Yurtdışından alınan analiz hizmetlerinin KV ve KDV karşısındaki durumu hk.

Özelge: Yurtdışından alınan analiz hizmetlerinin KV ve KDV
karşısındaki durumu hk.
Sayı: 
84974990-130[1-2013/18]]-473
Tarih: 
08/05/2014
 
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri KDV ve Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü)
 
   
Sayı : 84974990-130[1-2013/18]]-473 08/05/2014
Konu : Yurtdışından alınan analiz hizmetlerinin KV ve KDV  
karşısındaki durumu.
 
            İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda; firmanızın Türkiye'de faaliyette bulunan firmalardan
alınan duman, toz, baca gazı ve atık ölçüm numunelerini analiz için yurtdışındaki firmalara
gönderdiği, yurtdışındaki firmalardan alınan analiz sonuçlarını da Türkiye'deki firmalara ilettiği
belirtilerek, söz konusu hizmetin kurumlar vergisi ve katma değer vergisi (KDV) karşısındaki
durumuna ilişkin görüş talep edilmektedir.
            A- Kurumlar Vergisi Kanunu Yönünden Değerlendirme:
            5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 3'üncü maddesinin ikinci fıkrasında; Kanunun
1'inci maddesinde yazılı kurumlardan, kanuni ve iş merkezlerinden her ikisi de Türkiye'de
bulunmayanların, dar mükellefiyet esasında sadece Türkiye'de elde ettikleri kazançlar üzerinden
vergilendirileceği hükmü yer almıştır.
            Dar mükellefiyet mevzuuna giren kurum kazançları aynı maddenin 3 numaralı fıkrasında
bentler halinde belirtilmiş olup, söz konusu fıkranın (c) bendinde; "Türkiye'de elde edilen serbest
meslek kazançları" sayılmıştır.
            Aynı maddenin 4 numaralı fıkrasında ise, "Bu maddede belirtilen kazanç veya iratlar ile gelir
unsurlarının Türkiye'de elde edilmesi ve Türkiye'de daimî temsilci bulundurulması konularında,
31/12/1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun ilgili hükümleri uygulanır." hükmü yer
almıştır.
            Öte yandan, aynı Kanunun 30'uncu maddesinde, dar mükellefiyete tabi kurumların maddede
sayılan kazanç ve iratları üzerinden, bu kazanç ve iratları avanslar da dahil olmak üzere nakden
veya hesaben ödeyen veya tahakkuk ettirenler tarafından kurumlar vergisi kesintisi yapılacağı
hükme bağlanmış; bu maddenin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca dar mükellefiyete tabi
kurumların serbest meslek kazançları üzerinden kurumlar vergisi tevkifatı yapılması öngörülmüş
olup, 12.01.2009 tarihli ve 2009/14593 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile serbest meslek kazançları
üzerinden yapılacak tevkifat oranı petrol arama faaliyetleri dolayısıyla sağlanacak serbest meslek
kazançlarından % 5, diğer serbest meslek kazançlarından % 20 olarak belirlenmiştir.
            Bu itibarla, yurt dışında mukim yabancı firmalardan firmanıza verilen duman, toz, baca gazı
ve atık ölçüm numunelerinin analizi hizmetlerinin serbest meslek faaliyeti olarak değerlendirilmesi
ve bu hizmetler karşılığında ilgili firmalara yapılan ödemeler üzerinden Kurumlar Vergisi
Kanunu'nun 30'uncu maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca % 20 oranında vergi kesintisi
yapılması gerekmektedir.
            Diğer taraftan, hizmet veren yurtdışı firmasının mukim olduğu ülke ile Türkiye Cumhuriyetiarasında Gelir ve Servet Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmasının
mevcut olması halinde, söz konusu faaliyetlere ilişkin olarak yapılan ödemeler üzerinden tevkifat
yapılıp yapılmayacağı hususunun ilgili ülkeler ile yapılan anlaşmalar çerçevesinde ayrı ayrı
değerlendirileceği tabiidir.
            B- KDV Kanunu Yönünden Değerlendirme:
            3065 sayılı KDV Kanununun;
            -1/1 maddesinde; ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde
Türkiye'de yapılan teslim ve hizmetlerin KDV'ye tabi olduğu, 1/2 maddesinde, her türlü mal ve
hizmet ithalinin KDV'ye tabi olduğu,
            -6/b maddesinde, hizmetin Türkiye'de yapılmasının veya hizmetten Türkiye'de
faydalanılmasının işlemlerin Türkiye'de yapıldığını ifade ettiği,
            -9 uncu maddesinde, mükellefin Türkiye içinde ikametgâhının, işyerinin, kanunî merkezi ve
iş merkezinin bulunmaması hallerinde ve gerekli görülen diğer hallerde Maliye Bakanlığının, vergi
alacağının emniyet altına alınması amacıyla, vergiye tabi işlemlere taraf olanları verginin
ödenmesinden sorumlu tutabileceği,
            hükümlerine yer verilmiştir.
            Diğer taraftan 14.04.2012 tarih ve 28264 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 117 Seri No.lu
KDV Genel Tebliğinin; "2.1. İkametgahı, İşyeri, Kanuni Merkezi ve İş Merkezi Türkiye'de
Bulunmayanlar Tarafından Yapılan İşlemler" başlıklı bölümünde;
            "2.1.1. KDV Kanununun 1 inci maddesine göre bir hizmetin KDV'nin konusuna girebilmesi
için Türkiye'de ifa edilmesi gerekmektedir. Aynı Kanunun (6/b) maddesinde ise Türkiye'de yapılan
veya faydalanılan hizmetlerin Türkiye'de ifa edilmiş sayılacağı hükme bağlanmıştır.
            Buna göre, ikametgâhı, işyeri, kanuni merkezi ve iş merkezi Türkiye'de bulunmayanların
Türkiye'de yaptığı hizmetler ile bunların yurt dışında yaptığı ancak Türkiye'de faydalanılan
hizmetler KDV'ye tabi olacaktır.
            Bu gibi hizmet ifalarında mükellef, esas olarak hizmeti ifa eden olmakla birlikte, Türkiye'de
ikametgâhı, işyeri, kanuni merkezi ve iş merkezi bulunmadığından, KDV'nin tamamı, hizmetten
faydalanan yurt içindeki muhatap tarafından sorumlu sıfatıyla beyan edilip ödenecektir.
            Hizmetin vergiden müstesna olması ve hizmetin yurt dışında yapılıp hizmetten yurt dışında
faydalanılması halinde, mükellef veya sorumlu sıfatıyla KDV beyan edilmeyecektir.
            2.1.2. KDV'nin sorumlu sıfatıyla beyan edilmesi için hizmetten Türkiye'de faydalanan
muhatabın KDV mükellefi olması şart değildir. KDV mükellefiyeti bulunmayanlar da söz konusu
hizmetler nedeniyle KDV tevkifatı yaparak 2 No.lu KDV beyannamesi ile beyan etmek ve ödemek
zorundadır."
            açıklamalarına yer verilmiştir.
            Buna göre, yurt dışında mukim firmalardan temin edilen ve Türkiye'de faydalanılan analiz
hizmetleri Kanunun 1/1 inci maddesine göre KDV ye tabi olup bu işlemden doğan KDV firmanız
tarafından sorumlu sıfatıyla 2 No.lu KDV Beyannamesi ile beyan edilerek ödenecektir. Firmanız
tarafından beyan edilen KDV nin Kanunun 29 ila 34 üncü maddelerindeki hükümler çerçevesinde
indirim konusu yapılması mümkün bulunmaktadır.
            Bilgi edinilmesini rica ederim.
  
(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise
bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz
dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi
için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.