Ticari faaliyette bulunan kişinin kredi ile aldığı konutu home-ofis olarak kullanması sebebiyle ödediği faizlerin ve konut için yapılan giderlerin ind

Ticari faaliyette bulunan kişinin kredi ile aldığı konutu
home-ofis olarak kullanması sebebiyle ödediği faizlerin ve
konut için yapılan giderlerin indirim konusu yapılıp
yapılamayacağı hk.
Sayı: 
B.07.1.GİB.4.06.18.02-105[2016-313]-118092
Tarih: 
16/03/2018
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü)
 
   
Sayı : 27575268-105[2016-313]-118092 16.03.2018
Konu : Ticari faaliyette bulunan kişinin kredi 
ile aldığı konutu home-ofis olarak
kullanması sebebiyle ödediği faizlerin
ve konut için yapılan giderlerin
indirim konusu yapılıp
yapılamayacağı hk.
         
 
 
 
İlgi : 24/06/2016 tarihli ve 349437 evrak kayıt numaralı özelge talep formunuz.
   
 
            İlgide kayıtlı özelge talep formunda; …. Vergi Dairesi Müdürlüğünün ….. vergi kimlik
numaralı mükellefi olduğunuzu, bilgisayar mühendisi olarak bilgisayar yazılımı hazırlama,
yazılımların satışı, veri tabanı yöneticiliği ve danışmanlığı faaliyetlerinizden dolayı birinci sınıf
tüccar olarak fatura düzenlediğinizi ve bilanço esasına göre defter tuttuğunuzu, söz konusu ticari
faaliyetinizi ikametgah olarak kullandığınız konutunuzda icra ettiğinizi belirterek; konutunuzun
iktisabı için kullandığınız banka kredisi nedeniyle ödediğiniz faizlerin ticari kazancınızın tespitinde
gider olarak dikkate alınıp alınamayacağı ile söz konusu konuta ilişkin olarak yapılan boya, badana,
alçıpan, cam balkon, ıslak zemin seramikleri, mutfak dolapları ve fayanslarının değiştirilmesi vb.
işler  için  yaptığınız  harcamaların  ticari  kazancınızın  tespitinde  indirim  konusu  yapılıp
yapılamayacağı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.
 
            193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 37 nci maddesinde;
 
            "Her türlü ticari ve sınai faaliyetten doğan kazançlar ticari kazançtır."
 
            hükmüne yer verilmiştir. 
            Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinde ise; safi kazancın tespit edilmesi sırasında
indirilecek giderler sayılmış olup, söz konusu maddenin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde
ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin, (7) numaralı
bendinde de Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre ayrılan amortismanların safi kazancın tespitinde
indirim konusu yapılabileceği hükme bağlanmıştır.
 
            Anılan bent hükmü uyarınca, yapılan genel giderlerin indirim konusu yapılabilmesi için, söz
konusu giderlerle kazancın elde edilmesi ve idamesi arasında doğrudan ve açık bir illiyet bağının
bulunması gerekmekte olup, bu mahiyette olmayan giderlerin ticari kazancın tespitinde indirim
konusu yapılabilmesi mümkün bulunmamaktadır.
 
            Ayrıca, bu giderlerin fatura ve fatura yerine geçen vesikalar gibi tevsik edici belgelere
dayanması ve yasal kayıtlarda izlenmesi gerekmektedir.
 
            Öte yandan, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 262 nci maddesinde; maliyet bedelinin,
iktisadi bir kıymetin iktisap edilmesi veyahut değerinin artırılması münasebetiyle yapılan
ödemelerle bunlara müteferri bilumum giderlerin toplamını ifade edeceği; 269 uncu maddesinde de
iktisadi işletmelere dahil bilumum gayrimenkullerin maliyet bedeli ile değerleneceği, 272 nci
maddesinde; normal bakım, tamir ve temizleme giderleri dışında, gayrimenkulü genişletmek veya
iktisadi kıymetini devamlı olarak artırmak maksadıyla yapılan giderlerin gayrimenkulün maliyet
bedeline ekleneceği, gayrimenkuller için yapılan giderlerin hem tamir, hem de kıymet artırma
giderlerinden terekküp etmesi halinde, bu giderlerden maliyet bedeline eklenecek kısmının ayrı
gösterilmesinin mecburi olduğu, 273 üncü maddesinde; alet, edevat, mefruşat ve demirbaş eşyanın
maliyet bedeli ile değerleneceği, bunların maliyet bedeline giren giderlerin, satın alma bedelinden
gayrı komisyon ve nakliye giderleri gibi özel giderler olduğu, imal edilen alet, edevat, mefruşat ve
demirbaşlarda imal giderlerinin satın alma bedeli yerine geçeceği hükme bağlanmıştır.
 
            Söz konusu Kanunun "Bina ve arazinin envantere alınması" başlıklı 187 nci maddesinde;
Ferdi teşebbüslerde, mükellefin sahip olduğu bina ve arazi hakkında aşağıda belirtilen esasların
cari olacağı belirtilmiştir. Buna göre: 1. Fabrika, ambar, atelye, dükkan, mağaza ve arazi-işletmede
ister kısmen, ister tamamen kullanılsınlar - değerlerinin tamamı üzerinden envantere alınır. 2.
Ticaret hanları gibi oda oda veya kısım kısım kullanılabilen binalarla evlerin ve apartmanların
yarısından fazlası işletmede kullanıldığı takdirde envantere ithal edilir. 3. Envantere alınan
gayrimenkullerin kullanış tarzlarında sonradan vakı olacak değişiklikler, hesap yılı içinde nazara
alınmaz.
 
            Ayrıca, aynı Kanunun 313 üncü maddesinin birinci fıkrasında; işletmede bir yıldan fazla
kullanılan ve yıpranmaya, aşınmaya veya kıymetten düşmeye maruz bulunan gayrimenkullerle 269
uncu madde gereğince gayrimenkul gibi değerlenen iktisadi kıymetlerin, alet, edevat, mefruşat,
demirbaş ve sinema filmlerinin birinci kısımdaki esaslara göre tespit edilen değerinin, bu Kanun
hükümlerine göre yok edilmesinin amortisman mevzuunu teşkil edeceği, 315 inci maddesinde;
mükelleflerin amortismana tâbi iktisadî kıymetlerini Maliye Bakanlığının tespit ve ilân edeceği
oranlar üzerinden itfa edeceği ve ilân edilecek oranların tespitinde iktisadî kıymetlerin faydalı
ömürlerinin dikkate alınacağı hüküm altına alınmış olup, Kanunun 315 inci maddesinin Maliye
Bakanlığına verdiği yetkiye istinaden amortismana tabi iktisadi kıymetler için uygulanacak "Faydalı
Ömür ve Amortisman Oranları" 339, 365, 389, 399 ve 406, 418 ve 439 Sıra No.lu Vergi UsulKanunu Genel Tebliğleri ile değişik 333 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği eki liste ile
açıklanmıştır.
 
            Bunun yanı sıra, 163 ve 334 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğlerinde;
amortismana tabi iktisadi kıymetlerin iktisabında kullanılan krediler nedeniyle ödenen faizlerin
iktisadi kıymetin maliyet bedeline eklenecek kısmı ile doğrudan gider yazılacak kısmının tespitinde
uygulanacak esaslar açıklanırken, iktisadi kıymetin aktifleştirme işleminin gerçekleştiği dönemin
sonuna kadar oluşan kısmının maliyetle ilişkilendirilmesi, aktifleştirildikten sonraki dönemlere
ilişkin olanların ise maliyet bedeline eklenilmesi veya doğrudan gider yazılması hususunda
mükelleflerin serbest oldukları belirtilmiştir.
 
            Bu itibarla, banka kredisi kullanılmak suretiyle iktisap edilerek işletme aktifine alınan bir
gayrimenkulün iktisabı için kullanılan banka kredisi dolayısıyla ödenen faizlerin, gayrimenkulün
aktife alındığı hesap dönemi sonuna kadar olan kısmının maliyete intikal ettirilmesi zorunlu olup,
sonraki dönemlerde ödenen kredi faizlerinin ise maliyete intikal ettirilmesi veya doğrudan gider
olarak dikkate alınması mümkün bulunmaktadır.
 
            Öte yandan, gayrimenkuller ve gayrimenkul gibi değerlenen iktisadi kıymetlerin aktife
alınmalarından sonra yapılan giderlerin, niteliğine göre maliyet bedeline dahil edilmesi veya genel
gider olarak kaydedilmesi mümkün bulunmakta olup, bu kapsamda;
 
            • İktisadi kıymetin ilk iktisabı sırasında bulunmayan özelliklerin kazandırılması veya ilk
iktisap sırasında bulunan özelliklerinin geliştirilmesi için yapılan giderler, değer arttırıcı giderler
sayılmakta ve amortisman süreleri iktisadi kıymetin kalan ömrüne göre belirlenmektedir.
 
            • İktisadi kıymetin ilk iktisabı sırasındaki beklenen ömrünü uzatmak amacıyla yapılan
giderlerin, aktifleştirildikleri yıldan başlayarak, iktisadi kıymet için belirlenen oran ve süreye göre
amortismana tabi tutulması gerekmektedir.
 
            • İktisadi kıymet için yapılan normal bakım, onarım ve temizlik gibi giderlerin ise, maliyet
olarak kabul edilmeyip doğrudan gider olarak yazılması gerekmektedir.
 
            Buna göre, işletme aktifinde yer alan ve işyeri olarak kullanılan gayrimenkule ilişkin;
 
            - Cam balkon, ıslak zemin seramik ve fayans yapımı ile ilgili harcamaların, gayrimenkulün
maliyet bedeline eklenerek gayrimenkulün kalan ömrüne göre itfa edilmesi,
 
            - Mutfak dolabı yapımı ile ilgili harcamaların ise, mutfak dolabının demirbaş olarak aktife
alınması suretiyle, 333 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği eki listede öngörülen faydalı
ömür (5 yıl) ve amortisman oranı (%20) dahilinde itfa edilmesi gerekmektedir. 
            Boya, badana ve alçıpan yapımı ile ilgili harcamaların, normal bakım, tamir ve temizlik
giderleri olarak kabul edilerek doğrudan gider yazılması gerekmekle birlikte söz konusu
harcamaların yürütülmekte olan bilgisayar yazılımı hazırlama, yazılımların satışı, veri tabanı
yöneticiliği ve danışmanlığı faaliyeti dolayısıyla elde edilecek kazancın elde edilmesi ve idamesi
arasında illiyet bağının bulunmaması nedeniyle, söz konusu harcamaların ticari kazancın tespit
edilmesi esnasında genel gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmamaktadır.
 
           Öte yandan taşınmazın işletme aktifine alınmaması durumunda ise; yürütülmekte olan
bilgisayar yazılımı hazırlama, yazılımların satışı, veri tabanı yöneticiliği ve danışmanlığı faaliyeti
dolayısıyla elde edilecek kazancın elde edilmesi ve idamesi arasında illiyet bağı bulunmayan kredi
faizlerinin yanı sıra cam balkon, ıslak zemin seramik ve fayans yapımı  ve mutfak dolabı yapımı ile
ilgili harcamaların da ticari kazancın tespitinde gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınması
söz konusu olmayacaktır.
 
            Bilgi edinilmesini rica ederim.
 
 
.
 
(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise
bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz
dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi
için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.