Özel iletişim vergisinin gelir ve kurumlar vergisinde gider olarak dikkate alınması
Özelge: Özel iletişim vergisinin gelir ve kurumlar vergisinde
gider olarak dikkate alınması
Sayı:
38418978-125[8-14/2]-284
Tarih:
12/03/2015
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü
Sayı : 38418978-125[8-14/2]-284 12/03/2015
Konu : Özel iletişim vergisinin gelir ve kurumlar vergisinde gider
olarak dikkate alınması
İlgide kayıtlı özelge talep formunda, Telekomünikasyon Kurumuyla görev veya imtiyaz sözleşmesi
imzalayan veya bu kurumdan ruhsat ya da genel izin almak suretiyle telekomünikasyon altyapısı
kurup işleten ve iletişim hizmeti sunan işletmeler tarafından nihai tüketici durumunda olan
tüketiciler (kurumunuz gibi) adına düzenlenen faturalarda gösterilen özel iletişim vergilerinin gelir
veya kurumlar vergisinin tespitinde gider olarak yazılıp yazılamayacağı hususunda Başkanlığımız
görüşünü talep etmektesiniz.
6802 sayılı Gider Vergileri Kanununun 39 uncu maddesinde;
"Verginin mükellefi; birinci fıkrada sayılan (5904 sayılı Kanunun 34 üncü maddesiyle
değişen ibare. Geçerlilik; 10.05.2009, yürürlük; 03.07.2009)elektronik haberleşme hizmetlerini
sunan işletmecilerdir. Verginin matrahı, katma değer vergisi matrahını oluşturan unsurlardan
teşekkül eder. Bir aya ait özel iletişim vergisi, izleyen ayın onbeşinci günü akşamına kadar beyan
edilerek aynı süre içinde ödenir. Bu verginin beyan ve ödenmesine ilişkin olarak 47 ve 48 inci
madde hükümleri uygulanmaz.
...
Bu vergi, katma değer vergisi matrahına dahil edilmez, gelir ve kurumlar vergisi
uygulamasında gider kaydedilmez ve hiçbir vergiden mahsup edilmez."
hükmü yer almaktadır.
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun "Safi kurum kazancı" başlıklı 6 ncı maddesiyle,
kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı
üzerinden hesaplanacağı; safi kurum kazancının tespitinde, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun
ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.
Gelir Vergisi Kanununun 38 inci maddesinde ise bilanço esasına göre ticari kazancın
teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müspet fark
olduğu, bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce işletmeye ilave olunan değerlerin bu farktan
indirileceği, işletmeden çekilen değerlerin ise bu farka ilave olacağı, ticari kazancın bu suretle
tespit edilmesi sırasında Vergi Usul Kanununun değerlemeye ait hükümleri ile bu Kanunun 40 ve 41
inci maddeleri hükümlerine uyulacağı hüküm altına alınmıştır.
Öte yandan, özel iletişim vergisinin gelir ve kurumlar vergisi uygulamasında gider yazılıp
yazılamayacağı hakkında 14.10.2005 tarihli ve 19 no.lu Kurumlar Vergisi Sirkülerinde;
"Özel iletişim vergisinin mükellefi olmayan gelir veya kurumlar vergisi mükellefleri,
adlarına düzenlenen faturalarda yer alan özel iletişim vergisini, Kanunun ‘Bu vergi, ... gelir ve
kurumlar vergisi uygulamasında gider kaydedilemez ve hiçbir vergiden mahsup edilemez.' hükmü
gereğince vergi matrahlarının tespitinde gider olarak dikkate alamayacakları gibi; hesaplanan gelir
veya kurumlar vergisinden mahsup etmeleri de mümkün değildir."
denilmiştir.
Buna göre, Gider Vergileri Kanununun 39 uncu maddesi hükmü gereğince özel iletişim
vergisinin, bu verginin mükellefi olunup olunmadığına bakılmaksızın gelir ve kurumlar vergisi
uygulamasında gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmamaktadır.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise
bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz
dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi
için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.