Tapusu bulunmayan binanın devir teslim tutanağı ile şirkete devri halinde aktifleştirilmesinin mümkün olup olmadığı hk.
Özelge: Tapusu bulunmayan binanın devir teslim tutanağı
ile şirkete devri halinde aktifleştirilmesinin mümkün olup
olmadığı hk.
Sayı:
11395140-105[227-2012/VUK-1- . . .]--217
Tarih:
06/02/2015
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü
Sayı : 11395140-105[227-2012/VUK-1- . . .]--217 06/02/2015
Konu : Tapusu bulunmayan binanın devir teslim tutanağı ile
şirkete devri halinde aktifleştirilmesinin mümkün olup
olmadığı ile vergilendirilmesi ve belge düzeni.
İlgide kayıtlı özelge talep formunda, ... Sanayi Sitesinde ... yılında kooperatif tarafından
yapılan binanın ortaklarınız adına "Devir Teslim Tutanağı" düzenlenerek alındığı ancak alt yapının
tamamlanmaması dolayısıyla gayrimenkule ait tapunun alınamadığı ve bu nedenle binanın şirket
aktifine kaydedilemediği belirtilerek şirket ortakları adına kayıtlı bulunan söz konusu
gayrimenkulün şirkete "Devir Teslim Tutanağı" ile devir edilmesi halinde gayrimenkulün kanuni
defterlere kaydedilip edilemeyeceği, bu satışın Katma Değer Vergisi Kanunu, Vergi Usul Kanunu ve
Kurumlar Vergisi Kanunu açısından nasıl değerlendirileceği hususu ile şirket ortaklarının Gelir
Vergisi Kanunu açısından vergilendirilip vergilendirilmeyeceği hususunda Başkanlığımız görüşü
talep edilmektedir.
I- GELİR VE KURUMLAR VERGİSİ KANUNLARI YÖNÜNDEN
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun "Değer Artış Kazançları" başlıklı Mükerrer 80 inci
maddesinde,
"(4783 sayılı Kanunun 4 üncü maddesiyle değişen madde Yürürlük; 01.01.2003 tarihinden
geçerli olmak üzere 09.01.2003) Aşağıda yazılı mal ve hakların elden çıkarılmasından doğan
kazançlar değer artışı kazançlarıdır.
...
6. İktisap şekli ne olursa olsun (ivazsız olarak iktisap edilenler hariç) 70 inci maddenin
birinci fıkrasının (1), (2), (4) ve (7) numaralı bentlerinde yazılı mal (gerçek usulde vergiye tabi
çiftçilerin zirai istihsalde kullandıkları gayrimenkul/er dahil) ve hakların, iktisap tarihinden
başlayarak (5615 sayılı kanunun 5 inci maddesiyle değişen ibare Yürürlük; 1/1/2007 tarihinden
geçerli olmak üzere 04.04.2007) beş yıl içinde elden çıkarılmasından doğan kazançlar
(Kooperatiflerin ortaklarına bu sıfatları dolayısıyla tahsis ettikleri gayrimenkulleri tahsis tarihinde
ortak tarafından satın alınmış sayılır.)
Bu maddede geçen "elden çıkarma" deyimi, yukarıda yazılı mal ve hakların satılması, bir
ivaz karşılığında devir ve temliki, trampa edilmesi, takası, kamulaştırılması, devletleştirilmesi,
ticaret şirketlerine sermaye olarak konulmasını ifade eder.
(5281 sayılı Kanunun 27 nci maddesiyle 01.01.2006 tarihinden itibaren elde edilen gelirlere
uygulanmak üzere değişen fıkra. Yürürlük; 01.01.2006) Bir takvim yılında elde edilen değer artışı
kazancının, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarının elden çıkarılmasından sağlananlarhariç, 6. 000 (280 Seri No 'lu Gelir Vergisi Genel Tebliği ile 1.1.2012 tarihinden itibaren 8.800
TL.)Yeni Türk Lirası gelir vergisinden müstesnadır .... " hükmü yer almaktadır.
Aynı Kanunun Geçici 71 inci maddesinde ise Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 80 inci
maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı bendinin uygulanmasına ilişkin olarak, 70 inci maddenin
birinci fıkrasının (1), (2), (4) ve (7) numaralı bentlerinde sayılan ve 1/1/2007 tarihinden önce iktisap
edilmiş olan mal (gerçek usulde vergilendirilen çiftçilerin zirai istihsalde kullandıkları
gayrimenkuller dahil) ve hakların elden çıkarılmasından doğan kazançların vergilendirilmesinde
dört yıllık sürenin esas alınacağı hüküm altına alınmıştır.
Diğer taraftan, konu ile ilgili olarak yayımlanan 76 no.lu Gelir Vergisi Sirkülerinin
"4.Gayrimenkullerde İktisap Tarihinin Belirlenmesi" başlıklı bölümünde, "Gayrimenkullerde iktisap,
Türk Medeni Kanununun 705 inci maddesi uyarınca, tapuya tescille olmaktadır. Buna göre, kat
karşılığı müteahhide veya kooperatiflere verilen arsa karşılığında alınan gayrimenkuller dahil,
iktisap edilen gayrimenkullerin elden çıkarılması halinde, değer artışı kazancının tespiti yönünden
iktisap tarihi olarak, gayrimenkulün tapuya tescil edildiği tarih esas alınacaktır.
Ancak, gayrimenkulün tapuya tescil tarihinden önce sahibinin fiilen kullanımına bırakıldığı
bazı özel haller de iktisap tarihi olarak tapuya tescil tarihi yerine fiilen kullanıma bırakılma tarihinin
kabul edilmesi gerekir.
Bu çerçevede, konut yapı kooperatifleri, Toplu Konut İdaresi veya diğer kişilerden
gayrimenkulü fiilen kullanıma hazır şekilde teslim alanların, söz konusu gayrimenkulleri fiilen
kullandıklarını; tahsis belgesi, teslim tutanakları, su, elektrik, telefon, doğalgaz faturaları ve benzeri
belgelerle tevsik etmeleri halinde değer artışı kazancının tespiti yönünden fiilen kullanıma
başladıkları tarih iktisap tarihi olarak kabul edilecektir. ..." açıklamaları yer almaktadır.
Diğer taraftan, kurumunuz tarafından verilen ... tarihli dilekçede, ... sanayi sitesinde yer
alan ve satın alınan gayrimenkul için ödenen tutarın, şirket ortaklarının kendi şahsi hesaplarından
karşılandığı ve şirket tarafından bir bedel ödenmediği belirtilmiştir.
Öte yandan, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü
kazanç dağıtımına ilişkin 13 üncü maddesinin birinci fıkrasında, kurumların, ilişkili kişilerle
emsallere uygunluk ilkesine aykırı olarak tespit ettikleri bedel veya fiyat üzerinden mal veya hizmet
alım ya da satımında bulunulması halinde, kazancın tamamen veya kısmen transfer fiyatlandırması
yoluyla örtülü olarak dağıtılmış sayılacağı, alım, satım, imalat ve inşaat işlemleri, kiralama ve kiraya
verme işlemleri, ödünç para alınması ve verilmesi, ikramiye, ücret ve benzeri ödemeleri gerektiren
işlemlerin her hal ve şartta mal veya hizmet alım ya da satımı olarak değerlendirileceği hükmüne
yer verilmiştir.
Aynı maddenin ikinci fıkrasında, ilişkili kişinin kurumların kendi ortakları, kurumların veya
ortaklarının ilgili bulunduğu gerçek kişi veya kurum ile idaresi, denetimi veya sermayesi
bakımından doğrudan veya dolaylı olarak bağlı bulunduğu ya da nüfuzu altında bulundurduğu
gerçek kişi veya kurumları ifade ettiği belirtilmiştir.
Öte yandan konuya ilişkin ayrıntılı açıklamalar 1 seri numaralı Transfer Fiyatlandırması
Yoluyla Örtülü Kazanç Dağıtımı Hakkında Genel Tebliğinde yapılmıştır.
Bu hüküm ve açıklamalara göre, "Devir Teslim Tutanağı" ile kooperatiften şirket ortakları
adına 2002 yılında satın alınan fabrika binasının, ilk iktisap tarihi olarak 2002 yılının dikkate
alınması gerekmekte olup söz konusu fabrika binasının ortaklar tarafından "Devir Teslim Tutanağı"
ile şirketinize satılması halinde iktisap tarihinin 01/01/2007 tarihinden önce olması nedeniyle dört
yıllık süre geçtiğinden ortaklar adına değer artış kazancı olarak vergilendirme söz konusu
olmayacaktır.
Şirketiniz ortaklarının mülkiyetinde bulunan gayrimenkulün ortaklarınız tarafından
şirketinizin fiilen kullanımına bırakılması işlemi ilişkili kişiye sunulan bir kiralama hizmeti
mahiyetinde olup söz konusu kiralamanın ilişkisiz bir gerçek kişi veya kuruma yapılması durumundailişkisiz kişiden bir bedel talep edileceğinden, kiralamanın ilişkili kişiye yapılması durumunda da bu
hizmet karşılığı bir bedel talep edileceği tabiidir.
Dolayısıyla, ortaklarınızın mülkiyetinde bulunan gayrimenkulün şirketinize kullandırılması
durumunda kiralama hizmetine ilişkin bedelin; söz konusu gayrimenkulün şirketinize satılması
durumunda ise satışa ilişkin bedelin Kurumlar Vergisi Kanununun 13 üncü madde hükmü ile anılan
Tebliğde yapılan açıklamalara göre belirlenmesi gerekmektedir.
II- KDV KANUNU YÖNÜNDEN
3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının 1
numaralı bendinde; Türkiye'de, ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde
yapılan teslim ve hizmetlerin KDV ye tabi olduğu, aynı maddenin ikinci fıkrasında, ticari, sınai, zirai
faaliyet ile serbest meslek faaliyetinin devamlılığı, kapsamı ve niteliğinin Gelir Vergisi Kanunu
hükümlerine göre; Gelir Vergisi Kanununda açıklık bulunmadığı hallerde, Türk Ticaret Kanunu ve
diğer ilgili mevzuat hükümlerine göre tayin ve tespit edileceği hüküm altına alınmıştır.
Buna göre, taşınmaz alım satım faaliyetini mutad ve sürekli bir şekilde yapanlar gerçek
usulde katma değer vergisine tabi olacak, bu faaliyetlerin arızi olarak yapılması halinde vergi
aranılmayacaktır.
Bu itibarla, şirket ortağı tarafından taşınmaz alım satımı faaliyetinin mutad ve sürekli bir
şekilde yapılmaması ve söz konusu faaliyete ilişkin KDV mükellefiyetinin bulunmaması kaydıyla,
iktisadi bir işletmeye dahil olmayan şirket ortağı adına kayıtlı taşınmazın şirkete devredilmesi veya
satılması işlemi KDV nin konusuna girmediğinden, söz konusu devir işleminde KDV hesaplanmasına
gerek bulunmamaktadır.
III- VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 227 nci maddesinde; "Bu Kanunda aksine hüküm
olmadıkça bu Kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan
kayıtların tevsiki mecburidir." hükmü yer almaktadır.
Diğer taraftan mezkur Kanunun 313 üncü maddesinde; "İşletmede bir yıldan fazla kullanılan
ve yıpranmaya, aşınmaya veya kıymetten düşmeye maruz bulunan gayrimenkullerle 269 uncu
madde gereğince gayrimenkul gibi değerlenen iktisadi kıymetlerin, alet, edevat, mefruşat, demirbaş
ve sinema filmlerinin birinci kısımdaki esaslara göre tespit edilen değerinin bu Kanun hükümlerine
göre yok edilmesi amortisman mevzuunu teşkil eder..." hükmü bulunmaktadır.
Buna göre, bir iktisadi kıymetin amortismana tabi tutulabilmesi için, işletmede bir yıldan
fazla kullanılması, yıpranmaya, aşınmaya veya kıymetten düşmeye maruz bulunması ve işletmenin
aktifinde kayıtlı olması gerekmektedir.
Öte yandan, amortismana tabi bir iktisadi kıymetin aktife girmesi; o kıymetin iktisap
edilerek defter kayıtlarına geçirilmesi, değerleme gününde envantere dahil olması ve kullanılmaya
hazır halde bulunmasıdır. Kullanılmaya hazır halde bulunması ise, alındığı şekliyle kullanılacak
iktisadi kıymetlerde sözleşme şartlarının yerine getirilip kıymetin teslim alınmasını veya gümrükten
çekilip işletmeye dahil edilmesini, kullanılması için montajı gerekli kıymetlerin montajının
tamamlanmasını, inşa veya imal edilen kıymetlerde ise inşa veya imal işleminin tamamlanarak
inşaat veya imalat hesabından sabit kıymet hesabına alınmasını ifade eder.
Diğer taraftan, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 705 inci maddesinde taşınmaz
mülkiyetinin kazanılmasının tescille olacağı, 706 ncı maddesinde ise taşınmaz mülkiyetinin devrini
amaçlayan sözleşmelerin geçerli olmasının resmi şekilde düzenlenmiş bulunmalarına bağlı olduğu
hüküm altına alınmıştır.
Bu açıklamalar çerçevesinde; mülkiyet hakkı Türk Medeni Kanununa göre tescille
kazanılmaktadır. Ortaklarınıza ait olup iskân izni verilmediği için henüz tapusu bulunmayan fabrikabinasının şirketiniz ile ortaklar arasında yapılacak "işyeri devir teslim tutanağı"na istinaden devri
ile taşınmazın maliki olunamayacağı aşikar olduğundan, kurumunuzun malik olmadığı bir iktisadi
kıymeti için amortisman ayırmasına imkan bulunmamaktadır.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise
bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz
dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi
için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.