Tasfiye'ye giren şirketin, şüpheli ticari alacaklar karşılığı hesabının nasıl kapatılacağı, söz konusu alacakların değersiz alacak olarak dikkate alın
Tasfiye'ye giren şirketin, şüpheli ticari alacaklar karşılığı
hesabının nasıl kapatılacağı, söz konusu alacakların
değersiz alacak olarak dikkate alınıp alınamayacağı hk.
Sayı:
27575268-105[322-2017-125]-E.416541
Tarih:
25/10/2018
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı
Gelir Kanunları Usul Grup Müdürlüğü
Sayı :27575268-105[322-2017-125]-E.416541 25.10.2018
Konu :Tasfiye halindeki şirkete ait şüpheli
ticari alacakların durumu
İlgi (a)'da kayıtlı özelge talep formunda;
- …, 2002 yılındaki ticari faaliyetleriniz kapsamında tahsil edemediğiniz alacaklarınız için
ayırdığınız … TL tutarındaki şüpheli ticari alacaklar karşılığı ile ilgili olarak çek, senet ve fatura icra
takiplerinin … İcra Dairesi Müdürlüğü nezdinde devam ettiği, ancak söz konusu takiplerle ilgili
olarak bugüne kadar hiçbir tahsilat yapılamadığı,
- Şirketinizin 2016 yılında yapılan olağan genel kurulunda tasfiye kararı alındığı, tasfiye kararının
alınmasından sonra avukatınız aracılığıyla icradaki dosyalarla ilgili yeniden girişimde bulunulduğu,
ancak sonuç alınamadığı
belirtilerek, şirketin tasfiyesini gerçekleştirebilmek için bahse konu şüpheli ticari alacaklar karşılığı
hesabının ne şekilde kapatılacağı ile alacaklardan vazgeçilmesi hususlarında Başkanlığımız görüşü
talep edilmiş, ilgi (b)'de kayıtlı özelge ile de Başkanlığımız görüşü tarafınıza bildirilmişti.
Bu defa, ilgi (c)'de kayıtlı özelge talep formu ve eklerinden; 2002 yılında elektrik motorları ve
malzemeleri satışı faaliyetiniz kapsamında alınan bir kısım çeklerin hayali şirket adına ciro edildiği
ve çeklerin sahte kimlikle bankaları dolandırmak suretiyle elde edildiğinin anlaşılması üzerine, …
Cumhuriyet Başsavcılığına şikayette bulunulduğu ve … Ağır Ceza Mahkemesi 2012/135 sayılı
dosyasında suça konu çekleri firmanıza teslim eden kişi hakkında dava açıldığı, adı geçen
Mahkemece K. No: 2012/186 ve E. No: 2012/11616 sayılı kararla, sanığın üzerine atılı suçun
zamanaşımına uğramış olması nedeniyle düşmesine karar verildiği, söz konusu çeklerle ilgili icra
takibi başlatılmakla birlikte çeklerin sahte olmaları nedeni ile sonuç elde edilemediğinden, daha
önce şüpheli ticari alacaklar karşılığı hesabına aktarılan … TL'nin tahsil kabiliyetinin olmadığının
anlaşılması nedeniyle değersiz alacak olarak kabul edilip edilemeyeceği hususunda konunun
yeniden değerlendirilmesinin talep edildiği anlaşılmaktadır.
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinde, kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir
hesap dönemi içinde elde ettikleri safî kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı ve safi kurum
kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı
belirtilmiştir.193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 38 inci maddesinde, bilanço esasına göre ticari kazancın
teşebbüsteki özsermayenin hesap dönemi sonundaki ve başındaki değerleri arasındaki müspet fark
olduğu; bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce işletmeye ilave olunan değerlerin bu farktan
indirileceği, işletmeden çekilen değerlerin ise farka ilave olunacağı, ticari kazancın bu şekilde tespit
edilmesi sırasında, Vergi Usul Kanununun değerlemeye ait hükümleri ile bu Kanunun 40 ve 41 inci
maddeleri hükümlerine uyulacağı; 40 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (7) numaralı bendinde,
Vergi Usul Kanununa göre ayrılan amortismanların gider olarak indirilebileceği hükme
bağlanmıştır.
Diğer taraftan, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 322 nci maddesinde, "Kazai bir hükme veya kanaat
verici bir vesikaya göre tahsiline artık imkân kalmayan alacaklar değersiz alacaktır.
Değersiz alacaklar, bu mahiyete girdikleri tarihte tasarruf değerlerini kaybederler ve mukayyet
kıymetleriyle zarara geçirilerek yok edilirler.
İşletme hesabı esasına göre defter tutan mükelleflerin bu madde hükmüne giren değersiz
alacakları, gider kaydedilmek suretiyle yok edilirler." hükümleri yer almaktadır.
Bu bağlamda, bir alacağın değersiz alacak olarak değerlendirilebilmesi için kazai bir hükme veya
kanaat verici bir belgeye göre tahsiline imkan kalmadığının ispatı gerekmekte olup, bahse konu
madde uygulamasında esas itibariyle, kaybedilmiş, tahsiline artık imkan kalmamış, değeri sıfıra
inmiş alacaklar değersiz alacaklar kapsamında değerlendirilmektedir. Alacağın tahsil güçlüğünün
objektif ve inandırıcı belgelerle ortaya konması, değersiz alacak uygulaması bakımından önem
taşıdığından, Kanun koyucu tarafından, değersiz hale geldiği ileri sürülen alacağın ciddi olarak
takip edildiğine ilişkin çabaların kazai bir hüküm veya kanaat verici bir vesika ile tevsiki
öngörülmüştür. Kazai bir hükümden anlaşılması gereken, alacağın tahsili için kanun yollarına
başvurulmuş olması, icra takibinin yapılmış bulunması, bu müracaatlar ve takipler sonunda,
alacağın ödenmeyeceğine hakim tarafından hükmedilmiş olmasıdır. Kanaat verici vesika teriminden
ise ödemeyi imkansız hale getirmiş hal ve sebepler sonucu ortaya çıkmış belgelerin anlaşılması
gerekmekte olup, vergi hukuku uygulaması bakımından kanaat verici vesikalara;
- Borçlunun herhangi bir mal varlığı bırakmadan ölümü veya Türk Medeni Kanununun 32 nci ve
izleyen maddelerine göre mahkemelerce borçlu hakkında verilen gaiplik kararı ve mirasçıların da
mirası reddettiklerine dair sulh hukuk mahkemelerince verilmiş bulunan mirası red kararı,
- Borçlu aleyhine alacaklı tarafından açılan davayı borçlunun kazandığına dair mahkeme kararı,
- Mahkeme huzurunda alacaktan vazgeçildiğine ilişkin olarak düzenlenmiş belgeler,
- Alacaktan vazgeçildiğine dair konkordato anlaşması,
- Borçlunun dolandırıcılıktan mahkum olması ve herhangi bir mal varlığı bulunmadığını belgeleyen
resmi evrak,
- Borçlunun adresinin saptanamaması nedeniyle icra takibat dosyasının kaldırıldığını ve yasal süresi
içerisinde yenileme talebinde de bulunulmadığını gösteren icra memurluğu yazısı,
- Gerek doğuşu gerekse vazgeçilmesi bakımından belli ve inandırıcı sebepleri olmak şartıyla
alacaktan vazgeçildiğini gösteren anlaşmalar (Alacaklının tek taraflı irade beyanı ile alınmasından
vazgeçilen alacakların, değersiz alacak olarak zarar kaydı mümkün değildir.),
- Ticaret mahkemesince borçlu hakkında verilmiş ve ilgili masa tarafından tasfiyeye tabi tutulmuş
bulunan iflas kararına ilişkin belgeler
örnek olarak sayılabilir.
Bunun yanı sıra, mezkûr madde uygulamasında, alacağın değersiz hale geldiği yıl hesaplara zarar
olarak yazılması gerekmekte olup, ilgili olduğu yılda zarar yazılmayan alacağın sonraki yıllardadikkate alınması mümkün bulunmamaktadır. Dolayısıyla, söz konusu alacakların değersiz alacak
olarak dikkate alınabilmesi ve gider olarak kayıtlara intikal ettirilebilmesi için, bu alacakların
değersiz olduğuna ilişkin kanaat verici belgelerin veya mahkeme kararının ilgili olduğu yıl
hesaplara alınması gerekmektedir. Aksi halde bu alacağın değersiz alacak olarak hesaplara intikal
ettirilmesi ve gider olarak kayıtlara alınmasına imkan bulunmamaktadır.
Bu itibarla, 2002 yılındaki bir alacağa ilişkin olarak aynı yıldan bu yana yaptığınız takibin
neticesinde alacağın değersiz hale geldiğine yönelik herhangi bir kazai hüküm veya kanaat verici
vesika mevcut bulunmadığından bu alacağın değersiz alacak olarak kabul edilmesi mümkün
bulunmamaktadır.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise
bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz
dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi
için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.