Yurt dışı mukim şirketin Türkiye'de sahip olduğu bir işyeri vasıtasıyla faaliyette bulunması halinde şirkete yapılacak ödemeler üzerinden vergi kesint

Özelge: Yurt dışı mukim şirketin Türkiye'de sahip olduğu
bir işyeri vasıtasıyla faaliyette bulunması halinde şirkete
yapılacak ödemeler üzerinden vergi kesintisi yapılıp
yapılamayacağı hk.
Sayı: 
B.07.1.GİB.4.06.16.01-2010-KVK-30-19-602
Tarih: 
28/05/2012
 
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)
 
   
Sayı : B.07.1.GİB.4.06.16.01-2010-KVK-30-19-602 28/05/2012
Konu : Yurt dışı mukim şirketin Türkiye'de sahip olduğu bir işyeri  
vasıtasıyla faaliyette bulunması halinde şirkete yapılacak
ödemeler üzerinden vergi kesintisi yapılıp yapılamayacağı
 
            İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, Birleşik Arap Emirlikleri mukimi şirketinizin;
            - İşveren ... İşletmeleri Bölge Müdürlüğü ile boru hatlarının yapısında meydana gelen
anomaliler ve korozyonların tespit edilmesi ve bu noktaların yerlerinin kolay ve doğru tespit
edilmesini sağlamak amacıyla servis anlaşması imzaladığı,
            - Şirketinizin taahhüdünü yerine getirmek için yurt içinde yerleşik taşeronlar vasıtasıyla
boru hattı içine bırakılacak her türlü ekipman ve sarf malzemelerinin geçici/kalıcı ithalatı ile yurt
dışından getirilecek ve taşeronlardan temin edilecek iş gücü ve yurt dışından gönderilecek uzman
mühendisler eşliğinde boru hatlarına uygulama yapılacağı, daha sonra boru hattı içine bırakılan
ekipmanların boru hattının çıkış noktasından alınarak ekipmanlar tarafından toplanılan her türlü
ham bilginin, incelenmek, analiz edilmek ve rapora bağlanmak amacıyla şirketinize gönderileceği,
            - Şirketinizin Birleşik Arap Emirliklerindeki merkezinde ham bilgilerin analiz edilmesinden
sonra işverene muayene raporlarının dijital ortamda iletilmesiyle işverene karşı taahhüdünüzün
yerine getirilmiş olacağı,
            - Türkiye'de işyeri, büro, şantiye, ofis, imalathane vb. yer kullanılmayacağı,
            belirtilerek söz konusu sözleşmeye göre yapılacak ödemelerin 5520 sayılı Kurumlar Vergisi
Kanunu ve Türkiye ile Birleşik Arap Emirlikleri arasında imzalanan Çifte Vergilendirmeyi Önleme
Anlaşması kapsamında kurumlar vergisi kesintisine tabi olup olmadığı hususunda Başkanlığımızdan
görüş talep edilmektedir.
            5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu Yönünden:
            5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasında; Kanunun 1
inci maddesinde sayılan kurumlardan, kanuni ve iş merkezlerinden her ikisi de Türkiye'de
bulunmayanların, dar mükellefiyet esasına göre sadece Türkiye'de elde ettikleri kazançlar
üzerinden vergilendirileceği hükmü yer almakta olup üçüncü fıkrasında ise dar mükellefiyette
kurum kazancını oluşturan kazanç ve iratlar sayılmıştır.
            Aynı maddenin dördüncü fıkrasında da bu maddede belirtilen kazanç veya iratlar ile gelir
unsurlarının Türkiye'de elde edilmesi ve Türkiye' de daimi temsilci bulundurulması konularında 193
sayılı Gelir Vergisi Kanununun ilgili hükümlerinin uygulanacağı hükmüne yer verilmiştir.            Gelir Vergisi Kanununun 7 nci maddesinin birinci fıkrasının dördüncü bendine göre dar
mükellefiyete tabi kimseler bakımından serbest meslek faaliyetlerinin Türkiye'de icra edilmesi veya
Türkiye'de değerlendirilmesi halinde serbest meslek kazancı Türkiye'de elde edilmiş sayılacaktır.
            Kurumlar Vergisi Kanununun 30 uncu maddesinde ise dar mükellefiyete tâbi kurumların
maddede sayılan kazanç ve iratları üzerinden, bu kazanç ve iratları avanslar da dahil olmak üzere
nakden veya hesaben ödeyen veya tahakkuk ettirenler tarafından kurumlar vergisi kesintisi
yapılacağı hükme bağlanmış olup birinci fıkranın (b) bendine göre Türkiye'de elde ettikleri serbest
meslek kazançları üzerinden  12.01.2009 tarihli ve 2009/14593 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile
yapılacak tevkifat oranı petrol arama faaliyeti dolayısıyla sağlanacak serbest meslek kazançlarından
%5, diğer serbest meslek kazançlarından %20 olarak belirlenmiştir.
            Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması Yönünden:
            Türkiye Cumhuriyeti ile Birleşik Arap Emirlikleri Arasında Gelir ve Servet Üzerinden Alınan
Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması 01.01.1995 tarihinden itibaren uygulanmakta
olup söz konusu Anlaşmanın "Serbest Meslek Faaliyetleri" başlıklı 14 üncü maddesi;
             "1. Bir Akit Devlet mukiminin serbest meslek faaliyetleri veya bağımsız nitelikteki diğer
faaliyetler dolayısıyla elde ettiği gelir, bu kişi diğer Akit Devlette faaliyetlerini icra etmek için
sürekli kullanabileceği bir sabit yere sahip olmadıkça, yalnızca bu Devlette vergilendirilebilecektir.
Eğer kişi böyle bir sabit yere sahip olursa, gelir bu diğer Devlette, bu sabit yere atfedilebilen
miktarda sınırlı olmak üzere vergilendirilebilir.
             2. "Serbest meslek faaliyetleri" terimi, özellikle bağımsız olarak yürütülen bilimsel, edebi,
artistik, eğitici ve öğretici faaliyetleri, bunun yanı sıra doktorların, avukatların, mühendislerin,
mimarların, dişçilerin ve muhasebecilerin bağımsız faaliyetlerini kapsamına alır."
            hükümlerini öngörmektedir.
             Buna göre, Birleşik Arap Emirlikleri mukimi şirketinizin serbest meslek faaliyetlerini
Türkiye'de bir sabit yer vasıtasıyla gerçekleştirmesi  halinde elde edilen gelirlerin Türkiye'de
vergilendirilmesi gerekmektedir.
             Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmalarında kullanılan "işyeri" ve "sabit yer" terimleri
arasında vergilemenin yorumlanması açısından bir farklılık bulunmamakta; "işyeri" terimi daha çok
ticari ve sınai faaliyetlerle ilgili olarak kullanılmaktadır. Anlaşmaların serbest meslek faaliyetlerini
düzenleyen 14 üncü maddelerinde "sabit yer" terimi kullanılırken, ticari kazançları düzenleyen 7 nci
maddelerinde bunun yerini "işyeri" terimi almaktadır. Bu nedenle, Birleşik Arap Emirlikleri
Anlaşması'nın 14 üncü maddesinde bahsedilen "sabit yer" in diğer ülkede oluşup oluşmadığı
Anlaşma'nın "İşyeri" başlıklı 5 inci maddesi çerçevesinde tespit edilebilecektir.
             "İşyeri" tanımı ise Anlaşmanın 5 inci maddesinde yapılmıştır. İşyerinin oluşup
oluşmadığının tespitinde, faaliyetin niteliğine uygun olarak kullanılan yerin münhasıran söz konusu
faaliyete tahsis edilmesinin gerekmediği, aynı şekilde başka teşebbüs ile paylaşılması veya başka
bir teşebbüse ait olması durumunda da bu yerin işe ilişkin vasfını değiştirmeyeceği ve belli bir
alanda faaliyetlerin süreklilik arz edecek şekilde icra edilmesinin de sabit yerin varlığı için yeterli
olduğunun göz önünde bulundurulması gerekmektedir.
             Anlaşmanın  5 inci maddesinin ikinci fıkrasında yönetim yeri, şube, büro, fabrika, atölye,
maden ocağı, petrol veya doğal gaz kuyusu, taş ocağı veya doğal kaynakların çıkarıldığı diğer
herhangi bir yer ve on iki ayı aşan bir süre devam eden bir inşaat şantiyesi, yapı veya tesis
projesinin işyeri oluşturacağı belirtilmiştir.
             Diğer taraftan, anılan maddenin dördüncü fıkrasında daimi temsilcilik düzenlenmiştir. Bu
fıkraya göre, bir kişi, bir Akit Devlette diğer Akit Devletin teşebbüsü adına hareket eder ve bu fıkra
kapsamında belirtilen faaliyetleri temsil ettiği teşebbüs adına yürütürse bu durumda bu faaliyetler
diğer Akit Devletin teşebbüsü için bir işyeri oluşturacaktır.             Maddenin bağımsız temsilciliğe ilişkin beşinci fıkrasında ise bir teşebbüsün bir Akit
Devlette işlerinin yalnızca, kendi işlerini olağan şekilde devam ettiren bir simsar, bir genel
komisyon acentası veya bağımsız statüde diğer herhangi bir acenta vasıtasıyla yürüttüğü için o
Devlette bir işyerine sahip kabul olunmayacağı hükmü yer almaktadır.
             Bu hükümler uyarınca, dördüncü fıkra kapsamında gerçek veya tüzel kişilerin, diğer akit
devletin bir teşebbüsü namına hareket etmesi ve bu teşebbüs adına devamlı olarak mukavele
akdetme yetkisi kullanmaları durumunda, bu kişiler beşinci fıkrada belirtilen bağımsız nitelikteki
temsilciler kapsamında değerlendirilmeyecekler ve bu faaliyetler nedeniyle temsil ettikleri
teşebbüsün bir işyerini oluşturacaklardır.
             Ayrıca, dördüncü fıkra hükümlerinde yer alan "mukavele akdetme yetkisi"nin dar çerçevede
yorumlanmaması, temsilci ile teşebbüs arasında "bağımlılık" ilişkisinin göz önünde bulundurulması
gerekmektedir. Bu çerçevede, Anlaşmanın temsilciliğe ilişkin hükümlerinin uygulanması
bakımından, temsilcinin, teşebbüs adına herhangi bir sözleşme akdetme yetkisi olmasa dahi,
sözleşmenin gerekli bütün ön şartlarını (müzakereler, fiyat/bedel pazarlığı vb.) yerine getirmesi,
ticari faaliyetlerinin tamamını doğrudan veya dolaylı olarak teşebbüsün emir ve talimatları uyarınca
gerçekleştirmesi veya temsilcinin teşebbüs namına gerçekleştirdiği faaliyetlerinin temsilcinin
olağan faaliyetlerini aşacak bir nitelik arz etmesi gibi durumlarda, yurt dışında yerleşik teşebbüsün,
temsilcinin bulunduğu ülkede bir işyerine sahip olduğunun kabul edilmesi gerekmektedir.
             Diğer taraftan, özelge talep formunuzda şirketiniz adına hareket eden Türkiye'de yerleşik
taşeron şirketlerin varlığından bahsedilmekle birlikte, şirketiniz temsilcileri tarafından
Başkanlığımıza ayrıca iletilen dilekçe ve sözleşmelerde söz konusu faaliyetle ilgili olarak taşeron
şirket kullanılmayacağı özellikle belirtilmiştir. Türkiye'de yerleşik taşeron şirketlerin bu faaliyetin
icrasında kullanılması ve Anlaşma'nın yukarıda açıklamalarına yer verilen 5 inci maddesinin
dördüncü fıkrası kapsamında faaliyet göstermeleri durumunda, Anlaşma çerçevesinde Birleşik Arap
Emirlikleri mukimi şirketiniz için Türkiye'de işyeri oluşacağı tabiidir.
             Buna göre, Birleşik Arap Emirlikleri mukimi şirketinizin Türkiye'de bir işyeri olmaksızın
icra edeceği serbest meslek faaliyetleri dolayısıyla elde edeceği gelirleri vergileme hakkı Birleşik
Arap Emirlikleri'ne ait olacaktır.
             Ancak, Türkiye'de gerçekleştirilecek faaliyetlerle ilgili olarak yukarıda yapılan açıklamalar
dikkate alındığında şirketinizin sözleşme süresinin 500 gün olması, faaliyetin anahtar teslim ve
malzemeli bir faaliyet oluşu, şirketiniz adına çalışan mühendislerin ...'ın misafirhanelerinde
konaklamaları ve söz konusu faaliyetin geçici - kesin kabule tabi olması hususları önem arz
etmektedir. Faaliyetin anahtar teslimi proje olması ve sözleşme süresi dikkate alındığında
Anlaşmanın 5 inci maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen şartın gerçekleştiği ve şirketiniz için
Türkiye'de işyeri oluştuğu değerlendirilmektedir.
            Bu hüküm ve açıklamalara göre, Birleşik Arap Emirlikleri mukimi şirketinizin Türkiye'de
sahip olduğu sabit yer vasıtasıyla gerçekleştireceği serbest meslek faaliyetleri dolayısıyla, bu sabit
yere atfedilebilen miktarla sınırlı olmak üzere, elde edilen gelirlerin tamamı üzerinden  Kurumlar
Vergisi Kanununun  30 uncu maddesinin birinci fıkrasının (b) bendine istinaden ödemeyi yapanlarca
%20 oranında kurumlar vergisi tevkifatı yapılacağı tabiidir.
            Öte yandan, şirketinizin Türkiye'de sahip olduğu bir işyeri vasıtasıyla ticari faaliyette
bulunması halinde ise bu işyerine atfedilebilen miktarla sınırlı olmak üzere  şirketinize yapılacak
ödemeler üzerinden vergi kesintisi yapılmaması ve elde edilen kazancın kurumlar vergisi
beyannamesi ile beyan edilmesi gerekmektedir. Anlaşma kapsamında Türkiye'de vergi ödenmesi
durumunda ödenen bu vergilerle ilgili oluşabilecek çifte vergilendirme, Anlaşma'nın "Çifte
Vergilendirmenin Önlenmesi"ne ilişkin 23 üncü maddesi çerçevesinde "çifte vergilendirmeyi
önlemeye ilişkin Birleşik Arap Emirlikleri mevzuatı" dikkate alınmak suretiyle önlenecektir.
             Bilgi edinilmesini rica ederim.
  
(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise
bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz
dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi
için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.