Üniversite döner sermaye işletme müdürlüğünün vergilendirilmesi hk.

Özelge: Üniversite döner sermaye işletme müdürlüğünün
vergilendirilmesi hk.
Sayı: 
84098128-125[4-2013/5]-517
Tarih: 
20/08/2013
 
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İZMİR VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)
 
   
Sayı : 84098128-125[4-2013/5]-517 20/08/2013
Konu : Üniversite döner sermaye işletme müdürlüğünün  
vergilendirilmesi
 
            İlgide kayıtlı özelge talep formunuz ile ekinde yer alan dilekçede, döner sermaye
birimlerinizde özel ve kamu kurum-kuruluşlarına danışmanlık, bilirkişilik, proje, ölçme-
değerlendirme, analiz, izleme-raporlama, denetleme vb. hizmetlerin verildiği, Sürekli Eğitim
Merkezinizde Üniversiteniz personel ve öğrencileri ile dışarıdan katılımcılara kurslar düzenlendiği,
Su Ürünleri Fakültenizde de eğitim amaçlı balık üretim ve yetiştiriciliği yapıldığı ve üretilen
balıkların satışının yapılmasının planlandığı, ayrıca Üniversiteniz bünyesinde Su Ürünleri ve Deniz
Müzesi kurularak girişlerden ücret alınmasının planlandığı belirtilmiş olup, söz konusu faaliyetlerin
kurumlar vergisine konu olup olmayacağı ile kurumlar vergisine tabi olunması halinde mükellefiyet
kayıtlarının ne şekilde tesis ettirileceği hususlarında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.
            5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde,
iktisadi kamu kuruluşlarının kazançları verginin konusu kapsamına alınmış olup aynı Kanunun 2 nci
maddesinin üçüncü fıkrasında da Devlete, il özel idarelerine, belediyelere, diğer kamu idarelerine
ve kuruluşlarına ait veya bağlı olup faaliyetleri devamlı bulunan ve birinci ve ikinci fıkralar dışında
kalan ticari, sınai ve zirai işletmelerin iktisadi kamu kuruluşu olduğu; aynı maddenin altıncı
fıkrasında ise iktisadi kamu kuruluşları ile dernek veya vakıflara ait iktisadi işletmelerin kazanç
amacı gütmemeleri, faaliyetlerinin kanunla verilmiş görevler arasında bulunması, tüzel kişiliklerinin
olmaması, bağımsız muhasebelerinin ve kendilerine ayrılmış sermayelerinin veya iş yerlerinin
bulunmamasının mükellefiyetlerini etkilemeyeceği, mal veya hizmet bedelinin sadece maliyeti
karşılayacak kadar olması, kar edilmemesi veya karın kuruluş amaçlarına tahsis edilmesinin
bunların iktisadi niteliğini değiştirmeyeceği hükme bağlanmıştır.
            Aynı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde; kamu idare ve kuruluşları
tarafından tarım ve hayvancılığı, bilimi, fennî ve güzel sanatları öğretmek, yaymak, geliştirmek ve
teşvik etmek amacıyla işletilen okullar, okul atölyeleri, konservatuarlar, kütüphaneler, tiyatrolar,
müzeler, sergiler, numune fidanlıkları, tohum ve hayvan geliştirme ve üretme istasyonları, yarış
yerleri, kitap, gazete, dergi yayınevleri ve benzeri kuruluşların (Bunların vergi muafiyetinden
yararlanmasına ve muafiyetlerin kaybedilmesine ilişkin şartlar Maliye Bakanlığınca belirlenir.)
kurumlar vergisinden muaf olduğu hükme bağlanmıştır.
            Öte yandan, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 14 üncü maddesinin ikinci fıkrasında,
her mükellefin vergiye tabi kazancının tamamı için bir beyanname vereceği, ancak, tüzel kişiliği
bulunmayan iktisadi kamu kuruluşları ile dernek ve vakıflara ait iktisadi işletmelerden her biri için,
bunların bağlı olduğu kamu tüzel kişileri ile dernek ve vakıflar tarafından ayrı beyanname verileceği
hükümlerine yer verilmiştir.
            2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 56'ncı maddesinin (b) fıkrasında ise; "Üniversiteler
ve yüksek teknoloji enstitüleri, genel bütçeye dahil kamu kurum ve kuruluşlarına tanınan malimuafiyetler, istisnalar ve diğer mali kolaylıklardan aynen yararlanırlar." hükmü yer almaktadır.
            Diğer taraftan, konuya ilişkin açıklamaların yer aldığı Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin
(2.3.1.) bölümünde iktisadi kamu kuruluşlarının ticari, sınai veya zirai bir işletme oluşturup
oluşturmadığı hususunda, Tebliğin (2.4.) bölümünde yapılan açıklamaların dikkate alınması
gerektiği belirtilmiştir.
             Söz konusu Tebliğin (2.4.) bölümünde de iktisadi işletmenin belirlenmesinde işletmenin
belirgin özelliklerinin bağlılık, devamlılık ve faaliyetin ticari, sınai veya zirai bir mahiyet arz
etmesinin, diğer bir anlatımla iktisadi işletmenin unsurlarının ticari faaliyetin de temel
özelliklerinden olan, bir organizasyona bağlı olarak piyasa ekonomisi içerisinde bedel karşılığı mal
alım-satımı, imalatı ya da hizmet ifaları gibi faaliyetler olduğu, Kanunun bu gibi halleri tek tek
saymak yerine, dernek veya vakıf tarafından piyasa ekonomisi içerisinde icra edilen tüm iktisadi
faaliyetleri kapsamına aldığı, satılan mal veya hizmete ait bedelin sadece maliyeti karşılayacak
kadar olmasının, kar edilmemesinin, karın kuruluş amaçlarına tahsis edilmesinin bunların iktisadi
işletme olma vasfını değiştirmeyeceği açıklanmıştır. Ayrıca kazanç sağlama amacı olmasa dahi
işletmenin konusunun ve faaliyetinin, her türlü mal ve hizmet satışı ya da bunlara benzer şekillerde
olması ve devamlı surette yapılması durumlarında da dernek veya vakıflara ait iktisadi işletme
oluştuğu kabul edilecektir.
            İktisadi işletme tanımı içinde yer alan ve devamlı olarak yapılan ticari, sınai veya zirai
faaliyetten söz edebilmek için bu işletmenin tedavül ekonomisine katılması, başka bir ifadeyle
işletmede üretilen veya alınan malların veya verilen hizmetin bir bedel karşılığı satılmış olması
gerekir. Aksi halde diğer unsurlar var olsa dahi bir iktisadi işletmenin varlığından söz
edilemeyecektir.
            Ayrıca aynı Tebliğin "14.1. Beyannamenin verilmesi"  başlıklı bölümünde ise,
            "Her mükellef vergiye tabi kazancının tamamı için bir beyanname verecektir. Mükelleflerin
şubeleri, ajanlıkları, alım-satım büro ve mağazaları, imalathaneleri veyahut kendilerine doğrudan
doğruya bağlı sair işyerleri için bağımsız muhasebeleri ve ayrılmış sermayeleri olsa dahi ayrı
beyanname verilmesi söz konusu olmayacaktır.
            Ancak, tüzel kişiliği bulunmayan iktisadi kamu kuruluşları ile dernek veya vakıflara ait tüzel
kişiliği bulunmayan iktisadi işletmelerin her biri için bunların bağlı oldukları kamu tüzel kişileri ile
dernek veya vakıflar tarafından ayrı beyanname verilmesi gerekecektir. Bu nedenle, söz konusu
kuruluşlara ait iktisadi işletmelerin her biri için ayrı kurumlar vergisi mükellefiyeti tesis
ettirilecektir.
            (6 Seri No'lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin 12.maddesiyle değişen
paragraflar)İktisadi işletmelerin ortak yönetimi veya sermayesi olsa dahi faaliyetlerinin bağımsız
ve farklı olması halinde ayrı ayrı mükellefiyet tesis ettirilmesi gerekmektedir. Aynı faaliyet alanında
farklı işyerlerinde faaliyette bulunulması halinde ise tek mükellefiyet tesis ettirilmesi mümkündür.
Ancak, farklı yönetim, sermaye ya da organizasyonu olan işletmelerin ayrı ayrı iktisadi işletme
kabul edileceği tabiidir.
            Örneğin; bir derneğe bağlı maden suyu işletmesi ile birlikte, özel poliklinik işletmesinin
bulunması halinde bunların sermaye veya yönetiminin ayrı olup olmadığına bakılmaksızın, her biri
için ayrı ayrı kurumlar vergisi mükellefiyeti tesis ettirilmesi gerekmektedir.
            Diğer yandan, bir vakfa ait farklı illerde özel okul işletmelerinin bulunması halinde tüm
okullar için tek bir iktisadi işletme üzerinden kurumlar vergisi mükellefiyeti tesis edilebilecektir...."
            açıklamalarına yer verilmiştir.
            Buna göre;
            - ...Üniversitesi Rektörlüğü Döner Sermaye İşletme Müdürlüğü tarafından sadece eğitim veöğretim faaliyetleri çerçevesinde üretilen ürünlerin satışa sunulması halinde Kurumlar Vergisi
Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca kurumlar vergisi mükellefiyeti
söz konusu olmayacaktır. Ancak, eğitim ve öğretim faaliyetlerini aşacak boyutta üretim yapılması,
dışarıdan işçi istihdam edilmesi, sipariş üzerine üretim yapılması veya ihale yoluyla iş alınması
hallerinden herhangi birisinin varlığı halinde adı geçen Üniversite bünyesinde oluşacak iktisadi
kamu kuruluşu nezdinde kurumlar vergisi mükellefiyeti tesis edilecektir.
            -Diğer yandan, eğitim ve öğretim faaliyetlerini aşmayacak boyuttaki bu ürünlerin, diğer
faaliyetler nedeniyle oluşan iktisadi işletme vasıtasıyla satışa sunulması halinde, elde edilen
gelirlerin toplamı üzerinden kurumlar vergisi hesaplanacaktır.
            - Ayrıca, Sürekli Eğitim Merkezinizde personel ve öğrenciler ile dışardan katılımcılara
kurslar verilmesi faaliyetleri ile özel ve kamu kurum-kuruluşlarına danışmanlık, proje, ölçme-
değerlendirme, analiz, izleme-raporlama, denetleme vb. hizmetlerin bedel karşılığında
gerçekleştirilmesi durumunda, Üniversite bünyesinde oluşacak iktisadi kamu kuruluşu nezdinde
kurumlar vergisi mükellefiyetinin tesis edilmesi gerekmektedir.
            - Üniversitenize ait, faaliyetleri bağımsız ve farklı olarak açılan veya açılacak olan iktisadi
işletmelerin her biri için ayrı ayrı kurumlar vergisi mükellefiyeti tesis ettirilmesi gerekecektir.
            - Kurulması planlanan müzede nelerin sergileneceği, müzeye giriş bedellerinin nasıl
belirleneceği, Kültür ve Turizm Bakanlığının denetiminde olup olmadığı hususlarında yazılı olarak
bilgi verilmesi halinde, bu konu üzerinde değerlendirme yapılabilecektir.
            Bilgi edinilmesini rica ederim.
 
 
(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise
bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz
dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi
için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.