Türkiye'de yerleşmiş olmayan kişilere verilen sağlık hizmetlerinden elde edilen kazancın %50’sinin indirim konusu yapılıp yapılamayacağı hk.

Türkiye'de yerleşmiş olmayan kişilere verilen sağlık
hizmetlerinden elde edilen kazancın %50’sinin indirim
konusu yapılıp yapılamayacağı hk.
Sayı:
B.07.1.GİB.4.10.15.01-125[10-2013/849]-88
Tarih:
19/09/2013
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
BALIKESİR VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü)
Sayı : 46480499-125[10-2013/849]-88 19/09/2013
Konu : Türkiye'de yerleşmiş olmayan kişilere
verilen sağlık hizmetlerinden elde
edilen kazancın %50’sinin indirim
konusu yapılıp yapılamayacağı hk.
İlgi özelge talep formunuz ile Türkiye’de yerleşik olmayan kişilere verilen sağlık hizmetleri
(diyaliz) için düzenlenen faturaların hasta adına, yabancı sigorta şirketleri ya da sosyal güvenlik
kurumları adına düzenlenmesi durumunda bu faaliyetlerden elde edilen kazancın % 50’sinin
Kurumlar Vergisi Kanununun 10/ğ maddesine göre kurum kazancından indirilip indirilemeyeceği,
hem Türkiye’de hem de yabancı ülkede ikametgâhı olan ve çifte vatandaşlığı bulunan kişilerin
Türkiye’de yerleşik olmayan kişi olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği ve kurum geçici vergi
beyannamesinin ekinde bu hastalara ilişkin bilgi girişinin nasıl yapılacağı hususunda Başkanlığımız
görüşü istenilmektedir.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun "Mükellefler" başlıklı 3 üncü maddesinde,
"Aşağıda yazılı gerçek kişiler Türkiye içinde ve dışında elde ettikleri kazanç ve iratların
tamamı üzerinden vergilendirilirler.
1. Türkiye'de yerleşmiş olanlar;
2. Resmi daire ve müesseselere veya merkezi Türkiye'de bulunan teşekkül ve teşebbüslere
bağlı olup adı geçen daire, müessese, teşekkül ve teşebbüslerin işleri dolayısıyla yabancı
memleketlerde oturan Türk vatandaşları (Bu gibilerden, bulundukları memleketlerde elde ettikleri
kazanç ve iratları dolayısiyle Gelir Vergisi'ne veya benzeri bir vergiye tabi tutulmuş bulunanlar,
mezkur kazanç ve iratları üzerinden ayrıca vergilendirilmezler.)"
hükmüne yer verilmiş, 4 üncü maddesinde ise Türkiye'de yerleşmenin tarifi yapılarak
ikametgahı Türkiye'de bulunanlar ile bir takvim yılı içinde Türkiye'de devamlı olarak altı aydan
fazla oturanların Türkiye'de yerleşmiş sayılacağı hükme bağlanmıştır.
Yurt dışında oturma veya çalışma izni bulunan vatandaşlarımızın Türkiye'de elde ettikleri
gelirleri nedeniyle tam mükellefiyet esasında mı yoksa dar mükellefiyet esasında mı
vergilendirilecekleri hususunda açıklamaların yapıldığı 210 seri no.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde
de;
- Yurt dışında oturma veya çaılşma izni bulunan vatandaşlarımızın kişisel ve ekonomik
ilişkilerinin Türkiye'den ziyade bulundukları ülkede yoğunlaştığı, bunların önemli bir kısmının
bulundukları ülkenin vatandaşlığına geçtiği, dolayısıyla bu vatandaşlarımızın ikametgahlarının
bulundukları ülkede olduğunu kabul etmek gerektiği,
- Yabancı ülkedelerde yaşayan Türk vatandaşlarının çifte vergilendirmeyi önleme
anlaşmaları uyarınca, daimi meskene sahip bulunduğu ülkenin, hem Türkiye'de hem de yabancı
ülkede daimi meskenin bulunması halinde ise kişisel ve ekonomik ilişkilerinin bağlı bulunduğu
ülkenin mukimi sayıldıkları, yabancı ülkelerde yaşayan Türk vatandaşlarının kişisel ve ekonomik
ilişkilerinin yoğunlaştığı yer, bulundukları yabancı ülkeler olduğundan, bu ülkelerin anlaşmaların
uygulanması bakımından mukim ülke olarak vergileme hakkına sahip olduğu, Türkiye'nin ise ancak
kaynak ülke olarak vergileme hakkını sürdürebildiği belirtilerek, Gelir Vergisi Kanununun 3 üncü
maddesinin 2 numaralı bendinde belirtilenler hariç olmak üzere, çalışma veya oturma izni alarak
altı aydan daha fazla bir süredir yurt dışında yaşayan Türk vatandaşlarının Türkiye'de elde ettikleri
kazanç ve iratları bakımından dar mükellefiyet esasında vergilendirilmeleri gerektiği, bu
vatandaşlarımızdan kesin dönüş yaparak Türkiye'ye yerleşenler ile bir takvim yılı içinde altı aydan
daha fazla süreyle Türkiye'de oturanların ise tam mükellefiyet esasında vergilendirilecekleri
açıklamaları yapılmıştır.
Diğer taraftan, 6322 sayılı Kanunla 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 10 uncu
maddesine eklenen (ğ) bendinde, Türkiye'de yerleşmiş olmayan kişilerle, işyeri, kanuni ve iş
merkezi yurt dışında bulunanlara Türkiye'de verilen ve münhasıran yurt dışında yararlanılan
mimarlık, mühendislik, tasarım, yazılım, tıbbi raporlama, muhasebe kaydı tutma, çağrı merkezi ve
veri saklama hizmeti alanlarında faaliyette bulunan hizmet işletmeleri ile ilgili bakanlığın izni ve
denetimine tabi olarak eğitim ve sağlık alanında faaliyet gösteren ve Türkiye'de yerleşmiş
olmayan kişilere hizmet veren işletmelerin münhasıran bu faaliyetlerinden elde ettikleri kazancın
%50'sinin kurum kazancının tespitinde indirim konusu yapılabileceği, bu indirimden
yararlanılabilmesi için fatura veya benzeri belgenin yurt dışındaki müşteri adına düzenlenmesinin
şart olduğu hükme bağlanmıştır.
7 seri no.lu Tebliğle 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğine eklenen "10.5.
Türkiye'den yurtdışı mukimi kişi ve kurumlara verilen hizmetler" başlıklı bölümün indirimden
faydalanma şartlarının sayıldığı 10.5.2. bölümünde;
- Sağlık hizmetlerinin Türkiye'de yerleşmiş olmayan kişilere verilmesi gerektiği,
- Yapılan hizmet ile ilgili olarak düzenlenecek faturanın, yurt dışı mukimi kişi ve/veya kurum
adına düzenlenmesi gerektiği,
- Sağlık alanında faaliyette bulunan şirketlerin ülkemiz ile ikili sosyal güvenlik anlaşması
bulunan ülkelerde yerleşik olanlara verdikleri hizmetin bedelinin ülkemiz Sosyal Güvenlik Kurumu
tarafından ilgili ülke kurumlarından tahsil edilmesi nedeniyle, hizmet bedeli karşılığı faturanın
Sosyal Güvenlik Kurumuna düzenlenmesi durumunda da indirimden faydalanılabileceği,
- Bu hizmetin, fiziki olarak Türkiye'de verilmekle birlikte yararlanıcısının Türkiye'de
yerleşmiş olmayan kişiler olması gerektiği
belirtilmiştir.
Aynı Tebliğin "10.5.3.3. İlgili bakanlığın izni ve denetimine tabi olarak Türkiye'de yerleşmiş
olmayan kişilere verilen eğitim ve sağlık hizmetlerine ilişkin bildirim ve belgeler" başlıklı
bölümünde de Sağlık Bakanlığının izni ve denetimine tabi olarak sağlık alanında faaliyetgösteren ve
yurt dışı yerleşik kişilere verdikleri hizmetlerden elde ettikleri kazançlarının %50'siniindirim
konusu yapan işletmelerin, hizmet verilen yurt dışı yerleşik gerçek kişilere ilişkin ad- soyadya da
unvan, hangi ülkenin uyruğunda olduğu, pasaport numarası, düzenlenen faturanıntarih ve sayısı,
verilen hizmetin niteliği ve hizmet bedeli gibi bilgileri içeren formun, her birgeçici vergi
beyannamesi ile birlikte beyanname eki olarak verilmesi gerektiği, ilgili geçici vergibeyannamesinin
ekindeki forma dahil edilememiş bilgilerin bir sonraki geçici vergi beyannamesiekindeki formla
bildirilmesinin mümkün olduğu açıklamasına yer verilmiştir.
Buna göre; yukarıda belirtilen şartlar dahilinde Türkiye’de yerleşik olmayan kişilere vermiş
olduğunuz sağlık hizmetlerinden elde edilen kurum kazancının % 50’sini 5520 sayılı Kurumlar
Vergisi Kanununun 10/ğ maddesine göre kurum kazancından indirmeniz mümkün bulunmaktadır.
Türkiye’de yerleşik olmayan kişilere vermiş olduğunuz sağlık hizmetlerine ilişkin
düzenlenen faturanın sosyal güvenlik kurumuna ya da yabancı sigorta şirketi adına düzenlenmesi
halinde de indirimden faydalanılabilecektir.
Hem yurt dışında ikametgahı bulunan hem de yurt içinde ikametgahı bulunan ve çalışma
veya oturma izni alarak altı aydan fazla bir süredir yurt dışında yaşayan Türk vatandaşlarının kişisel
ve ekonomik ilişkilerinin yoğunlaştığı yer, bulundukları yabancı ülkeler olduğundan bu kişiler
Türkiye’de yerleşmiş sayılmayacağından, bu kişilere verilen ve faturası yurt dışı sigorta şirketi
adına düzenlenen hizmetlerden elde edilen kazanca da indirim uygulanabilecektir. Bu
vatandaşlarımızdan kesin dönüş yaparak Türkiye'ye yerleşenler ile bir takvim yılı içinde altı aydan
daha fazla süreyle Türkiye'de oturanlara verilen sağlık hizmetlerinden elde edilen kazançlara ise
indirim uygulanması mümkün değildir.
Öte yandan, Türkiye’de yerleşik olmayan kişilere verilen hizmetlere ilişkin geçici vergi
beyannamesi ekinde yer alan formda, sağlık hizmetinden faydalanan kişinin uyruğu bölümüne
yerleşik olduğu ülke bilgisinin, faturanın sigorta şirketi ya da sosyal güvenlik kurumuna
düzenlendiği durumda da faturanın düzenlendiği kişi ve/veya kurumun adı (unvanı) bölümüne şirket
veya kurum bilgisinin girileceği tabidir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise
bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz
dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi
için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.