Terekedeki taşınmaz ve mevduat geliri nedeniyle beyannamenin kimin adına verileceği

Özelge: Terekedeki taşınmaz ve mevduat geliri nedeniyle
beyannamenin kimin adına verileceği hk.
Sayı:
B.07.1.GİB.4.34.16.01-GVK 70-103
Tarih:
10/01/2012
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)
Sayı : B.07.1.GİB.4.34.16.01-GVK 70-103 10/01/2012
Konu : Terekedeki taşınmaz ve mevduat geliri nedeniyle
beyannamenin kimin adına verileceği
İlgide kayıtlı özelge talep formu ve eklerinin incelenmesinden; 09/08/2009 tarihinde evli ve
çocuksuz olarak vefat eden ...'nin vasiyetnamesinde ... Bankasında bulunan mevduat hesabındaki
parasını ve gayrimenkul kira gelirlerini ... aşevine vasiyet ettiği, buna istinaden varisler tarafından
vasiyetnamenin iptali için dava açıldığı ve halen devam ettiği, açılan dava üzerine terekeye el koyan
Kadıköy 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin ... tarih ve ... sayılı Kararı ile terekenin idaresi için tereke
idare memuru olarak görevlendirildiğinizi, 2010 yılı itibarıyla toplam 7.200,00 TL gayrimenkul kira
geliri elde edildiği, muris adına ... Bankasında bulunan mevduat için mahkemenin talimatıyla
Vakıfbank Çarşı- Kadıköy şubesinde vadeli, elde edilen kira gelirleri için ise aynı şubede vadesiz
hesap açıldığı, bu hesapların mahkemece terekeden el çekilinceye kadar muris adına blokeli olduğu
belirtilerek, mirasçıların gayrimenkul sermaye iradı ve faiz geliri açısından beyanname
vermelerinin gerekip gerekmediği hususunda bilgi talep edildiği anlaşılmakta olup, konu hakkında
Başkanlığımız görüşü aşağıda açıklanmıştır.
Bilindiği üzere, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 70'inci maddesinin birinci fıkrasında,
maddede yazılı mal ve hakların sahipleri, mutasarrıfları, zilyetleri, irtifak ve intifa hakkı sahipleri
veya kiracıları tarafından kiraya verilmesinden elde edilen iratların gayrimenkul sermaye iradı
olduğu hükme bağlanmıştır.
Ayrıca, aynı Kanun'un 107'inci maddesinde gelir vergisinin bu vergiyle mükellef olan gerçek
kişiler namına tarh edileceği, aynı maddenin (1) numaralı bendinde küçüklerle kısıtlılarda; bunların
nam ve hesabına kanuni temsilcilerine, tarh edileceği hüküm altına alınmıştır.
Diğer taraftan, Gelir Vergisi Kanunu'nun Geçici 67'inci maddesinin; (4) numaralı bendinde,
''Bankalar arası mevduat ile aracı kurumların borsa para piyasasında değerlendirdikleri kendilerine
ait paralarına yürütülen faizler hariç olmak üzere, 75 inci maddenin ikinci fıkrasının (7), (12) ve
(14) numaralı bentlerinde yazılı menkul sermaye iratlarından ödemeyi yapanlarca % 15 oranında
vergi tevkifatı yapılır. Bu fıkra kapsamında yapılan tevkifat tutarları 98 inci ve 119 uncu
maddelerde belirtilen sürelerde beyan edilir ve ödenir. Bu iratlar üzerinden 94 üncü madde veya
Kurumlar Vergisi Kanununun 24 üncü maddesi kapsamında ayrıca tevkifat yapılmaz.'';
(7) numaralı bendinde ise ''(1), (2), (3) ve (4) numaralı fıkra hükümleri uyarınca tevkifata
tâbi tutulan kazançlar için gerçek kişilerce yıllık veya münferit beyanname verilmez. Diğer gelirler
dolayısıyla verilecek yıllık beyannameye bu gelirler dahil edilmez....''
hükümlerine yer verilmiştir.
Öte yandan, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 8'inci maddesinin birinci fıkrasında,
"Mükellef, vergi kanunlarına göre kendisine vergi borcu terettüb eden gerçek veya tüzelkişidir...'';
ikinci fıkrasında ise ''Vergi sorumlusu, verginin ödenmesi bakımından, alacaklı vergi dairesine
karşı muhatap olan kişidir...'' şeklinde tanımlanmıştır.
Aynı Kanun'un 10'uncu maddesinde "Tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, Vakıflar ve
cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde
bunlara düşen ödevler kanuni temsilcileri, tüzel kişiliği olmayan teşekkülleri idare edenler ve varsa
bunların temsilcileri tarafından yerine getirilir..." denilmekte, yine aynı Kanun'un 12'inci
maddesinde ise "Ölüm halinde mükelleflerin ödevleri, mirası reddetmemiş kanuni ve mansup
mirasçılarına geçer. Ancak, mirasçılardan her biri ölünün vergi borçlarından miras hisseleri
nispetinde sorumlu olurlar." hükümleri yer almaktadır.
Ayrıca, tereke idare memurunun görev, yetki ve sorumluluklarının belirlendiği Türk Medeni
Kanunu'nun 593'üncü maddesinde;
''Terekeyi resmen yöneten sulh hakimi veya onun yönetimle görevlendirdiği kimse, resmen
yönetme sebeplerinin ortadan kalkmasına ya da paylaştırmaya kadar, terekeyi hak sahiplerinin
haklarının kaybına meydan vermeyecek biçimde iyi bir yönetici gibi özenle yönetmek ve özellikle
aşağıda yazılı işleri görmekle yükümlüdür:
1. Henüz yapılmamışsa, terekenin yazımı,
2. Gereken koruma önlemlerinin alınması,
3. ...
4. Miras bırakanın alacaklarının tahsili ve borçlarının ödenmesi,
5. ...
6. ...
7. ...
Tereke yöneticisi, görevine giren hususlarda miras ortaklığının temsilcisi olup, ortaklık
aleyhine açılan davalarda ve yapılan icra takiplerinde ortaklığı temsil eder ve gereken hallerde
ortaklık adına dava açmaya, icra takibinde bulunmaya, davadan feragate, kabule, sulh olmaya ve
tahkime yetkilidir; davaları ve takipleri mirasçılara ihbar eder.''
hükmü yer almaktadır.
Buna göre, ilgili mahkemenin izni ile murise ait mal varlığı üzerinde her türlü yasal işlem
yapabilme yetkisine tereke idare memuru sahiptir. Dolayısıyla ...' ye ait terekenin yönetimi için
tereke idare memuru olarak atanmış olmanız nedeniyle mirasçılara düşen ödevlerin de tarafınızca
yerine getirilmesi gerekmektedir.
Yukarıda yer alan hüküm ve açıklamalar çerçevesinde, murisin terekesinden kaynaklanan
bankadaki vadeli mevduattan elde edilen tevkifata tabi faiz gelirlerinin beyanı söz konusu
olmayacak olup, gayrimenkul sermaye iradının beyanı, murise ait malvarlığı paylaştırılana kadar ...
terekesi ortaklığı adına mükellefiyet açılması ve bu mükellefiyete ilişkin gereken ödevlerin yerine
getirilmesi tereke temsilcisi olarak sizin tarafınızca yerine getirilecektir.
Bu itibarla, muris ... terekesine ait kira gelirlerinin beyanı ile ilgili olarak, adı geçenin ölüm
tarihinden mirasın paylaştırılmasına kadar olan dönemlere ait gelirlerin, vergi sorumlusu sıfatıyla
tarafınızca beyan edilip ödenmesi gerekmektedir.
Ancak, terekenin paylaşıldığı tarihten itibaren de gayrimenkul sermaye iradı elde eden
mirasçılar vergisel yükümlülüklerini yerine getirecektir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise
bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz
dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi
için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.