Tedavi aşamasında alınan tedavi ücretlerinin gelir kaydı,KDV,belge düzeni hk.
Özelge: Tedavi aşamasında alınan tedavi ücretlerinin gelir
kaydı,KDV,belge düzeni hk.
Sayı:
B.07.1.GİB.4.07.16.01-KVK.ÖZ.2010.61.-400
Tarih:
15/08/2012
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
ANTALYA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
MÜKELLEF HİZMETLERİ GELİR GRUP MÜDÜRLÜĞÜ
Sayı : B.07.1.GİB.4.07.16.01-KVK.ÖZ.2010.61.-400 15/08/2012
Konu : Tedavi aşamasında alınan tedavi ücretlerinin gelir
kaydı,KDV,belge düzeni.
İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda;
- Ortodontik tedavilerin genellikle 7-16 yaş grubu çocuklarda uygulandığını, tedavi süresinin oniki
ile otuz ay sürebildiğini, tedavi ücretinin başlangıçta ve en uzun 4-6 ay içinde tahsil edildiğini,
ödenen her ücretin anında faturalandırıldığını ve KDV beyannamesinde gösterildiğini, sevkli
hastalara da aynı uygulama yapıldığını,
- Ancak, sevkli hastaların kurumlarının, tedavinin tamamlandığı aşamadaki faturaları kabul ettiğini,
önceki faturaları kabul etmediğini, bu nedenle sevkli hastaların talebi üzerine yeniden fatura
düzenlemek zorunda kaldığınızı ve mükerrer katma değer vergisi ve kurumlar vergisi beyan edip
ödediğinizi
belirtmiş olup konu ile ilgili Başkanlığımız görüşü sorulmuştur.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 227 nci maddesinde, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça bu
Kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların
tevsikinin mecburi olduğu hükme bağlanmıştır.
Aynı Kanunun 229 uncu maddesinde; faturanın, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında
müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından
müşteriye verilen ticari vesika olduğu belirtilmiş, 231 inci maddesinin 5 inci fıkrasında ise;
faturanın malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren yedi gün içinde düzenleneceği
hükmüne yer verilmiştir.
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunun 6 ncı maddesinde; kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir
hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safi kurum
kazancının tespitinde 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin
uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.
Gelir Vergisi Kanununun "Bilanço Esasında Ticari Kazancın Tespiti" başlıklı 38 inci maddesinde ise;
bilanço esasına göre ticari kazancın, teşebbüsdeki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve
başındaki değerleri arasındaki müsbet fark olduğu, bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce
işletmeye ilave olunan değerlerin bu farktan indirileceği, işletmeden çekilen değerlerin ise farka
ilave olunacağı, ticari kazancın bu suretle tespit edilmesi sırasında, Vergi Usul Kanununun
değerlemeye ait hükümleri ile bu Kanunun 40 ve 41 inci maddeleri hükümlerine uyulacağı hükme
bağlanmıştır.
Ticari kazancın tespitinde iki temel ilke geçerlidir. Bunlar "dönemsellik" ve "tahakkuk esası"
ilkeleridir. Tahakkuk esası ilkesinde, gelir veya giderin miktar ve mahiyet itibariyle kesinleşmişolması, yani geliri veya gideri doğuran işlemin tekemmül etmesinin yanı sıra, miktarının ve
işlemden kaynaklanan alacağın veya borcun ödeme şartlarının da belirlenmiş olması gereklidir. Bu
esas dikkate alındığında bir gelir unsurunun, özel bir düzenleme bulunmadığı sürece, mahiyet ve
tutar itibariyle kesinleştiği dönem kazancının tespitinde dikkate alınması gerekmektedir.
Buna göre; hastalarınıza verilen hizmetlerin bedelinin, tahakkuk ettiği tarih itibariyle kurum
kazancına dahil edilmesi gerekmektedir.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun;
- 1/1 maddesinde, Türkiye'de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde
yapılan teslim ve hizmetlerin KDV'ye tabi olduğu,
- 10/a maddesinde, mal teslimi ve hizmet ifası hallerinde, malın teslimi veya hizmetin
yapılması anında; 10/b maddesinde, malın tesliminden veya hizmetin yapılmasından önce fatura
veya benzeri belgeler verilmesi hallerinde, bu belgelerde gösterilen miktarla sınırlı olmak üzere
fatura veya benzeri belgelerin düzenlenmesi anında vergiyi doğuran olayın meydana geldiği
hükme bağlanmıştır.
Bu çerçevede; sağlık hizmetinde KDV'yi doğuran olay hizmetin ifası ile meydana geldiğinden,
hizmet ifa edildiğinde hizmet bedeli üzerinden KDV hesaplanarak beyan edilecektir. Söz konusu
hizmetin ifasından önce fatura ve benzeri belge düzenlenmesi durumunda, Kanunun 10/b maddesi
gereğince bu belgede gösterilen tutar üzerinden KDV hesaplanması gerekmektedir.
Öte yandan, Vergi Usul Kanununun 3 üncü maddesinde; vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve
bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, vergiyi doğuran olay ve bu olaya
ilişkin muamelelerin yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği hükme bağlanmıştır.
Konuyla ilgili olarak Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğünden 23.12.2010 tarih ve 3582 sayılı yazımızla
bilgi istenilmiş olup, adı geçen Müdürlükten alınan 10.01.2011 tarih ve 168029 sayılı cevabi yazıda;
sözleşmesiz sağlık hizmet sunucusuna sevki yapılan sigortalıların ödeme işlemlerinin yapılabilmesi
için; 2010/41 sayılı genelgeleri A sevk işlemleri 4. madde ve B ödeme işlemleri 1. maddelerinde
belirtildiği üzere tedavinin tamamlanmış olmasının esas olduğu, bir veya daha fazla fatura
kesilmesinde herhangi bir sakınca bulunmadığı, ancak sigortalı hastaların tedavi giderlerinin,
kendilerine iadesinin genelge ve Sağlık Uygulama Tebliğine göre tedavi bitiminde yapılabildiği
belirtilmiştir.
Dolayısıyla, daha önce faturası kesilmiş olan hizmetlere yönelik olarak Sosyal Güvenlik Kurumunun
uygulamaları nedeniyle tekrar düzenlenmesi gereken faturalarda, önceki fatura veya faturaların
tarih, seri ve sıra numarasının yazılarak bu faturalara atıfta bulunulması ve yeni faturanın, önceden
verilen ve faturası kesilen hizmete yönelik olduğunun tereddüde mahal bırakmayacak şekilde diğer
kanaat verici vesikalarla tevsik edilebilmesi şartıyla, bu faturalarda KDV hesaplanmaması ve
faturada gösterilen tutarların kurum kazancına dahil edilmemesi mümkündür.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise
bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiillerinizdolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi
için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.