Muallak hasar karşılıklarından çıkarılan tutarların kurum matrahından indirim konusu yapılıp yapılamayacağı hk.

Özelge: Muallak hasar karşılıklarından çıkarılan tutarların
kurum matrahından indirim konusu yapılıp yapılamayacağı
hk.
Sayı: 
B.07.1.GİB.4.99.16.02-KVK-8-96
Tarih: 
12/04/2012
 
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
BÜYÜK MÜKELLEFLER VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü
 
   
Sayı : B.07.1.GİB.4.99.16.02-KVK-8-96 12/04/2012
Konu : Muallak hasar karşılıklarından çıkarılan tutarların  
kurum matrahından indirim konusu yapılıp
yapılamayacağı.
 
            İlgide kayıtlı özelge talep formunda, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 98 inci
maddesinde 6111 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikle trafik kazaları sebebiyle resmi ve özel sağlık
kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin SGK tarafından karşılanacağı, bu düzenlemeye
paralel olarak 6111 sayılı Kanunun Geçici 1 inci maddesi uyarınca, Kanunun yayımı tarihinden önce
meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedelleri için üç yıl süreyle SGK'ya
aktarım yapılacağı,  dolayısıyla bu hükme istinaden yapılan düzenlemeler uyarınca muallak hasar
karşılıklarının tasfiye edileceği belirtilerek, muallak hasar karşılıklarından çıkarılarak Hazine
Müsteşarlığınca yayımlanan 2011/18 sayılı Genelge'de belirtilen hesaplara aktarılan ve bu
hesaplarda izlenecek olan tutarların kurumlar vergisi karşısındaki durumu hakkkında Başkanlığımız
görüşü talep edilmektedir.
            5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunun 6 ncı maddesinde; kurumlar vergisinin, mükelleflerin
bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safi kurum
kazancının tespitinde 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun  ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin
uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.
            Ticari kazancın tespitinde iki temel ilke geçerlidir. Bunlar "dönemsellik" ve "tahakkuk esası"
ilkeleridir. Tahakkuk esası ilkesinde, gelir veya giderin miktar ve mahiyet itibariyle kesinleşmiş
olması, yani geliri veya gideri doğuran işlemin tekemmül etmesinin yanı sıra, miktarının ve
işlemden kaynaklanan alacağın veya borcun ödeme şartlarının da belirlenmiş olması gereklidir. Bu
esas dikkate alındığında bir gelir unsurunun, özel bir düzenleme bulunmadığı sürece, mahiyet ve
tutar itibariyle kesinleştiği dönem kazancının tespitinde dikkate alınması gerekmektedir.
            5520 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde, sigorta ve reasürans
şirketlerinde bilanço gününde hükmü devam eden sigorta sözleşmelerine ait olan teknik
karşılıkların hasılattan indirilebileceği hükme bağlanmış ve (1) numaralı alt bentte, bu kapsamda
değerlendirilen muallak hasar ve tazminat karşılıklarının; tahakkuk etmiş ve hesaben tespit edilmiş
hasar ve tazminat bedelleri veya bu hesap yapılmamışsa hasar ve tazminatın ve bunlarla ilgili tüm
masrafların tahmini değerleri ile gerçekleşmiş, ancak rapor edilmemiş hasar ve tazminat bedelleri
ve bunlara ilişkin masraflardan, reasürör payı düşüldükten sonra kalan tutar ile saklama payına
isabet eden muallak hasar karşılığı yeterlilik farklarından oluştuğu belirtilmiştir. Ayrıca, maddenin
beşinci fıkrasında da, bir bilânço döneminde ayrılan sigorta teknik karşılıklarının, ertesi bilânço
döneminde aynen kâra ekleneceği açıkça belirlenmiştir.
            1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin "8.6.1. Muallak hasar ve tazminat
karşılıkları"  başlıklı bölümünde söz konusu karşılıklara ilişkin ayrıntılı açıklamalara yer verilmiştir.            6111 sayılı Kanunun 59 uncu maddesi ile değişik 2918 sayılı Kanunun 98 inci maddesinde,
trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum
ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin, kazazedenin sosyal güvencesi olup
olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı, trafik kazalarına sağlık
teminatı sağlayan zorunlu sigortalarda; sigorta şirketlerince yazılan primlerin % 15'ini aşmamak
üzere, münhasıran bu teminatın karşılığı olarak Hazine Müsteşarlığınca sigortacılık ilkeleri
çerçevesinde maktu veya nispi olarak belirlenen tutarın tamamı sigorta şirketleri tarafından Sosyal
Güvenlik Kurumuna aktarılacağı ve söz konusu tutarın, ilgili sigorta şirketleri için sigortacılık
ilkelerine göre ayrı ayrı belirlenebileceği ve aktarım ile sigorta şirketlerinin bu teminat
kapsamındaki yükümlülüklerinin sona ereceği hükme bağlanmıştır.
            6111 sayılı Kanunun geçici 1 nci maddesinde de, bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce
meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumu
tarafından karşılanacağı, söz konusu sağlık hizmet bedelleri için bu Kanunun 59 uncu maddesine
göre belirlenen tutarın % 20'sinden fazla olmamak üzere belirlenecek tutarın üç yıl süreyle ayrıca
aktarılmasıyla anılan dönem için ilgili sigorta şirketlerinin yükümlülüklerinin sona ereceği
belirtilmiştir.
            Bu hüküm ve açıklamalara göre, muallak hasar karşılıklarının ayrıldığı dönemde hasılattan
indirilebilmesi mümkün olup ertesi dönemde de kurum kazancına dahil edilmesi gerekmektedir.
            Dolayısıyla, 6111 sayılı Kanunun geçici 1 inci maddesi çerçevesinde tasfiye edilecek olan
muallak hasar karşılıklarının tamamının izleyen yılın başında kurum kazancına eklenmesi gerektiği
tabiidir.
           Öte yandan, tasfiye edilecek olan muallak hasar karşılıklarından üç yıl süreyle SGK'ya
aktarılacak olan tutarların ise kesinleştiği geçici vergi dönemi itibariyle gider yazılması mümkün
olacaktır.
            Bilgi edinilmesini rica ederim.
   
 
(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise
bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz
dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi
için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.