Yabancı para cinsinden kullanılan kredilerin değerlemesinde meydana gelen kur farkının ödenen taksit tutarına mı yoksa anapara üzerindenmi hesaplanaca
Yabancı para cinsinden kullanılan kredilerin
değerlemesinde meydana gelen kur farkının ödenen taksit
tutarına mı yoksa anapara üzerindenmi hesaplanacağı
Sayı:
77058783-105[VUK.ÖZ.18.39]-E.235714
Tarih:
18/12/2018
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
Antalya Vergi Dairesi Başkanlığı
Gelir Kanunları Usul ve Tahsilat Grup Başkanlığı
Sayı :77058783-105[VUK.ÖZ.18.39]-E.235714 18.12.2018
Konu :Yabancı para cinsinden kullanılan
kredilerin değerlemesinde meydana
gelen kur farkının ödenen taksit
tutarına mı yoksa anapara
üzerindenmi hesaplanacağı
İlgide kayıtlı özelge talep formunuzun incelenmesinden; 2016 yılında şirketinizin 2025 vadeli yıllık
1.500.000.-Euro ödemeli yabancı para cinsinden kredi kullandığı, 2017 yılında 1.500.000.-Euro
taksit ödediği, ödeme tarihinde kur farkının ilgili gelir hesabına aktarıldığı, dönem sonunda kalan
anapara 12.000.000.-Euro'ya kur farkı ayrıldığında 7.000.000.-TL kur farkı oluştuğu belirtilerek;
kur farkının yıllık ödenen taksit tutarına mı yoksa toplam anaparaya mı ayrılacağı hususunda
Başkanlığımızdan görüş talep edildiği anlaşılmıştır.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun;
- 262 nci maddesinde, maliyet bedelinin iktisadi bir kıymetin iktisap edilmesi veyahut değerinin
artırılması münasebetiyle yapılan ödemelerle bunlara müteferri bilumum giderlerin toplamını ifade
ettiği,
- 280 nci maddesinde, yabancı paraların borsa rayici ile değerleneceği, borsa rayicinin
takarrüründe muvazaa olduğu anlaşılırsa bu rayiç yerine alış bedelinin esas alınacağı ve yabancı
paranın borsada rayici yoksa, değerlemeye uygulanacak kurun Maliye Bakanlığınca tespit olunacağı
ile bu madde hükmünün yabancı para ile olan senetli veya senetsiz alacaklar ve borçlar hakkında da
cari olduğu,
- 285 inci maddesinde borçların mukayyet değerleriyle değerleneceği, mevduat veya kredi
sözleşmelerine müstenit borçların değerleme gününe kadar hesaplanacak faizleriyle birlikte dikkate
alınacağı, vadesi gelmemiş olan senede bağlı borçların değerleme günü kıymetine irca
olunabileceği
hükme bağlanmıştır.
Diğer taraftan;- 163 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde; "...
1. Yatırımların finansmanında kullanılan kredilerle ilgili faizlerden kuruluş dönemine ait olanların
sabit kıymetle birlikte amortisman yoluyla itfa edilmek üzere yatırım maliyetine eklenmesi
gerekmekte; işletme dönemine ait olanların ise, ilgili bulundukları yıllarda doğrudan gider yazılması
ya da maliyete intikal ettirilmek suretiyle amortismana tabi tutulması,
2. Döviz kredisi kullanılarak yurt dışından sabit kıymet ithal edilmesi sırasında veya sonradan bu
kıymetlere ilişkin borç taksitlerinin değerlemesi dolayısıyla ortaya çıkan kur farklarından, sabit
kıymetin iktisap edildiği dönem sonuna kadar olanların, kıymetin maliyetine eklenmesi zorunlu
bulunmakta; aynı kıymetlerle ilgili söz konusu dönemden sonra ortaya çıkan kur farklarının ise, ait
oldukları yıllarda doğrudan gider yazılması ya da maliyete intikal ettirilerek amortisman konusu
yapılması,
mümkün bulunmaktadır.",
- 238 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin "B- Dönem Sonu Stoklarının Değerlemesi ile
İlgili Hususlar" başlıklı bölümünde, “... emtianın satın alınıp işletme stoklarına girdiği tarihe kadar
oluşan kur farklarının maliyete intikal ettirilmesi zorunludur. Stokta kalan emtia ile ilgili olarak
daha sonra ortaya çıkacak kur farklarının ise, ilgili bulundukları yıllarda gider yazılması veya
maliyete intikal ettirilmesi mümkün bulunmaktadır.
İşletmelerin finansman temini maksadıyla bankalardan veya benzeri kredi müesseselerinden
aldıkları krediler için ödedikleri faiz ve komisyon giderlerinden dönem sonu stoklarına pay
vermeleri zorunlu bulunmamaktadır. Buna göre mükellefler söz konusu ödemelerini doğrudan gider
olarak kaydedebilecekleri gibi, diledikleri takdirde stokta bulunan emtiaya isabet eden kısmı
maliyete dahil edebileceklerdir.”,
- 334 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin "III- Kur Farkları" başlıklı bölümünde ise; "163
sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile yatırımların finansmanında kullanılan kredilere
ilişkin faiz giderleri ile yurt dışından döviz kredisi ile sabit kıymet ithal edilmesi nedeniyle ortaya
çıkan kur farklarının, aktifleştirme tarihine kadar olan kısmının maliyete intikal ettirilmesi,
aktifleştirildikten sonraki döneme ilişkin olanların ise seçimlik hak olarak doğrudan gider yazılması
veya maliyete intikal ettirilmek suretiyle amortismana tabi tutulması gerektiği açıklanmış
bulunmaktadır.
Lehte oluşan kur farklarının da aktifleştirme işleminin gerçekleştiği dönemin sonuna kadar oluşan
kısmının maliyetle ilişkilendirilmesi, aktifleştirildikten sonraki döneme ilişkin olanların ise kambiyo
geliri olarak değerlendirilmesi veya maliyetten düşülmek suretiyle amortismana tabi tutulması
gerekecektir. Ayrıca, daha sonraki dönemlerde, seçimlik olarak hangi hak kullanılmışsa o yönteme
göre işlem yapılmasına devam edilecektir."
açıklamalarına yer verilmiştir.
Bu itibarla;
- Şirketiniz tarafından kullanılan döviz cinsinden krediye ilişkin kalan anapara ve faiz tutarının
değerleme günü itibariyle kur değerlemesine tabi tutulması, bu kapsamda mevduat veya kredi
sözleşmelerine müstenit borçlara ait kalan faiz tutarının kur değerlemesine tabi tutulmasında
değerleme gününe kadar hesaplanan faiz tutarının dikkate alınması,
- Söz konusu kredinin amortismana tabi iktisadi kıymetlerin finansmanında kullanılması halinde;
krediye ilişkin faiz gideri ile kur farkının söz konusu iktisadi kıymetin aktifleştirildiği dönemin
sonuna kadar oluşan kısmının maliyetle ilişkilendirilmesi, aktifleştirildikten sonraki döneme ilişkin
olanın ise kambiyo geliri/gideri olarak değerlendirilmesi veya maliyetle ilişkilendirmek suretiyle
amortismana tabi tutulması,
- Kredinin emtia satın alınmasında kullanılması halinde; emtianın satın alınıp işletme stoklarınagirdiği tarihe kadar oluşan kur farklarının maliyete intikal ettirilmesi, stokta kalan emtia ile ilgili
olarak daha sonra ortaya çıkacak kur farklarının ise, ilgili bulundukları yıllarda gider yazılması veya
maliyete intikal ettirilmesi,
- Genel finansman amacıyla kullanılan kredilere ilişkin faiz giderleri ile bunların döviz cinsinden
olması durumunda dönem sonu değerlemesi nedeniyle oluşan kur farklarının ise kambiyo
geliri/gideri olarak değerlendirilmesi
gerekmektedir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise
bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz
dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi
için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.