Yurt dışından alınan hizmetin vergilendirilmesi

Özelge: Yurt dışından alınan hizmetin vergilendirilmesi hk.
Sayı:
39044742- KDV.21-919
Tarih:
14/04/2014
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Katma Değer Vergisi Grup Müdürlüğü
Sayı : 39044742- KDV.21-919 14/04/2014
Konu : Yurt dışından alınan hizmetin vergilendirilmesi
İlgide kayıtlı özelge talep formunda,
Firmanızın Türkiye'de mukim bir firmaya, bu firmanın Çin Halk Cumhuriyeti'nden yapacağı
ithalatla ilgili olarak ürün bulup üreticilerle irtibatını sağlama, pazarlık yapma, söz konusu
ürünlerin sevkiyat öncesi istenen niteliklere sahip olup olmadıklarına dair gözetim ve kontrol
işlerini yapma ve bu işlerin koordinesi konusunda hizmet vereceği,
Bu işler için hizmeti alan Türkiye mukimi firmanın her bir ithalat partisi üzerinden belirli bir
komisyon bedeli ödeyeceği,
Çin Halk Cumhuriyeti'nde yapılacak işler için her defasında personel göndermenin masraflı
olması üzerine Çin Halk Cumhuriyeti'nde yerleşik ve Türkiye'de herhangi bir temsilcisi ya da ofisi
bulunmayan bir firma aracılığıyla söz konusu işlerin yaptırılacağı,
İlgili firmaya bu hizmet karşılığında her bir ithalat partisi üzerinden belirli bir komisyon
bedeli ödeneceği, ödenen komisyon bedellerine ilave olarak Türkiye mukimi firmadan hizmet bedeli
tahsil edileceği
belirtilerek, Türkiye mukimi firmadan tahsil edilerek Çin Halk Cumhuriyeti'nde yerleşik
firmaya yapılan ödemeler üzerinden gelir vergisi tevkifatı yapılıp yapılmayacağı, ödenen ve tahsil
edilen bedellerin kayıtlara nasıl intikal ettirileceği hususunda Başkanlığımız görüşü talep
edilmektedir.
Kurumlar Vergisi Yönünden:
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 3'üncü maddesinin ikinci fıkrasında, Kanun'un
1'inci maddesinde sayılan kurumlardan, kanuni ve iş merkezlerinin her ikisi de Türkiye'de
bulunmayanların, dar mükellef esasında sadece Türkiye'de elde ettikleri kazançları üzerinden
vergilendirileceği hükme bağlanmış, üçüncü fıkrasında, dar mükellefiyette kurum kazancını
oluşturan kazanç ve iratlar sayılmış, dördüncü fıkrasında ise maddede belirtilen kazanç veya iratlar
ile gelir unsurlarının Türkiye'de elde edilmesi ve Türkiye'de daimî temsilci bulundurulması
konularında, Gelir Vergisi Kanunu'nun ilgili hükümlerinin uygulanacağı hükmüne yer verilmiştir.
Aynı Kanun'un 6'ncı maddesinde, kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde
elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safi kurum kazancının tespitinde 193
sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hüküm altına
alınmıştır.
Gelir Vergisi Kanunu'nun 38'inci maddesinde, bilanço esasına göre ticari kazancın,
teşebbüsdeki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müsbet fark
olduğu, bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce işletmeye ilave olunan değerlerin bu farktan
indirileceği, işletmeden çekilen değerlerin ise farka ilave olunacağı, ticari kazancın bu suretle tespit
edilmesi sırasında, Vergi Usul Kanunu'nun değerlemeye ait hükümleri ile bu kanunun 40 ve 41'inci
maddeleri hükümlerine uyulacağı belirtilmiş 40'ıncı maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı
bendinde safi kazancın tespit edilmesinde ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için
yapılan genel giderlerin indirileceği hükme bağlanmıştır.
Aynı Kanun'un 65'inci maddesinde ise, her türlü serbest meslek faaliyetinden doğan
kazançlar serbest meslek kazancı olarak tanımlanmış, serbest meslek faaliyetinin ise, sermayeden
ziyade şahsi mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanan ve ticari mahiyette olmayan
işlerin işverene tabi olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılması olduğu
hüküm altına alınmış, Kanun'un 7'inci maddesinde, dar mükellefiyete tabi kimseler bakımından
serbest meslek kazançlarının Türkiye'de elde edilmiş sayılması için, serbest meslek faaliyetlerinin
Türkiye'de icra edilmesi veya Türkiye'de değerlendirilmesi gerektiği hükmüne yer verilmiştir.
Öte yandan, Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 30'uncu maddesinde, dar mükellefiyete tâbi
kurumların elde ettiği serbest meslek kazançları üzerinden, bu kazanç ve iratları avanslar da dahil
olmak üzere nakden veya hesaben ödeyen veya tahakkuk ettirenler tarafından (2009/14593 sayılı
Bakanlar Kurulu Kararı'na istinaden) %20 oranında kurumlar vergisi kesintisi yapılacağına
hükmedilmiştir.
Diğer taraftan, Türkiye Cumhuriyeti İle Çin Halk Cumhuriyeti Arasında Gelir Üzerinden
Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşması
01/01/1997 tarihinden itibaren uygulanmak üzere 30/12/1996 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Söz
konusu Anlaşma'nın "Ticari Kazançlar" başlıklı 7'nci maddesinde,
"1 Bir Akit Devlet teşebbüsüne ait kazanç, söz konusu teşebbüs diğer Akit Devlette yer alan
bir işyeri vasıtasıyla ticari faaliyette bulunmadıkça, yalnızca bu (İlk bahsedilen) Akit Devlette
vergilenebilecektir. Eğer teşebbüs yukarıda bahsedilen şekilde ticari faaliyette bulunursa, bu
teşebbüsün kazançları, diğer Akit Devlette, sadece işyerine atfedilebilen miktarla sınırlı olmak
üzere, vergilendirilebilir." hükmü yer almaktadır.
Anılan Anlaşma'nın "Serbest Meslek Faaliyetleri" başlıklı 14'üncü maddesinde ise, "1 Bir
Akit Devlet mukiminin serbest meslek faaliyetleri veya bağımsız nitelikteki diğer faaliyetler
dolayısıyla elde ettiği gelir, yalnızca bu Akit Devlette vergilendirilebilecektir. Bununla beraber söz
konusu hizmetler veya faaliyetler bu diğer Akit Devlette de icra edilirse ve eğer:
a) Kişi bu diğer Akit Devlette faaliyetlerini icra etmek için sürekli kullanabileceği bir sabit
yere sahip ise, veya
b) Kişi bu diğer Akit Devlette, faaliyetlerini icra etmek amacıyla, ilgili takvim yılı içinde bir
veya birkaç seferde toplam 183 günden fazla kalırsa,
söz konusu gelir, aynı zamanda bu diğer Akit Devlette de vergilendirilebilir.
Böyle bir durumda, olayına göre, ya yalnızca söz konusu sabit yere atfedilebilen gelir ya da
yalnızca bu diğer Akit Devlette bulunulan süre içinde icra edilen hizmet veya faaliyetlerden elde
edilen gelir, bu diğer Akit Devlette vergilendirilebilir.
....." hükmüne yer verilmiştir.
Bu hükümlere göre, Çin Halk Cumhuriyeti mukimi firmanın ürün araştırması, üreticilerle
bağlantı kurulması, ürün pazarlığı yapılması konularında vereceğiniz hizmetlerin ticari faaliyet,
sevkiyat öncesi ürünlerin istenen nitelikte bulunup bulunmadığına dair gözetim ve kontrol
hizmetlerinin ise serbest meslek faaliyeti kapsamında değerlendirilmesi gerekmekte olup her iki
durumda da, elde edilecek gelir iki ülke arasında imzalanan Çifte Vergilendirmeyi Önleme
Anlaşması'nın 7'nci ve 14'üncü maddelerine göre Çin Halk Cumhuriyeti'nde vergilendirileceğinden
ödenen bedeller üzerinden herhangi bir vergi kesintisi yapılmayacaktır.
Diğer taraftan, Firmanızın Çin Halk Cumhuriyeti mukimi firmaya ödeyeceği komisyon
bedellerinin Gelir Vergisi Kanunu'nun 40'ıncı maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendi
uyarınca safi kazancın tespitinde indirilecek gider olarak dikkate alınması ve Türkiye mukimi
firmaya vereceği hizmet karşılığında elde edeceği kazancın kurum kazancı kapsamında
değerlendirilerek vergilendirilmesi gerekmektedir.
Vergi Usul Kanunu Yönünden:
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 227 nci maddesinin birinci fıkrasında Vergi Usul
Kanununda aksine hüküm olmadıkça bu Kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet
ve muamelelere ait kayıtların tevsikinin mecburi olduğu hükme bağlanmış olup aynı Kanunun 229
ve 242 nci maddelerinde de Vergi Usul Kanununa göre düzenlenmesi ve alınması gereken
vesikalara ait hükümlere yer verilmiştir.
Kanunun 229 uncu maddesinde faturanın satılan emtia veya yapılan iş karşılığında
müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından
müşteriye verilen ticari vesika olduğu, 231 inci maddesinin 5 numaralı bendinde de faturanın malın
teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami 7 gün içinde düzenleneceği, bu süre
içerisinde düzenlenmemiş olan faturaların hiç düzenlenmemiş sayılacağı, 232 nci maddesinde ise,
tüccarların sattıkları emtia veya yaptıkları işler için fatura vermek ve aldıkları emtia veya hizmet
için de fatura istemek ve almak mecburiyetinde oldukları hüküm altına alınmıştır.
Öte yandan, 253 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin "Yurt Dışında Faaliyette
Bulunan Mükelleflere Yaptırılan İş ve Hizmetler Karşılığında Alınan Belgelerle İlgili İşlemler"
başlıklı (B) Bölümünde, yurt dışında mukim kişi veya kuruluşlara yaptırılan, iş veya hizmetler
karşılığında ödemede bulunan gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerinin, yurt dışında mukim kişi
veya kuruluşlardan aldıkları muteber belgeleri defter kayıtlarında gider olarak göstermelerine
ilişkin açıklamalar yapılmıştır.
Buna göre, firmanız tarafından verilen danışmanlık ve arabuluculuk hizmeti için fatura
düzenlenmesi, yurt dışında mukim kişi veya kuruluşlara yaptırdığınız iş veya hizmetlerin ise fatura
veya hizmetin alındığı ülkede uygulanan vergi mevzuatı çerçevesinde geçerli bir belge ile tevsiki
gerekmektedir.
Katma Değer Vergisi Yönünden:
3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun;
1/1 inci maddesinde; ticarî, sınaî, ziraî faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde
Türkiye'de yapılan teslim ve hizmetlerin KDV ye tabi olduğu,
6 ncı maddesinde işlemlerin Türkiye'de yapılmasının;
a) Malların teslim anında Türkiye'de bulunmasını,
b) Hizmetin Türkiye'de yapılmasını veya hizmetten Türkiye'de faydalanılmasını ifade ettiği
hükme bağlanmıştır.
8/8/2011 tarihinde yayımlanan 60 No.lu KDV Sirkülerinin "Yurtdışındaki İşlemler" başlıklı
(1.1.1.) bölümünde;
KDV Kanununun 1 ve 6 ncı maddelerine göre, yurtdışında gerçekleşen mal teslimleri ile yurt
dışında ifa edilip yine yurtdışında yararlanılan hizmetler KDV'nin konusuna girmemektedir.
Türkiye'de yapılmayan işlemin bedeli üzerinden KDV hesaplanması veya böyle bir işlemin
Kanundaki herhangi bir istisna hükmü ile ilişkilendirilmesi söz konusu değildir.
Buna göre, Türkiye'deki bir mükellefin;
.....
- Yurt dışındaki bir firmanın doğrudan yurt dışındaki başka bir firmaya (mallar Türkiye'ye
gelmeksizin) yapacağı teslimlere ilişkin olarak verdiği aracılık hizmeti,
- Türkiye'deki başka bir firmanın personelini yurt dışına götürmek suretiyle aynı sektörde
faaliyette bulunan yabancı firmalarla tanıştırma, bilgilendirme, eğitim şeklinde yurt dışında verdiği
danışmanlık hizmeti,
- Yurt dışındaki bir firmanın mallarının, yine yurt dışındaki bir başka firmaya
pazarlanmasına yönelik olarak yurt dışında verdiği satış komisyonculuğu hizmeti
Türkiye'de ifa edilmediğinden veya bu hizmetlerden Türkiye'de faydalanılmadığından
KDV'nin konusuna girmemektedir.
Türkiye'de serbest meslek faaliyeti dolayısıyla KDV mükellefi olan bir doktor veya avukatın,
Türkiye'de KDV mükellefi olan bir firmaya yurt dışında verdiği hizmetler de verginin konusuna
girmeyecektir."
açıklamalarına yer verilmiştir.
Bu hüküm ve açıklamalara göre, firmanızın Türkiye'de mukim bir firmaya, bu firmanın Çin
Halk Cumhuriyeti'nden Irak'a yapacağı transit ticaret ile ilgili olarak ürün bulup üreticilerle
irtibatını sağlama, pazarlık yapma, söz konusu ürünlerin sevkiyat öncesi istenen niteliklere sahip
olup olmadıklarına dair gözetim ve kontrol işlerini yapma ve bu işlerin koordinesi konusunda
vereceği hizmet yurtdışında gerçekleştirileceğinden ve söz konusu hizmetten de yurt dışında
faydalanılacağından KDV nin konusuna girmemektedir. Bu hizmetin bir kısmının Çin'de yerleşik bir
firmadan alınması durumunda bu işlem de KDV nin konusu girmeyecektir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise
bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz
dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi
için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.