Örtülü sermayeye bağlı düzeltme işlemlerinde indirimli kurumlar vergisi oranının durumu hk.
Örtülü sermayeye bağlı düzeltme işlemlerinde indirimli
kurumlar vergisi oranının durumu hk.
Sayı:38418978-299[03-2023/40]-564744
Tarih:03/10/2024
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
Ankara Defterdarlığı
(Gelir Kanunları Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)
Sayı : E-38418978-299[03-2023/40]-… 03.10.2024
Konu : Örtülü sermayeye bağlı düzeltme
işlemlerinde indirimli kurumlar vergisi
oranının durumu hk.
İlgi : ….
İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda;
- Şirketinizin madencilik sektöründe faaliyet gösterdiği ve iştirakçisi olduğu …. A.Ş.'ye … yılında
borç verdiği,
- Borç verilen tutarın, … A.Ş.'nin dönem başı sermayesinin üç katını geçtiği ve ödenen faiz ve kur
farklarının örtülü sermaye uygulamasına konu edildiği,
- Teşvik belgesine sahip olan ve yatırım döneminde bulunan … A.Ş.'nin Kurumlar Vergisi
Kanununun 32/A maddesi kapsamında indirimli kurumlar vergisi oranını bu dönemde diğer
kazançlarına uyguladığı,
- …. A.Ş.'nin maden cevheri satışları üzerinden gelir elde ettiği ve yatırım teşvik belgesi nedeniyle
bu kazançlarına sırasıyla %4,4 ve %4,6 indirimli kurumlar vergisi oranlarını uyguladığı
belirtilmiş olup, örtülü sermaye uygulamasında borç veren şirketiniz tarafından yapılacak düzeltme
işleminde, %4,4 ve %4,6 oranlarında hesaplanan kurumlar vergisine denk gelen kurumlar vergisi
matrahının mı yoksa örtülü sermaye kapsamında kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate
alınan tutarların mı dikkate alınacağı hususunda Başkanlığımız görüşü sorulmaktadır.
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinin birinci fıkrasında, kurumlar vergisinin,
Kanunun 1 inci maddesinde yazılı mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum
kazancı üzerinden hesaplanacağı; ikinci fıkrasında, safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi
Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır.
Aynı Kanunun 12 nci maddesinde "örtülü sermaye" hükmüne yer verilmiş olup, kurumların
ortaklarından veya ortaklarla ilişkili olan kişilerden doğrudan veya dolaylı olarak temin ederek
işletmede kullandıkları borçların, hesap dönemi içinde herhangi bir tarihte kurumun öz
sermayesinin üç katını aşan kısmının ilgili hesap dönemi için örtülü sermaye sayılacağı; 11 inci
maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde ise, örtülü sermaye üzerinden ödenen veya hesaplanan
faiz, kur farkları ve benzeri giderlerin kurum kazancının tespitinde gider yazılamayacağı hükmüne
yer verilmiştir.
Ayrıca bu Kanunun 12 nci maddesinin yedinci fıkrasında, örtülü sermaye üzerinden kur farkı hariç,
faiz ve benzeri ödemeler veya hesaplanan tutarların, Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunlarının
uygulanmasında, gerek borç alan gerekse borç veren nezdinde, örtülü sermaye şartlarının
gerçekleştiği hesap döneminin son günü itibarıyla dağıtılmış kâr payı veya dar mükellefler için ana
merkeze aktarılan tutar sayılacağı, daha önce yapılan vergilendirme işlemlerinin, tam mükellef
kurumlar nezdinde yapılacak düzeltmede örtülü sermayeye ilişkin kur farklarını da kapsayacak
şekilde, taraf olan mükellefler nezdinde buna göre düzeltileceği ve bu düzeltmenin yapılması için
örtülü sermaye kullanan kurum adına tarh edilen vergilerin kesinleşmiş ve ödenmiş
olmasının şart olduğu hüküm altına alınmıştır.
1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin;
- "12.3. Örtülü sermaye uygulamasında kur farkı gelirlerinin durumu" başlıklı bölümünde,
“Kurumların kullanmış olduğu borçların örtülü sermaye kapsamında değerlendirilmiş olması
halinde, örtülü sermaye üzerinden ödenen veya hesaplanan faiz, kur farkları ve benzeri giderlerin,
Kurumlar Vergisi Kanununun 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendine göre gider olarak
yazılması mümkün bulunmadığından, örtülü sermaye kabul edilen borçlanmalarda YTL'nin değer
kazanması sonucu oluşacak kur farkı gelirlerinin de söz konusu borcun örtülü yoldan konulan bir
sermaye olarak kabul edilmesinin bir sonucu olarak, vergiye tabi kurum kazancının tespitinde gelir
olarak dikkate alınması söz konusu olmayacaktır.”
- “12.4. Örtülü sermaye üzerinden yapılan ödemeler veya hesaplanan tutarların kâr payı sayılması
ve yapılacak düzeltme işlemleri” başlıklı bölümünde, “Örtülü sermaye üzerinden ödenen faiz ve
benzeri ödemeler veya hesaplanan tutarlar, Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunlarının
uygulanmasında, gerek borç alan gerekse borç veren nezdinde, örtülü sermaye şartlarının
gerçekleştiği hesap döneminin son günü itibarıyla dağıtılmış kâr payı veya dar mükellefler için ana
merkeze aktarılan tutar sayılacaktır. Kur farkları bu kapsamda değerlendirilmeyecektir."
- "12.4.1. Borç verenin tam mükellef kurum olması” başlıklı alt bölümünde, “Kullanılan borç
nedeniyle, geçici vergi dönemi içinde örtülü sermaye şartlarının gerçekleşmesi halinde, o dönemde
daha önce borç alan kurum tarafından giderleştirilen faiz, kur farkı ve benzeri giderler, bu işlemin
yapıldığı geçici vergi döneminde hesaben gerekli düzeltmeye tabi tutulabilecektir. Borç veren
kurum tarafından da aynı dönem içinde düzeltme yapılabilmesi mümkündür.
Düzeltmenin, gider yazılan geçici vergi döneminden sonra yapılması halinde, borç alan kurum
tarafından verilen düzeltme beyannamesi ile tahakkuk eden vergilerin kesinleşmiş ve ödenmiş
olması şartıyla, borç veren kurum tarafından da (bir sonraki geçici vergi döneminde) düzeltme
yapılabilecektir.
Borç veren tarafından düzeltme yapılırken, faiz gelirlerinden örtülü sermayeye isabet eden kısımlar
kâr payı geliri olarak dikkate alınacak ve şartların varlığı halinde iştirak kazançları istisnası olarak
vergiden istisna edilecek; kur farkı gelirlerinden örtülü sermayeye isabet eden herhangi bir tutar
var ise bu gelirler de vergiye tabi kazancın tespitinde dikkate alınmayacak; YTL'nin değer
kazanması sonucu örtülü olarak konulmuş sermayeye isabet eden bir kur farkı giderinin mevcut
bulunması halinde de bu gider vergiye tabi kazancın tespitinde dikkate alınmayacaktır.
Hesap dönemi kapandıktan sonra örtülü sermaye kullanan kurumun yapacağı düzeltme talebi, vergi
dairesince Vergi Usul Kanunu uyarınca değerlendirilip sonuçlandırılacaktır. Bu düzeltme sonucu
tarh edilen vergilerin kesinleşmiş ve ödenmiş olması halinde, karşı tarafın da gerekli düzeltme
işlemini kendiliğinden yapması mümkün olacaktır.
Verginin kesinleşmesi; dava açma süresi içinde dava açılmaması, yargı mercilerince nihai kararın
verilmiş olması veya uzlaşmanın vaki olması gibi haller nedeniyle, verginin kesinleşmesi ve itiraz
edilmeyecek duruma gelmesidir. Örtülü sermaye kapsamındaki finansmanı kullandıran kurum
nezdinde yapılacak düzeltmede dikkate alınacak tutar, kesinleşen ve ödenen tutar olacaktır. Örtülü
sermaye kapsamında borç kullanan kurumun, zamanaşımı süresi içinde düzeltme talebinde
bulunmuş olması halinde, düzeltme sonucu tarh edilen verginin kesinleşip ödenmesi şartıyla karşı
tarafta da süreye bakılmaksızın gerekli düzeltme işlemi yapılacaktır.”
açıklamalarına yer verilmiştir.
Bu hüküm ve açıklamalara göre, örtülü sermaye kapsamında finansmanı kullandıran şirketiniz
tarafından yapılacak düzeltmede, örtülü sermaye kullanan kurumun ödediği vergilerin dikkate
alınması suretiyle iştirak kazancı istisnası olarak dikkate alınacak tutarın hesaplanması
gerekmektedir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.