Şirket tarafından Belediyeden kiralanan yere ait 2013 yılı kira ödemesinin 2014 yılında yapılması durumunda ödenen tutarın indirim konusu yapılıp yapı

Şirket tarafından Belediyeden kiralanan yere ait 2013 yılı
kira ödemesinin 2014 yılında yapılması durumunda ödenen
tutarın indirim konusu yapılıp yapılmayacağı
Sayı: 
B.07.1.GİB.4.34.16.01-125[6-2014/170]-13252
Tarih: 
17/02/2016
T.C.
GELİR İDARESİ   BAŞKANLIĞI
 İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef   Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)
 
   
Sayı :62030549-125[6-2014/170]-13252 17/02/2016
Konu :Şirket tarafından Belediyeden  
kiralanan yere ait 2013   yılı kira
ödemesinin 2014 yılında yapılması
durumunda ödenen tutarın indirim  
konusu yapılıp yapılmayacağı
        
 
            İlgide kayıtlı özelge talep formunda, şirketiniz tarafından ………….. Büyükşehir
Belediyesinden kiralanan yerin kira ödemesine ilaveten Belediye tarafından KDV tahsil edildiği, kira
ödemesi yapıldığından kira ödemelerine ilişkin belgelerin düzenlendiği, 2013/Haziran ayına ait kira
bedelini 19/03/2014 tarihinde ödediği ve ödemeye ilişkin Belediye tarafından 19/03/2014 tarihinde
alındı belgesinin düzenlendiği belirtilerek, şirketiniz tarafından 2013 yılında ödenmeyen kiraların
2014 yılında ödenmesi durumunda ödenen tutarların gider olarak yazılıp yazılmayacağı ve katma
değer vergisi beyannamesinden indirim konusu yapılıp yapılmayacağı hususunda bilgi talep
ettiğiniz anlaşılmakta olup konu hakkında Başkanlığımız görüşü aşağıda açıklanmıştır.
 
            I-KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN
 
            5520 sayılı Kanunun 6 ncı maddesinin birinci fıkrasında; Kurumlar vergisinin, mükelleflerin
bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safî kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı belirtilmiş ikinci
fıkrasıyla da safi kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanununun ticarî kazanç hakkındaki
hükümlerinin uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.
 
            Gelir Vergisi Kanununun "Bilanço Esasında Ticari Kazancın Tespiti" başlıklı 38 inci
maddesinde ise; Bilanço esasına göre ticari kazancın, teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi
sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müspet fark olduğu, bu dönem zarfında sahip veya
sahiplerce, işletmeye ilave olunan değerlerin bu farktan indirileceği, işletmeden çekilen değerlerin
ise farka ilave olunacağı, ticari kazancın bu suretle tespit edilmesi sırasında, Vergi Usul Kanununun
değerlemeye ait hükümleri ile bu Kanunun 40 ve 41 inci maddeleri hükümlerine uyulacağı hükme
bağlanmıştır.
 
            Bu hükümlere göre kurum kazancının tespitinde Kurumlar Vergisi Kanununun 8 inci
maddesi ile Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinde yer alan giderler indirilebilecektir. 
            Ticari kazancın tespitinde "tahakkuk esası ilkesi" ve "dönemsellik ilkesi" olmak üzere iki
temel ilke geçerlidir. Tahakkuk esası ilkesinde, gelir veya giderin miktar ve mahiyet itibarıyla
kesinleşmiş olması yani geliri veya gideri doğuran işlemin tekemmül etmesinin yanı sıra miktarının
ve işlemden kaynaklanan alacağın veya borcun ödeme şartlarının da belirlenmiş olması gereklidir.
Dönemsellik ilkesi gereğince işletmenin sürekli kabul edilen ömrü belli dönemlere bölünür ve her
dönemin faaliyet sonuçları diğer dönemlerden bağımsız olarak saptanır. Gelir ve giderler tahakkuk
esasına göre muhasebeleştirilerek hasılat, gelir ve karlar aynı döneme ait maliyet, gider ve
zararlarla karşılaştırılır.
 
            Tahakkuk, gelir ve giderin miktar ve mahiyet itibariyle kesinleşmesini ifade eder. Tahakkuk
esasında, geliri doğuran muamelelerin eksiksiz olarak tekemmül etmiş olması, gelirin elde edilmiş
sayılması için yeterlidir. Diğer bir ifade ile tahakkuk esasında vergilendirme yapılabilmesi için,
alacak hakkının doğmuş olması gerekir. Gerek hasılat gerekse giderlerin hangi hesap dönemine
ilişkin olduğunun tespiti açısından hasılatın tahsil edilip edilmediğinin, giderlerin ise ödenmiş olup
olmadığının bir bağlayıcılığı bulunmamaktadır.
 
            Bu hüküm ve açıklamalar uyarınca, belediyeden kiralamış olduğunuz yerin 2013 yılına ait
kira giderlerinin tahakkuk ve dönemsellik ilkeleri gereğince miktar ve mahiyet olarak kesinleşmiş
olduğu 2013 hesap dönemine ait kurum kazancınızın tespitinde dikkate alınması gerekmekte olup
söz konusu döneme ilişkin kira tutarlarının Şirketiniz tarafından ilgili dönemde ödenip
ödenmemesinin bu duruma herhangi bir etkisi bulunmamaktadır. Dolayısıyla 2013 hesap dönemine
ilişkin kazancın tespitinde indirim konusu yapılması gereken kira giderlerinin 2014 hesap dönemi
kazancının tespitinde indirim konusu yapılması mümkün bulunmamaktadır.         
 
            II- KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN
 
            Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun 29/1-a ve 34/1 inci maddelerine göre, mükelleflerin,
yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan KDV' den, kendilerine yapılan teslim ve
hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen KDV ile
ithal olunan mal ve hizmetler dolayısıyla ödenen KDV' nin indirim konusu yapılabilmesi için, fatura
ve benzeri belgelerde ayrıca gösterilmesi, bu belgelerin de kanuni defterlere kaydedilmiş olması
gerekmektedir. Aynı Kanunun 29/3 üncü maddesi gereğince ise indirim hakkı, vergiyi doğuran
olayın meydana geldiği takvim yılı aşılmamak şartıyla ilgili belgelerin kanuni defterlere kaydedildiği
vergilendirme döneminde kullanılabilmektedir.
 
            Buna göre, kiralama işlemlerinde vergiyi doğuran olay hizmetin ifası ile meydana gelmekte
olup, Şirketinizin 2013 Haziran dönemine ait kira bedeli üzerinden hesaplanan KDV' nin, takvim yılı
aşılmamak şartıyla kanuni defterlere kaydedildiği dönem itibariyle indirim konusu yapılması
gerekmekte olup, söz konusu kiralama işlemine ait bedelin Şirketiniz tarafından ödenip
ödenmemesinin indirim uygulamasına bir etkisi bulunmamaktadır. Bu nedenle kira bedeli üzerinden
hesaplanan KDV' nin vergiyi doğuran olayın gerçekleştiği 2013 yılında indirim konusu yapılması
gerektiğinden söz konusu KDV' nin 2014 yılında indirim konusu yapılması KDV Kanununun 29/3
üncü maddesi uyarınca mümkün bulunmamaktadır.
             Bilgi edinilmesini rica ederim.
 
 
   
 
(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise
bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz
dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi
için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.