Serbest meslek faaliyeti ile ticari faaliyetin bir arada yürütülmesi halinde vergilendirme hk.

Özelge: Serbest meslek faaliyeti ile ticari faaliyetin bir
arada yürütülmesi halinde vergilendirme hk.
Sayı: 
B.07.1.GİB.4.34.16.01-GVK 66-2417
Tarih: 
31/12/2011
 
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)
 
   
Sayı : B.07.1.GİB.4.34.16.01-GVK 66-2417 31/12/2011
Konu : Serbest meslek faaliyeti ile ticari faaliyetin bir arada  
yürütülmesi
 
İlgide kayıtlı özelge talep formunda, ........... Vergi Dairesi Müdürlüğünün ............. vergi kimlik
numarasında kayıtlı mükellefi olduğunuzu, danışmanlık, eğitim ve tanıtım hizmetleri ile muhtelif
adreslerde otomatik tartı ve ayak dinlendirme makinesi işletmeciliği ile iştigal ettiğinizi belirterek
elde edeceğiniz kazançların hangi hükümlere göre vergilendirileceği konusunda Başkanlığımız
görüşünü talep ettiğiniz anlaşılmıştır.
Bilindiği üzere, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 65 inci maddesinin birinci fıkrasında her türlü
serbest meslek faaliyetinden doğan kazançların serbest meslek kazancı olduğu,  maddenin ikinci
fıkrasında ise serbest meslek faaliyetinin; sermayeden ziyade şahsi mesaiye, ilmi veya mesleki
bilgiye veya ihtisasa dayanan ve ticari mahiyette olmayan işlerin işverene tabi olmaksızın şahsi
sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılması olduğu hüküm altına alınmıştır.
Aynı kanunun 61 inci maddesinde, "Ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak
çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen
menfaatlerdir.
Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat,
huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir
ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş
bulunması onun mahiyetini değiştirmez..." hükmü yer almış, 62 nci maddesinde ise "İş verenler,
hizmet erbabını işe alan, emir ve talimatları dahilinde çalıştıran gerçek ve tüzel kişilerdir..."
denilmiş ve aynı Kanunun 94 üncü maddesinde tevkifat yapmak zorunda olan mükellefler sayılmış,
aynı maddenin birinci fıkrasının 1 numaralı bendinde de "Hizmet erbabına ödenen ücretler ile 61
inci maddede yazılı olup ücret sayılan ödemelerden (istisnadan faydalananlar hariç), 103 ve 104
üncü maddelere göre" vergi tevkifatı yapılacağı belirtilmiştir. 
Diğer taraftan, Gelir Vergisi Kanununun 37 nci maddesinin birinci fıkrasında her türlü ticari ve
sınai faaliyetlerden doğan kazançların ticari kazanç olduğu, maddenin dördüncü fıkrasında  ticari
kazancın Vergi Usul Kanunu hükümlerine ve bu kanunda yazılı gerçek (Bilanço veya işletme hesabı
esası) veya basit usullere göre tespit edildiği belirtilmiştir.
Aynı kanunun 85 inci maddesinde ise;
"Mükellefler, ikinci maddede yazılı kaynaklardan bir takvim yılı içinde elde ettikleri kazanç ve
iratları için bu kanunda aksine hüküm olmadıkça yıllık beyanname verirler. Bu kanuna göre beyanı
gereken gelirlerin yıllık beyannamede toplanması zorunludur.
Tacirlerle çiftçiler ve serbest meslek erbabı ticari, zirai ve mesleki faaliyetlerinden kazanç teminetmemiş olsalar bile, yıllık beyanname verirler. Bu hüküm şirketlerin faaliyet ve tasfiye dönemlerine
şamil olmak üzere kollektif şirket ortakları ile komanditeler hakkında da uygulanır.
..." hükümleri yer almıştır.
Bu hüküm ve açıklamalara göre, denetim ve danışmanlık hizmetlerinin, hizmet akdi ile bir işverene
tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak verilmesi durumunda, elde edilen gelirin ücret kabul
edilerek, Gelir Vergisi Kanununun 61, 94, 103 ve 104 üncü maddelerine göre gelir vergisi
tevkifatına tabi tutulması gerekir.
Ancak, söz konusu hizmetlerin bir işverene tabi ve belli bir işyerine bağlı olmaksızın şahsi
sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılması durumunda ise elde edilen gelirin serbest
meslek  kazancı  sayılarak  serbest  meslek  kazancının  tespitine  ilişkin  hükümlere  göre
vergilendirilmesi gerekir. 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 172 nci maddesinde; serbest meslek
erbabına defter tutma mecburiyeti getirilmiş, 210 uncu maddesinde de serbest meslek erbabının
serbest meslek kazanç defteri tutacağı hüküm altına alınmış, 236 ıncı maddesinde ise "Serbest
meslek erbabı, meslek faaliyetlerine ilişkin her türlü tahsilatı için iki nüsha serbest meslek makbuzu
tanzim etmek ve bir nüshasını müşteriye vermek, müşteride bu makbuzu istemek ve almak
mecburiyetindedir." hükmü bulunmaktadır. 
Ayrıca, söz konusu faaliyetin bir ticari organizasyon içinde yapılması halinde ise, ticari kazanç
olarak değerlendirilerek ticari kazancın tespitine ilişkin hükümlere göre vergilendirilmesi
gerekmektedir. 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 227 nci maddesi gereğince, bu Kanuna göre
tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburi
olduğundan, ticaret erbabınca 229 uncu maddesine göre satılan emtia veya yapılan iş karşılığında,
müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere müşteriye ticari bir vesika olarak fatura
düzenlenmesi, 177 nci maddede 6 bent halinde sayılan şartlardan birini taşıması halinde bilanço
esasına göre, aksi takdirde işletme hesabı esasına göre defter tutulması gerekmektedir.
Öte yandan, muhtelif adreslerde otomatik tartı ve ayak dinlendirme makinesi işletmeciliği
faaliyetinizden elde edeceğiniz kazancın ise ticari kazanç olarak değerlendirilmesi ve  bu
faaliyetlerden elde edeceğiniz kazançlarınızın 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 85 inci maddesi
uyarınca yıllık beyannamede toplanmak suretiyle beyan edilmesi gerekmektedir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
   
 
(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise
bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz
dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi
için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.