Yurtdışında mukim olan firmalardan alınan danışmanlık hizmet faturalarının sorumlu sıfatı ile KDV'ye tabi olup olmayacağı ve Gelir Vergisi tevkifatı y

Özelge: Yıllara sari inşaat ve onarma işi aldığı istihkak
bedellerinden tevkif edilmiş bulunan vergilerin, yıllık gelir
vergisi beyannamesine göre hesaplanan gelir vergisinden
mahsubundan arta kalan tutarı teminat mektubu
vermeksizin, diğer vergi borçları
Sayı: 
B.07.0.GEL.0.40/4006-308-030875
Tarih: 
26/08/1998
T.C.
MALİYE BAKANLIĞI
Gelirler Genel Müdürlüğü
TARİH : 26.08.1998
SAYI : B.07.0.GEL.0.40/4006-308-030875
KONU : Mükelleflerin diğer vergi borçlarına ilişkin mahsup
taleplerinin hangi tarih itibariyle dikkate alınacağı hk.
ANKARA VALİLİĞİ
(Defterdarlık : Vasıtasız Vergiler Gelir Müdürlüğüne)
İliniz ..... Vergi Dairesi Başkanlığı mükelleflerinden .....'ın ..... tarihli dilekçesi ile ekindeki ..... Vergi Dairesi Başkanlığına yazılan .....
tarih ve ..... sayılı müktezanızın incelenmesinden; 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 42'nci maddesi kapsamında yıllara sari inşaat ve
onarım işiyle uğraşan ödevlinin istihkaklarından kesilen vergilerin beyanname üzerinden hesaplanan gelir vergisinden mahsubundan
sonra arta kalan tutarın diğer vergi borçlarına mahsubu suretiyle iadesini talep ettiği anlaşılmıştır.
Mahsubu istenen tutarın, 1996 yılı için belirlenen 200.000.000 liralık sınırı aşması nedeniyle incelemeye sevk edilen söz konusu iade /
mahsup talebine ilişkin gecikme zammı uygulaması açısından esas alınacak mahsup tarihinin, mahsup talebine ilişkin dilekçe ile ilgili
belgelerin vergi dairesi kayıtlarına girdiği tarih değil, teminat verilmemesi nedeniyle, inceleme raporunun vergi dairesi kayıtlarına
girdiği tarih esas alınarak işlem yapıldığı anlaşıldığından aşağıdaki açıklamaların yapılması gerek duyulmuştur.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 4369 sayılı Kanunla değişmeden önceki 121'inci maddesinde, yıllık beyannamede gösterilen gelire
dahil kazanç ve iratlardan bu Kanuna göre kesilmiş veya götürü usulde tespit edilmiş olan kazanç ve ücretler dolayısıyla ödenmiş
bulunan vergilerin beyanname üzerinden hesaplanan gelir vergisine mahsup edileceği, mahsubu yapılan miktarın (Götürü usulde
tespit edilen ticari ve mesleki kazançlar için ödenen vergi ile asgari zirai vergiden doğanlar hariç) gelir vergisinden fazla olması
durumunda aradaki farkın vergi dairesince mükellefe bildirileceği ve mükellefe tebliğ tarihinden itibaren bir yıl içinde müracaatı
üzerine kendisine red ve iade olunacağı hükme bağlanmıştır.
Konuya ilişkin olarak 22.07.1992 tarih ve 21292 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 169 seri no'lu Gelir Vergisi Genel Tebliğindeki
gerekli açıklamalar yapılmıştır.
Sözü edilen Tebliğin A/1 bölümünde yer alan açıklamalara göre, mükelleflerin mahsup taleplerine ilişkin dilekçelerine söz konusu
vergilerin ilgili vergi dairesince sorumlusu tarafından yatırılmış olduğu gösterir ilgili vergi dairesinden alınmış bir belgeyi eklemeleri
gerekmektedir. Ancak, bankalara yapılan ödemeler ile tam mükellefiyete tabi gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerine bankalarca
yapılan ödemelerden kesilen vergilerin iadesine ilişkin taleplere, söz konusu vergilerin ilgili vergi dairesine yatırılmış olduğuna dair
belge eklenmeyecek, vergi kesintisi yapılmış olduğunu gösteren bir belge yeterli olacaktır.
Tebliğin A/2 bölümünde de Gelir Vergisi Kanununun 42'nci maddesi kapsamına giren birden fazla takvim yılına sirayet eden inşaat ve
onarma işleri dolayısıyla alınan istihkak bedellerinden tevkif edilmiş bulunan vergilerin, yıllık gelir veya kurumlar vergisi
beyannamesinde gösterilen gelire dahil kazançlar üzerinden hesaplanan gelir veya kurumlar vergisinden mahsubu neticesinde,
mükellefe iadesi gereken bir verginin olması halinde, mahsuplar sonunda kalan ve tutarı 25.000.000 lira ve daha az olanların
tamamının teminat aranmaksızın ve inceleme yapılmaksızın iade edileceği, 25.000.000 lirayı aşan vergilerin ise 25.000.000 lirasının
tamamı ile fazlasının % 30'unun teminat aranmaksızın ve inceleme raporu beklenmeksizin red ve iadesinin yapılacağı, arta kalan
tutarın ise inceleme raporu beklenmeksizin mükellefin talebi üzerine "süresiz ve şartsız banka teminat mektubu" karşılığında red ve
iade edileceği açıklanmış bulunmaktadır. Sözü edilen tutarlar 07.03.1996 tarih ve 22573 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 194 seri
no'lu Gelir Vergisi Genel Tebliği ile 200.000.000 liraya yükseltilmiştir.
Yine aynı bölümde açıklandığı üzere; mükelleflerin gerekli belgelerle birlikte yaptığı mahsup talepleri, dilekçenin vergi dairesi
kayıtlarına girdiği tarihten itibaren hüküm ifade edecek ve mahsup bu tarih itibariyle yapılmış sayılacaktır. Bu tarihten, itibaren,
mükelleflerin iade olunacak alacaklarından mahsubunu talep ettikleri vergi borçları için gecikme zammı uygulanmayacaktır.
Bu açıklamalara göre; yıllara sari inşaat ve onarma işi aldığı istihkak bedellerinden tevkif edilmiş bulunan vergilerin, yıllık gelir vergisi
beyannamesine göre hesaplanan gelir vergisinden mahsubundan arta kalan tutarı teminat mektubu vermeksizin, diğer vergi
borçlarına mahsuben iadesini isteyen adı geçen mükellefin, yapılan vergi incelemesi sonucunda yerinde bulunan mahsup talebinin,
mahsup dilekçesinin 169 seri No.lu Gelir Vergisi GenelÖzelge: Yurtdışında mukim olan firmalardan alınan
danışmanlık hizmet faturalarının sorumlu sıfatı ile KDV'ye
tabi olup olmayacağı ve Gelir Vergisi tevkifatı yapılıp
yapılmayacağı hk.
Sayı: 
B.07.1.GİB.4.34.17.01-KDV.06.-1870
Tarih: 
25/10/2011
 
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
MÜKELLEF HİZMETLERİ KATMA DEĞER VERGİSİ GRUP MÜDÜRLÜĞÜ
 
   
Sayı : B.07.1.GİB.4.34.17.01-KDV.06.-1870 25/10/2011
Konu : Yurtdışında mukim olan firmalardan alınan danışmanlık  
hizmet faturalarının sorumlu sıfatı ile KDV'ye tabi olup
olmayacağı ve Gelir Vergisi tevkifatı yapılıp yapılmayacağı
hakkında
 
            İlgide kayıtlı özelge talep formunda; Yunanistan pazarında ürünlerinizin satışı için bu ülkede
mukim bir şahıs firması tarafından Şirketinize verilen danışmanlık hizmeti karşılığında 7.000 Euro
tutarında bir fatura düzenlendiği belirtilerek, söz konusu hizmet alım faturasında gelir vergisi ve
katma değer vergisi (KDV) tevkifatı yapılıp yapılmayacağı konusunda Başkanlığımız görüşü talep
edilmektedir.
            Gelir Vergisi Kanunu Yönünden:
            193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun "Mükellefler ve Mevzu" başlıklı 6 ncı maddesinde;
Türkiye'de yerleşmiş olmayan gerçek kişilerin sadece Türkiye'de elde ettikleri kazanç ve iratlar
üzerinden vergilendirileceği, aynı Kanunun 7 nci maddesinde, serbest meslek kazançlarının
Türkiye'de elde edilmesinin, serbest meslek faaliyetlerinin Türkiye'de icra edilmesi veya
değerlendirilmesi şartlarına bağlı olduğu hükme bağlanmış, aynı Kanunun 65 inci maddesinde ise
serbest meslek faaliyeti; sermayeden ziyade şahsi mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa
dayanan ve ticari mahiyette olmayan işlerin işverene tabi olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi
nam ve hesabına yapılması şeklinde tanımlanmıştır.
            Aynı Kanunun "Vergi Tevkifatı" başlıklı 94 üncü maddesinde de; "Kamu idare ve
müesseseleri, iktisadî kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler,
vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadî işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek
gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço
veya ziraî işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler aşağıdaki bentlerde sayılan ödemeleri
(avans olarak ödenenler dahil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir
vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecburdurlar." denilmiş olup, aynı maddenin 2/b
bendinde.yaptıkları serbest meslek işleri dolayısıyla bu işleri icra edenlere yapılan ödemeler
tevkifat kapsamındaki ödemeler arasında sayılmış, tevkifat oranı ise 3/2/2009 tarihinden itibaren
yürürlüğe girmek üzere 2009/14592 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile %20 olarak belirlenmiştir.
            Öte yandan, 2/3/1996 tarih ve 25390 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 1/1/2005 tarihinden
itibaren uygulanmakta olan " Türkiye Cumhuriyeti ile Yunanistan Cumhuriyeti Arasında Gelir
Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmasının "Serbest Meslek
Faaliyeti"başlıklı 14 üncü maddesinde;
            "1. Bir Akit Devlet mukiminin serbest meslek faaliyetleri veya bağımsız nitelikteki diğerfaaliyetleri dolayısıyla elde ettiği gelir, yalnızca bu Akit Devlette vergilendirilecektir.
            Bununla beraber bu hizmet veya faaliyetler diğer Akit Devlette icra edilirse ve eğer:
            1-kişi, bu diğer Akit Devlette söz konusu faaliyetleri icra etmek amacıyla sürekli
kullanabileceği sabit bir yere sahip ise; veya
            2-kişi, bu diğer Akit Devlette, söz konusu hizmet veya faaliyetleri icra etmek amacıyla, ilgili
mali yıl içinde başlayan veyabiten herhangi bir 12 aylık dönemde, bir veya birkaç seferde toplam
183 günü aşan bir süre kalırsa,
            söz konusu gelir aynı zamanda bu diğer Akit Devlette de vergilendirilebilir.
            Böyle bir durumda, olayına göre, ya yalnızca söz konusu sabit yere atfedilebilen gelir, ya da
yalnızca bu diğer Devlette bulunulan süre içinde icra edilen hizmet veya faaliyetlerden elde edilen
gelir, bu diğer Akit Devlette vergilendirilebilir...." açıklamaları yer almaktadır.
            Bu hükümlere göre, Yunanistan mukimi şahıstan alınan danışmanlık hizmeti "serbest meslek
faaliyeti" olarak değerlendirilecek olup danışmanlık hizmeti veren kişinin faaliyetlerini icra etmek
amacıyla Türkiye'de sürekli kullanabileceği sabit bir yere sahip olmaması ve bu hizmeti nedeniyle
Türkiye'de ilgili mali yıl içinde başlayan veya biten herhangi bir 12 aylık dönemde, bir veya birkaç
seferde toplam 183 günü aşmamak üzere kalması kaydıyla, söz konusu kazançların yalnızca
Yunanistan'da vergilendirilmesi, söz konusu şartlardan birinin ihlali halinde ise Yunanistan mukimi
tarafından verilen hizmetler karşılığı yapılan ödemeler üzerinden Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü
maddesinin ikinci fıkrasının (b) alt bendine göre %20 oranında tevkifat yapılması gerekmektedir.
            Çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmaları hükümleri, anlaşmaya taraf ülkelerde mukim
olanlara uygulandığından, Yunanistan teşebbüsünün Türkiye'de elde ettiği kazancın ilgili anlaşma
çerçevesinde vergiye tabi tutulabilmesiiçin Yunanistan'da tam mükellef olduğuna ilişkin ülkenin
yetkili makamlarından mukimlik belgesi alması, bu belgenin aslı ile noterce veya bu ülkelerdeki
Türk konsolosluklarınca tasdik edilecek Türkçe tercümesinin bir örneğini ilgili vergi dairesine veya
şirketinize ibraz etmesi, şirketinizce teslim alınan söz konusu mukimlik belgesinin gerektiğinde
yetkili makamlara ibraz edilmek üzere muhafaza edilmesi, mukimlik belgesinin ibraz edilememesi
durumunda ise ilgili anlaşma hükümleri yerine iç mevzuat hükümlerinin uygulanması
gerekmektedir.
            Katma Değer Vergisi Yönünden:
            KDV Kanununun;
            1/2 inci maddesinde; her türlü mal ve hizmet ithalatının KDV ye tabi olduğu,
            4 üncü maddesinde; hizmetin, teslim ve teslim sayılan haller ile mal ithalatı dışında kalan
işlemler olduğu ve bu işlemlerin bir şeyi yapmak işlemek, meydana getirmek, imal etmek, bir şeyi
yapmamayı taahhüt etmek gibi şekillerde gerçekleşebileceği,
            6/b maddesinde ise; hizmet işlemlerinde, hizmetin Türkiye'de yapılmasını veya hizmetten
Türkiye'de faydalanılmasının işlemin Türkiye'de yapılmasını ifade ettiği
            hükme bağlanmıştır.
            Söz konusu hükümler çerçevesinde;
            KDV Kanununun 1 ve 6 ncı maddelerine göre, Türkiye'de ifa edilmeyen veya Türkiye'de
faydalanılmayan hizmetler KDV nin konusuna girmemektedir. Ancak, Türkiye'de yapılan mal
teslimleri ile Türkiye'de yapılan veya yurt dışında yapılmakla birlikte Türkiye'de faydalanılan
hizmetler KDV ye tabidir. KDV nin konusuna giren bir teslim ve/veya hizmetin yabancı firmalara
yapılmış olması bu durumu değiştirmemekte ve vergilendirmeye engel teşkil etmemektedir.            Türkiye'de yapılan ancak yurt dışında faydalanılan hizmetler ise KDV nin konusuna girmekle
birlikte Kanunun 12/2 nci maddesindeki şartları taşımak kaydıyla Kanunun 11/1-a maddesi uyarınca
KDV den istisna bulunmaktadır.
            Öte yandan, yurtdışından sağlanan hizmetlerin vergilendirilmesine yönelik açıklamaların yer
aldığı 15 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinin (C) bölümünde, yurt dışındaki firmalara yaptırılan
hizmetlerden, Türkiye'de yapılan veya faydalanılan hizmetlerin Türkiye'de ifa edilmiş sayılacağı ve
işleme ait verginin hizmeti ifa eden firmanın Türkiye'de ikametgahı, işyeri, kanuni merkezi ve iş
merkezi bulunmaması halinde Kanunun 9 uncu maddesi gereğince hizmetten faydalanan yurt
içindeki muhatap tarafından bağlı bulunulan vergi dairesine sorumlu sıfatıyla beyan edilip
ödeneceği belirtilmiştir.
            Ancak, Şirketiniz tarafından ihraç edilen ürünlerin yurtdışında pazarlanmasına yönelik
olarak, yine yurtdışından alınan danışmanlık hizmeti, hizmet yurtdışında ifa edildiğinden ve
hizmetten de yurtdışında yararlanıldığından KDV nin konusuna girmemektedir.
            Bu itibarla,  bu hizmet karşılığında yurtdşındaki firmaya yapacağız ödemeler üzerinden
sorumlu sıfatıyla KDV hesaplanıp beyan edilmesine gerek bulunmamaktadır.
            Bilgi edinilmesini  rica ederim.
 
 
(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise
bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz
dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi
için gecikme faizi hesaplanmayacaktır. Tebliğinin A/1 bölümünde belirtilen belgelerle birlikte bağlı bulunduğu vergi
dairesi kayıtlarına girdiği tarih itibariyle yerine getirildiğinin kabul edilmesi, dolayısıyla dilekçe tarihinden itibaren, mahsup talebinin
yapıldığı diğer vergi borçları için gecikme zammının uygulanmaması gerekmektedir.
Öte yandan, vergi inceleme raporu sonucuna göre ortaya çıkan iade tutarının mükellefin talep ettiği mahsup tutarından az olması
halinde aradaki fark için gecikme zammı uygulanacağı tabiidir.
Bilgi edinilmesini ve durumun adı geçene de duyurulmasını rica ederim.
Bakan a.
Daire Başkanı