Şirket aktifine kayıtlı taşınmazın tapu kayıtlarında trampa edilmesi işleminin KVK,VUK,KDV ve Diğer Vergiler yönünden değerlendirilmesi.
Şirket aktifine kayıtlı taşınmazın tapu kayıtlarında trampa
edilmesi işleminin KVK,VUK,KDV ve Diğer Vergiler
yönünden değerlendirilmesi.
Sayı:
B.07.1.GİB.4.35.17.01-35-02-83375
Tarih:
16/10/2017
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İZMİR VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri KDV ve Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü
Sayı : 21152195-35-02-83375 16.10.2017
Konu : Şirket aktifine kayıtlı taşınmazın tapu
kayıtlarında trampa edilmesi
işleminin KVK,VUK,KDV ve Diğer
Vergiler yönünden değerlendirilmesi.
İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda; şirket merkezi olarak kullanılmak üzere 2009 yılı
Haziran ayında bir dükkan satın alındığı, ancak numarataj işlemi sırasında yapılan yanlışlık
nedeniyle aynı binada bulunan daha büyük bir dükkanın tapuda sehven şirketiniz adına tescil
işleminin yapıldığı, bu yanlışlığın tapuda düzeltilmesi için herhangi bir para alışverişi olmadan
yapılacak takas işleminde fatura düzenlenip düzenlenmeyeceği, 8.000,00 TL üzeri tevsik
zorunluluğu kapsamında bulunup bulunulmadığı ile KDV ve Kurumlar Vergisi yükümlülüğü
yönünden Başkanlığımız görüşünün bildirilmesi talep edilmiştir.
Kurumlar Vergisi Kanunu Yönünden
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinde; kurumlar vergisinin,
mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı,
safi kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin
uygulanacağı belirtilmektedir.
Buna göre, şirketinizin 2009 yılının Haziran ayında aldığı dükkana ait kapı numaralarının
belediye görevlilerince 2011 yılının Eylül ayında verilmesi neticesinde, satın aldığınızı
düşündüğünüz dükkan ile tapuda şirketiniz adına tescil edilen dükkanın kapı numarasının farklı
olduğunun anlaşılması üzerine tapu kayıtlarında düzeltme işlemi yapılmış olup satın almış
olduğunuz ve fiilen de kullandığınız dükkanlarda değişiklik olmaksızın sadece tapu kayıtlarının
gerçek duruma uygun hale getirilmesi amacıyla tapuda yapılan bu düzeltme işlemleri neticesinde,
herhangi bir taşınmazın elden çıkarılmasının söz konusu olmaması sebebiyle vergiyi doğuran
olaydan bahsedilemiyeceğinden kurumlar vergisi kapsamında değerlendirilecek bir kazanç
oluşmayacaktır.
Öte yandan, yapılan işlemlerde muvazaa olduğunun anlaşılması halinde gerekli cezai
işlemlerin yapılacağı tabiidir.
Vergi Usul Kanunu Yönünden 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 229 uncu maddesinde faturanın, satılan emtia veya
yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan
tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesika olduğu hüküm altına alınmış, 328 inci maddesinin
üçüncü fıkrasında ise devir ve trampanın satış hükmünde olduğu hükmüne yer verilmiştir.
Aynı Kanunun mükerrer 257 nci maddesinin birinci fıkrasının (2) numaralı bendi ile Maliye
Bakanlığına; mükelleflere muameleleri ile ilgili tahsilat ve ödemelerini banka, benzeri finans
kurumları veya posta idarelerince düzenlenen belgelerle tevsik etmeleri zorunluluğunu getirme ve
bu zorunluluğun kapsamını ve uygulamaya ilişkin usul ve esaslarını belirleme yetkisi verilmiştir.
Bu yetkiye istinaden yayımlanan 459 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde,
tahsilat ve ödemelerin tevsik zorunluluğu ve uygulamaya ilişkin esasları açıklanmıştır. Söz konusu
Tebliğde; tevsik zorunluluğu kapsamında olanların (Vergi Usul Kanununun 232 nci maddesinin
birinci fıkrası kapsamında fatura almak zorunda olan birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, serbest meslek
erbabı, kazançları basit usulde tespit olunan tüccarlar, defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçiler,
vergiden muaf esnaf), kendi aralarında ve tevsik zorunluluğu kapsamında olmayanlarla yapacakları,
7.000 TL'yi aşan tutardaki her türlü tahsilat ve ödemelerini aracı finansal kurumlar kanalıyla
yapmalarının ve bu tahsilat ve ödemeleri söz konusu kurumlarca düzenlenen belgeler ile tevsik
etmelerinin zorunlu olduğu belirtilmiştir.
Mezkur Tebliğin 4.2. bölümünde, 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununda yer
alan merkezi yönetim kapsamındaki kamu idareleri ile bunlara ait döner sermaye işletmelerinin
işlemlerine konu tahsilat ve ödemelerin, sermaye piyasası aracı kurumlarında, yetkili döviz
müesseselerinde, noterlerde ve tapu sicil müdürlüklerinde yapılan işlemlere konu tahsilat ve
ödemelerin ve 6362 sayılı Kanun uyarınca kurulan Borsa İstanbul A.Ş. bünyesinde yer alan Kıymetli
Madenler Piyasasında işlem yapma yetkisi verilenlerin, faaliyet konuları kapsamında yapacakları
işlemlere ilişkin tahsilat ve ödemelerin aracı finansal kurumlar kanalıyla yapılması zorunluluğunun
bulunmadığı hususu açıklanmıştır.
Buna göre;
- Satın aldığınızı düşündüğünüz işyeri ile tapuda şirketiniz adına tescil edilen işyeri
numarasının farklı olması nedeniyle bu yanlışlığın tapuda trampa yoluyla düzeltilmesi işleminde
alıcı ve satıcının karşılıklı olarak fatura düzenlemeleri gerekmektedir.
- Tapu idarelerinde yapılan işlemlere konu ödeme ve tahsilatların banka veya posta idareleri
aracı kılınarak yapılması zorunluluğu bulunmamaktadır.
Harçlar Kanunu Yönünden
492 sayılı Harçlar Kanuna bağlı (4) sayılı tarifenin I-20/a fıkrasında; gayrimenkullerin ivaz
karşılığında veya ölünceye kadar bakma akdine dayanarak yahut trampa hükümlerine göre devir ve
iktisabında gayrimenkulün beyan edilen devir ve iktisap bedelinden az olmamak üzere emlak
vergisi değeri üzerinden (Cebri icra veya şuyuun izalesi hallerinde satış bedeli, istimlâklerde takdiredilen bedel üzerinden) devir eden ve devir alan için ayrı ayrı harç alınacağı hükme bağlanmıştır.
Söz konusu harcın oranı 20/09/2012 tarih ve 2012/3735 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile
22/09/2012 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere binde 20 olarak belirlenmiştir.
Kanun hükmünden de anlaşılacağı üzere, gayrimenkul devir ve iktisaplarında tapu harcı,
gayrimenkulün emlak vergisi değerinden az olmamak üzere beyan edilecek devir ve iktisap bedeli
üzerinden hesaplanacaktır.
Öte yandan, 6098 sayılı Borçlar Kanununun 283 üncü maddesinde "Satış sözleşmesine
ilişkin hükümler, mal değişim sözleşmesine de uygulanır; buna göre taraflardan her biri, vermeyi
üstlendiği şey bakımından satıcı, kendisine verilmesi üstlenilen şey bakımından alıcı
durumundadır." hükmü yer almaktadır.
Buna göre, tapuda kayıtlı iki ya da daha fazla gayrimenkulün karşılıklı olarak takas
edilmesinde sahiplerinin her biri hem alıcı hem de satıcı durumunda olduklarından devredilen
gayrimenkulün emlak vergisi değerinden az olmamak üzere beyan edilen devir bedeli üzerinden
492 sayılı Kanuna bağlı (4) sayılı tarifenin I-20/(a) fıkrası gereğince harca tabi tutulması
gerekmektedir.
Katma Değer Vergisi Kanunu Yönünden
3065 sayılı KDV Kanununun;
1/1 maddesinde, Türkiye'de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti
çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin KDV ye tabi olduğu,
2/1 inci maddesinde; teslimin bir mal üzerindeki tasarruf hakkının malik veya onun adına
hareket edenlerce, alıcıya veya adına hareket edenlere devredilmesi olduğu,
Buna göre, tapu kayıtlarının gerçek duruma uygun hale getirilmesi işleminde 3065 sayılı
KDV Kanununun 2/1 inci maddesine göre herhangi bir teslim söz konusu olmadığından, yapılan
düzeltme işlemi KDV Kanununun 1/1 nci maddesine göre KDV nin konusuna girmemektedir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise
bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz
dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi
için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.