Servis Aracı Olarak Alınan Araç İçin Ödenen KDV ile ÖTV''nin Doğrudan Gider Yazılıp Yazılmayacağı

Servis Aracı Olarak Alınan Araç İçin Ödenen KDV ile
ÖTV''nin Doğrudan Gider Yazılıp Yazılmayacağı
Sayı: 
B.07.1.GİB.4.48.15.01-125[6-15/15]-84986
Tarih: 
16/07/2019
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
MUĞLA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü
 
   
Sayı : 96620903-125[6-15/15]-84986 16.07.2019
Konu : Servis Aracı Olarak Alınan Araç İçin  
Ödenen KDV ile ÖTV''nin Doğrudan
Gider Yazılıp Yazılmayacağı
 
İlgide kayıtlı özelge talep formunda, şirketinizin sigorta aracılık hizmeti faaliyetinde bulunduğu,
şirkete servis aracı olarak Audi Q3 1,4 Turbo FSİ 150HP PI marka ve 2015 model otomobili satın
aldığınızı belirterek; alınan aracın binek otomobil olması nedeniyle söz konusu araca ait KDV ve
ÖTV'nin ilgili dönemde doğrudan gider yazılıp kurum kazancından indirim konusu yapılıp
yapılamayacağı hakkında görüş talep edilmektedir.
 
3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun;
 
- 1/1 inci maddesinde, ticarî, sınaî, ziraî faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye'de
yapılan teslim ve hizmetlerin KDV'ye tabi olduğu,
 
- 17/4-e maddesinde; banka ve sigorta muameleleri vergisi kapsamına giren işlemler ve sigorta
aracılarının, sigorta şirketlerine yaptığı sigorta muamelelerine ilişkin işlemlerin KDV'den istisna
olduğu,
 
- 29/1-a maddesinde, mükelleflerin yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma
değer vergisinden, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça, faaliyetlerine ilişkin olarak kendilerine
yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda
gösterilen katma değer vergisini indirebileceği,
 
-30/a maddesinde, vergiye tabi olmayan veya vergiden istisna edilmiş bulunan malların teslimi ve
hizmet ifası ile ilgili alış vesikalarında gösterilen veya bu mal ve hizmetlerin maliyetleri içinde yer
alan katma değer vergisinin, mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan katma değer
vergisinden indirilemeyeceği,
 
-30/b maddesinde, faaliyetleri kısmen veya tamamen binek otomobillerinin kiralanması veya çeşitlişekillerde işletilmesi olanların bu amaçla kullandıkları hariç olmak üzere işletmelere ait binek
otomobillerinin alış vesikalarında gösterilen KDV'nin mükellefin vergiye tabi işlemler üzerinden
hesaplanan KDV'den indirilemeyeceği
 
hüküm altına alınmıştır.
 
KDV Genel Uygulama Tebliğinin "III/C-2. İndirilemeyecek KDV" başlıklı bölümünde;
 
"...
 
Kanunun (30/b) maddesine göre, faaliyetleri; kısmen veya tamamen binek otomobillerinin
kiralanması, taksicilik işletmeciliği yapılması veya binek otomobillerinin çeşitli şekillerde işletilmesi
olanların bu amaçla kullandıkları binek otomobillerinin alışlarında ödenen ve faturalarda ayrıca
gösterilen KDV indirim konusu yapılabilir. Buna göre, binek otomobillerini yukarıda belirtildiği
şekillerde işleten mükellefler bu amaçla kullanılan binek otomobilleri ile ilgili olarak indirim
hakkından yararlanabilir.
 
..."
 
açıklaması yapılmıştır.
 
Öte yandan, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun;
 
- 3 üncü maddesinin (B) bendinde, "Vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin
muamelelerin gerçek mahiyeti esastır.",
 
- 191 inci maddesinde, "Envantere alınan iktisadi kıymetler bu kanunun değerlemeye ait üçüncü
kitabında yazılı esaslara göre değerlenir.",
 
- 262 nci maddesinde, "Maliyet bedeli, iktisadi bir kıymetin iktisap edilmesi veyahut değerinin
artırılması münasebetiyle yapılan ödemelerle bunlara müteferri bilumum giderlerin toplamını ifade
eder.",
 
- 269 uncu maddesinde, "İktisadi işletmelere dahil bilumum gayrimenkuller maliyet bedelleri ile
değerlenir.
 Bu kanuna göre, aşağıdaki yazılı kıymetler gayrimenkuller gibi değerlenir;
 
...
 
3.Gemiler ve diğer taşıtlar;
 
...",
 
- 270 inci maddesinde, "Gayrimenkullerde, maliyet bedeline, satınalma bedelinden başka, aşağıda
yazılı giderler girer:
 
1. Makine ve tesisatta gümrük vergileri, nakliye ve montaj giderleri;
 
2. Mevcut bir binanın satın alınarak yıkılmasından ve arsasının tesviyesinden mütevellit giderler.
 
Noter, mahkeme, kıymet takdiri, komisyon ve tellaliye giderleri ile Emlak Alım ve Özel Tüketim
Vergilerini maliyet bedeline ithal etmekte veya genel giderler arasında göstermekte mükellefler
serbesttirler."
 
hükümleri yer almaktadır.
 
Diğer taraftan, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinde; kurumlar vergisinin,
mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı,
safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin
uygulanacağı hükme bağlanmıştır.
 
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 38 inci maddesinde ise bilanço esasına göre ticari kazancın,
teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müspet fark
olduğu; bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce işletmeye ilave olunan değerlerin bu farktan
indirileceği, işletmeden çekilen değerlerin ise farka ilave olunacağı; ticari kazancın bu suretle tespit
edilmesi sırasında, Vergi Usul Kanununun değerlemeye ait hükümleri ile bu Kanunun 40 ve 41 inci
maddeleri hükümlerine uyulacağı hüküm altına alınmıştır.
 
Mezkûr Kanunun 40 ıncı maddesinde; ticari kazancın tespitinde indirilebilecek giderler sayılmış
olup (1) numaralı bendinde "ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel
giderler"; (5) numaralı bendinde de "Kiralama yoluyla edinilen veya işletmeye dahil olan ve işte
kullanılan taşıtların giderleri"; (7) numaralı bendinde ise "Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre
ayrılan amortismanlar." safi kazancın tespitinde indirilebilecek giderler arasında sayılmıştır. 
Ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi maksadıyla yapılan genel giderlerin indirim
konusu yapılabilmesi için, işin mahiyeti ve genişliği ile uygun olması, giderle kazancın elde edilmesi
ve idamesi arasında doğrudan ve açık bir illiyet bağının bulunması, giderlerin keyfi olmaması yani
kazancın elde edilmesi için mecburi olarak yapılması, yapılan gider karşılığında gayrimaddi bir
kıymet iktisap edilmemiş olması ve Vergi Usul Kanununa göre tevsik edici belgelere dayandırılması
gerekmektedir.
 
Yukarıdaki hükümlere göre:
 
- Sigorta aracılık hizmeti faaliyetinde bulunan şirketiniz tarafından servis aracı olarak kullanılmak
amacıyla satın alındığı ifade edilen binek otomobile ilişkin KDV'nin, KDV Kanununun 30/b maddesi
kapsamında indirim konusu yapılması mümkün değildir.
 
- Ayrıca, KDV Kanununun 17/4-e maddesi kapsamında, banka ve sigorta muameleleri vergisi
kapsamına giren işlemler ve sigorta aracılarının sigorta şirketlerine yaptığı sigorta muamelelerine
ilişkin işlemler KDV'den istisna olduğundan, bu istisna kapsamdaki işlemler ile ilgili yüklenilen
KDV'nin de indirimi mümkün değildir.
 
- Öte yandan, şirketiniz tarafından servis aracı olarak kullanılmak üzere satın alındığı ifade edilen
binek otomobil ile işletmenin faaliyet konusu ve dolayısıyla ticari kazancın elde edilmesi ve idame
ettirilmesi arasında doğrudan illiyet bağının bulunması, münhasıran şirket faaliyetlerinde
kullanılması, şirket ortak veya çalışanlarının özel işlerinde kullanılmaması halinde, söz konusu
binek otomobile ilişkin amortismanlar ile bu araca ait masrafların kurum kazancının tespitinde
indirim konusu yapılması mümkün olup iktisabında ödenen ÖTV ile indirim konusu yapılamayan
KDV'nin taşıtın maliyet bedeline ilave edilerek amortisman ayırmak suretiyle itfası veya doğrudan
gider olarak dikkate alınması mümkündür.
 
- Ancak, söz konusu binek otomobilin işletme faaliyetlerinde kullanılmayacak mahiyette olması,
işletmenin faaliyet konusu ile arasında uygun bir bağın bulunmaması, yani ticari kazancın elde
edilmesi ve idame ettirilmesinde bir katkısının olmaması, münhasıran şirket faaliyetlerinde
kullanılmayarak şirketiniz ortak veya çalışanlarının şahsi ihtiyaçları için kullanılması halinde ise
binek otomobile ait amortismanlar ile masrafların, safi kurum kazancının tespitinde gider olarak
dikkate alınmayacağı tabiidir.
 
Bilgi edinilmesini rica ederim.
 
 
 
(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş isebu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz
dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi
için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.