Sermaye azaltımı suretiyle ortaklara dağıtılacak kaynakların her bir sermaye unsuru açısından kurumlar vergisi ve gelir vergisi durumu hk.

Özelge: Sermaye azaltımı suretiyle ortaklara dağıtılacak
kaynakların her bir sermaye unsuru açısından kurumlar
vergisi ve gelir vergisi durumu hk.
Sayı: 
B.07.1.GİB.4.35.16.01-125-741
Tarih: 
08/08/2012
 
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İZMİR VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
<OTO KAYIT>
 
   
Sayı : B.07.1.GİB.4.35.16.01-125-741 08/08/2012
Konu : Sermaye azaltımı suretiyle ortaklara dağıtılacak  
kaynakların her bir sermaye unsuru açısından
kurumlar vergisi ve gelir vergisi karşısındaki durumu
hakkında.
 
İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda;
- Şirketinizin esas faaliyet konusunun holding şirket olarak sermaye şirketlerine iştirak etmek ve bu
şirketlere yönetimsel hizmetler vermek olduğu,
- 31.12.2010 tarihli bilançoya göre sermayenizin, 4.185.000 TL olduğu ve "ortaklarca konulan
nakit", "ortakların elinde bulunan başka şirketlere ait hisse senetleri (ayni sermaye)", "maddi duran
varlıkların yeniden değerleme artış fonu", "iştirakler yeniden değerleme artışları", "maliyet artış
fonu" ve "iştirak satış kârının sermayeye ilavesi (geçici 28. madde)" unsurlarından oluştuğu,
- Şirket sermayenizin 4.000.000 TL'sinin sermaye azaltılması suretiyle ortaklara dağıtılmasının
düşünüldüğü
belirtilmiş olup, azaltılan ve ortaklara dağıtılan sermayenin ilk olarak hangi kaynaktan
karşılanacağı ile sermaye azaltımı suretiyle ortaklara dağıtılacak kaynakların her bir sermaye
unsuru açısından kurumlar vergisi ve gelir vergisi karşısındaki durumu hususlarında Başkanlığımız
görüşü sorulmuştur.
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinde, kurumlar vergisinin mükelleflerin bir
hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı ve safi kurum
kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı
hükme bağlanmıştır.
Mülga 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun geçici 28 inci maddesinde; "a) 1.1.1999 -
31.12.2004 tarihleri arasında uygulanmak üzere, tam mükellefiyete tabi kurumların iştirak
hisselerinin veya gayrimenkullerinin satışından doğan kazancın, satışın yapıldığı yılda kurum
sermayesine ilave edilen kısmı, kurumlar vergisinden müstesnadır. Şu kadar ki, vadeli satış halinde,
satışın yapıldığı hesap dönemini takip eden ikinci hesap döneminin sonuna kadar tahsil edilen
kazançların tutarı, ilgili yıl kurum kazancından indirilir. Bu tarihten sonra yapılacak tahsilat için bu
hüküm uygulanmaz. İlk yapılan tahsilatın iştirak hissesi veya gayrimenkulün maliyet bedeline ilişkin
olduğu kabul edilir.
...Sermayeye eklenen bu kazançların beş yıl içinde herhangi bir suretle işletmeden çekilmesi veya
bu süre içinde işletmelerin tasfiyesi halinde, bu kazançlar o yılın kazancı sayılarak vergiye tabi
tutulur." hükmüne yer verilmiştir.Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı bendinin (b) alt bendi,
Kurumlar Vergisi Kanununun 15 inci maddesinin ikinci fıkrası ile 30 uncu maddesinin üçüncü
fıkrasında kâr payları üzerinden yapılacak vergi kesintisine ilişkin hükümlere yer verilmiştir.
03.02.2009 tarih ve 2009/14592, 14593 ve 14594 sayılı Bakanlar Kurulu Kararları uyarınca kâr
payları üzerinden yapılacak vergi kesintisi oranları %15 olarak belirlenmiştir.
Aynı Kanunun 01.01.2004 tarihinden itibaren yürürlükten kaldırılan 38 inci maddesinin üçüncü
fıkrasında, mükelleflerin iktisap tarihinden itibaren en az iki tam yıl süreyle işletmelerinde kayıtlı
bulunan gayrimenkul, iştirak hisseleri ve amortismana tabi diğer iktisadi kıymetleri elden
çıkarmaları halinde, bu iktisadi kıymetlerin maliyet bedelinin bunların elden çıkarıldıkları ay hariç
olmak üzere Devlet İstatistik Enstitüsünce belirlenen toptan eşya fiyat endeksindeki artış oranında
artırılarak kazancın tespitinde dikkate alınabileceği, bilanço esasında defter tutan mükellefler
tarafından artırılan maliyet bedeline tekabül eden kazançların bilançonun pasifinde özel bir fon
hesabında gösterileceği, bu fonun, sermayeye ilave dışında herhangi bir suretle başka bir hesaba
nakledildiği veya işletmeden çekildiği takdirde o yılın kazancına dahil edilerek vergiye tabi
tutulacağı hükme bağlanmıştır.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesinin Mülga (5024 Sayılı Kanunun 2 inci
maddesiyle değişmeden önceki başlık) "Yeniden Değerleme" başlıklı bölümünün birinci fıkrasının;
- 4 üncü bendinde, "... Mükellefler değer artışını, pasifte özel bir fon hesabında gösterirler.
Kurumlar vergisi mükellefleri, değer artışının tamamını sermayelerine ilave edebilirler. Bu suretle
sermayeye eklenen değer artışları, ortaklar tarafından işletmeye ilave edilmiş kıymetler olarak
kabul edilir. Değerleme yapılan kuruma iştirak eden işletmelerin aktifinde bu nedenle meydana
gelen artışlar ise pasifte özel bir karşılık hesabında gösterilir ve bu karşılık sermayenin cüzü
addolunur. Karşılık hesabında gösterilen değer artışı kurumlar tarafından sermayeye eklenebilir.
Bu işlemler kâr dağıtımı sayılmaz."
- 7 nci bendinde ise, "Değer artış fonu, sermayeye ilave dışında herhangi bir suretle başka bir
hesaba nakledildiği veya işletmeden çekildiği takdirde, bu işlemin yapıldığı dönem kazancı ile
ilişkilendirilmeksizin bu dönemde vergiye tabi tutulur. Gelir vergisi mükelleflerince ayrılan değer
artış fonu başka bir hesaba aktarılamaz; aktarılması veya sermayeye ilave edilmesi halinde
işletmeden çekilen değer olarak kabul edilir."
hükmü yer almaktadır.
Aynı Kanunun geçici 25 inci maddesinin (g) bendinin ikinci alt bendinde ve mükerrer 298 inci
maddesinin (A) fıkrasının 5 inci bendinde, "... Pasif kalemlere ait enflasyon fark hesapları, herhangi
bir suretle başka bir hesaba nakledildiği veya işletmeden çekildiği takdirde, bu işlemlerin yapıldığı
dönemlerin kazancı ile ilişkilendirilmeksizin, bu dönemde vergiye tabi tutulur. Ancak öz sermaye
kalemlerine ait enflasyon farkları düzeltme sonucu oluşan geçmiş yıl zararlarına mahsup edilebilir
veya kurumlar vergisi mükelleflerince sermayeye ilave edilebilir; bu işlemler kâr dağıtımı sayılmaz."
hükmüne yer verilmiştir.
Sermaye azaltımının, ortaklar tarafından nakden veya aynen yapılan ödemelerden kaynaklanması
halinde, ortakların esas olarak işletmeye koydukları sermayeyi Türk Ticaret Kanunu hükümleri
çerçevesinde geri almış olmaları nedeniyle mükellefiyet statüsüne bakılmaksızın vergilendirme
işlemi yapılmayacaktır.
Yapılacak sermaye azaltımının;
- Öncelikle, kurumlar vergisine ve vergi sonrası dağıtılan kazancın ise kâr dağıtımına bağlı vergi
kesintisine tabi tutulacak hesaplardan karşılanması 
- Devamında, sadece kâr dağıtımına bağlı vergi kesintisine tabi tutulacak hesapların kullanılması,
- Son olarak ise, işletmeden çekilmesi halinde vergilendirilmeyecek olan ayni ve nakdi sermayenin
işletmeden çekildiğinin kabulügerekmektedir.
Bu hüküm ve açıklamalara göre;
- Öncelikle, sermayeye eklenmiş olan enflasyon düzeltmesi farklarının, yeniden değerleme değer
artış fonunun, maddi duran varlıklar yeniden değerleme artış fonunun, iştirakler yeniden değerleme
artışlarının ve maliyet artış fonunun şirketin sermaye azaltımı yapması sebebiyle işletmeden
çekildiğinin kabulü ve işletmeden çekilen tutarların öncelikle kurumlar vergisine, vergi sonrası
dağıtılan kazancın da elde edenin hukuki niteliğine göre kâr dağıtımına bağlı vergi kesintisine tabi
tutulması,
- Daha sonra, önceki yıllarda şirket sermayesine eklenmiş olan geçmiş yıl kârlarının, yasal
yedeklerin ve Mülga 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun geçici 28 inci maddesinde belirtilen
şartlar dahilinde sermayeye eklenen iştirak satış kazancının işletmeden çekildiğinin kabulü ve
işletmeden çekilen tutarların elde edenin hukuki niteliğine göre kâr dağıtımına bağlı vergi
kesintisine tabi tutulması,
- Son olarak da, şirket ortakları tarafından nakden veya aynen konulan sermayenin işletmeden
çekildiğinin kabulü ve bu tutar üzerinden vergi hesaplanmaması ve stopaj yapılmaması
gerekmektedir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
 
   
 
(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise
bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz
dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi
için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.