Vakfa ait gayrimenkullerin kiraya verilmesi dolayısıyla kurumlar vergisi mükellefiyeti oluşup oluşmayacağı
Vakfa ait gayrimenkullerin kiraya verilmesi dolayısıyla
kurumlar vergisi mükellefiyeti oluşup oluşmayacağı
Sayı:
B.07.1.GİB.4.34.16.01-120[94-2014/450]-15441
Tarih:
24/02/2016
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri Gelir Vergiler Grup Müdürlüğü
Sayı :62030549-120[94-2014/450]-15441 24/02/2016
Konu :Vakfa ait gayrimenkullerin kiraya
verilmesi dolayısıyla kurumlar
vergisi mükellefiyeti oluşup
oluşmayacağı
İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, Vakfınıza ait 7 adet taşınmazdan elde ettiğiniz kira
gelirlerinizin hafızlık için çalışan öğrencilere, imam hatip öğrencilerine, üniversite öğrencilerine,
doktora yapan öğrencilere ve vakıf imkanları çerçevesinde fakir kimselere yardım olarak verildiği
belirtilerek söz konusu taşınmazların kiraya verilmesi nedeniyle Vakfınız bünyesinde iktisadi
işletme oluşup oluşmayacağı, işyeri olarak kiraya verilen taşınmazlardan dolayı kiracılarınız
tarafından kira ödemelerinden vergi tevkifatı yapılıp yapılmayacağı ile vakfa ait taşınmazlar için
emlak ve çevre temizlik vergisi ödenip ödenmeyeceği hususunda Başkanlığımız görüşü talep
edilmektedir.
I- KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 1 inci maddesine göre dernek ve vakıflar kurumlar
vergisi mükellefleri arasında sayılmazken, aynı maddenin (ç) bendi ile dernek ve vakıflara ait
iktisadi işletmeler kurumlar vergisi mükellefiyeti kapsamına alınmışlardır. Aynı Kanunun 2 nci
maddesinin beşinci fıkrasında, dernek ve vakıflara ait veya bağlı olup faaliyetleri devamlı bulunan
ve sermaye şirketleri ile kooperatifler dışında kalan ticari, sınai ve zirai işletmelerin dernek ve
vakıfların iktisadi işletmeleri olduğu, aynı maddenin altıncı fıkrasında da dernek ve vakıflara ait
iktisadi işletmelerin kazanç amacı gütmemelerinin, faaliyetlerinin kanunla verilmiş görevler
arasında bulunmasının, tüzel kişiliklerinin olmamasının, bağımsız muhasebelerinin ve kendilerine
ayrılmış sermayelerinin veya işyerlerinin bulunmamasının mükellefiyetlerini etkilemeyeceği, mal ve
hizmet bedelinin sadece maliyeti karşılayacak kadar olmasının, kar edilmemesi veya kârın kuruluş
amaçlarına tahsis edilmesinin bunların iktisadi işletme niteliğini değiştirmeyeceği hükme
bağlanmıştır.
1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin dernek veya vakıflara ait iktisadi işletmelerle
ilgili (2.4.) bölümünde; iktisadi işletmenin belirlenmesinde iktisadi işletmenin en belirgin özelliğinin
bağlılık, devamlılık ve faaliyetin ticari, sınai veya zirai bir mahiyet arz etmesi olduğu, diğer bir
anlatımla iktisadi işletmenin unsurlarının ticari faaliyetin de temel özelliklerinden olan, bir
organizasyona bağlı olarak piyasa ekonomisi içerisinde bedel karşılığı mal alım-satımı, imalatı veya
hizmet ifaları gibi faaliyetler olduğu, Kanunun bu gibi halleri tek tek saymak yerine, dernek veyavakıf tarafından piyasa ekonomisi içerisinde icra edilen tüm iktisadi faaliyetleri kapsamına aldığı,
satılan mal veya hizmete ait bedelin sadece maliyeti karşılayacak kadar olmasının, kâr
edilmemesinin, kârın kuruluş amaçlarına tahsis edilmesinin iktisadi işletme olma vasfını
değiştirmeyeceği açıklanmıştır.
Anılan Genel Tebliğde açıkladığı üzere, iktisadi işletmenin belirlenmesinde Kurumlar Vergisi
Kanununun 2 nci maddesinin beşinci fıkrasında belirlenen koşullar dikkate alınacaktır. İşletmenin
belirgin özellikleri bağlılık, devamlılık ve faaliyetin ticari, sınai veya zirai bir mahiyet arz etmesi
olup iktisadi işletmenin unsurları, ticari faaliyetin de temel özelliklerinden olan, bir organizasyona
bağlı olarak piyasa ekonomisi içerisinde bedel karşılığı mal alım-satımı, imalatı veya hizmet ifaları
gibi faaliyetlerdir. Ticari organizasyon, sermaye tahsisi, işyeri açılması, organizasyonun mahiyetine
uygun personel istihdamı, ticaret siciline kaydolmak gibi unsur ve şartlardan tümü veya bir kısmı
yerine getirilmek suretiyle belirli şekilde kurulmuş olacaktır.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasında, kamu idare ve
müesseseleri, iktisadî kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler,
vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadî işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek
gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço
veya ziraî işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçilerin bu madde de yazılı bentlerde sayılan
ödemeleri (avans olarak ödenenler dahil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak
sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecbur oldukları hükme bağlanmıştır.
Aynı maddenin (5/b) bendinde de vakıflar (mazbut vakıflar hariç) ve derneklere ait taşınmazların
bu maddede sayılanlar tarafından kiralanması halinde, kira ödemeleri üzerinden ödemeyi
yapanlarca gelir vergisi tevkifatı yapılması hüküm altına alınmıştır.
1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin "Diğer kurumlar vergisi mükelleflerine ait
taşınmazların kiralanması karşılığında yapılan kira ödemeleri" başlıklı (15.3.2.3.) bölümünde,
Kurumlar Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde sayılan kurumlar vergisi mükelleflerine
(kooperatifler hariç) ait taşınmazların kiralanması karşılığında bunlara yapılan kira ödemelerinden
vergi tevkifatı yapılmayacağı, bu kurumların elde ettikleri kira gelirlerinin ilgili hesap dönemine ait
kurumlar vergisi beyannamesiyle beyan edileceği; dernek ve vakıflara ait taşınmazların bir iktisadi
işletme oluşturacak şekilde kiralanması halinde, oluşacak iktisadi işletme kurumlar vergisi
mükellefi olduğundan elde edilen kira gelirleri üzerinden vergi tevkifatı yapılmayacağı belirtilmiştir.
Öte yandan anılan Kanunun Geçici 2 nci maddesi hükmü gereğince, 1/1/2008-31/12/2015
tarihleri arasında dernek ve vakıflarca elde edilen Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin (5)
numaralı bendi ve geçici 67 nci maddesi kapsamında kesinti suretiyle vergilendirilmiş kazanç ve
iratlar dolayısıyla iktisadi işletme oluşmuş sayılmaz.
Bu hüküm ve açıklamalara göre, Vakfınıza ait olup kiraya verilen taşınmazlara ilişkin kira
ödemelerinden vergi tevkifatı yapılmış olması halinde söz konusu taşınmazların kiraya verilmesi
nedeniyle Vakfınız bünyesinde iktisadi işletme oluşmuş sayılmayacak ve kira ödemelerinden yapılan
vergi tevkifatı nihai vergilendirme olacaktır.
Öte yandan, söz konusu taşınmazlardan bir kısmının tevkifat sorumluluğu bulunmayan kişi
veya kurumlara kiraya verilmiş olması halinde ise kira ödemelerinden vergi tevkifatı yapılmayantaşınmazların ticari amaç güdülerek veya hacim ve ehemmiyet bakımından ticari metot ve usulleri
gerektiren bir organizasyon dahilinde kiraya verilmiş olması durumunda, bu kiralama faaliyeti
nedeniyle Vakfınız bünyesinde oluşacak iktisadi işletme için kurumlar vergisi mükellefiyeti tesis
edilecektir.
II- EMLAK VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:
1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun 1 inci ve 12 nci maddelerinde, Türkiye sınırları içinde
bulunan binalar ile arazi ve arsaların bu Kanun hükümlerine göre emlak vergisine tabi olduğu
hükme bağlanmıştır.
Aynı Kanununun bina vergisine ilişkin daimi muaflıkları düzenleyen 4 üncü maddesinin
birinci fıkrasının (m) bendinde, kiraya verilmemek ve vakıf senedindeki cihete tahsis edilmek
şartıyla Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıflara ait binaların daimi olarak bina
vergisinden muaf tutulacağı hükme bağlanmıştır. Ancak, anılan Kanunun arazi vergisine ilişkin
daimi muaflıkları düzenleyen 14 üncü maddesinde, Vakıflara ait arsa/arazinin emlak vergisinden
muaf tutulacağına dair herhangi bir hüküm bulunmamaktadır.
Ayrıca, Vakfınızın Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıf olarak sayılmadığı
görülmüştür.
Bu itibarla; Vakfınızın Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıf olarak sayılmaması
nedeniyle sahibi bulunduğunuz binaların, ayrıca Kanunda vakıflara ait arsaların emlak vergisinden
muaf tutulacağına dair herhangi bir hüküm bulunmaması nedeniyle de sahibi bulunduğunuz arsanın
emlak vergisinden muaf tutulması mümkün değildir.
III- BELEDİYE GELİRLERİ KANUNU YÖNÜNDEN:
2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunun mükerrer 44 üncü maddesinde, “Belediye sınırları ve
mücavir alanlar içinde bulunan ve belediyelerin çevre temizlik hizmetlerinden yararlanan konut, iş
yeri ve diğer şekillerde kullanılan binalar çevre temizlik vergisine tabidir.
Genel ve katma bütçeli idareler, il özel idareleri, belediyeler, köyler, bunların kuracakları
birlikler, darülaceze ve benzeri kuruluşlar ve üniversiteler tarafından münhasıran hizmetlerinde
kullanılan binalar, Kızılay Genel Merkezi ile şubeleri ve kampları, Kredi ve Yurtlar Kurumuna ait
öğrenci yurtları ile umuma açık ibadet yerleri, karşılıklı olmak şartıyla elçilik ve konsolosluk
hizmetlerinde kullanılanlarla elçilerin ikametine mahsus olan binalar, milletlerarası kuruluşlar ve
bunların temsilcilikleri tarafından kullanılan binalar ile bunların müştemilatı vergiye tâbi değildir.
Verginin mükellefi, binaları kullananlardır. Mükellefiyet binanın kullanımı ile başlar. ”
hükmü yer almaktadır.
Konu ile ilgili olarak yayımlanan 30 seri no.lu Belediye Gelirleri Kanununu Genel Tebliğinin
“Vergiye Tabi Olmayan Binalar” başlıklı II nci bölümünde, darülaceze ve benzeri kuruluşlar
kapsamına, düşkünler evi, yetimhaneler, huzurevleri, Çocuk Esirgeme Kurumu ve korunmaya
muhtaç çocukları koruma birliklerine ait çocuk yurtları gibi sosyal yardım kuruluşlarının girdiği
belirtilmiştir.
Buna göre, çevre temizlik vergisinden muaf tutulacak olanlar arasında sayılmayan aynı
zamanda da darülaceze ve benzeri kuruluşlar arasında değerlendirilmeyen Vakfınızın;
- kendi kullanımında bulunan binalara ilişkin çevre temizlik vergisinin Vakfınız tarafından,
- başkasına kiraladığı binalara ilişkin çevre temizlik vergisinin ise bu binaları kullananlar
tarafından,
ödenmesi gerekmektedir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise
bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz
dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi
için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.