Serbest bölge işlemleri için ayrı defter tasdiki gerekip gerekmediği ile belge ve kayıt düzeni hk.

Özelge: Serbest bölge işlemleri için ayrı defter tasdiki
gerekip gerekmediği ile belge ve kayıt düzeni hk.
Sayı: 
B.07.1.GİB.4.06.18.02-105[8775]-1017
Tarih: 
18/11/2011
 
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü)
 
   
Sayı : B.07.1.GİB.4.06.18.02-105[8775]-1017 18/11/2011
Konu : Serbest bölge işlemleri için ayrı defter tasdiki  
gerekip gerekmediği ile belge ve kayıt düzeni hk.
 
            İlgi özelge talep formunuzda; ... Vergi Dairesi Müdürlüğünün ... vergi numaralı mükellefi
olduğunuzu, "/ ... " adresinde bir şube açtığınızı, henüz faaliyeti bulunmayan şubenizin faaliyetlerini
ayrı  olarak  izleyebilmek  amacıyla,  merkezin  mevcut  muhasebe  sistemi  içinde  gerekli
sınıflandırmalar yapılarak, sisteminizin gerektiğinde şubenin faaliyetlerini ayrı olarak raporlayacak
şekilde düzenlendiğini belirterek, serbest bölgedeki şubeniz için ayrı defter tasdik ettirmenizi
gerektiren herhangi bir yasal zorunluluğun bulunup bulunmadığı ile şirketinizin serbest bölgedeki
şubesi dahil bütün faaliyetlerine ilişkin bankacılık faaliyetlerinin yürütüldüğü mevcut banka
hesaplarının kullanılmasının mümkün olup olmadığı hususunda Başkanlığımız görüşü talep
edilmektedir.      
Bilindiği üzere, 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanunu'nun Geçici 3'üncü maddesinde; "Bu
maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla bu Kanuna göre kurulan serbest bölgelerde faaliyette
bulunmak üzere ruhsat almış mükelleflerin;
a) Bu bölgelerde gerçekleştirdikleri faaliyetleri dolayısıyla elde ettikleri kazançları, bu maddenin
yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla faaliyet ruhsatlarında belirtilen süre ile sınırlı olmak üzere gelir
veya kurumlar vergisinden müstesnadır. Bu istisnanın 31.12.1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi
Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı bendinin (b) alt bendi kapsamında
yapılacak tevkifata etkisi yoktur.
b) Bu bölgelerde istihdam ettikleri personele ödedikleri ücretler 31.12.2008 tarihine kadar gelir
vergisinden müstesnadır. Ancak, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla ruhsatlarında
belirtilen süre 31.12.2008 tarihinden daha önceki bir tarihte sona eriyorsa, istisna uygulamasında
ruhsatta yer alan sürenin bitiş tarihi dikkate alınır.
c) Bu bölgelerde gerçekleştirdikleri faaliyetleri ile ilgili olarak yaptıkları işlemler 31.12.2008
tarihine kadar her türlü vergi, resim ve harçtan müstesnadır.
(5810 sayılı Kanunun 7 nci maddesiyle değişen fıkra; Yürürlük 1.1.2009) Avrupa Birliğine
tam üyeliğin gerçekleştiği tarihi içeren yılın vergilendirme döneminin sonuna kadar; a) Serbest
bölgelerde üretim faaliyetinde bulunan mükelleflerin bu bölgelerde imal ettikleri ürünlerin
satışından elde ettikleri kazançları gelir veya kurumlar vergisinden müstesnadır. Bu istisnanın 193
sayılı Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı bendinin (b) alt
bendi ile 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 15 inci ve 30 uncu maddeleri uyarınca yapılacak
tevkifata etkisi yoktur. b) Bu bölgelerde üretilen ürünlerin FOB bedelininen az % 85'ini yurtdışına
ihraç eden mükelleflerin istihdam ettikleri personele ödedikleri ücretler gelir vergisinden
müstesnadır. Bu oranı % 50'ye kadar indirmeye ve kanuni seviyesine kadar yükseltmeye Bakanlar
Kurulu yetkilidir. Yıllık satış tutarı bu oranın altında kalan mükelleflerden zamanında tahsiledilmeyen vergiler cezasız olarak, gecikme zammıyla birlikte tahsil edilir. c) Bu bölgelerde
gerçekleştirilen faaliyetlerle ilgili olarak yapılan işlemler ve düzenlenen kağıtlar damga vergisi ve
harçlardan müstesnadır.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir." hükmü
yer almıştır.
Yine, aynı Kanunun "Muafiyet ve Teşvikler" başlıklı 6'ncı maddesinde:
"...
Kullanıcıların tutmak zorunda oldukları defterler ile düzenleyecekleri belgelere ilişkin olarak,
4.1.1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun hükümlerine bağımlı olmaksızın düzenleme
yapmaya Maliye Bakanlığı yetkilidir..." hükmü yer almaktadır.
Ayrıca konuya ilişkin açıklamalar 1 Seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinde yapılmış olup, söz
konusu Tebliğde : "5.12.3.3. İstisna kazanç tutarının tespiti:
Serbest Bölgeler Kanununun geçici 3' üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde yer alan
istisna, bir kazanç istisnasıdır. Dolayısıyla, mükelleflerin serbest bölgelerdeki faaliyetlerinden elde
ettikleri hasılattan bu faaliyetlere ilişkin olarak yapılan giderlerin düşülmesi sonucu bulunacak
kazanç, kurumlar vergisinden istisnadır.
Serbest bölgelerde yürütülen faaliyetlerden doğan alacaklara ilişkin kur farkı ve vade farkı gelirleri
istisna kapsamında değerlendirilecektir.
Aynı şekilde, serbest bölgelerde yürütülen faaliyetler çerçevesinde elde edilen hasılatın, serbest
bölgelerde yürütülen faaliyetler çerçevesinde yapılacak ödemelerde kullanılıncaya kadar geçici
olarak serbest bölgelerde mevduat hesaplarında veya repo işlemlerinde değerlendirilmesi sonucu
elde edilen gelirler de söz konusu istisnadan yararlanabilecektir. İstisnanın, bunun dışında, serbest
bölgelerde elde edilmiş olsa dahi faiz, repo ve benzeri faaliyet dışı gelirlere teşmil edilebilmesi,
3218 sayılı Kanuna 5084 sayılı Kanunun 9 uncu maddesiyle eklenen geçici 3 üncü maddenin, bu
istisnayı sadece bu bölgelerde gerçekleştirilen faaliyetler dolayısıyla elde edilen kazançlar ile
sınırlaması nedeniyle mümkün bulunmamaktadır.
Örneğin; merkezi Ankara'da bulunan şirketin serbest bölgede konfeksiyon imalatı ve satışı
faaliyetiyle uğraşan şubesinin, bu faaliyet çerçevesinde 15 Nisan 2007 tarihinde elde ettiği
hasılatının 4 Haziran 2007 tarihinde yapacağı borç ödemesine kadar repoda değerlendirilmesi
halinde, bahse konu repo işleminden elde edilen gelirler istisnadan yararlanabilecektir. Ancak,
şirketin merkezi tarafından serbest bölgedeki şubeye transfer edilen paraların repo işlemlerinde
değerlendirilmesinden elde edilen gelirlerin istisnadan yararlanabilmesi mümkün olamayacaktır.
İstisna kazancın ve bu bağlamda kurumlar vergisi matrahının tespiti açısından, istisna kapsamında
bulunan ve bulunmayan hasılat, maliyet ve giderunsurlarının ayrı ayrı izlenmesi ve istisna
kapsamında olan faaliyetlere ait hasılat, maliyet ve gider unsurlarının, diğer faaliyetlerle
ilişkilendirilmemesi ve kayıtların da bu ayrımı sağlayacak şekilde tutulması gerekmektedir.
Serbest bölgelerde yürütülen ve istisna kapsamında olan faaliyetlerin zararla sonuçlanması halinde,
bu zararların istisna kapsamında olmayan diğer faaliyetlere ilişkin kazançlardan indirilmesi
mümkün olmadığı gibi ertesi yıla devredilmesi de mümkün değildir."
Aynı Tebliğin 5.12.3.8.1. Defter ve belge düzeni başlıklı bölümünde ise;
"Serbest bölgelerde faaliyet gösteren mükelleflerin Vergi Usul Kanununun defter tutma ve belge
düzenine ilişkin hükümlerine uyma zorunlulukları bulunmaktadır. Bununla beraber, Serbest
Bölgeler Kanununun 6 ncı maddesi ile kullanıcıların tutmak zorunda oldukları defterler ve
düzenleyecekleri belgelere ilişkin olarak Vergi Usul Kanunu hükümlerine bağlı olmaksızın
düzenleme yapma konusunda Maliye Bakanlığına yetki verilmiştir.Buna göre, serbest bölgelerde faaliyet gösteren mükelleflerin Vergi Usul Kanunu hükümleri
çerçevesinde defter tutmaları, belge ve kayıt düzenine uymaları gerekmektedir." açıklamaları yer
almıştır.
            Diğer taraftan, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun "Defter Tutma" bölümünün "Maksat"
başlıklı 171 inci maddesinde, mükelleflerin bu kanuna göre tutmaları gereken defterleri vergi
uygulaması bakımından bu maddede yazılı maksatları taşıyacak şekilde tutacakları, 175 inci
maddede ise mükelleflerin, anılan Kanunun 171 inci ve müteakip maddelerinde belirtilen maksat ve
esaslara uymaları şartıyla defterlerini ve muhasebelerini işlerinin bünyesine uygun olarak
diledikleri usul ve tarzda tanzim etmekte serbest oldukları belirtilmiştir.Kanunun 220 ve müteakip
maddelerinde de defterlerin tasdikine ilişkin hükümlere yer verilmiştir.
            Bu itibarla, mükellefler esas itibariyle defterlerini kanuni merkez veya iş merkezlerinin
bulunduğu yer noterliklerinde veya noterlik görevini yapanlarca tasdik ettirerek kullanacaklardır.
Birden fazla işyeri bulunan mükelleflerin her bir iş yeri için ayrı ayrı defter tasdik ettirmek suretiyle
defter tutmaları mümkün olup bu durumda işyerlerinin mali tablolarının hesap dönemi sonunda
konsolide edilmeleri gerekmektedir. Ancak, her bir iş yeri için ayrı ayrı defter tasdik ettirmek
yerine merkezden tek bir defter tasdik ettirilerek bu defterde merkez ve şube hesaplarının ayrı ayrı
kodlanarak izlenmesi de mümkün bulunmaktadır.
            Buna göre, 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanunu ile 1 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel
Tebliği uyarınca; serbest bölgede açılan şubenizde yürütülen ve istisna kapsamında olan
faaliyetlerinize ilişkin istisna kazancın ve bu bağlamda kurumlar vergisi matrahının tespiti
açısından, istisna kapsamında bulunan ve bulunmayan hasılat, maliyet ve gider unsurlarının ayrı
ayrı izlenmesi ve istisna kapsamında olan faaliyetlere ait hasılat, maliyet ve gider unsurlarının,
diğer faaliyetlerle ilişkilendirilmemesi ve bu ayrımı sağlayacak şekilde Vergi Usul Kanunu
hükümleri çerçevesinde defter tutularak, belge ve kayıt düzenine uyulması gerekmektedir.
            Bilgi edinilmesini rica ederim.
   
(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise
bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz
dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi
için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.