Sigorta acentesi tarafından müşteri poliçesinin ödenmesi ve müşteriden tahsil edilememesi halide şüpheli ticari alacak karşılığı ayrılıp gider yazılma
Sigorta acentesi tarafından müşteri poliçesinin ödenmesi ve
müşteriden tahsil edilememesi halide şüpheli ticari alacak
karşılığı ayrılıp gider yazılmasının mümkün olup olmadığı
hk.
Sayı:
67854564-105[1741-5900]-E.85307
Tarih:
11/03/2019
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı
Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü
Sayı :67854564-105[1741-5900]-E.85307 11.03.2019
Konu :Sigorta acentesi tarafından müşteri
poliçesinin ödenmesi ve müşteriden
tahsil edilememesi
İlgide kayıtlı özelge talep formunuzun incelenmesinden; ilimiz … Vergi Dairesi Müdürlüğünün …
vergi kimlik numarasında sigorta acenteliği faaliyetinden dolayı kayıtlı mükellefi olduğunuz, …
Sigorta A.Ş.'nin sigorta acentesi olarak faaliyet gösterdiğiniz, müşteriniz adına düzenlediğiniz
sigorta poliçesi prim tutarını … Sigorta A.Ş.'ye müşteriniz adına ödediğiniz, ancak müşteriniz
tarafından söz konusu prim tutarının ödeme güçlüğü içinde bulunduğu gerekçesiyle şirketinize
ödenmediği, şirketinizce alacak tutarının tahsili için icra takibi başlatıldığı ve halen icra takibinin
devam ettiği belirtilerek müşterinizden olan alacağınız için 213 sayılı Vergi Usul Kanununa göre
şüpheli ticari alacak karşılığı ayrılıp gider yazılmasının mümkün bulunup bulunmadığı hususlarında
Başkanlığımızdan görüş talep edildiği anlaşılmıştır.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 323 üncü maddesinde;
"Ticari ve zirai kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili olmak şartıyla;
1- Dava veya icra safhasında bulunan alacaklar;
2- Yapılan protestoya veya yazı ile bir defadan fazla istenilmesine rağmen borçlu tarafından
ödenmemiş bulunan dava ve icra takibine değmeyecek derecede küçük alacaklar;
şüpheli alacak sayılır.
Yukarıda yazılı şüpheli alacaklar için değerleme gününün tasarruf değerine göre pasifte karşılık
ayrılabilir.
Bu karşılığın hangi alacaklara ait olduğu karşılık hesabında gösterilir. Teminatlı alacaklarda bu
karşılık teminattan geri kalan miktara inhisar eder.Şüpheli alacakların sonradan tahsil edilen miktarları tahsil edildikleri dönemde kar-zarar hesabına
intikal ettirilir."
hükmü yer almaktadır.
Bu hükme göre, ticari ve zirai kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili olmak şartıyla;
dava veya icra safhasında bulunan alacaklarla, yapılan protestoya veya yazı ile bir defadan fazla
istenilmesine rağmen borçlu tarafından ödenmemiş olan dava ve icra takibine değmeyecek
derecede küçük alacaklar şüpheli alacak sayılmakta, bu şartlardan herhangi birinin mevcut
olmaması durumunda ise şüpheli alacak kaydına imkân bulunmamaktadır.
Şüpheli alacaklar için dava veya icra takibine başlanıldığı yılda karşılık ayrılması gerekmekte olup,
şüpheli hale geldiği hesap döneminde karşılık ayrılmayan alacaklar için daha sonraki dönemlerde
şüpheli alacak karşılığı ayrılması mümkün olmamaktadır. Bir alacağın dava safhasında olduğunun
kabulü için, mahkemeye dava, icraya takip için dilekçe verilmiş olması, ancak gerek mahkemeye
gerek icraya yapılan başvuruların ciddiyetle takip edilmesi gerekmektedir.
Diğer taraftan, şüpheli alacak ayrılmak istenen ve tahsil edilemeyen alacağın ticari ve zirai
kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili olması için işletme kayıtlarına hasılat olarak
girmesi veya ticareti yapılacak mal veya hizmetin maliyetiyle ilgisi olması gerekir. Bu durumda
işletmenin sonuç hesaplarını etkilemeyen, yani daha önce kârın teşekkülünü etkilememiş bir
alacağın karşılık ayrılarak zarar yazılması mümkün değildir.
Sigorta Acenteleri Yönetmeliğinin "Sigorta poliçelerinin düzenlenmesi ve primlerin tahsili" başlıklı
17 nci maddesinde,
"(1) Sigorta sözleşmesi akdetme ve/veya prim tahsil etme yetkisi sigorta şirketlerine aittir.
Bu yetki, acentelik vekâletnamesinde belirtilmek kaydıyla, sigorta acentelerine
devredilebilir. Sigorta şirketlerince sözleşme yapma ve/veya prim tahsil etme konularında
yetkilendirilmemiş acenteler poliçe düzenleyemez ve/veya prim tahsilâtı yapamaz.
(2) Acentelerce düzenlenen poliçeler kapsamında sigortalı tarafından acentelere yapılan ödeme
sigorta şirketine yapılmış sayılır..."
hükümlerine yer verilmiştir.
Buna göre, sigorta acenteliği faaliyetiniz nedeniyle elde ettiğiniz ticari kazancınız olan komisyonlar
esasen … Sigorta A.Ş.'ye verdiğiniz hizmet nedeniyle tahakkuk etmektedir. Bu itibarla müşteriniz
adına ödediğiniz ancak müşterinizden tahsil edemediğiniz ve söz konusu sigorta şirketine ait
sigorta prim tutarları şirketiniz açısından ticari kazancın elde edilmesine yönelik bulunmadığından
söz konusu tahsil edemediğiniz tutarlar nedeniyle şüpheli ticari alacak karşılığı ayrılması mümkün
bulunmamaktadır.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise
bu özelge geçersizdir.(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz
dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi
için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.