Şirket aktifinde kayıtlı iştirak hisselerinin kısmi bölünme suretiyle devralan şirket hisselerinin devreden şirket ortakları haricindeki ortaklara ver
Özelge: Şirket aktifinde kayıtlı iştirak hisselerinin kısmi
bölünme suretiyle devralan şirket hisselerinin devreden
şirket ortakları haricindeki ortaklara verilmesi halinde
işlemin kısmi bölünme olarak değerlendirilemeyeceği hk.
Sayı:
B.07.1.GİB.-B.07.1.GİB.04.99.16.-25
Tarih:
12/07/2010
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
BÜYÜK MÜKELLEFLER VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü
Sayı : B.07.1.GİB.-B.07.1.GİB.04.99.16.-25 12/07/2010
Konu : Şirket aktifinde kayıtlı iştirak hisselerinin kısmi bölünme
suretiyle devralan şirket hisselerinin devreden şirket
ortakları haricindeki ortaklara verilip verilmeyeceği
İlgide kayıtlı dilekçenizde, Başkanlığımız ... vergi kimlik numaralı mükellefi olduğunuzu,
şirketiniz aktifinde iki yıldan fazla süreyle kayıtlı bulunan iştirak hisselerinin, kısmi bölünme
suretiyle ortağınız olan mevcut şirkete ayni sermaye olarak konulmasının düşünüldüğü, kısmi
bölünme nedeniyle devralan şirkette ayni sermaye artırımı gerçekleştirileceği, sermaye artımı
tutarının şirketinizin ana ortağı konumundaki devralan şirket dışındaki diğer ortaklarınızın
paylarına isabet eden pay tutarı (%5) ile sınırlandırılacağı belirtilerek, yapılacak işlemin kısmi
bölünme olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği ile yapılacak sermaye artışı nedeniyle
çıkarılacak devralan şirket hisselerinin ayni sermaye devredilen şirket ortakları haricindeki
ortaklara verilip verilmeyeceği hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 19 uncu maddesinin üçüncü fıkrasının (b)
bendinde "Kısmî bölünme: Tam mükellef bir sermaye şirketinin veya sermaye şirketi niteliğindeki
bir yabancı kurumun Türkiye'deki iş yeri veya daimî temsilcisinin bilânçosunda yer alan taşınmazlar
ile en az iki tam yıl süreyle elde tutulan iştirak hisseleri ya da sahip oldukları üretim veya hizmet
işletmelerinin bir veya birkaçını kayıtlı değerleri üzerinden aynî sermaye olarak mevcut veya yeni
kurulacak tam mükellef bir sermaye şirketine devretmesi, bu Kanunun uygulanmasında kısmî
bölünme hükmündedir. Ancak, üretim veya hizmet işletmelerinin devrinde, işletme bütünlüğü
korunacak şekilde faaliyetin devamı için gerekli aktif ve pasif kalemlerin tümünün devredilmesi
zorunludur. Kısmî bölünmede devredilen varlıklara karşılık edinilen devralan şirket hisseleri,
devreden şirkette kalabileceği gibi doğrudan bu şirketin ortaklarına da verilebilir. Taşınmaz ve
iştirak hisselerinin bu bent kapsamında devrinde, devralan şirketin hisselerinin devreden şirketin
ortaklarına verilmesi halinde, devredilen taşınmaz ve iştirak hisselerine ilişkin borçların da devri
zorunludur."
hükmü yer almaktadır.
Konuya ilişkin olarak yayımlanan 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin "19.2.2.3.
İştirak hisselerinin ortaklara verilmesi" başlıklı bölümünde;
"Kısmi bölünmede devredilen varlıklara karşılık edinilen devralan şirket hisseleri, devreden
şirkette kalabileceği gibi doğrudan bu şirketin ortaklarına da verilebilir. Taşınmaz ve iştirak
hisselerinin Kurumlar Vergisi Kanununun 19 uncu maddesinin üçüncü fıkrasının (b) bendine göredevrinde, devralan şirketin hisselerinin devreden şirketin ortaklarına verilmesi halinde, devredilen
taşınmaz ve iştirak hisselerine ilişkin borçların da devri zorunludur."
denilmektedir.
Aynı Tebliğin "19.3.1." bölümünde,
"Devir veya bölünme işlemine konu olan varlıkların kayıtlı değerleri üzerinden diğer
şirketlere intikal ettirilmesi, devrolan veya bölünen şirketin ortaklarına ya da bölünen şirkete
varlıkların kayıtlı değeri kadar hisse verilmesini gerektirmemektedir. Bölünen ve devralan
şirketlerin karşılıklı olarak devre konu varlıkların değerlerini belirlemek suretiyle devrolan veya
bölünen şirketin ortaklarının haklarını koruyacak bir değişim oranı tespit etmeleri gerekmektedir.
Değişim oranının bölünen ve devralan şirketlerin hisselerinin gerçek değeri üzerinden
belirlenebilmesi mümkündür.
Ancak, yapılan işlemin Kurumlar Vergisi Kanunu uyarınca yapılan devir veya bölünme işlemi
sayılabilmesi için devir veya bölünmeye konu edilen varlıklara karşılık iktisap edilen hisselerin,
varlıklarını devreden şirketin ortaklarına, devreden veya bölünen şirketteki hisselerine isabet eden
servet değeri ile orantılı olarak dağıtılması gerekecektir."
açıklamaları yapılmıştır.
Dilekçeniz ve eklerinin incelenmesinden, iki tam yıldan uzun bir süre şirketiniz aktifinde yer
alan iştirak hisselerinin, aynı zamanda hakim ortağınız tam mükellef sermaye şirketine
devredileceği, bu devir neticesinde aynı zamanda hakim ortağınız olan devralan şirkette yapılacak
sermaye artırımı neticesinde edinilen bu şirkete ait hisselerin ise hakim ortağınız olan şirket
dışındaki diğer azınlık payına sahip olan ortaklarınıza verileceği anlaşılmaktadır.
Dolayısıyla, yapılacak bölünme işleminde devralan şirketin hisselerinin devreden şirketiniz
ortaklarına verileceği anlaşılmakta olup bu durumda diğer ortaklarınız, hakim olan ortağınız
durumunda bulunan şirketin ortakları durumuna gelirken, aynı zamanda hakim ortağınız olan
devralan şirketin kendi hisse senetlerine sahip olması söz konusu olacaktır.
Ayrıca, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 19 uncu maddesinin üçüncü fıkrasının (b)
bendinde yer alan kısmi bölünme işleminin amacının, dilekçenizde belirtilen işlem sonucunda
bölünmeye konu kıymetlerin hakim ortağa devredilmesi suretiyle hakim ortağın sermaye yapısını
güçlendirmek, dolayısıyla grup şirketleri arasında vergisiz aktif kıymet devri gerçekleştirmek
olmadığı açıktır.
Bu açıklamalar çerçevesinde, şirketiniz aktifinde iki tam yıldan uzun süre bulunan iştirak
hisselerinin ortağınız durumunda bulunan tam mükellef sermaye şirketine devredilmesi sonucu elde
edilen hisse senetlerinin devralan şirket dışındaki diğer azınlık ortaklarına verilmesi suretiyle
gerçekleştirilecek işlemin kısmi bölünme olarak değerlendirilmesi mümkün bulunmamaktadır.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
Vergi Dairesi Başkanı a.
Grup Müdürü
(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise
bu özelge geçersizdir.(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz
dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi
için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.