Ölünceye kadar bakma sözleşmesi ile edinilen gayrimenkulün tapuda, kendi numarası yerine sehven başkasına ait dairenin numarasının yazılması nedeniyle

Özelge: Ölünceye kadar bakma sözleşmesi ile edinilen
gayrimenkulün tapuda, kendi numarası yerine sehven
başkasına ait dairenin numarasının yazılması nedeniyle söz
konusu hatanın tapuda trampa yoluyla düzeltildikten sonra
bahse konu gayrimenkulün satışının
Sayı: 
38418978-120[Mük 80/13/33]-759
Tarih: 
04/08/2014
 
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü
 
   
Sayı : 38418978-120[Mük 80/13/33]-759 04/08/2014
Konu : Ölene kadar bakma sözleşmesi ile edinilen ve trampa  
edildikten sonra satışı gerçekleştirilen gayrimenkulün
vergilendirilmesi
 
            İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, ...'tan 27.08.2009 tarihinde "Ölünceye Kadar Bakma
Akdi" ile edindiğiniz gayrimenkulün tapuda, kendi numaranız yerine sehven komşunuza ait dairenin
numarasının yazılması nedeniyle söz konusu hatanın tapuda trampa yoluyla düzeltildikten sonra
satışında vergisel yükümlülüklerinizin ne olduğu konusunda Başkanlığımızdan görüş talep
edilmektedir.
            HARÇLAR KANUNU YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME
            Bilindiği üzere 492 sayılı Harçlar Kanununun 57 nci maddesinde; tapu ve kadastro
işlemlerinden bu Kanuna bağlı (4) sayılı tarifede yazılı olanların tapu ve kadastro harcına tabi
olduğu belirtilmiş, Kanunun "Harçtan müstesna tutulan işlemler" başlıklı 59 uncu maddesinin
birinci fıkrasının (c) bendinde ise; ilgililerin kusurları olmaksızın tapu ve kadastro idareleri
tarafından yapılacak tashihlerde harç aranılmayacağı hüküm altına alınmıştır.
             492 sayılı Kanuna bağlı (4) sayılı tarifenin "Tapu İşlemleri" başlıklı bölümünün 20/a
bendinde ise, gayrimenkullerin ivaz karşılığında veya ölünceye kadar bakma akdine dayanarak
yahut trampa hükümlerine dayanarak devir ve iktisabında gayrimenkulün beyan edilen devir ve
iktisap bedelinden az olmamak üzere emlak vergisi değeri üzerinden devir alan ve devir eden için
nispi oranda harç alınacağı hükme bağlanmıştır.
            Buna göre, yanlışlığın tapu ve kadastro idaresince yapılan işlemlerden kaynaklandığının
belirlenmesi halinde 492 sayılı Kanunun 59/c fıkrası gereğince harç aranılmaması, ancak tapu
idaresinin hatasından kaynaklanmadığının anlaşılması halinde ise (4) sayılı tarifenin 20/a bendi
gereğince harç aranılması gerekmektedir.
            VERASET VE İNTİKAL VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME
            7338 sayılı Veraset ve İntikal Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti
uyruğunda bulunan şahıslara ait mallar ile Türkiye'de bulunan malların veraset yoluyla veya
herhangi bir suretle olursa olsun ivazsız bir şekilde bir şahıstan diğer şahsa intikalinin veraset ve
intikal vergisine tabi olduğu, aynı Kanunun 2 nci maddesinin (d) fıkrasında ivazsız intikal tabirinin,
hibe yoluyla veya herhangi bir tarzda olan ivazsız iktisapları ifade ettiği, 5 inci maddesinde de
veraset ve intikal vergisi mükellefinin veraset yoluyla veya ivazsız bir tarzda mal iktisap eden şahısolacağı hükme bağlanmıştır.
            Bu hükümlere göre, malların veraset yoluyla veya her ne şekilde olursa olsun karşılıksız bir
şekilde bir şahıstan diğer şahsa intikali veraset ve intikal vergisine tabi olup, verginin mükellefi
veraset yoluyla veya karşılıksız olarak mal iktisap eden kişilerdir.
            Diğer taraftan, 818 sayılı Borçlar Kanununun 511 inci maddesinde, taraflardan birinin
diğerine ölünceye kadar bakma ve onu görüp gözetmek şartıyla bir mamelek yahut bazı mallar
temlikini gerektiren akdin "kaydıhayat ile bakma mukavelesi" olduğu hükmü yer almaktadır.
            Bu madde hükmüne göre, öngörülen yükümlülüklerin yerine getirilmesi karşılığında yapılan
hibeler ivazlı intikal olup, veraset ve intikal vergisine tabi tutulmaması gerekmektedir.
            Ancak, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 364 üncü maddesinde ise; "Herkes, yardım
etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve altsoyu ile kardeşlerine nafaka vermekle
yükümlüdür.
            Kardeşlerin nafaka yükümlülükleri, refah içinde bulunmalarına bağlıdır. Eş ile ana ve
babanın bakım borçlarına ilişkin hükümler saklıdır." hükmüne yer verilmiştir.
            Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde, eşiniz ...'ın sahibi bulunduğu gayrimenkulü
ölünceye kadar bakma akdi ile tarafınıza devretmesi, 818 sayılı Borçlar Kanununun 511 inci
maddesi kapsamında değerlendirilemeyeceğinden, ivazsız bir intikal olarak nitelendirilmekte ve
veraset ve intikal vergisine tabi tutulması gerekmektedir.
            GELİR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME
            193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun "Değer Artışı Kazançları" başlıklı Mükerrer 80 inci
maddesinde; "Aşağıda yazılı mal ve hakların elden çıkarılmasından doğan kazançlar değer artışı
kazançlarıdır.
            ...
            6- İktisap şekli ne olursa olsun (ivazsız olarak iktisap edilenler hariç) 70 inci maddenin
birinci fıkrasının (1), (2), (4) ve (7) numaralı bentlerinde yazılı mal (gerçek usulde vergiye tabi
çiftçilerin zirai istihsalde kullandıkları gayrimenkuller dahil) ve hakların, iktisap tarihinden
başlayarak (5615 sayılı kanunun 5 inci maddesiyle değişen ibare Yürürlük; 1/1/2007 tarihinden
geçerli olmak üzere 04.04.2007) beş yıl içinde elden çıkarılmasından doğan kazançlar
(Kooperatiflerin ortaklarına bu sıfatları dolayısıyla tahsis ettikleri gayrimenkulleri tahsis tarihinde
ortak tarafından satın alınmış sayılır.).
            Bu maddede geçen "elden çıkarma" deyimi, yukarıda yazılı mal ve hakların satılması, bir
ivaz karşılığında devir ve temliki, trampa edilmesi, takası, kamulaştırılması, devletleştirilmesi,
ticaret şirketlerine sermaye olarak konulmasını ifade eder.
            Bir takvim yılında elde edilen değer artışı kazancının, menkul kıymet ve diğer sermaye
piyasası araçlarının elden çıkarılmasından sağlananlar hariç, (1.1.2013 tarihinden geçerli olmak
üzere) 9.400 Türk Lirası gelir vergisinden müstesnadır...." hükmü yer almaktadır.
            Yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı üzere gayrimenkullerin trampa edilmesi işlemi
satış hükmündedir.
            Öte yandan, aynı Kanunun "Safi Değer Artışı" başlıklı Mükerrer 81 inci maddesinin birinci
fıkrasında, "Değer artışında safi kazanç, elden çıkarma karşılığında alınan para ve ayınlarla
sağlanan ve para ile temsil edilebilen her türlü menfaatlerin tutarından, elden çıkarılan mal ve
hakların maliyet bedelleri ile elden çıkarma dolayısıyla yapılan ve satıcının uhdesinde kalan
giderlerin ve ödenen vergi ve harçların indirilmesi suretiyle bulunur. Hasılatın ayın ve menfaat
olarak sağlanan kısmının tutarı Vergi Usul Kanununun değerleme ile ilgili hükümlerine göre tayinve tespit olunur." hükmü, maddenin son fıkrasında da, "Mal ve hakların elden çıkarılmasında iktisap
bedeli, elden çıkarılan mal ve hakların elden çıkarıldığı ay hariç olmak üzere Devlet İstatistik
Enstitüsünce belirlenen toptan eşya fiyat endeksindeki artış oranında artırılarak tespit edilir. Şu
kadar ki, bu endekslemenin yapılabilmesi için artış oranının % 10 veya üzerinde olması şarttır."
hükmü yer almıştır.
            Bu hüküm ve açıklamalar çerçevesinde, eşiniz ...'ın sahibi bulunduğu gayrimenkulü
ölünceye kadar bakma akdi ile tarafınıza devretmesi ivazsız bir intikal olarak nitelendirildiğinden,
trampa işlemini gerektiren numara değişikliğine ilişkin hatanın Tapu İdaresince yapılmış olması
halinde, trampa yoluyla devir işlemleri gerçek bir satış işlemi sayılmayacağından, ivazsız olarak
iktisap edildiği kabul edilen dairenizin üçüncü kişilere satışı işleminden doğan kazanç, değer artışı
kazancının konusuna girmeyecektir.
            Diğer taraftan, ivazsız olarak iktisap ettiğiniz söz konusu dairenin Tapu İdaresince yapılmış
bir hatadan kaynaklanmaksızın kendi iradenizle trampa yoluyla devredilmesinden doğan kazançlar
değer artışı kazancının konusuna girmeyecek; ancak trampa yoluyla adınıza tescil edilen dairenin
bu trampa işleminden itibaren beş yıl içinde üçüncü kişilere satış işleminden doğan kazançlar ise
değer artışı kazancı olarak vergilendirilecektir.
            Bilgi edinilmesini rica ederim.
 
 
(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise
bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz
dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi
için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.