Reklam alma faaliyetinin belediye spor kulübünün kurumlar vergisinden muafiyeti kapsamında değerlendirilip değerlendirilmeyeceği hk.
Özelge: Reklam alma faaliyetinin belediye spor kulübünün
kurumlar vergisinden muafiyeti kapsamında değerlendirilip
değerlendirilmeyeceği hk.
Sayı:
38418978-2011-KVK-2-1-922
Tarih:
12/09/2012
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)
Sayı : 38418978-2011-KVK-2-1-922 12/09/2012
Konu : Reklam alma faaliyetinin belediye spor kulübünün
kurumlar vergisinden muafiyeti kapsamında
değerlendirilip değerlendirilmeyeceği hk.
İlgide kayıtlı özelge talep formunuz ve eklerinde, ... Spor Kulübü Derneği olarak Gençlik ve Spor
Genel Müdürlüğü Spor Toto Teşkilat Başkanlığı ile yaptığınız sözleşme ile "Spor Toto Oyunlarıyla
Türkiye Kazanıyor" ibaresinden oluşan reklam panosunun, kulüp binası üzerinde sergilenmesi
sonucu KDV hariç ... -TL reklam geliri elde edeceğiniz belirtilerek, söz konusu reklam geliri
dolayısıyla kurumlar vergisinden muaf olup olmadığınız hususunda görüş bildirilmesi
istenilmektedir.
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 1 inci maddesinde, derneklere ait iktisadi işletmeler
kurumlar vergisi mükellefleri arasında sayılmış, dernek tüzel kişiliği ise mükellefiyet dışında
bırakılmış olup; aynı Kanunun 2'nci maddesinin beşinci ve altıncı fıkralarında ise derneklere ait
veya bağlı olup faaliyetleri devamlı bulunan ve bu maddenin birinci ve ikinci fıkraları dışında kalan
ticari, sınai ve zirai işletmeler ile benzer nitelikteki yabancı işletmelerin, derneklerin iktisadi
işletmeleri olduğu, derneklere ait iktisadi işletmelerin kazanç gayesi gütmemelerinin, faaliyetlerinin
kanunla verilmiş görevler arasında bulunmasının, tüzel kişiliklerinin olmamasının, bağımsız
muhasebelerinin ve kendilerine ayrılmış sermayelerinin veya işyerlerinin bulunmamasının
mükellefiyetlerini etkilemeyeceği, mal veya hizmet bedelinin sadece maliyeti karşılayacak kadar
olmasının, kar edilmemesi veya karın kuruluş amaçlarına tahsis edilmesinin bunların iktisadi
niteliğini değiştirmeyeceği hükme bağlanmıştır.
Aynı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (j) bendinde, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü
ile özerk spor federasyonlarına tescil edilmiş spor kulüplerinin idman ve spor faaliyetlerinde
bulunan iktisadi işletmeleri ile sadece idman ve spor faaliyetlerinde bulunan anonim şirketlerin
kurumlar vergisinden muaf olduğu hüküm altına alınmıştır.
03.04.2007 tarih ve 26482 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel
Tebliğinin 4.12 nci bölümünde ise; "Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü ile özerk spor
federasyonlarına tescil edilmiş spor kulüplerinin idman ve spor faaliyetlerinde bulunan iktisadi
işletmelerinin muafiyet hükmünden yararlanabilmesi için iktisadi işletmenin;
-Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü ve/veya özerk spor federasyonlarına tescil edilmiş olan spor
kulüplerine ait olması,
-Faaliyetlerinin sadece idman ve spor faaliyetlerinden ibaret olması, gerekmektedir
İdman ve spor faaliyetlerinde bulunan anonim şirketler ise sadece idman ve spor faaliyetinde
bulunmaları kaydıyla kurumlar vergisinden muaf olacaktır.Bununla birlikte, transfer ve bonservis gelirleri, saha reklam gelirleri, maç bileti satışları,
sporcuların formalarına aldıkları reklamlar, maç yayın hakkının satılması faaliyetleri de idman ve
spor faaliyeti kapsamında değerlendirilecektir.
Örneğin; Türkiye Futbol Federasyonuna tescil edilmiş bir spor kulübünün, idman ve spor
faaliyetlerine bağlı olarak maç bileti satışları, sporcuların formalarına aldıkları reklamlar, maç yayın
hakkının satılması gibi faaliyetleri muafiyet kapsamında değerlendirilecektir. Ancak, kulübün söz
konusu idman ve spor faaliyetlerinin yanı sıra forma, ayakkabı ve diğer malzeme satışı, otopark,
benzin istasyonu, restoran, otel, büfe ve plaj işletmeciliği yapması durumunda, idman ve spor
faaliyetleri dışındaki faaliyetler ayrı bir iktisadi işletme olarak kurumlar vergisine tabi tutulacaktır."
açıklamalarına yer verilmiştir.
Diğer taraftan, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 70 inci maddesinde; "Aşağıda yazılı mal ve
hakların sahipleri, mutasarrıfları, zilyedleri, irtifak ve intifa hakkı sahipleri veya kiracıları
tarafından kiraya verilmesinden elde edilen iratlar gayrimenkul sermaye iradıdır:
1. Arazi, bina (Döşeli olarak kiraya verilenlerde döşeme için alınan kira bedelleri dahildir), maden
suları, menba suları, madenler, taş ocakları, kum ve çakıl istihsal yerleri, tuğla ve kiremit
harmanları, tuzlalar ve bunların mütemmim cüzileri ve teferruatı;
...
Yukarıda yazılı mal ve haklar ticari veya zirai bir işletmeye dahil bulunduğu takdirde bunların
iratları ticari veya zirai kazancın tespitine müteallik hükümlere göre hesaplanır."
..."
hükmüne yer verilmiştir.
Buna göre, bir binanın mütemmim cüzü sayılan duvarı, çatısı, bir geminin dış cephesi, bir
stadyumun dış cephesi ve tribünlerinin reklam amaçlı kiraya verilmesi, bir kimsenin yol kenarında
bulunan arazisinin belli bir kısmına reklam amaçlı panolar yerleştirilmesi yoluyla kiralanması vb.
halinde, kiralama konusu gayrimenkulün ticari işletmeye dahil olmaması şartıyla, elde edilen
gelirler gayrimenkul sermaye iradı olarak vergiye konu olacaktır.
Ancak, kiralamaya konu bina ticari veya zirai bir işletmeye dahil bulunduğu takdirde, elde edilecek
iradın ticari veya zirai kazancın tespitine müteallik hükümlere göre hesaplanacak olması nedeniyle,
elde edilen kira bedeli gayrimenkul sermaye iradı değil, ilgisine göre ticari veya zirai kazanç
olacaktır.
Ayrıca, Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (5/b) bendinde, vakıflara
(mazbut vakıflar hariç) ve derneklere ait gayrimenkullerin kiralanması karşılığında bunlara yapılan
kira ödemelerinden %20 oranında tevkifat yapılacağı hüküm altına alınmıştır.
Öte yandan, 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin, "Dernek veya vakıflara ait
taşınmazların kiralanması karşılığında yapılan kira ödemeleri" başlıklı (15.3.2.2.)
bölümünde,
"Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (5) numaralı bendi uyarınca,
vakıflara (mazbut vakıflar hariç) ve derneklere ait taşınmazların kiralanması karşılığında, bunlara
yapılan kira ödemelerinden gelir vergisi kesintisi yapılmaktadır.
Bu kesintinin yapılmasında, kendisine kira ödemesinde bulunulan derneğin, kamuya yararlı dernek
ya da vakfın Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınmış vakıf olması önem arz etmemektedir.
Başka bir deyişle, mazbut vakıflar hariç, hiçbir ayrım yapılmaksızın tüm dernek veya vakıflara
ödenen kira bedellerinden bu kesintinin yapılması gerekmektedir."
açıklamalarına yer verilmiştir.Anılan Genel Tebliğin (15.3.2.3.) bölümünde ise Kurumlar Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde
sayılan kurumlar vergisi mükelleflerine (kooperatifler hariç) ait taşınmazların kiralanması
karşılığında bunlara yapılan kira ödemelerinden vergi kesintisi yapılmayacağı, bu kurumların elde
ettikleri kira gelirlerini ilgili hesap dönemine ait kurumlar vergisi beyannamesi ile beyan edeceği
belirtilmiştir.
Dernekler tüzel kişilikleri itibariyle kurumlar vergisi mükellefi olmamakla birlikte, dernek tüzel
kişiliğine bağlı iktisadi işletme oluşturacak nitelikte devamlı ticari, sınai ve zirai faaliyetlerin
kurumlar vergisine tabi tutulması gerekecektir.
Bu hüküm ve açıklamalar çerçevesinde, kulüp derneği binasına bedel karşılığı reklam panosu asma
faaliyetinin, idman ve spor faaliyeti kapsamında değerlendirilmesi mümkün olmamakla birlikte, söz
konusu reklam geliri dolayısıyla Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 4/j maddesindeki muafiyet
hükmünden yararlanılması da söz konusu olmayacaktır. Bu nedenle, reklam alma işinin derneğinize
bağlı bir iktisadi işletme vasıtasıyla gerçekleştirilmesi halinde bu gelirlerin iktisadi işletmenizin
ilgili hesap dönemine ait kurumlar vergisi beyannamesi ile beyan edilmesi gerekecektir. Ancak, söz
konusu kiralama faaliyetinin işyeri açılması, personel istihdamı gibi ticari bir organizasyona bağlı
olmaksızın diğer bir ifadeyle iktisadi işletme teşekkül ettirmeksizin gerçekleştirilmesi halinde söz
konusu kira ödemelerinden yapılan tevkifat nihai vergilendirme olacaktır.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise
bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz
dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi
için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.