Vergi mükellefi olmayan gerçek kişilerin bağış amacıyla cami yaptırması durumunda vergi mükellefiyeti tesis edilip edilmeyeceği, çalışan işçiler için
Özelge: Vergi mükellefi olmayan gerçek kişilerin bağış
amacıyla cami yaptırması durumunda vergi mükellefiyeti
tesis edilip edilmeyeceği, çalışan işçiler için tevkifat yapılıp
yapılmayacağı hk.
Sayı:
B.07.1.GİB.4.34.16.01-120[64-2012/332]-2267
Tarih:
23/07/2012
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)
Sayı :B.07.1.GİB.4.34.16.01-120[64-2012/332]-2267 23/07/2012
Konu :Vergi mükellefi olmayan gerçek kişilerin cami yaparak
bağışlaması durumunda vergi mükellefiyeti tesis edilip
edilmeyeceği.
İlgide kayıtlı özelge talep formunda, gerçek kişi olarak vergi mükellefiyetinizin bulunmadığı,
... Müftülüğüne bağış yapılmak üzere şahsınız tarafından bir cami inşaa edeceğinizi ve inşaatta işçi
çalıştıracağınızı belirterek, bağış yapacağınız cami inşaatında çalıştıracağınız işçiler için vergi
tevkifatı yapılıp yapılmayacağı ile tamamını bağışlayacağınız cami inşaatı için adınıza vergi
mükellefiyet tesis edilip edilmeyeceği hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir..
Gelir Vergisi Kanununun 37 nci maddesinin birinci fıkrasında, her türlü ticari ve sınai
faaliyetlerden doğan kazançların ticari kazanç olduğu belirtilmiş, söz konusu maddenin ikinci
fıkrasının (4) numaralı bendinde ise, gayrimenkullerin alım, satım ve inşa işleriyle devamlı olarak
uğraşanların bu işlerinden elde ettikleri kazancın ticari kazanç olduğu hükme bağlanmıştır.
Söz konusu hükümlerden de anlaşılacağı üzere, ticari faaliyet bir tür emek sermaye
organizasyonuna dayanmakta olup, kazanç sağlama niyet ve kastının bulunup bulunmaması böyle
bir organizasyon tarafından icra edilen faaliyetin "ticari faaliyet" olma niteliğine etki etmemektedir.
Ancak, bir faaliyetin ticari faaliyet sayılabilmesi için kazanç sağlama niyet ve kastı gerekmemekle
birlikte, faaliyeti icra eden organizasyonun bütün unsurları ile birlikte değerlendirildiğinde kazanç
sağlama potansiyeline sahip olması gerektiği ortaya çıkmaktadır.
Gerçek kişilerin ticari gaye olmaksızın, servetin nitelik değiştirmesi veya bir takım zorunlu
nedenlerle gayrimenkul inşa etmeleri ticari faaliyet olarak kabul edilmemektedir.
Özel inşaat yapımında gayrimenkullerin şahsi ihtiyaç kapsam ve sınırlarını aşması ve ticari
organizasyonun şekli ve maddi unsurlarını açıkça taşıması, yapılan faaliyetin ticari sayılması için
yeterlidir.
Şahsi ihtiyaç kapsam ve sınırlarını aşan mesken veya şahsi ihtiyaç kapsam ve sınırlarını
aşmamakla birlikte işyeri ya da mesken ve dükkan ünitelerinden oluşan inşaatın yapılması
durumunda, ticari bir organizasyonun şekli ve maddi unsurları ile açıkça ortaya çıkması nedeniyle
bu faaliyetin de ticari sayılması gerekmektedir. Aynı Kanunun 61 inci maddesine göre; "Ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı
olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen
menfaatlerdir.
Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans,
aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir
ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş
bulunması onun mahiyetini değiştirmez." hükmüne yer verilmiştir.
Diğer taraftan anılan Kanunun 64 üncü maddesinin birinci fıkrasında, maddede sayılan
hizmet erbabının safi ücretlerinin takvim yılı başında geçerli olan ve sanayi kesiminde çalışan 16
yaşından büyük işçiler için uygulanan asgari ücretin yıllık brüt tutarının % 25'i olduğu, 3 numaralı
bendinde, özel inşaat sahiplerinin ücretle çalıştırdığı inşaat işçilerinin safi ücretlerinin diğer ücret
olarak vergilendirileceği hüküm altına alınmıştır.
Yukarıda yer alan hüküm ve açıklamalara göre, ... Müftülüğüne bağışlanmak üzere
yapacağınız cami inşaatı özel inşaat olarak değerlendirilecek olup, söz konusu inşaatın ticari
faaliyet kapsamında inşaat işi olmaması dolayısıyla gelir vergisi yönünden vergi mükellefiyeti
tesisine gerek bulunmamaktadır. Ancak çalıştırılan işçilerin ücretlerinin, anılan Kanunun 64 üncü
maddesi hükmü gereğince diğer ücret olarak vergilendirilmesi, diğer ücretli olarak çalıştırılan
işçilerin hizmetin ifa olunduğu takvim yılının ikinci ayında; takvim yılı içinde işe başlamış iseler işe
başlama tarihinden itibaren bir ay içinde vergi dairesine başvurarak vergi karnesi üzerinde
vergilerini tarh ettirmeleri gerekmektedir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise
bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz
dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi
için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.