22 nci maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan "diğer Akit Devletin
bir mukimince bir Akit Devlette ödenecek vergi" teriminin, bir Devlette ödenmesi gereken, ancak
bu Devletin ekonomik kalkınmasını hızlandırmaya yönelik teşvik mevzuatı gereğince muafiyete veya
indirime tabi tutulan vergileri de kapsadığı belirtilmiş; fıkranın (a) ve (b) bentlerinde ise söz konusu
terim faiz ve gayrimaddi hak bedelleri üzerinden alınan vergilerle sınırlandırılmıştır.
Dolayısıyla, Türkiye mukimlerince Malezya mukimi şirketlerden elde edilecek temettü gelirlerinin,
Anlaşmanın 22 nci maddesinin dördüncü fıkrası kapsamında değerlendirilmesi gerekmekte olup bu
gelirler üzerinden ödendiği varsayılan vergilerin Türkiye'de mahsup edilmesi mümkün
bulunmamaktadır.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş isebu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz
dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi
için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.