Özel karşılık hesabına alınan vazgeçilen alacağın ticari zarardan mı mali zarardan mı mahsup edileceği hk.

Özel karşılık hesabına alınan vazgeçilen alacağın ticari
zarardan mı mali zarardan mı mahsup edileceği hk.
Sayı:
B.07.1.GİB.4.38.15.01-125[9-2016/20-297]-15708
Tarih:
24/04/2017
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
KAYSERİ VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü)
Sayı : 50426076-125[9-2016/20-297]-15708 24.04.2017
Konu : Özel karşılık hesabına alınan
vazgeçilen alacağın ticari zarardan
mı mali zarardan mı mahsup
edileceği hk.
…………..
İlgide kayıtlı özelge talep formunuz ve eklerinin incelenmesinden; 213 sayılı Vergi Usul Kanunun
324 üncü maddesinde öngörülen şartların sağlanmasına bağlı olarak, borçlu tarafından vazgeçilen
alacak kapsamında değerlendirilecek ve alacaktan vazgeçilen hesap dönemi dahil olmak üzere üç
hesap dönemine ait zararlarla mahsup edilmek üzere özel karşılık hesabına alınacak tutarların,
ticari bilanço zararından mı, yoksa mali zarardan mı itfa edilmesi gerektiği hususunda
Başkanlığımız görüşünün talep edildiği anlaşılmaktadır.
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinde, kurumlar vergisinin bir hesap dönemi
içinde elde edilen safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı ve safi kurum kazancının tespitinde
Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır.
Ayrıca, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 38 inci maddesinde, bilanço esasına göre ticari kazancın
teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonundaki ve başındaki değerleri arasındaki müspet fark
olduğu; bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce işletmeye ilave olunan değerlerin bu farktan
indirileceği, işletmeden çekilen değerlerin ise farka ilave olunacağı, ticari kazancın bu şekilde tespit
edilmesi sırasında, Vergi Usul Kanununun değerlemeye ait hükümleri ile bu Kanunun 40 ve 41 inci
maddeleri hükümlerine uyulacağı hükmüne yer verilmiştir.
Diğer taraftan, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 324 üncü maddesinde de, konkordato veya sulh
yoluyla alınmasından vazgeçilen alacakların, borçlunun defterlerinde özel bir karşılık hesabına
alınacağı, bu hesabın muhteviyatı alacaktan vazgeçildiği yılın sonundan başlayarak üç yıl içinde
zararla itfa edilmediği takdirde kâr hesabına naklolunacağı hüküm altına alınmıştır.
Bu bağlamda, alacaktan vazgeçme halinde borçlu tarafından yapılması gereken işlem; vazgeçilen
alacak tutarının, alacaktan vazgeçildiği yıl ve sonraki iki yılda (toplam üç yıl) doğacak zararla
itfasının sağlanması, tamamen veya kısmen itfa edilemeyen kısmının ise, üçüncü yılın sonunda kâra
aktarılarak vergilendirilmesidir.
Bunun yanı sıra, Vergi Usul Kanununun 324 üncü maddesinde, "alacaktan vazgeçildiği yılın
sonundan başlayarak üç yıl içinde zararla" denilmek suretiyle, vazgeçilen alacağın gelecek yıl
(yıllar) zararlarından mahsup edilebileceği kabul edilmiş olup, geçmiş yıl zararlarının kaynağı ne
olursa olsun, vazgeçilen alacaktan mahsup edilmesi mümkün bulunmamaktadır.
Bu çerçevede, üç yıl içinde olmak koşuluyla, vazgeçilen alacak tutarının ticari bilanço zararına
ilaveler ile zarar olsa dahi indirilecek indirim ve istisnaların da dikkate alınması suretiyle
hesaplanması gereken zarar tutarından mahsup edilmesi gerekmektedir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise
bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz
dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi
için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.