VDDK., E. 2022/398 K. 2023/490 T. 24.5.2023

VDDK., E. 2022/398 K. 2023/490 T. 24.5.2023

T.C. Danıştay Başkanlığı - Vergi Dava Daireleri Kurulu
Esas No.: 2022/398
Karar No.: 2023/490
Karar tarihi: 24.05.2023
 

T.C.

D A N I Ş T A Y

VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU

Esas No : 2022/398

Karar No : 2023/490

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Başkanlığı - ...

VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … İnşaat Anonim Şirketi

VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU :… Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :

Dava konusu istem: Toplu Konut İdaresi Başkanlığı tarafından ihale edilen "Diyarbakır İli, Yenişehir İlçesi, … Mahallesi, … Ada … Parselin Arsa Satış Karşılığı Gelir Paylaşımı İşi" uhdesinde kalan davacı tarafından, ihale üzerine düzenlenen sözleşme için tahakkuk eden damga vergisi ve ihale kararı üzerinden hesaplanan damga vergisinin iadesi talebiyle yapılan başvurunun reddi üzerine yapılan şikayet başvurusunun reddine ilişkin işlemin iptali ile ödenen verginin faizi ile birlikte iadesi istemiyle dava açılmıştır.

... Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı:

Davacının uhdesinde kalan işle ilgili alınan ihale kararı ile imzalanan sözleşmenin döviz kazandırıcı faaliyet kapsamında olduğu ve damga vergisine tabi tutulmasının vergi hatası içerdiği iddia edilmiştir.

Uyuşmazlığın çözümü davacının üstlendiği işin döviz kazandırıcı faaliyet olup olmadığı hususunun 488 sayılı Damga Vergisi Kanunu'nun 1, 4 ve ek 2. maddeleri ile 1 ve 4 Seri Numaralı Döviz Kazandırıcı Faaliyetlerde Damga Vergisi ve Harç İstisna Uygulaması Hakkında Tebliğ hükümleri çerçevesinde değerlendirilmesine ve yorumlanmasına bağlıdır.

Dolayısıyla uyuşmazlık, herhangi bir kuşku ya da hukuki tartışmaya meydan bırakmayacak şekilde nitelendirilebilecek açık bir vergi hatası kapsamında olmayıp hukuki bir sorun niteliğindedir. Diğer bir ifadeyle, ihtilafın çözümü maddi olayların ve mevzuatın değerlendirilmesi ve yorumlanmasını gerektirmektedir.

Bu nedenle, uyuşmazlığın, düzeltme ve şikayet kapsamında değerlendirilemeyeceği sonucuna ulaşıldığından, uyuşmazlık konusu işlemde hukuka aykırılık görülmemiştir.

Mahkeme bu gerekçeyle davayı reddetmiştir.

Davacının istinaf istemini inceleyen … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı:

Davacının üstlendiği işin 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun kapsamında damga vergisinden istisna olduğu anlaşılmış olup olayda açık vergilendirme hatası bulunduğundan, uyuşmazlık konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmamaktadır.

213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 112. maddesinin (3) numaralı bendi uyarınca Devlet, mükellef tarafından dava konusu edilen vergilerin ödeme yapılmamış olan kısmını, tarhiyatın ilgili bulunduğu döneme ilişkin normal vade tarihinden itibaren yargı kararının tebliğ tarihine kadar geçen süre için 6183 sayılı Kanun'da düzenlenen gecikme zammı oranında hesaplanan gecikme faiziyle tahsil etmektedir. Aynı ilişkinin diğer tarafı olan mükellefin davayı kazanması durumunda uygulanacak faize ilişkin aynı Kanun'da herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır.

Bu durum, devlet ile birey arasında kurulmaya çalışılan çıkarlar dengesini birey aleyhine bozmaktadır. Bu dengenin kurulabilmesi için haksız olarak tahsil edildiği tespit edilen dava konusu verginin mükellefe, tahsil tarihinden itibaren amme alacaklarına uygulanan gecikme zammı oranında hesaplanan faizle birlikte iadesi gerekmektedir. Bu aynı zamanda hukuk devletinde adil dengenin sağlanması için zorunludur.

Vergi Dava Dairesi bu gerekçeyle Mahkeme kararına yöneltilen istinaf istemini kabul ederek istinafa konu kararı kaldırdıktan sonra davanın kabulüne ve işlemin iptaline, ödenen tutarın tahsil tarihinden itibaren gecikme zammı oranında hesaplanan faiziyle birlikte davacıya iadesine karar vermiştir.

Davalının temyiz istemini inceleyen Danıştay Dokuzuncu Dairesinin 23/09/2021 tarih ve E:2018/6872, K:2021/4234 sayılı kararı:

Uyuşmazlık konusu işlemin iptali ile ihale üzerine düzenlenen sözleşme için tahakkuk eden damga vergisi ve ihale kararı üzerinden hesaplanan damga vergisinin iadesine ilişkin hüküm fıkrasına yöneltilen temyiz istemi yönünden yapılan inceleme:

Karar dava konusu işlemin damga vergilerinin iadesine ilişkin kısım yönünden usul ve hukuka uygun olup davalı tarafından ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bu kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

Faize ilişkin hüküm fıkrası yönünden yapılan inceleme:

213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 112. maddesinin (4) numaralı fıkrası ile geçici 29. maddesi uyarınca değinilen fıkraların yürürlük tarihi olan 15/06/2012 tarihinden sonra haksız olarak tahsil edilen vergilerin tecil faiziyle iadesi gerekmektedir.

Davacı tarafından dava dilekçesinde, haksız olarak tahsil edilen tutarın faiziyle birlikte iadesinin istenildiği, temyize konu kararda tecil faizi oranının aşılarak uyuşmazlık konusu vergilerin gecikme zammı oranında hesaplanacak faiziyle birlikte iadesine karar verildiği anlaşılmaktadır.

Davacının faiz talebinin tahsil tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 213 sayılı Kanun'un 112. maddesinin (4) numaralı fıkrası uyarınca tecil faizi olarak değerlendirilmesi gerekmektedir.

Bu durumda Bölge İdare Mahkemesince Kanun'un açık hükmü bulunmasına rağmen hukuk devletinde adil dengenin korunması gerektiğinden bahisle devlet tarafından kendi alacaklarına uygulanan faiz oranı olan 213 sayılı Kanunu'nun 112. maddesinin (3) numaralı fıkrası uyarınca 6183 sayılı Kanun'a göre tespit edilen gecikme zammı oranında faizin uygulanması gerektiği yolunda verilen kararda hukuka uygunluk bulunmamaktadır.

Karar sonucu:

Daire bu gerekçeyle temyize konu kararın uyuşmazlık konusu işlemin iptali ile ihale üzerine düzenlenen sözleşme için tahakkuk eden damga vergisi ve ihale kararı üzerinden hesaplanan damga vergisinin iadesine ilişkin hüküm fıkrasını onamış; tahsil tarihinden itibaren gecikme zammı oranında hesaplanacak faizin ödenmesine ilişkin hüküm fıkrasını bozmuştur.

… Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararı:

Olayda, devlet, dava konusu yapılan vergilerin ödeme yapılmamış kısmına, tarhiyatın ilgili bulunduğu döneme ilişkin normal vade tarihinden itibaren, yargı organı kararının tebliğ tarihine kadar geçen süre için daha yüksek oranda gecikme faizi hesaplamak suretiyle uğradığı ekonomik kaybı telafi etmektedir. Aynı ilişkinin diğer tarafı olan mükellefin davayı kazanması durumunda ise daha düşük bir faiz oranına rıza göstermesi beklenmektedir. Bu durum, devlet ile birey arasında adil olması gereken çıkarlar dengesini birey aleyhine bozmaktadır.

Bu dengenin, Anayasa'nın 35 ve 90. maddeleri ile AİHM içtihatları doğrultusunda, devletin kendi alacaklarına uyguladığı faiz oranının mükelleflerin alacakları bakımından da esas alınması suretiyle sağlanması gerekmektedir.

Bu nedenle, iadesine karar verilen meblağ üzerinden tahsil tarihinden iade tarihine kadar gecikme zammı oranında hesaplanacak faiz tutarı davacıya ödenmelidir.

Vergi Dava Dairesi, ilk kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçeye ek olarak bu gerekçeyle bozulan hüküm fıkrası yönünden ısrar etmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Temyize konu kararda hukuka uygunluk bulunmadığı belirtilerek kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Cevap verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ: Temyizen incelenen ısrar kararının, Danıştay Dokuzuncu Dairesinin kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında bir karar verilmeksizin Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :

Danıştay Dokuzuncu Dairesinin yukarıda yer verilen kararının dayandığı aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle ısrar kararının bozulması gerekmektedir.

KARAR SONUCU :

Açıklanan nedenlerle;

1- Davalının temyiz isteminin KABULÜNE,

2- … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının BOZULMASINA,

3- Yeniden verilecek kararda karşılanacağından, yargılama giderleri hakkında hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına,

24/05/2023 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.