Yabancı para cinsinden kullanılan kredilerin değerlemesinde meydana çıkan kur farklarının ne zaman gider yazılacağı hk.

Özelge: Yabancı para cinsinden kullanılan kredilerin
değerlemesinde meydana çıkan kur farklarının ne zaman
gider yazılacağı hk.
Sayı: 
77058783-105-68
Tarih: 
20/03/2013
 
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
ANTALYA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü)
 
   
Sayı : 77058783-105-68 20/03/2013
Konu : Yabancı para cinsinden kullanılan kredilerin  
değerlemesinde meydana çıkan kur farklarının ne
zaman gider yazılacağı
 
            İlgide kayıtlı özelge talep formunuzun incelenmesinden; şirketinizin bankalardan çekmiş
olduğu uzun vadeli yapancı paralı kredilerin değerlemesi sonucu kur farklarında meydana gelen
artış ya da azalışların değerleme yapılan geçici vergi dönemindeki kâr veya zarara mı yoksa
kredinin ödeneceği vade yılındaki kâr/zarar hesaplarına mı intikal ettirileceği hususunda
Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.
            213 sayılı Vergi Usul Kanununun 262 nci maddesinde, maliyet bedelinin iktisadi bir kıymetin
iktisap edilmesi veyahut değerinin artırılması münasebetiyle yapılan ödemelerle bunlara müteferri
bilumum giderlerin toplamını ifade ettiği hükme bağlanmıştır.
            Anılan Kanunun 280 nci maddesinde, yabancı paraların borsa rayici ile değerleneceği, borsa
rayicinin takarrüründe muvazaa olduğu anlaşılırsa bu rayiç yerine alış bedeli esas alınacağı ve
yabancı paranın borsada rayici yoksa, değerlemeye uygulanacak kur Maliye Bakanlığınca tespit
olunacağı hükmüne yer verilmiştir.
            238 sıra no.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin "B -Dönem Sonu Stoklarının Değerlemesi
İle İlgili Hususlar" başlık bölümünde de, emtianın satın alınıp işletme stoklarına girdiği tarihe kadar
oluşan kur farklarının maliyete intikal ettirilmesi zorunlu olduğu, stokta kalan emtia ile ilgili olarak
daha sonra ortaya çıkacak kur farklarının ise, ilgili bulundukları yıllarda gider yazılması veya
maliyete intikal ettirilmesinin mümkün olduğu belirtilmiştir.
            334 sıra no.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin "III-Kur Farkları" başlıklı bölümünde ise;
"163 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile yatırımların finansmanında kullanılan
kredilere ilişkin faiz giderleri ile yurt dışından döviz kredisi ile sabit kıymet ithal edilmesi nedeniyle
ortaya çıkan kur farklarının, aktifleştirme tarihine kadar olan kısmının maliyete intikal ettirilmesi,
aktifleştirildikten sonraki döneme ilişkin olanların ise seçimlik hak olarak doğrudan gider yazılması
veya maliyete intikal ettirilmek suretiyle amortismana tabi tutulması gerektiği açıklanmış
bulunmaktadır.
            Lehe oluşan kur farklarının da aktifleştirme işleminin gerçekleştiği dönemin sonuna kadar
oluşan kısmının maliyetle ilişkilendirilmesi, aktifleştirildikten sonraki döneme ilişkin olanların ise
kambiyo geliri olarak değerlendirilmesi veya maliyetten düşülmek suretiyle amortismana tabi
tutulması gerekecektir. Ayrıca, daha sonraki dönemlerde, seçimlik olarak hangi hak kullanılmışsa o
yönteme göre işlem yapılmasına devam edilecektir." açıklamalarına yer verilmiştir.
            Diğer taraftan, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinde, kurumlarvergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safî kurum kazancı üzerinden
hesaplanacağı ve safî kurum kazancının tespitinde de, Gelir Vergisi Kanununun ticarî kazanç
hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır.
            193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinde safi kazancın tespit edilmesinde
indirilecek giderler sayılmış olup, maddenin birinci fıkrasının; (1) numaralı bendinde ticari kazancın
elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin, (7) numaralı bendinde de, Vergi
Usul Kanunu hükümlerine göre ayrılan amortismanların, safi kazancın tespitinde gider olarak
indirilebileceği hüküm altına alınmıştır.
            Bu hüküm ve açıklamalara göre, şirketinizin bankalardan kullandığı uzun vadeli yabancı
paralı kredilerin nerelerde harcandığı önemli olduğundan;
            -Söz konusu kredilerin sabit kıymetlerin iktisabında kullanılması durumunda;
            Aleyhte oluşan kur farklarının, sabit kıymetin aktifleştirildiği dönemin sonuna kadar olan
kısmının maliyete intikal ettirilmesi, aktifleştirildiği dönemden sonraki döneme ilişkin olanların ise
seçimlik hak olarak doğrudan gider yazılması veya maliyete intikal ettirilmesi,
            Lehe oluşan kur farklarının da, sabit kıymetin aktifleştirme işleminin gerçekleştiği dönemin
sonuna kadar oluşan kısmının maliyetle ilişkilendirilmesi, aktifleştirildiği dönemden sonraki döneme
ilişkin olanların ise kambiyo geliri olarak değerlendirilmesi veya maliyetten düşülmek suretiyle
dikkate alınması,
            -Söz konusu kredilerin emtianın satın alımında kullanılması durumunda ise, emtianın satın
alınıp işletme stoklarına girdiği tarihe kadar oluşan kur farklarının maliyete intikal ettirilmesi,
emtianın stoklara girdiği tarihten sonra ortaya çıkacak kur farklarının da, ilgili bulundukları yıllarda
gider yazılması veya maliyete intikal ettirilmesi
            gerekmektedir.
            Ancak, daha sonraki dönemlerde, seçimlik olarak hangi hak kullanılmışsa o yönteme göre
işlem yapılmasına devam edilecektir.
            Öte yandan, bunların dışında kullanılan kredilerin değerlenmesinde şirketinizin lehine veya
aleyhine oluşan kur farklarının, kambiyo kârı veya zararı olarak dikkate alınarak elde edildiği geçici
ve yıllık kurumlar vergisi dönemlerinde doğrudan gelir veya gider yazılması gerekeceği tabiidir.
            Bilgi edinilmesini rica ederim.
   
(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise
bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz
dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi
için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.