Sehven başka firmaya ödenen borcun geri alınamayıp icra müdürlüğünce dava dosyasının borçlunun bulunamaması nedeniyle kapatılmasında değersiz alacak u

Sehven başka firmaya ödenen borcun geri alınamayıp icra
müdürlüğünce dava dosyasının borçlunun bulunamaması
nedeniyle kapatılmasında değersiz alacak uygulaması hk.
Sayı: 
B.07.1.GİB.4.35.18.02-105[1741]-274
Tarih: 
12/05/2016
T.C.
GELİR İDARESİ   BAŞKANLIĞI
İZMİR VERGİ   DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef   Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü
 
   
Sayı : 67854564-105[1741]-274 12/05/2016
Konu : Tahsil Edilemeyen Alacak Tutarının  
Gider Kaydedilip   Kaydedilemeyeceği
         
 
   İlgide kayıtlı özelge talep formunuz ve eklerinin incelenmesinden; ilimiz … Vergi Dairesi
Müdürlüğünün …. vergi kimlik numarasında kayıtlı mükellefi olan firmanızca 20../Ocak ayında …
A.Ş.'ye gönderilmesi gereken ...-TL tutarındaki havalenin sehven daha önce ticari ilişkiniz bulunan
… Ltd. Şti.'ye gönderildiği, söz konusu tutarın bu şirket tarafından iade edilmemesi üzerine
konunun yargıya intikal ettirildiği, ... tarihinde davanın lehinize sonuçlandığı, alacak takibine ….
İcra Dairesi nezdinde ... tarihinde başlanıldığı, bu şirketin kapanması nedeniyle adı geçen icra
müdürlüğünce dosyanın ... tarihinde takipsizlik kararıyla kapatıldığı ve ... tarih ve 20../… Esas sayılı
belgenin verildiği, "128 Şüpheli Ticari Alacaklar" hesabında izlenen alacak tutarı için herhangi bir
şüpheli alacak karşılığı ayrılmadığı belirtilerek, tahsil imkanı kalmayan alacağınızın değersiz alacak
olarak  değerlendirilmesinin  mümkün  olup  olmadığı  hususunda  Başkanlığımız  görüşü
istenilmektedir.
 
   213 sayılı Vergi Usul Kanununun 322 nci maddesinde “Kazai bir hükme veya kanaat verici bir
vesikaya göre tahsiline artık imkan kalmayan alacaklar, değersiz alacaktır.
 
   Değersiz alacaklar, bu mahiyete girdikleri tarihte tasarruf değerlerini kaybederler ve mukayyet
kıymetleriyle zarara geçirilerek yok edilirler.
 
   İşletme hesabı esasına göre defter tutan mükelleflerin bu madde hükmüne giren değersiz
alacakları, gider kaydedilmek suretiyle yok edilirler.” hükmüne yer verilmiştir.
 
   Bu hükme göre, değersiz alacak olarak doğrudan zarar yazılabilmesi için ortada bir alacak söz
konusu olmalı ve alacak, ticari ve zirai kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili
bulunmalıdır. Başka bir ifadeyle, alacak, işletme faaliyetleriyle ilgili olmalı, ticari ve zirai, kazancın
normal gerekleri çerçevesinde doğmalıdır.
 
   Görüldüğü gibi değersiz alacak; kaybedilmiş, tahsiline artık imkân kalmamış, değeri sıfıra inmişbir alacaktır. Kanuni düzenlemeye göre alacağın tahsil imkânının kalmadığının, kazai bir hükümle
veya kanaat verici bir vesika ile tevsik edilmesi icap etmektedir. Kazai bir hükümden anlaşılması
gereken, alacağın tahsili için kanun yollarına başvurulmuş olması, icra takibinin yapılmış
bulunması, bu müracaatlar ve takipler sonunda, alacağın ödenmeyeceğine hakim tarafından
hükmedilmiş olması; kanaat verici vesika teriminden ise ödemeyi imkansız hale getirmiş hal ve
sebepler sonucu ortaya çıkmış belgeler anlaşılmalıdır. Alacağın tahsil güçlüğünün objektif ve
inandırıcı belgelerle ortaya konması değersiz alacak uygulaması bakımından büyük önem
taşımaktadır. Aksi takdirde alacakların tahsilinin mümkün olmadığının takdiri mükellefe bırakılmış
olur. Böyle bir boşluk bırakmamak amacıyla kanun koyucu değersiz hale geldiği ileri sürülen
alacağın ciddi olarak takip edildiğine ilişkin çabaların kazai bir hüküm veya kanaat verici bir vesika
ile tevsikini öngörmüştür.
 
   Kanaat verici bir vesikadan ne anlaşılması gerektiği hususunda ise kanunda yeterli açıklık
bulunmamaktadır. Ancak, vergi hukuku uygulaması bakımından kanaat verici vesikalara örnek
olarak aşağıdaki belgeler sayılabilir.
 
   -Borçlunun herhangi bir mal varlığı bırakmadan ölümü veya Medeni Kanunun 31 ve izleyen
maddelerine göre mahkemelerce borçlu hakkında verilen gaiplik kararı ve mirasçılarında mirası
reddettiklerine dair sulh hukuk mahkemelerince verilmiş bulunan mirası red kararı,
 
   -Borçlu aleyhine alacaklı tarafından açılan davayı borçlunun kazandığına dair mahkeme kararı,
 
   -Mahkeme huzurunda alacaktan vazgeçildiğine ilişkin olarak düzenlenmiş belgeler,
 
   -Alacaktan vazgeçildiğine dair konkordato anlaşması,
 
   -Borçlunun dolandırıcılıktan mahkum olması ve herhangi bir malvarlığı bulunmadığını belgeleyen
resmi evrak,
 
   -Borçlunun adresinin saptanamaması nedeniyle icra takibat dosyasının kaldırıldığını ve yasal
süresi içerisinde yenileme talebinde de bulunulmadığını gösteren icra memurluğu yazısı,
 
   -Gerek doğuşu gerekse vazgeçilmesi bakımından belli ve inandırıcı sebepleri olmak şartıyla
alacaktan vazgeçildiğini gösteren anlaşmalar, (Alacaklının tek taraflı irade beyanı ile alınmasından
vazgeçilen alacakların, değersiz alacak olarak zarar kaydı mümkün değildir.)
 
   -Ticaret mahkemesince borçlu hakkında verilmiş ve ilgili masa tarafından tasfiyeye tabi tutulmuş
bulunan iflas kararına ilişkin belgeler.
    Diğer taraftan, borcu sona erdiren sebeplerden birisi imkânsızlıktır. Sözleşmenin kurulması
sırasında ortaya çıkan imkânsızlığa başlangıçtaki imkânsızlık; sözleşmenin kurulmasından sonra
ortaya çıkan imkânsızlığa ise sonraki imkânsızlık denir. Başlangıçtaki objektif imkânsızlık,
sözleşmenin batıl olmasına neden olur. Sonraki imkânsızlık, şayet borçlunun kusurundan ileri
geliyorsa kusurlu imkânsızlık, borçluya yükletilemeyen bir sebepten ileri geliyorsa kusursuz
imkânsızlık ismini alır. İmkânsızlık bir borcun ifasının çeşitli sebeplerle (umulmayan hâl, kaza,
zorlayıcı sebep vb.) mümkün olmamasıdır. İmkânsızlık nedeniyle asıl borç ve ona bağlı ikinci
dereceden borçlar ortadan kalkar. İmkânsızlık kısmi veya tam olabilir.
 
   Borcun ifası borçlunun sorumlu tutulamayacağı sebeplerle imkânsızlaşırsa, borç sona erer.
Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde imkânsızlık sebebiyle borçtan kurtulan borçlu karşı taraftan
almış olduğu edimi sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca geri vermekle yükümlü olup, henüz
kendisine ifa edilmemiş olan edimi isteme hakkını kaybeder. Kanun veya sözleşmeyle hasarın
alacaklıya yükletilmiş olduğu durumlar, bu hükmün dışındadır. Ancak, taraflar sözleşmede, bir
tarafın borcunun ifası kusuru bulunmaksızın imkânsızlaşsa bile diğer tarafın kendi borcunu ifa
edeceğini, önceden ifa etmişse geri alamayacağını kararlaştırabilir.
 
   Borcun ifası borçlunun sorumlu tutulamayacağı sebeplerle kısmen imkânsızlaşırsa borçlu,
borcunun sadece imkânsızlaşan kısmından kurtulur. Ancak bu kısmi ifa imkânsızlığı önceden
öngörülseydi taraflarca böyle bir sözleşmenin yapılmayacağı açıkça anlaşılırsa, borcun tamamı sona
erer.
 
   Yukarıda yer alan hüküm ve açıklamalar çerçevesinde, … Ltd. Şti.’den olan alacağınıza yönelik
yaptığınız icra takibi dosyasının borçlunun bulunamaması nedeniyle ... tarihinde takipsizlik
kararıyla kapatılması ile borcun tahsili yönünde fiili olarak imkansızlık durumu ortaya çıktığından
söz konusu alacağınızın değersiz alacak olarak kabul edilmesi mümkün bulunmaktadır. Ancak, söz
konusu alacağın değersiz hale geldiği yıl hesaplarına zarar olarak yazılması gerekmekte olup, 20..
yılında zarar yazılmayan alacağınızın daha sonraki yıllarda değersiz alacak olarak dikkate alınması
mümkün bulunmamaktadır.
 
   Bilgi edinilmesine ve gereğini rica ederim.
 
 
(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise
bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz
dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi
için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.