Yurt dışından alınan e-posta, yedekleme, haber ajansı vb. hizmetler ile işletmede kullanılmak üzere alınan bilgisayarın vergi kanunları karşısındaki d

Yurt dışından alınan e-posta, yedekleme, haber ajansı vb.
hizmetler ile işletmede kullanılmak üzere alınan
bilgisayarın vergi kanunları karşısındaki durumu.
Sayı:
B.07.1.GİB.4.06.17.01-130[01-2013/46]-353231
Tarih:
11/11/2016
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri KDV ve Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü)
Sayı : 84974990-130[01-2013/46]-353231 11.11.2016
Konu : Yurt dışından alınan e-posta,
yedekleme, haber ajansı vb. hizmetler
ile işletmede kullanılmak üzere alınan
bilgisayarın vergi kanunları
karşısındaki durumu.
İlgide kayıtlı dilekçenizde, yenilenebilir enerji üzerine internet yayıncılığı yapan şirketinizin
faaliyetiyle ilgili olarak yurt dışında yerleşik firmalardan alınan e-posta gönderim, yedekleme, haber
ajansı vb. hizmetler ile şirket işlerinde kullanılmak üzere yurt dışından satın alınan bilgisayar için
yapılan ödemelerin vergi kanunları karşısındaki durumuna ilişkin Başkanlığımız görüşü talep
edilmektedir.
A-Kurumlar Vergisi Kanunu Yönünden Değerlendirme:
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun "Tam ve dar mükellefiyet" başlıklı 3 üncü maddesinin
ikinci fıkrasında, Kanunun 1 inci maddesinde sayılı kurumlardan kanuni ve iş merkezlerinin her ikisi
de Türkiye'de bulunmayanların, dar mükellef esasında sadece
Türkiye'de elde ettikleri kazançları üzerinden vergilendirileceği hükme bağlanmış olup
üçüncü fıkrasında ise dar mükellefiyette kurum kazancını oluşturan kazanç ve iratlar sayılmıştır.
Anılan Kanunun "Safi kurum kazancı" başlıklı 22 nci maddesinin birinci fıkrasında, dar mükellef
kurumların işyeri veya daimî temsilci vasıtasıyla elde edilen kazançlarının tespitinde, aksi
belirtilmediği takdirde tam mükellef kurumlar için geçerli olan hükümlerin
uygulanacağı; ikinci fıkrasında ise dar mükellefiyete tâbi kurumların ticarî veya ziraî
kazançlar dışında kalan kazanç ve iratları hakkında, Gelir Vergisi Kanununun bu kazanç ve
iratların tespitine ilişkin hükümlerinin uygulanacağı, ancak bu kazanç ve iratların Türkiye'de
yapılmakta olan ticarî veya ziraî faaliyet kapsamında elde edilmesi halinde, kurum kazancının bu
maddenin birinci fıkrasına göre tespit edileceği hükme bağlanmıştır.
Aynı Kanunun "Dar mükellefiyette vergi kesintisi" başlıklı 30 uncu maddesinde, dar mükellefiyete
tâbi kurumların maddede bentler halinde sayılan kazanç ve iratları üzerinden, bu kazanç ve iratları
avanslar da dâhil olmak üzere nakden veya hesaben ödeyen veya tahakkuk ettirenler tarafından
kurumlar vergisi kesintisi yapılacağı hükme bağlanmış; bu maddenin birinci fıkrasının (b) bendi
uyarınca dar mükellefiyete tabi kurumların Türkiye'de elde ettikleri serbest meslek kazançları ile
(c) bendinde yer alan gayrimenkul sermaye iratları üzerinden, aynı maddenin ikinci fıkrasında ise,
ticari veya zirai kazanca dahil olup olmadığına bakılmaksızın telif, imtiyaz, ihtira, işletme, ticaret
unvanı, marka ve benzeri gayri maddi hakların satışı, devir ve temliki karşılığında ödenen veya
tahakkuk ettirilen bedeller üzerinden kurumlar vergisi kesintisi yapılması hüküm altına alınmış olup
12/01/2009 tarihli ve 2009/14593 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile kesinti oranı petrol arama
faaliyeti dolayısıyla sağlanacak serbest meslek kazançlarından %5, diğer serbest meslek
kazançlarından %20, 3226 sayılı Finansal Kiralama Kanunu kapsamındaki faaliyetlerden sağlanacak
gayrimenkul sermaye iratlarından % 1, diğer gayrimenkul sermaye iratlarından ise % 20,
gayrimaddi hakların satışı, devir ve temliki karşılığında nakden veya hesaben ödenen veya tahakkuk
ettirilen bedeller üzerinden de %20 olarak belirlenmiştir. Ancak, anılan maddede ticari kazanç
kapsamındaki ödemeler üzerinden vergi kesintisi yapılmasına ilişkin herhangi bir hükme yer
verilmemiştir.
Buna göre, faaliyetlerinizde kullanmak amacıyla şirketinizce yurtdışında mukim firmalardan satın
alınan bilgisayarlar mukabilinde fatura karşılığı yapılan ödemeler dar mükellef kurum açısından
ticari kazanç olarak değerlendirileceğinden bu ödemeler üzerinden
Kurumlar Vergisi Kanununun 30 uncu maddesine göre kurumlar vergisi kesintisi
yapılmaması gerekmektedir. Ancak, bilgisayarların çalışması için zorunlu nitelikte bulunan işletim
sistemi yazılımların bulunması halinde satış bedelinin bu yazılımlara isabet kısmı ayrıca
değerlendirilecektir.
Yurt dışındaki firmalardan alınan e-posta gönderimi, yedekleme ve haber ajansı gibi hizmetlere
ilişkin yurt dışında mukim firmaya yapılacak söz konusu ödemelerin, bu hizmetlerin sinai, ticari
veya bilimsel tecrübeye dayalı bilgi birikiminin kullanılmasına yönelik olması halinde gayri maddi
hak bedeli olarak değerlendirilmesi, ve bu ödemeler üzerinden Kurumlar Vergisi Kanununun 30
uncu maddesine göre %20 oranında kurumlar vergisi kesintisi yapılması gerekmektedir. Diğer
hallerde ise bu hizmetler için yapılacak ödemeler ticari kazanç olarak kabul edilecek ve kurumlar
vergisi kesintisi yapılmayacaktır.
Ayrıca, yurt dışında mukim söz konusu firmalar ile ülkemiz arasında çifte vergilemeyi önleme
anlaşmasının bulunması ve anlaşmada söz konusu ödemelere ilişkin bir hüküm bulunması halinde
öncelikle bu hükümlerin dikkate alınacağı tabiidir.
Diğer taraftan, şirketinizin yurt dışındaki firmalardan aldığı e-posta gönderimi, yedekleme ve haber
ajansı gibi hizmetler dolayısıyla yaptığı harcamalarla kurum kazancının elde edilmesi ve idamesi
arasında doğrudan ve açık bir illiyet bağının bulunması, bu
harcamaların yapılan işin mahiyetine uygun olması, iş hacmi ile mütenasip bulunması ve Vergi Usul
Kanunu hükümleri gereğince tevsik edici belgelere dayanmış olması şartıyla, bu harcamaların
kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün
bulunmaktadır.
B- Vergi Usul Kanunu Yönünden Değerlendirme:
213 sayılı Vergi Usul Kanununun “İspat edici kağıtlar” başlıklı 227 nci maddesinde; “Bu Kanunda
aksine hüküm olmadıkça, bu Kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve
muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir.” hükmüne yer verilmiş olup, söz konusu
kayıtların ise aynı Kanunun 229 ve müteakip maddelerinde yer alan belgelerden herhangi biri ile
tevsik edilmesi gerekmektedir.
Aynı Kanunun 229 uncu maddesinde; “Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin
borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye
verilen ticari vesikadır.” şeklinde tanımlanmış, Kanunun 231 inci maddesinin (5) numaralı bendinde
ise; “Fatura, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami yedi gün içinde
düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır...” hükmüne yer
verilmiştir.
Diğer taraftan, yurt dışında faaliyette bulunan mükelleflere yaptırılan iş ve hizmetler karşılığında
alınan belgelerle ilgili işlemlerin yer aldığı 253 sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde
açıklandığı üzere, yurt dışında mukim kişi veya kuruluşlara yaptırılan iş veya hizmetler karşılığında
ödemede bulunan gelir veya kurumlar vergisi mükellefleri, yurt dışında mukim kişi veya
kuruluşlardan aldıkları muteber belgeleri, defter kayıtlarında gider olarak göstermeleri sırasında
belgelerde yazılı bedelleri, belgenin düzenlendiği günde Merkez Bankasınca belirlenen döviz alış
kuru üzerinden Türk Lirasına çevirerek kayıtlarında göstereceklerdir. Ancak inceleme sırasında
inceleme elamanınca lüzum görülmesi halinde, mükellefler bu belgelerini tercüme ettirmek
zorundadırlar.
Mezkur Kanun’un 313 üncü maddesinde; “İşletmede bir yıldan fazla kullanılan ve yıpranmaya,
aşınmaya veya kıymetten düşmeye maruz bulunan gayrimenkullerle 269 uncu madde gereğince
gayrimenkul gibi değerlenen iktisadi kıymetlerin, alet, edavat, mefruşat, demirbaş ve sinema
filmlerinin birinci kısımdaki esaslara göre tespit edilen değerinin bu Kanun hükümlerine göre yok
edilmesi amortisman mevzuunu teşkil eder.” denilmektedir.
Ayrıca, mezkur Kanunun 5024 sayılı Kanunla değişen 315 inci maddesinde; amortisman oranlarının
iktisadi kıymetlerin faydalı ömürleri dikkate alınmak suretiyle Bakanlığımızca belirleneceği hükme
bağlanmıştır.
Bahsi geçen maddenin Bakanlığımıza verdiği yetkiye istinaden, amortismana tabi iktisadi kıymetler
için uygulanacak “Faydalı Ömür ve Amortisman Oranları”tespit edilmiş ve bu oranlar 333, 339, 365,
389 ve 399 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğleri ile değişik 333 Sıra No.lu Vergi Usul
Kanunu Genel Tebliği eki liste ile açıklanmıştır.
333 Sıra No.lu Vergi Usul Genel Tebliğinin “4” bölümünde, bilgi sistemleri olarak değerlendirilmesi
gereken iktisadi kıymetlerin neler olduğu tanımlanmış ve kişisel bilgisayarlar, el bilgisayarları
(PDA), sunucu bilgisayarlar (Server) ve bilgisayar donanımlarının 4 yılda ve %25 oranında
amortisman yoluyla itfa edileceği açıklanmıştır.
Buna göre; şirketinizce, yurt dışındaki firmalardan alınan e-posta gönderimi, yedekleme ve haber
ajansı gibi hizmetler dolayısıyla söz konusu firmalara yaptığı harcamaların, ayrıca şirket işlerinde
kullanılmak üzere satın alınan bilgisayar dolayısıyla yapılan harcamaların Vergi Usul Kanununun
229 ve müteakip maddelerinde yer alan belgelerden herhangi biri ya da mal teslimi veya hizmetin
alındığı ülke mevzuatına göre düzenlenmiş bulunan muteber bir belge ile tevsik edilmesi
gerekmektedir.
Diğer taraftan; şirket işlerinde kullanılmak üzere satın alınan bilgisayarın işletmenin aktifine
kaydedilmesi şartıyla 333 Sıra No.lu Vergi Usul Genel Tebliğinin “4” bölümünde belirtilen esaslar
doğrultusunda itfa edilmesi gerekmektedir.
C-Katma Değer Vergisi Kanunu Yönünden Değerlendirme:
Katma Değer Vergisi Kanununun;
- 1/1 inci maddesinde, ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye’ de
yapılan teslim ve hizmetlerin,
- 1/2 nci maddesinde, her türlü mal ve hizmet ithalatının KDV’ye tabi olduğu,
- 6 ncı maddesinde, işlemlerin Türkiye’de yapılmasının; malların teslim anında Türkiye’de
bulunmasını, hizmetin Türkiye’de yapılmasını veya hizmetten Türkiye’de faydalanılmasını ifade
ettiği,
- 8/1-b maddesinde, ithalatta mal ve hizmet ithal edenlerin KDV mükellefi olduğu,
- 9/1 inci maddesinde, mükellefin Türkiye içinde ikametgâhının, işyerinin, kanuni merkezi ve
iş merkezinin bulunmaması hallerinde ve gerekli görülen diğer hallerde Maliye Bakanlığının vergi
alacağının emniyet altına alınması amacıyla, vergiye tabi işlemlere taraf olanları verginin
ödenmesinden sorumlu tutabileceği,
- 29/1 inci maddesinde de mükelleflerin, vergiye tabi işlemler üzerinden hesapladıkları katma değer
vergisinden, bu kanunda aksine hüküm olmadıkça, faaliyetlerine ilişkin olarak, kendilerine yapılan
teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen
KDV ile ithal olunan mal ve hizmetler dolayısıyla ödenen KDV’yi indirebilecekleri,
hüküm altına alınmıştır.
KDV Genel Uygulama Tebliği’nin “I/C-2.1.2.1." bölümünde;
“3065 sayılı Kanunun 1 inci maddesine göre bir hizmetin KDV'nin konusuna girebilmesi için
Türkiye'de ifa edilmesi gerekmektedir. Aynı Kanunun (6/b) maddesinde ise Türkiye'de yapılan veya
faydalanılan hizmetlerin Türkiye'de ifa edilmiş sayılacağı hükme bağlanmıştır.
Buna göre, ikametgâhı, işyeri, kanuni merkezi ve iş merkezi Türkiye'de bulunmayanların Türkiye'de
yaptığı hizmetler ile bunların yurt dışında yaptığı ancak Türkiye'de faydalanılan hizmetler KDV'ye
tabi olacaktır.
Bu gibi hizmet ifalarında mükellef, esas olarak hizmeti ifa eden olmakla birlikte, Türkiye'de
ikametgâhı, işyeri, kanuni merkezi ve iş merkezi bulunmadığından, KDV'nin tamamı, hizmetten
faydalanan yurt içindeki muhatap tarafından sorumlu sıfatıyla beyan edilip ödenecektir.
Hizmetin vergiden müstesna olması ve hizmetin yurt dışında yapılıp hizmetten yurt dışında
faydalanılması halinde, mükellef veya sorumlu sıfatıyla KDV beyan edilmeyecektir.
KDV'nin sorumlu sıfatıyla beyan edilmesi için hizmetten Türkiye'de faydalanan muhatabın KDV
mükellefi olması şart değildir. KDV mükellefiyeti bulunmayanlar da söz konusu hizmetler nedeniyle
KDV tevkifatı yaparak 2 No.lu KDV Beyannamesi ile beyan etmek ve ödemek zorundadır.
Yurt dışından temin edilen ve tevkifata tabi tutulması gereken hizmetlere ilişkin olarak aşağıdaki
örnekler verilebilir:
Türkiye'de ikametgâhı, işyeri, kanuni merkezi ve iş merkezi bulunmayan firmalar tarafından;
- Türkiye'de inşa edilecek bir alış-veriş merkezi için yurt dışında çizilip Türkiye'ye gönderilen
mimari proje hizmeti,
- Türkiye'de faaliyette bulunan enerji santralinin işletilmesine ilişkin olarak yurt dışından verilen
danışmanlık hizmeti,
- KDV mükellefiyeti olmayan genel bütçeli bir idareye yurt dışından verilen bilgisayar yazılım
hizmeti,
- KDV mükellefiyeti olmayan bir sivil toplum kuruluşuna konusuyla ilgili olarak dünyadaki hukuki
gelişmeler hakkında yurt dışından bilgi gönderilmesi hizmeti.
…”
ifadelerine yer verilmiştir.
Buna göre, ikametgâhı, işyeri, kanuni merkezi ve iş merkezi Türkiye'de bulunmayan firmalardan
satın aldığınız e-posta gönderim, yedekleme, haber ajansı vb. hizmetlerden Türkiye’de
faydalanıldığından bu hizmetler ile ilgili yapılan ödemeler katma değer vergisine tabi olup, yurt
dışındaki firmalara ödenen bedel üzerinden genel oranda (% 18) KDV hesaplanması, şirketinizce
sorumlu sıfatıyla 2 No.lu KDV beyannamesi ile beyan edilerek kanuni süresinde ödenmesi
gerekmektedir.
Öte yandan, 2 No.lu KDV beyannamesi ile beyan edilerek ödenen verginin şirketiniz tarafından aynı
döneme ait 1 No.lu KDV beyannamesinde indirim konusu yapılabileceği tabiidir.
Ayrıca, şirketiniz işlerinde kullanılmak üzere yurt dışından satın alınan bilgisayar dolayısıyla
gümrükte ödenen KDV’nin, vergiyi doğuran olayın meydana geldiği takvim yılı aşılmamak kaydıyla
KDV Kanununun 29 uncu maddesi çerçevesinde indirim konusu yapılabileceği de tabiidir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise
bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz
dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi
için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.