Aktif abonelerden alınan güvence bedelinin (Depozito niteliği taşıyan) VUK'un hangi değerleme ölçüsü ile yapılacağı hk.
Özelge: Aktif abonelerden alınan güvence bedelinin
(Depozito niteliği taşıyan) VUK'un hangi değerleme ölçüsü
ile yapılacağı hk.
Sayı:
71387770-105[258-2013/48]-28
Tarih:
22/08/2013
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
DİYARBAKIR VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
MÜKELLEF HİZMTELERİ GRUP MÜDÜRLÜĞÜ
Sayı : 71387770-105[258-2013/48]-28 22/08/2013
Konu : Aktif abonelerden alınan güvence bedelinin (Depozito
niteliği taşıyan) VUK?un hangi değerleme ölçüsü ile
yapılacağı.
İlgide kayıtlı özelge talep formunda, şirketinizin 4646 sayılı Doğalgaz Piyasası Kanunu
kapsamında Enerji Piyasası Düzenleme Kurumundan 10.05.2007 tarihinden itibaren 30 (Otuz) yıl
süre ile geçerli olmak üzere almış olduğu 10.05.2007 tarih ... sayılı Dağıtım Lisansı kapsamında ...
şehrinde oluşan dağıtım bölgesinde doğalgaz dağıtım faaliyeti yürütmekte olduğunuz, bu
faaliyetiniz dolayısıyla abonelerinizden Doğalgaz Piyasası Dağıtım ve Müşteri Hizmetleri
Yönetmeliğinin 39 uncu maddesindeki hüküm çerçevesinde alacaklarınızı garanti altına almak
amacıyla abonelik sözleşmesinin imzalanması sırasında güvence bedellleri aldığınız, söz konusu
sözleşmenin iptali halinde alınan bedelleri TUİK'in aylık TÜFE artış oranına göre güncelleştirerek
abonelerinize iade ettiğiniz ve alınan güvence bedeli ile güncelleştirme yapılarak ödenen güvence
bedeli arasındaki farkı güncelleştirmiş tutarı ödediğiniz tarihte kurum kazancınızın tespitinde gider
olarak dikkate aldığınız belirtilerek; ilgili hesap dönemi sonunda abonelik sözleşmesi aktif olan
abonelerden alınan güvence bedellerinin alındığı tarihten itibaren hesap dönemleri sonunda TÜFE
artış oranı ile güncelleştirilmesi halinde, fark güncelleştirme tutarının kurum kazancının tespitinde
gider olarak dikkate alınıp alınmayacağı ve depozito niteliği taşıyan bu bedellerin değerlemesi
yapılırken Vergi Usul Kanununda yer alan değerleme hükümlerinden hangisinin dikkate alınacağı
hususlarında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.
I-KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunun 6 ncı maddesinde, kurumlar vergisinin mükelleflerin
bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı ve safi kurum
kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı
hükme bağlanmıştır.
Gelir Vergisi Kanununun "Bilanço Esasında Ticari Kazancın Tespiti" başlıklı 38 inci
maddesinde ise; bilanço esasına göre ticari kazancın, teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi
sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müspet fark olduğu, bu dönem zarfında sahip veya
sahiplerce işletmeye ilave olunan değerlerin bu farktan indirileceği, işletmeden çekilen değerlerin
ise farka ilave olunacağı, ticari kazancın bu suretle tespit edilmesi sırasında, Vergi Usul Kanununun
değerlemeye ait hükümleri ile bu Kanunun 40 ve 41 inci maddeleri hükümlerine uyulacağı hükme
bağlanmıştır. Anılan Kanunun 40 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde, ticari
kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin, safi ticari kazancın
tespitinde indirilecek gider olarak kabul edileceği belirlenmiştir.
Gelirin elde edilmesinde tahakkuk ilkesi, gelirin mahiyet ve tutar itibariyle kesinleşmesi yani
geliri doğuran işlemin eksiksiz tekemmül etmesi olup, ticari kazancın elde edilmesinde tahakkukesası benimsenerek gelirin mahiyet ve tutar itibariyle kesinlik kazanması aranmıştır.
Bu hüküm ve açıklamalara göre, abonelerden alınan güvence bedellerinin Alınan Depozite
ve Teminatlar hesabında takip edilmesi mümkün olup, güvence bedellerinin mevzuat vb. yatırım
araçlarında değerlendirilmesi halinde elde edilen gelirlerin kurum kazancına dahil edilerek
vergilendirilmesi gerekmektedir.
Öte yandan, abonelik sözleşmeleri aktif olan abonelerden alınan güvence bedelleri için bir
güncelleştirilme yapılamayacak olup, bu bedellere ilişkin olarak herhangi bir fark
oluşmayacağından kurum kazancınızın tespitinde gider olarak indirilmesi söz konusu olmayacaktır.
Ancak söz konusu güvence bedellerinin; abonelik sözleşmesinin iptali nedeniyle abonelere
güncelleştirilmiş değeri üzerinden iadesi halinde ise, güncelleştirme nedeniyle ilave olarak iade
edilen tutar, iadenin yapıldığı dönemde kurum kazancının tespitinde gider olarak yazılabilecektir.
II- VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 258 inci maddesinde değerleme, vergi matrahlarının
hesaplanmasıyla ilgili iktisadi kıymetlerin takdir ve tespiti olarak tanımlanmıştır.
Aynı Kanunun 285 inci maddesinde ise borçların, mezkûr maddede belirlenen esaslar
çerçevesinde mukayyet değerleriyle değerleneceği hükme bağlanmıştır. Mukayyet değer ise yine
aynı Kanunun 265 inci maddesinde, "... bir iktisadi kıymetin muhasebe kayıtlarında gösterilen hesap
değeridir." şeklinde tanımlanmıştır.
Diğer taraftan, 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile 4646 sayılı Doğal Gaz Piyasası
Kanununa dayanılarak çıkarılan "Doğal Gaz Piyasası Dağıtım ve Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği"nin
39 uncu maddesinde;
"Dağıtım şirketi, alacaklarını garanti altına alabilmek amacıyla, mekanik sayaç kullanan
abonelerden abonelik sözleşmesinin imzalanması sırasında bir defaya mahsus olmak üzere güvence
bedeli alabilir. Ancak ön ödemeli sayaç kullanan abonelerden güvence bedeli alınmaz.
Güvence bedeli, doğal gazı fiilen kullanmak üzere sözleşme yapan kişilerden veya bunların
yetkili temsilcilerinden alınır.
Güvence bedelleri ile bunların hesaplanmasına ilişkin usul ve esaslar, her yıl tarife önerisi
ile birlikte dağıtım şirketi tarafından Kuruma önerilir ve Kurul tarafından belirlenir.
Mal ve/veya hizmet üretim amaçlı doğal gaz kullanan aboneler ile serbest tüketiciler
güvence bedeli olarak nakit yerine banka kesin teminat mektubu da verebilir.
Abonelik sözleşmesi sona eren veya müşterinin muvafakati ile mekanik sayacı ön ödemeli
sayaç ile değiştirilen abonenin, dağıtım şirketinde bulunan güvence bedeli, tüm borçların ödenmiş
olması ve nakit olarak alınan güvence bedellerinin ise ilgili mevzuat çerçevesinde güncelleştirilmesi
kaydıyla, talep tarihinden itibaren beş gün içerisinde aboneye veya onun yetkili temsilcisine iade
edilir. Serbest tüketicilerden güvence bedeli alınıp alınmayacağı ve koşulları imzalanacak
sözleşmeler kapsamında serbestçe belirlenir."
denilmektedir.
Bu hükümler çerçevesinde müşteriden alınan güvence bedelinin güncelleştirilmesi ve bir
farkın hesaplanıp ödenmesi için müşterinin abonelik sözleşmesinin iptali ya da muvafakati ile
mekanik sayacın ön ödemeli sayaç ile değiştirilmesi durumunda borcunun bulunmaması ve güvence
bedellinin nakit olarak alınmış olması gerekmektedir.
Bu itibarla, abonelerden tahsil edilen güvence bedellerinin dönem sonunda, Vergi Usul
Kanununun 265 inci maddesinde düzenlemesi yapılan mukayyet değere ait hükümler ile 285 incimaddesindeki hüküm kapsamında değerlemesinin yapılması gerekmekte olup, bu düzenlemeler
dışında, başkaca bir değerleme ölçütünün kullanılması vergi kanunları açısından mümkün
bulunmamaktadır.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise
bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz
dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi
için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.