Türkiye ve K.K.T.C. vatandaşı olan, her iki ülkede de ikameti bulunan kişinin vergilendirilmesi.

Türkiye ve K.K.T.C. vatandaşı olan, her iki ülkede de
ikameti bulunan kişinin vergilendirilmesi.
Sayı:
B.07.1.GİB.4.34.16.01-120-245844
Tarih:
11/08/2017
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)
Sayı : 62030549-120[4-2017/304]-245844 11.08.2017
Konu : Türkiye ve K.K.T.C. vatandaşı olan,
her iki ülkede de ikameti bulunan
kişinin vergilendirilmesi.
İlgide kayıtlı özelge talep formunda, Türkiye Cumhuriyeti ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti
vatandaşı olduğunuz, her iki ülkede de ikametgahınızın olduğu, Türkiye'de bir takvim yılı içinde 183
günden az kalmanız halinde dar mükellef olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceğiniz ve bu
durumda Kıbrıs'da elde edilen faiz gelirinin beyan edilip edilmeyeceği hususunda bilgi talep edildiği
anlaşılmış olup, konuya ilişkin Başkanlığımız görüşü aşağıda açıklanmıştır.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun "Mükellefler" başlıklı 3 üncü maddesinde; "Aşağıda yazılı
gerçek kişiler Türkiye içinde ve dışında elde ettikleri kazanç ve iratların tamamı üzerinden
vergilendirilirler.
1.Türkiye'de yerleşmiş olanlar;
2.Resmi daire ve müesseselere veya merkezi Türkiye'de bulunan teşekkül ve teşebbüslere bağlı
olup adı geçen daire, müessese, teşekkül ve teşebbüslerin işleri dolayısiyle yabancı memleketlerde
oturan Türk vatandaşları (Bu gibilerden, bulundukları memleketlerde elde ettikleri kazanç ve
iratları dolayısiyle Gelir Vergisi'ne veya benzeri bir vergiye tabi tutulmuş bulunanlar, mezkur
kazanç ve iratları üzerinden ayrıca vergilendirilmezler.)" hükmüne yer verilmiştir.
Diğer taraftan, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 4 ncü maddesinde; "Aşağıda yazılı kimseler
Türkiye'de yerleşmiş sayılır:
1.İkametgahı Türkiye'de bulunanlar (İkametgah, Kanunu Medeninin 19'uncu ve müteakip
maddelerinde yazılı olan yerlerdir);
2.Bir takvim yılı içinde Türkiye'de devamlı olarak altı aydan fazla oturanlar (Geçici ayrılmalar
Türkiye'de oturma süresini kesmez.),
5 nci maddesinde de;
"Türkiye'de yerleşmiş olmayan gerçek kişiler sadece Türkiye'de elde ettikleri kazanç ve iratlar
üzerinden vergilendirilirler. " hükümlerine yer verilmiştir.
Gelir Vergisi Kanununda "Türkiye'de yerleşme" ikametgah ve oturma süresi olarak iki ayrı esasa
göre belirlenmiştir.
İkametgah esasında yerleşmenin tespitinde; ikametgahı Türkiye'de bulunanlar yerleşmiş
sayıldığından bunların tam mükellefiyete tabi olmaları yönünden başkaca hiçbir şart
aranmayacaktır. Anılan maddenin parantez içi hükmünde ise ikametgahın Türk Medeni Kanunu
hükümlerine göre tespit edileceği belirtilmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 19 uncu maddesinde; "Yerleşim yeri bir kimsenin sürekli
kalma niyetiyle oturduğu yerdir. Bir kimsenin aynı zamanda birden çok yerleşim yeri olamaz. ..."
hükmü yer almıştır.
Oturma süresi esasında yerleşmenin tespitinde ise Türkiye'de bir takvim yılı içinde altı aydan
fazla oturanlar Türkiye'de yerleşmiş sayılır. Anılan Kanunun "Yerleşme sayılmayan haller" başlıklı 5
inci maddesinde yazılı yabancılar hariç olmak üzere bir kimsenin ikametgahının, Türkiye dışında
olduğu kesinlikle belli olsa bile, bir takvim yılı içinde Türkiye'de altı aydan fazla oturması, tam
mükellefiyet esasında vergilendirilmesi için yeterlidir.
Bu itibarla; ikametgâhı Türkiye'de bulunanlar ve bir takvim yılı içinde Türkiye'de devamlı olarak
altı aydan fazla oturanların tam mükellefiyet esasında vergilendirilmeleri gerekmektedir. Ancak
gelirin elde edildiği dönemde yurtdışında ikamet edildiğini belirten ilgili ülke yetkili makamlarından
alınacak mukimlik belgesinin ve ilgili takvim yılında altı aydan fazla süre Türkiye'de
bulunulmadığına ilişkin Emniyet Genel Müdürlüğünden alınacak belgenin ibrazı durumunda, dar
mükellefiyet esasına göre vergilendirilme söz konusu olacaktır.
Öte yandan; aynı Kanunun 123 üncü maddesinde; "Tam mükellefiyete tabi mükelleflerin yabancı
memleketlerde elde ettikleri kazanç ve iratlardan mahallinde ödedikleri benzeri vergiler, Türkiye'de
tarh edilen Gelir Vergisi' nin yabancı memleketlerde elde edilen kazanç ve iratlara isabet eden
kısmından indirilir.
Birinci fıkra hükmünce indirilecek miktar Gelir Vergisinin yabancı memleketlerde elde edilen
kazanç ve iratlara isabet eden kısmından fazla olduğu takdirde, aradaki fark nazara alınmaz."
hükümlerine yer verilmiştir.
Diğer taraftan, Türkiye Cumhuriyeti ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Arasında Gelir Üzerinden
Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi ve Vergi Kaybını Önleme Anlaşması" 01.01.1989 tarihinden
itibaren uygulanmakta olup, söz konusu Anlaşmanın "Mali İkametgah"ı düzenleyen 4 üncü
maddesinin 1 ve 2 nci fıkralarında;
"1.Bu Anlaşmanın amaçları bakımından, "bir Akit Devletin mukimi" deyimi, o Devletin mevzuatı
gereğince yerleşme, ikametgah, kanuni (yasal) merkez, iş merkezi veya benzer yapıda diğer
herhangi bir kriter nedeniyle vergi mükellefiyeti altına giren kişi veya kurum anlamına gelir.
2.Bir gerçek kişinin 1 inci fıkra uyarınca Akit Devletlerden her ikisinde de mukim olması halinde, bu
kişinin statüsü sırasıyla aşağıdaki kurallara göre belirlenecektir:
a) Bu kişi, daimi olarak kalabileceği bir ikametgahının bulunduğu Devletin mukimi kabul
edilecektir. Eğer bu kişinin her iki Devlette de daimi olarak kalabileceği bir ikametgahı varsa, bu
kişi kişisel ve ekonomik ilişkilerinin daha yakın olduğu Devletin mukimi kabul edilecektir (hayati
menfaatlerin merkezi);
b) Eğer kişinin hayati menfaatlerinin merkezinin yer aldığı Devlet saptanamazsa veya kişinin Akit
Devletlerden hiçbirinde daimi olarak kalabileceği bir ikametgahı yoksa, bu kişi kalmayı adet
edindiği yerin bulunduğu Akit Devletin mukimi kabul edilecektir;
c) Eğer kişinin her iki Devlette de kalmayı adet edindiği bir yer varsa veya Akit Devletlerden
hiçbirinde böyle bir yer söz konusu değilse, bu kişi vatandaşı bulunduğu Devletin mukimi kabul
edilecektir;
d) Kişinin Akit Devletlerin her ikisinin de vatandaşı olması veya hiçbirinin vatandaşı olmaması
halinde sorun, Akit Devletlerin yetkili makamlarının karşılıklı anlaşmasıyla çözümlenecektir."
hükümleri yer almaktadır.
Yukarıdaki hükümlerden de görüleceği üzere, mukimliğin belirlenmesinde öncelikle her ülkenin
kendi iç mevzuat hükümleri dikkate alınmaktadır. Dolayısıyla, yukarıdaki kriterlerden herhangi biri
dolayısıyla Türkiye'de vergi mükellefiyeti altına girmeniz durumunda Türkiye'de mukim olduğunuz
kabul edileceğinden, tam mükellefiyet esasında Türkiye içinde ve dışında elde ettiğiniz kazanç ve
iratların tamamı üzerinden Türkiye'de vergilendirilmeniz gerekmektedir. Ancak, KKTC'de de benzer
kriterler nedeniyle tam mükellef addedilmeniz halinde ortaya çıkacak çifte mukimlik durumu,
Anlaşmanın yukarıda yer alan 4 üncü maddesinin 2 nci fıkrasındaki kriterler sırasıyla uygulanmak
suretiyle çözümlenecektir.
Diğer taraftan, Türkiye'de tam mükellefiyet esasında vergilendirme koşullarının şahsınız adına
oluşmaması durumunda, Türkiye'de elde ettiğiniz gelirler üzerinden dar mükellefiyet esasında,
Türkiye-K.K.T.C. Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması hükümleri çerçevesinde vergilendirme
yapılacak olup, anlaşma hükümlerinin uygulanabilmesi için mukimi olduğunuz ülkenin yetkili
makamından mukimlik belgesi almanız ve bu belgeyi, gelirin elde edildiği diğer devletteki, duruma
göre vergi sorumlularına veya ilgili vergi dairesine ibraz etmeniz gerekmektedir.
Sonuç itibarıyla, yukarıda yer verilen iç mevzuat hükümleri çerçevesinde tam mükellefiyet
esasına tabi olmanız durumunda Türkiye içinde ve dışında elde ettiğiniz kazanç ve iratların tamamı
üzerinden vergilendirileceğinizden, yurt dışından elde ettiğiniz tevkifat ve istisnaya tabi olmayan
menkul sermaye iradının (faiz geliri), ilgili yıl beyan haddinin (2017 yılı gelirleri için 1.600 TL)
aşılması halinde yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyanı gerekecektir.
Ayrıca, söz konusu geliriniz nedeniyle KKTC'de de gelir vergisi benzeri vergi ödenmesi
durumunda ödenen bu vergiler, Gelir Vergisi Kanununun 123 üncü maddesi gereğince Gelir
Vergisinin yabancı memleketlerde elde edilen kazanç ve iratlara isabet eden kısmından fazla
olmamak kaydıyla Türkiye'de ödenecek vergiden mahsup edilebilecektir.
Dar mükellefiyet esasına tabi olmanız halinde ise, yalnızca Türkiye'de elde ettiğiniz gelirler
üzerinden vergilendirilmeniz gerektiğinden yurtdışından elde edilen faiz geliri nedeniyle Türkiye'de
vergilendirilmeniz söz konusu olmayacaktır.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise
bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz
dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi
için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.