Yurt dışında yapılan masrafların gider olarak indirilmesi ve tevsiki

Özelge: Yurt dışında yapılan masrafların gider olarak
indirilmesi ve tevsiki hk.
Sayı:
11395140-105[227-2012/VUK-1- . . .]--317
Tarih:
04/03/2013
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü
Sayı : 11395140-105[227-2012/VUK-1- . . .]--317 04/03/2013
Konu : Yurt dışında yapılan masrafların gider olarak indirilmesi ve
tevsiki
İlgide kayıtlı özelge talep formunda, kurumunuzun Türkiye'den ..., ..., ... gibi ülkelere
yönelik uluslararası taşımacılık işi ile iştigal ettiği belirtilerek; söz konusu ülkelerde alınan mal ya
da hizmetler karşılığında tarafınıza yabancı para birimi cinsinden düzenlenen belgelerde yer alan
tutarların muhasebe kayıtlarına gider olarak alınıp alınamayacağı hususunda Başkanlığımız görüşü
talep edilmektedir.
I-KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun "Safi Kurum Kazancı" başlıklı 6'ncı maddesinde,
kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı
üzerinden hesaplanacağı ve safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanunu'nun ticari
kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hüküm altına alınmıştır. Bu hüküm uyarınca tespit
edilecek kurum kazancından Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 8'inci maddesi ile Gelir Vergisi
Kanunu'nun 40'ıncı maddesinde yer alan giderler indirilebilecektir.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun ticari kazancın konusunu teşkil eden 37'nci maddesinde,
ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançların ticari kazanç olduğu belirtilmiş, 38'inci maddesinde
ise "Bilanço esasına göre ticari kazanç, teşebbüsdeki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve
başındaki değerleri arasındaki müsbet farktır. Bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce:
1. İşletmeye ilave olunan değerler bu farktan indirilir;
2. İşletmeden çekilen değerler ise farka ilave olunur.
Ticari kazancın bu suretle tespit edilmesi sırasında, Vergi Usul Kanununun değerlemeye ait
hükümleri ile bu kanunun 40 ve 41 inci maddeleri hükümlerine uyulur." hükümlerine yer
verilmiştir.
Yukarıda yer verilen hüküm ve açıklamalar çerçevesinde, kurumunuz tarafından yurt
dışında yapılan harcamaların, Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 8'inci maddesi ile Gelir Vergisi
Kanunu'nun 40'ıncı maddesinde yer alan giderler arasında bulunması, bu harcamaların kazancın
elde edilmesi ve idamesi arasında doğrudan ve açık bir illiyet bağının bulunması, yapılan işin
mahiyetine uygun olması ve iş hacmi ile mütenasip bulunması ve Vergi Usul Kanunu hükümleri
gereğince tevsik edici belgelere dayanmış olması şartıyla kurum kazancının tespitinde gider olarak
dikkate alınması mümkün bulunmaktadır.
II-VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN
213 sayılı Vergi Usul Kanununun kayıt nizamına ilişkin 215 inci maddesinde, bu Kanuna
göre tutulacak defter ve kayıtların Türkçe tutulmasının mecburi olacağı belirtilmiş, 227 nci
maddesinde de "Bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça bu Kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla
olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir." hükmü yer almıştır. Söz
konusu kayıtların ise aynı Kanunun 229 uncu ve müteakip maddelerinde yer alan belgelerden
herhangi biri ile tevsik edilmesi gerekmektedir.
Diğer taraftan, yurt dışında mukim kişi veya kuruluşlara yaptırılan, iş veya hizmetler
karşılığında ödemede bulunan gelir veya kurumlar vergisi mükellefleri, yurt dışında mukim kişi
veya kuruluşlardan aldıkları muteber belgeleri, yurt dışındaki temsilciliklerimizde veya yurt içindeki
noterlerde Türkçe'ye tercüme ve tasdik ettirdikten sonra defterlerine gider olarak kaydedebilmekte
idiler.
Ancak, mezkur Kanunun mükerrer 257 nci maddesinin Maliye Bakanlığına verdiği yetkiye
dayanılarak, 253 Sıra No'lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile yurt dışında mukim kişi veya
kuruluşlara yaptırılan iş veya hizmetler karşılığında alınan belgelerin, yurt dışında
temsilciliklerimizde veya yurt içinde noterlerde Türkçe'ye tercüme ve tasdik edilme zorunluluğu
kaldırılmıştır.
Söz konusu Kanun'un 280 inci maddesinde ise; Yabancı paraların borsa rayici ile
değerleneceği, borsa rayicinin takarrüründe muvazaa olduğu anlaşılırsa bu rayiç yerine alış
bedelinin esas alınacağı,
Yabancı paranın borsada rayici yoksa, değerlemeye uygulanacak kurun Maliye Bakanlığınca
tespit olunacağı hükmüne yer verilmiştir.
Öte yandan, 130 Sıra No'lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği'nde belirtildiği üzere,
değerleme günü itibariyle Maliye Bakanlığınca kur ilan edilmediği durumlarda T.C. Merkez
Bankasınca ilan edilen kurların esas alınması uygun görülmüştür.
Bu hüküm ve açıklamalara göre, yurt dışından alınan hizmetler karşılığında tarafınıza
düzenlenen belgelerin yurt dışındaki temsilciliklerimizde veya yurt içinde noterlerde Türkçeye
tercüme ve tasdik edilme mecburiyeti bulunmamakla birlikte inceleme sırasında inceleme
elemanınca lüzum görülmesi halinde, bu belgeleri tercüme ettirmek zorunda olduğunuz tabiidir.
Diğer taraftan, yurt dışından almış olduğunuz hizmetler nedeniyle yüklenilen tutarların işin
mahiyetine göre gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınabilmesi için Vergi Usul Kanunu'nun
229 ve müteakip maddelerinde yer alan belgelerden herhangi biri ile tevsik edilmesi gerekmekte
olup aksi durumda gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınabilmesi, ancak yurt dışından
alınan söz konusu belgenin hizmetin alındığı ülkede uygulanan vergi mevzuatı çerçevesinde geçerli
bir belge olduğunun kabulü halinde mümkün bulunmaktadır.
Ayrıca, Türkiye ile hizmet alınan/alınacak kurumların mukimi oldukları ülke arasında çifte
vergilendirmeyi önleme anlaşması bulunması halinde, anlaşma hükümlerinin dikkate alınması
gerekmektedir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise
bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz
dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi
için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.