... yılından beri şirketin aktifinde kayıtlı olan arsanın satışından elde edilen kazancın kurumlar vergisinden istisna olup olmadığı, katma değer verg
Özelge: ... yılından beri şirketin aktifinde kayıtlı olan
arsanın satışından elde edilen kazancın kurumlar
vergisinden istisna olup olmadığı, katma değer vergisi
uygulamasının ve arsanın değerlemesinin nasıl yapılacağı
ile beyannamelerin ne şekilde veril
Sayı:
B.07.1.GİB.4.34.19.02-019.01-2109
Tarih:
23/11/2011
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü
Sayı : B.07.1.GİB.4.34.19.02-019.01-2109 23/11/2011
Konu : ... yılından beri şirket aktifinde kayıtlı arsanın
Kurumlar Vergisi Katma Değer Vergisi ve Vergi Usul
Kanunu açısından vergilendirilmesi.
.... Ltd. Şti.nin tasfiye memuru sıfatıyla vermiş olduğunuz ilgide kayıtlı özelge talep
formlarınız incelenmiş olup ... yılından beri söz konusu Şirketin aktifinde kayıtlı olan arsanın
satışından elde edilen kazancın kurumlar vergisinden istisna olup olmadığı, katma değer vergisi
uygulamasının ve arsanın değerlemesinin nasıl yapılacağı ile beyannamelerin ne şekilde verileceği
hususunda görüşümüzün talep edildiği anlaşılmıştır.
KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU AÇISINDAN
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 1/1'inci maddesinde, Türkiye'de ticari, sınai,
zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin, KDV'ye tabi
olduğu hükme bağlanmıştır.
Aynı Kanun'un 17/4-r maddesinde kurumların aktifinde veya belediyeler ile il özel
idarelerinin mülkiyetinde, en az iki tam yıl süreyle bulunan iştirak hisseleri taşınmazların satışı
suretiyle gerçekleşen devir ve teslimler ile bankalara borçlu olanların ve kefillerinin borçlarına
karşılık taşınmaz ve iştirak hisselerinin (müzayede mahallerinde yapılan satışlar dahil) bankalara
devir ve teslimlerinin vergiden istisna olduğu,
İstisna kapsamındaki kıymetlerin ticaretini yapan kurumların, bu amaçla aktiflerinde
bulundurdukları taşınmaz ve iştirak hisselerinin teslimlerinin ise istisna kapsamında yer almadığı,
İstisna kapsamında teslim edilen kıymetlerin iktisabında yüklenilen ve teslimin yapıldığı
döneme kadar indirim yoluyla giderilemeyen katma değer vergisinin teslimin yapıldığı hesap
dönemine ilişkin gelir veya kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak dikkate alınacağı
hükmüne yer verilmiştir.
Buna göre, söz konusu Şirketin 2 yıldan fazla süreyle aktifinde bulunan arsanın ticari
amaçla elde bulunduruluyor olmaması halinde satışı Kanun'un 17/4-r maddesi kapsamında KDV'den
istisna olacaktır.
KURUMLAR VERGİSİ KANUNU AÇISINDAN
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun "İstisnalar" başlıklı 5'inci maddesinde; "(1)Aşağıda belirtilen kazançlar, kurumlar vergisinden müstesnadır:
e) Kurumların, en az iki tam yıl süreyle aktiflerinde yer alan taşınmazlar ve iştirak hisseleri
ile aynı süreyle sahip oldukları kurucu senetleri, intifa senetleri ve rüçhan haklarının satışından
doğan kazançların % 75'lik kısmı.
Bu istisna, satışın yapıldığı dönemde uygulanır ve satış kazancının istisnadan yararlanan
kısmı satışın yapıldığı yılı izleyen beşinci yılın sonuna kadar pasifte özel bir fon hesabında tutulur.
Ancak satış bedelinin, satışın yapıldığı yılı izleyen ikinci takvim yılının sonunakadar tahsil edilmesi
şarttır. Bu süre içinde tahsil edilmeyen satış bedeline isabet eden istisna nedeniyle zamanında
tahakkuk ettirilmeyen vergiler ziyaa uğramış sayılır.
İstisna edilen kazançtan beş yıl içinde sermayeye ilave dışında herhangi bir şekilde başka
bir hesaba nakledilen veya işletmeden çekilen ya da dar mükellef kurumlarca ana merkeze
aktarılan kısım için uygulanan istisna dolayısıyla zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiler ziyaa
uğramış sayılır. Aynı süre içinde işletmenin tasfiyesi (bu Kanun'a göre yapılan devir ve bölünmeler
hariç) halinde de bu hüküm uygulanır.
... "hükmü yer almıştır.
Konuyla ilgili olarak 03/04/2007 tarih ve 26482 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 1 Seri
No'lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği'nin "5.6.2.3.3. Fon hesabında tutulan kazançların işletmeden
çekilmemesi" başlıklı bölümünde;
"İstisna uygulamasında, satışın yapıldığı yılı izleyen beşinci yılın sonuna kadar pasifte özel
bir fon hesabında tutulması gereken kazançların, beş yıl içinde fon hesabından başka bir hesaba
(sermayeye ilave hariç) nakledilmesi, işletmeden çekilmesi, dar mükellef kurumlar tarafından yurt
dışına transfer edilmesi veya bu süre içinde işletmenin tasfiyeye girmesi halinde, bu işlemlere tabi
tutulan kazanç kısmı için uygulanan istisna dolayısıyla zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiler
Vergi Usul Kanunu uyarınca vergi ziyaı cezası ve gecikme faizi ile birlikte alınacaktır.
Fon hesabında tutulması gereken süreden, satışın yapıldığı yılı izleyen beşinci yılın sonuna
kadar olan sürenin anlaşılması gerekmektedir. Kazancın sermayeye ilave edilmesi durumunda da
aynı süre geçerli olacaktır.
Bu istisnanın amacı kurumların sermaye yapılarının güçlendirilmesi, finansman sıkıntılarının
giderilmesi ve bağlı değerlerinin ekonomik faaliyetlerinde daha etkin bir şekilde kullanılmasına
imkân sağlamak ve işletmelerin finansal bünyelerini güçlendirmektir. Tasfiyeye giren şirketlerde ise
böyle bir amacın olamayacağı açıktır. Bu nedenle, istisna uygulamasında satışın yapıldığı yılı
izleyen beşinci yılın sonuna kadar tasfiyeye girilmiş olması halinde, fon hesabında tutulması
gereken kazancın işletmeden çekildiği kabul edilecektir.
... " açıklamalarına yer verilmiştir.
Aynı Kanun'un "Vergi kesintisi" başlıklı 15'inci maddesinde tevkifat yapmak zorunda olanlar
sayılarak, ikinci fıkrasında vergiden muaf olan kurumlara dağıtılan (Kârın sermayeye eklenmesi kâr
dağıtımı sayılmaz.) Gelir Vergisi Kanunu'nun 75'inci maddesinin ikinci fıkrasının (1), (2) ve (3)
numaralı bentlerindeki kâr payları üzerinden, bu maddenin üçüncü fıkrası uyarınca vergi
kesintisine tâbi tutulan kazançlar hariç olmak üzere % 15 oranında vergi kesintisi yapılacağı hükme
bağlanmıştır.
Diğer taraftan, 1 Seri No'lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği'nin "15.6. Dağıtılan kâr
paylarında vergi kesintisi" başlıklı bölümünün "15.6.1. Genel açıklama" başlıklı ayrımında;
Kâr dağıtımına bağlı vergi kesintisi, kazancın istisna olup olmadığına bakılmaksızın, kârın
dağıtılması aşamasında yapılacaktır.
Gelir Vergisi Kanunu'nun 94'üncü maddesi ile Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 15 ve 30'uncumaddeleri uyarınca, tam mükellef kurumlar tarafından;
- Tam mükellef gerçek kişilere,
-Gelir ve kurumlar vergisi mükellefi olmayanlara,
- Gelir ve kurumlar vergisinden muaf olanlara,
- Dar mükellef gerçek kişilere,
- Dar mükellef kurumlara,
- Gelir ve kurumlar vergisinden muaf olan dar mükelleflere dağıtılan, anılan Kanun'un
75'inci maddesinin ikinci fıkrasının (1), (2) ve (3) numaralı bentlerinde yazılı kâr payları
üzerinden vergi kesintisi yapılması öngörülmüştür. Buna göre, tam mükellef kurumlarca;
-Tam mükellef kurumlara,
-Türkiye 'de bir işyeri veya daimi temsilci aracılığıyla kâr payı elde eden dar mükellef
kurumlara
dağıtılan kâr payları üzerinden vergi kesintisi yapılmayacaktır. Bu şekilde kâr payı elde eden
tam mükellef kurumun söz konusu kâr paylarını yukarıda sayılangerçek veya tüzel kişilere
dağıtması halinde ise dağıtılan kısım üzerinden vergi kesintisi yapılacaktır.
... " açıklamaları yer almıştır
Bu hüküm ve açıklamalara göre, ... Ltd. Şti.nin tasfiyeye girmesi nedeniyle geleceğe yönelik
ekonomik faaliyette bulunma gayesi ortadan kakmış demektir. Kurumların sermaye yapılarının
güçlendirilmesi, finansman sıkıntılarının giderilmesi ve bağlı değerlerinin ekonomik faaliyetlerinde
daha etkin bir şekilde kullanılmasına imkân sağlamak ve işletmelerin finansal bünyelerini
güçlendirmek bu olayda söz konusu olmadığından yani istisnanın getirilme amacı
gerçekleşmeyeceğinden anılan Şirketin aktifine kayıtlı taşınmazın satışından elde edilecek kazancın
kurumlar vergisinden istisna edilmesi mümkün bulunmamaktadır.
Ayrıca, tasfiye kârının ortaklara dağıtılması durumunda Kurumlar Vergisi Kanunu'nun
15'inci ve Gelir Vergisi Kanunu'nun 94'üncü maddesinde belirtildiği üzere, tam mükellef kurumlar
tarafından tam mükellef gerçek kişilere, gelir ve kurumlar vergisi mükellefi olmayanlara, gelir ve
kurumlar vergisinden muaf olanlara, dar mükellef gerçek kişilere, dar mükellef kurumlara, gelir ve
kurumlar vergisinden muaf olan dar mükelleflere dağıtılan, anılan Kanun'un 75'inci maddesinin
ikinci fıkrasının (1), (2) ve (3) numaralı bentlerinde yazılı kâr payları üzerinden vergi kesintisi
yapılması gerekmektedir.
VERGİ USUL KANUNU AÇISINDAN
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 269'uncu maddesinde, iktisadi işletmelere dahil bilumum
gayrimenkullerin maliyet bedelleri ile değerleneceği ifade edilmiş olup anılan Kanun'un 267'nci
maddesinde ise "Emsal bedeli, gerçek bedeli olmayan veya bilinmeyen veyahut doğru olarak tespit
edilemeyen bir malın, değerleme gününde satılması halinde emsaline nazaran haiz olacağı
değerdir." hükmüne yer verilmiştir.
Diğer taraftan, 5024 sayılı Kanun'la, Vergi Usul Kanunu'nun "Yeniden değerleme" başlıklı
mükerrer 298'inci maddesi, "Enflasyon düzeltmesi ve yeniden değerleme oranı" başlığı altında
yeniden düzenlenmiş, vergi mevzuatımızda bulunan ve yeniden değerleme başta olmak üzere,
maliyet bedeli artırımı, LİFO gibi enflasyonun olumsuz etkilerini kısmen gidermek için ihdas edilmiş
müesseseler kaldırılarak vergi sistemimize bütüncül bir işlem olan enflasyon düzeltmesi müessesesi
getirilmiştir. Bu uygulamanın geçiş aşaması da yine aynı Kanun'la Vergi Usul Kanunu'na eklenen
geçici 25'inci madde ile belirlenmiştir. Vergi Usul Kanunu'nun mükerrer 298'inci maddesinin (A) fıkrasının (1) numaralı bendinde,
kazançlarını bilanço esasına göre tespit eden gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerinin fiyat
endeksindeki artışın, içinde bulunulan dönem dahil son üç hesap döneminde %100'den ve içinde
bulunulan hesap döneminde % 10'dan fazla olması halinde mali tablolarını enflasyon düzeltmesine
tabi tutacakları ifade edilmiştir.
Anılan Kanun'un geçici 5'inci maddesinde, mükelleflerin 31/12/2003 tarihli bilançolarını bu
madde hükmüne göre, bu maddede hüküm bulunmayan hallerde ise Vergi Usul Kanunu'nun 5024
sayılı Kanun'la değişik mükerrer 298'inci maddesinde yer alan hükümlere göre düzeltecekleri
hüküm altına alınmıştır.
Bu kapsamda, Vergi Usul Kanunu'nun geçici 5'inci maddesi ve mükerrer 298'inci maddesi
kapsamında enflasyon düzeltmesi yapması gereken mükelleflerden olan ancak enflasyon
düzeltmesinin yapılması gereken zamanda herhangi bir düzeltme işlemi yapmadığı anlaşılan söz
konusu Şirketin şu an düzeltme hükümlerinden yararlanma imkanı bulunmamakta olup Şirket
aktifindeki gayrimenkullerin maliyet bedeli ile değerlenmesi gerekmektedir.
Ayrıca, tasfiyeye giren Şirketin aktifinde kayıtlı arsanın değerleme gününde üçüncü
şahıslara satılması halinde, gerçek satış bedeli üzerinden fatura düzenlenmesi gerekmekte olup
gerçek satış bedelinin ise emsal bedelinden düşük olamayacağı tabiidir.
Diğer taraftan, iflas ve tasfiye süreci devam eden şirketler tasfiye dönemlerine ilişkin
kurumlar vergisi beyannamelerini elektronik ortamda gönderecektir. Söz konusu şirketler,
beyannamelerini elektronik olarak doğrudan kendileri gönderebilecek mükelleflere ilişkin şartları
taşımaları halinde kullanıcı kodu, parola ve şifre almak suretiyle kurumlar vergisi beyannamelerini
elektronik ortamda gönderebileceklerdir. Bu şartları taşımamaları halinde ise tasfiye dönemlerine
ilişkin kurumlar vergisi beyannamelerini elektronik ortamda beyanname gönderme aracılık yetkisi
almış meslek mensupları vasıtasıyla gönderebileceklerdir.
Ancak tüzel kişiler için tasfiye, devir, birleşme ve hesap döneminin değişmesi durumunda
verilmesi gereken kıst dönem beyannameleri henüz elektronik ortamda alınamamaktadır. Söz
konusu beyannamelerin kağıt ortamında vergi dairelerince kabul edilmesi gerekmektedir.
Ayrıca, tasfiye halindeki kurumlar vergisi mükellefleri de kurumlar vergisi beyannamelerini
(kıst dönem hariç) elektronik ortamda göndermek zorundadırlar. Tasfiye halindeki kurumlar
vergisi mükelleflerinin kullanıcı kodu, parola ve şifre alma şartlarını taşımamaları bu mükelleflerin
kurumlar vergisi beyannamelerini elektronik ortamda gönderme zorunluluklarını ortadan
kaldırmamaktadır.
Kullanıcı kodu, parola ve şifre alma şartlarını taşımayan tasfiye halindeki kurumlar vergisi
mükellefleri kurumlar vergisi beyannamesini 340 Sıra No'lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği'nde
belirtilen elektronik beyanname gönderme aracılık yetkisi almış meslek mensupları vasıtası ile
göndermek zorundadırlar.
Bu açıklamalara göre, ... Ltd. Şti.ne ait beyannamelerin (kıst dönem hariç) elektronik
ortamda vergi dairesine gönderilmesi gerekmekte olup kıst dönem beyannamelerin ise kağıt
ortamında verilmesi mümkün bulunmaktadır.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise
bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiillerinizdolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi
için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.